‘Ben insan değil miyim?’

Güncelleme Tarihi:

‘Ben insan değil miyim’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2023 07:00

Melis’in ikizleri sömestir tatilinde evde ortalığı birbirine kattı. Gizem’in kızı ‘korkunç 4’ döneminde. Peki, çocukların kriz anlarında ebeveynler gerçekten sakin kalabilir mi? Yoksa onların da bir sabır eşiği olduğunu göz önünde mi bulundurmalıyız?

Haberin Devamı

Melis: Gizem, sömestirin ikinci haftasına girdik, çocuklar hep benimle ve ben delirmek üzereyim. En sevmediğim huyum zaman zaman sinirlerimi kontrol edemeyip çocuklara bağırmam. Buna hiç hakkım olmadığını çok iyi biliyorum, epey de azaltmıştım. Ama gel gör ki bu bir haftada ‘salon kadını’ çizgimden kayma oranım epey arttı. Yemek yapıp, ortalığı toplayıp yazı başına oturduğum anda birbirlerine giriyorlar mesela. Evladım yapmayın, etmeyin. 20 dakika verin bana ki şu yazıyı yazayım. Yok, yok, yok! En son kendimi yine ciyaklarken buluyorum.

Gizem: Ben hiç anlatmayayım...  Sende hadi iki tane ve birbirleriyle dalaşıyorlar. Benimki tek kişilik dev kadro! 4 yaş sendromunun ayak sesleri gümbür gümbür tepemde. Gölgesiyle kavga ediyor ya! Ben bağırma hakkım olmadığını düşünmüyorum. Çocuğa hakaret etmeden, aşağılamadan, sabrımın bittiği noktada “Yeteeer, yoruldum” diye bağırıp “Ben de insanım” diye ağlampayı çok da insani buluyorum. Ancak bunu bile yaparken hep bir sakinleşmeliyim derdine düşüyorum. Bir bırakmadınız ki avaz avaz ağlayayım. Hep sizin “Onlar birey” laflarınızın sonuçları bunlar (gülüyor). Tanıdığım hiçbir birey benim tahammül sınırımı böyle zorlamıyor hayatta.

Haberin Devamı

Melis: Ben değil çocuk psikologları diyor bacım, ben ne yapayım?

Gizem: Sen
o anaların bayrakla koşanısın Melis, ödün kopuyor travmaları olacak diye.

Melis: Ama bak diyorlar ki: “Çocuk duygularını regüle etmeyi, kendini sakinleştirmeyi bilemez. Siz yetişkin olarak bunu yapmalısınız.”

Gizem: Evet, ben de biliyorum onu. Sen yapabiliyor musun yetişkin olarak? Misal, tam böyle vücudundaki tüm kan beynine nüfuz etmişken derin nefes alıp verebiliyor musun?

Melis: Yani, bazen (gülüyor)...
Biliyorsun, Ferhat çok yoğun çalıştığı için evin çoğu işi bende. Alışveriş, yemek, çamaşır, doktor işleri…
E, bir yandan
kendi işlerim var.
O sırada bir tencere yemeği yere döken ya da kardeşinin parmağını büken bir çocuk adrenalinimi fırlatıyor tabii. “Yavrum biliyorum kazayla oldu ama bir dahakine şöyle dikkat edersen böyle olmaz” diye mantıklı mantıklı anlatamıyorsun ki her zaman.

Haberin Devamı

Gizem: Yetişkiniz diye biz insan
değil miyiz anlamıyorum ki!

Melis: Tabii ben duramadım, bunu işin uzmanına sordum “Adrenalin tavan yaptığında biz nasıl sakinleşeceğiz hocam” diye. Bayağı işimize yarayabilecek bilgiler aldım.

‘Sorumluluk paylaşılmalı ki tahammülsüzlük oluşmasın’

*Öncelikle bu devirde anne-baba olmanın zorluklarını iyi idrak edip kendimize karşı daha şefkatli olalım.

*Elbette zaman zaman tahammülsüz olabiliriz. Anne-babayla çocuk ilişkisinde her zaman, her şeyi hoş görebilmek ne mümkün ne de gerçekçi. Eğer öyle oluyorsa ya biz çok alttan alıyoruzdur ya da çocuklar gerektiğinden çok daha fazla uyumlanmıştır ki iki durum da endişe vericidir aslında.

Haberin Devamı

*Çocukların büyürken bizlerle çatışmaya da ihtiyacı vardır. Kritik olan, tartışmalarda belli bir adap içinde kalabilmektir.

*Çocuktur/ergendir, her an, her şeyi yapabilir. Ama sıklıkla ve istemediğimiz tepkiler veriyorsak sakin bir zamanımızda bu konu üzerinde düşünmekte, bazı prensipler belirlemekte ve önlemler almakta fayda var.

*Çocuklarımıza çok fazla odaklanıp kendimizi ihmal ediyoruz. Oysa önce bizim hayattan beslenebilmemiz lazım. Kendimize  zaman ayırmayı ihmal etmemeliyiz.

*Yorgun olduğumuzda veya iyi hissetmediğimizde bunu açıklıkla söylemeliyiz. Sorumlulukları paylaşabilmeli ya da başkasına devredebilmeliyiz. Anne-babalar evle ve çocuklarla ilgili sorumlulukları paylaşmalı ki tahammülsüzlük noktasına gelmesinler.

Haberin Devamı

*Tahammül sınırımızın ne olduğunu iyi fark etmeliyiz.

*Kendimizi en çabuk, en kolay ve en iyi nasıl yatıştırabileceğimizi bulmalıyız. Nefes teknikleri, yürüyüş, bulmaca, boyama, örme gibi basit etkinlikler sandığımızdan  iyi gelebilir.

*Ne olursa olsun ne fiziksel ne sözel şiddet (kişiliğe hakaret gibi) göstermemeye karar verip bu prensibi çiğnememekte kararlı olmamız lazım.

*Yetişkin olarak zorlayıcı bir davranışla karşılaştığımızda olayı yatıştırma veya tırmandırmama sorumluluğu bizdedir. Zorlayıcı anlarda ‘Tırmandırmayı değil yatıştırmayı seçiyorum’ diye kendimizi telkin etmeyi deneyebiliriz.

*Her olaya hemen o anda mutlaka tepki vermek gerekmez. “Şu an çok kızgınım, seni kırmak istemiyorum, bu konuyu kapamıyorum, daha sakin bir zamanda konuşacağız” diyebiliriz.

Haberin Devamı

*Bizi asıl neyin kızdırdığını iyi tespit etmek önemlidir. Maalesef sıklıkla başka şeylere kızıp acısını ailemizden çıkarabiliyoruz.

*Çocukların şımarıklıklarına ve gürültülerine tahammül edemiyorsak, eğer birbirlerine zarar verme ihtimalleri yoksa, bir süre onlara odaklanmayıp kulaklıkla müzik dinleyebiliriz. Hatta müzik dinleyerek yemek yapabiliriz. Hem her şeyi duymamış hem müzikle sakinleşip dengelenmiş olursunuz.

*Her şeyi düzeltmeye çalışmaya gerek yok. En önemli sorumluluğumuz her şeyi düzeltmek değil, çocuklarımızla sevgi dolu zamanlar geçirmek.

BAKMADAN GEÇME!