GeriSeyahat Yazı beklemeden Ayvalık’a gidin
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Yazı beklemeden Ayvalık’a gidin

Yazı beklemeden Ayvalık’a gidin

Ayvalık’ın tarih kokan sokaklarında dolaşın, Cunda Adası’nda eski kiliseleri gezin, Taş Kahve’de nefis bir kahvaltı edin. Ayvalık’ın tadını kışın da çıkarmak istiyorsanız rehberimize bir göz atın.

Kendinizi adeta evinizde hissedeceğiniz sıcak ve sevimli bir butik otelde günü selamlayın. Enfes bir Cunda kahvaltısı için Taş Kahve’nin yolunu tutun. Teneke tulumu, kelle peyniri, mis gibi Ayvalık zeytinyağının içinde keyif yapan zeytinler, organiğin atası tazecik salatalıklar, naneler, çeşit çeşit otlar, ev yapımı sarı ve kırmızı domates reçeli… Sizi Taş Kahve’de bekleyen kahvaltı dostlarından yalnızca birkaçı. Yok, eğer bunlar bana yetmez derseniz bu enfes kahvaltılıkların üzerine Ayvalık tostunu bir de memleketinde denemelisiniz. Bu mükellef kahvaltının ardından fazlaca kalori almış bünyenizi vurun Cunda’nın ara sokaklarına.

MANZARAYA KARŞI KİTAP OKUYUN

Önce Necdet Kent Kütüphanesi’ne uğrayın. Âdettendir, Ayvalık-Cunda manzarasına karşı üç-beş kitap karıştırın. Kütüphaneden çıkar çıkmaz soluğu Rahmi Koç tarafından restorasyonu yaptırılan değirmende alın. Bu kadar harekete bir fincan sıcak kahveyi hak ettiniz doğrusu. İyisi mi siz değirmenin içindeki kafede oturup birazcık soluklanın. Ben iflah olmaz bir maceraperestim diyenlerdenseniz Thea’dan kiralayacağınız bir yelkenliyle komşu Midilli’ye doğru seyre çıkın. Yok, eğer hava yağmurluysa denize çıkmak yerine Taş Kahve’ye geri dönün; taş, kâğıt ya da tavla oynayın. Hemen yan masadan Ayvalıklı bir dost edinin, iki lafın belini kırın.
Bütün bunları yapmak istemiyor, sadece ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirmek istiyorsanız tavsiyemiz, Ortunç Spa Hotel gibi butik bir otelde binbir çeşit masajın, aromatik terapilerin ve dingin atmosferin tadını çıkarmak.

RUM MİMARİSİ

Cunda’dan hevesinizi aldıysanız hiç vakit kaybetmeden rotanızı Ayvalık’a çevirin. Yine tadı-tuzu, balı-kaymağı yerinde bir kahvaltıdan sonra kendinizi Ayvalık’ın tarih dokulu sokaklarına atın. Eski kiliseleri gezin, Rum mimarisinin en yakın tanığı olun. Dilerseniz zeytinyağı fabrikalarının yolunu tutun. Zeytinyağı yapımını yerinde inceleyin, tadın, koklayın. Çok hoşunuza giderse eşe, dosta hediye alın. Öğle yemeği için adresiniz Ege’nin en lezzetli ot yemeklerini yapan Yörük Mehmet olsun. Tabii bu kadar sağlıklı beslenmenin bir de mükafatı olmalı. İmren Pastanesi’nin enfes lor tatlısıyla bir an olsun düşünmeden, kalori hesabına girmeden kendinizi ödüllendirin. Uslanmaz romantiklerdenseniz akşamüstüne doğru sevgilinizle Şeytan Sofrası’na çıkın. Ve bol tarçınlı, sıcak bir sahlep eşliğinde güneşi tatlı tatlı batırın. Güneş batıp da akşam olurken Bay Nihat’ta rakı-balığa oturun. Uykuya dalmadan, butik otelinize varmadan önce Moshos Taverna’da mola verin ve Yunan müzikleri eşliğinde ruhunuzu Yunanistan’a götürün.
Ayvalık-Cunda kaçamağınız bittiğinde boş yere üzüntü, kuruntu yapmayın. Çünkü bir buçuk saat uzaklığındaki Kaz Dağları ile 30 dakika uzaklığındaki Kozak Yaylası kollarını açmış bir vaziyette sizi bekliyor. Çam ağaçları arasında yürüyüşler yapın, zeytin toplayın, toplayamazsanız toplayanları seyredin. Ve İstanbul’a zımba gibi muhteşem bir dönüş yapın, dönüşünüz muhteşem olsun!

NEREYE GİTSEK?

Café / Restoranlar

* Taş Kahve
* Boncuk
* Cunda Balık Evi
* Bay Nihat
* Deniz
* Nesos
* Ayna
* Uno Cafe

Eller Havaya

* Moshos taverna
* 1888 fasıl
* Laterna

Oteller

* Madya
* Gule otel
* Sobe
* Siyah lale
* Ziyabey konağı
* Moshos
* Ortunc Rest/Spa/Hotel

False