PLANLAR ALTÜST

Güncelleme Tarihi:

PLANLAR ALTÜST
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2022 09:17

Ne gelirse çiftçinin başına geliyor. Suriye’ye operasyon düzenleniyor, uçak düşüyor Antalya’daki çiftçi etkileniyor. Rusya Ukrayna’ya savaş açıyor Antalya’daki yaş sebze üreticisinin bir yıllık emeği heba oluyor.

Haberin Devamı

Hal esnafının bir sözü var, “Bomba Ukrayna’ya düştü, Antalya’yı vurdu”. Sebebi ne olursa olsun savaşa hayır. En güçlü sesle SAVAŞA HAYIIIR. Savaşın bir an önce sonlandırılmasını, birbiriyle sorunu olan ülkelerin diplomatik yollarla sorunlarını çözmesini diliyorum.
Giden canların yanında bu savaşın bir de ekonomik boyutu var tabii. Hem savaşan ülkeler için hem Türkiye gibi en yakın bölgedeki ülkeler için hem de dünya için.
300 bin dekarda örtüaltı tarımın yapıldığı Antalya’da patlıcandan domatese, biberden salatalığa, kesme çiçekten kabağa, muza bir çok sebze ve meyve üretiliyor. Bazı ürünlerin hedef pazarı ise Rusya ve Ukrayna. Yani dikenli salatalık, Kaliforniya biberi gibi bazı ürünler sadece Rusya ve Ukrayna pazarı için üretiliyor.
Türkiye’de 14 milyon tona yakın domates üretiyoruz, bunun 650 bin tonunu ihraç ediyoruz. Ürettiğimiz 900 bin ton biberin yaklaşık 300 bin tonunu ihraç ediyoruz. 3 milyar dolarlık yaş meyve sebze ihracatımızın 3’te birini Rusya’ya yapıyoruz.

Haberin Devamı

İÇ PAZARDA FİYATLAR GERİLEDİ AMA…
Gazipaşa’da Rusya, Ukrayna pazarı için dikilen 12 milyon dikenli salatalık fidesi, yaklaşık 65 bin ton dikenli salatalık pazar kapanınca şimdi çöp oldu. Geçen haftalarda 8-10 liraya halde fiyat gören dikenli salatalık, geçtiğimiz pazar günü fiyatlandırılamadı. Pazartesi günü ise 3 TL’den fiyatlandırıldı. Yine hedef pazarı Rusya Ukrayna olan Kaliforniya biberin fiyatı 23 TL’den 10 TL’ye geriledi.
Antalya hallerinde 23 Şubat’ta 8-11 TL olan tekli domatesin fiyatı 2 Mart’ta 5-8 TL, 9 TL olan kabağın fiyatı 6 TL ve 13.70 TL olan sivri biberin fiyatı 10 TL’ye geriledi. İhracat deyince sadece ihracatçılar gelmesin akla. Tohumdan fidesine, gübreden nakliyesine, komisyoncusundan ambalaj sektörüne kadar domino etkisiyle geniş kesimi ilgilendiren bir durum söz konusu. Antalya için ihracat üreticinin üretimde motivasyonu. İhracat durursa belki bir süreliğine bazı ürünleri ucuza yeriz ama çiftçiyi küstürürsek bir sonraki seneye ya ürün bulamayız ya da bulduğumuz ürünü çok pahalıya yeriz.
Zaten en büyük pazarımız Rusya’ya kotalarla, yasaklarla ilerleyen bir ihracatımız vardı. Bunun üzerine bir ve savaş gelince olan üreticimize oldu. Şu an için mevsimsel nedenlerle ürün bolluğu yok ama 10 güne kadar havaların ısınmasıyla hasadı artacak yaş meyve sebze ne olacak? Bu, en büyük soru işaret olarak ortada duruyor.
İhracatçının önceliği daha önce gönderdiği ürünlerin parasını tahsil etmek. Savaş nedeniyle bu alacakları paranın akıbeti belirsiz. 10 bin ton ürün ise halen yolda, bunun da ne olacağı belli değil. Kredi Garanti Fonu’ndan faizsiz yararlanmak isteyen ihracatçılar, çek erteleme talebinde bulunuyor. İhracatçı bir de savaş dursun diye dua ediyor, çünkü elinden başka bir şey gelmiyor.

Haberin Devamı

ÖLMEZ AĞACINI ÖLDÜRMEYELİM
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımladı. Bu, kadim topraklarda binlerce yıldır varlığını sürdüren, 83 yıl önce yasayla güvence altına alınan zeytinciliği yok etmeye yönelik bir yönetmelik.
Biz yıllarca “zeytinyağlı yiyemem aman basma da fistan giyemem aman” türküsüyle oynattılar. Şimdi de bu topraklarda bizden önce de var olan bölgenin doğal bitkisi zeytinleri hedef alıyoruz.
Türkiye’de zeytin ağacı varlığı her geçen gün artırılırken, dünyada zeytin üretiminde 4. ülke iken, sofralık zeytin ihracatı ve zeytinyağı ihracatında 5. sırada iken böyle bir karar niye alınır anlamak mümkün değil.
Yüzyıllarca insanlığa aş olmuş, ilaç olmuş, barışın simgesi olmuş, ticaretin ana unsuru olmuş zeytini, bir avuç kömüre değişmeyeceğimize, alternatif enerji kaynakları varken zeytini heba etmeyeceğimize, bu yanlıştan dönüleceğine inanıyorum.
Ölmez ağacı denilen, mitolojide, 4 kitapta adı geçen kutsal meyve saydığımız zeytin ağacı bizden önce de vardı bu topraklarda, bizden sonra da olacak, olmalı…
“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!