Zeynel Balcı

Yabancı para girişleri tekrar başladı

21 Ocak 2024
İç piyasalarda olumlu hava sürüyor. Yabancı yatırımcıların pozitif hareketleri dikkat çekici. 12 Ocak ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 157.4 milyon dolar, tahvil bonoda 424.9 milyon dolarlık alım yaptılar. Tekrar alıma geçmeleri olumlu bir gelişme. Bunda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının son dönemde Türkiye ile ilgili açıkladıkları raporlar da etkili oldu. Bu aşamada yabancı yatırımcıların katkısıyla Borsa İstanbul’da olumlu havanın korunduğunu söylemek mümkün. Gelecek hafta ise 25 Ocak’taki PPK toplantısı dikkatle takip edilecek.

İç piyasalarda olumlu hava korunurken dikkatler yabancı yatırımcıların tavrına çevrilmiş durumda. Mayıs 2023’ten sonra yeni ekonomi yönetimi ve politikalarındaki değişiklikler iç ve dış finans çevrelerinden kabul görmüştü. Bunun en bariz ve somut emarelerinden biri yaklaşık üç aydır devam eden Türkiye’ye yabancı para girişleri olsa gerek.

TEKRAR ALIMA GEÇTİLER

12 Ocak ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 157.4 milyon dolar, tahvil bonoda 424.9 milyon dolarlık alım yaptılar. Bir önceki hafta tahvil bono ve hisse senetlerinde satış yapmışlardı. Bir haftalık aradan sonra yabancıların tekrar alıma geçmeleri olumlu bir gelişme. Kasım 2023’ten bu yana devam eden alımlar, bir tek 5 Ocak ile biten haftada kesintiye uğradı. Borsa İstanbul’da son günlerde bir yavaşlama görülse de yabancı yatırımcıların hisse senetlerindeki payı yüzde 36 seviyelerinde seyrediyor. Mayıs 2023’te ayında yüzde 27 seviyesindeydi.



Yabancı takas oranının çok yeterli olduğunu söylemek bu aşamada zor elbette. Hatırlanırsa geçtiğimiz yıllarda yüzde 60-70 seviyeleri görülmüştü. Bu gelişmelere paralel olarak; TCMB brüt rezervlerinde artış, kur korumalı mevduatta gerileme ve buna karşılık bankaların döviz mevduatlarında yatay bir seyir var. Para akışları aslında istenildiği gibi seyrediyor. TCMB’nin faiz artışı ve parasal sıkılaşma politikalarıyla TL’ye ilginin, yatırımların artması ekonomi yönetiminin öncelikli hedeflerinden biriydi. Bu henüz hedeflenen seviyelere ulaşmasa da belli ölçüde gerçekleşmiş durumda.

Yazının Devamını Oku

Borsa güç kazanıyor

14 Ocak 2024
Borsada tepki yükselişi banka hisseleri öncülüğünde devam ediyor. ABD’li bir yatırım bankasının dört özel Türk bankası için al tavsiyesi vermesiyle banka hisselerine gelen alımlar piyasanın geneline yansıdı ve BIST 100 Endeksi’ni 8 bin seviyelerine taşıdı. Cuma akşamı Moody’s’in Türkiye’nin kredi görünümünü yükseltmesi Borsa İstanbul’a olumlu yansıyabilir. S&P’den sonra Moody’s’den gelen bu değerlendirme ile 2024 yılı içinde Türkiye’nin kredi not artırım beklentileri daha da arttı.

BORSADA toparlanma devam ediyor. Para piyasaları daha sakin. Döviz kurlarında yükseliş eğilimi korunurken gösterge tahvil faizlerinde de kısa bir geri çekilmenin ardından yükseliş sürüyor. 25 Ocak’taki TCMB toplantısında faiz artırım beklentileri korunuyor. Bu açıdan tahvil faiz oranlarında yükseliş olağan bir gelişme. Buna karşılık bankalar mevduat faiz oranlarında gerileme yaşandığına dair haber akışları mevcut. Yüksek kredi faizlerine bağlı olarak bankalardaki kredi artışının mevduattaki yükselişin altında kalması ve kredi/mevduat oranlarında son aylardaki gerileme, bankaların mevduat faizlerini yavaşlatmış görülüyor. Bankaların satmakta zorlanacağı ürüne yüksek faiz ödemek istememeleri doğal bir durum. Diğer yandan aylık enflasyon yüzde 3’ün altına gerilemeye başladı. Bu eğilim devam ederse 2024 için yüzde 36’lık hedef, büyük olasılıkla tutturulacak gibi görünüyor. ‘Olağandışı bir gelişme olmazsa’ diye not düşmek lazım.

Yazın gıda fiyatlarındaki mevsimsellik etkisi ve petrol fiyatlarındaki düşüş de enflasyon açısından önemli olacak. Hedeflenen enflasyon düşüşü sağlanırsa faiz artışı için en önemli gerekçelerden biri zayıflayacaktır. Bankalar sadece gerileyen kredi/mevduat oranları için değil, ileriye yönelik olarak enflasyon beklentileri açısından da faizde gazdan ayağını çekmiş olabilirler. Bu görünümün borsaya olumlu yansıması beklenebilir. Bir süredir yüksek faiz Borsa İstanbul’a ciddi bir alternatif olarak görülüyordu.

FAİZ ÖNEMLİ BİR PARAMETRE

Önümüzdeki yerel seçim sonuçları her ne kadar yerel yöneticiler seçilecek olsa da bir nevi kamuoyu yoklaması niteliği taşıyor. Piyasaların önünde seçim sonrası çok önemli bir gündem kalmayacağı için ekonomik gelişmeler daha fazla fiyatlamalara konu olabilir. Yükselişin devam ettiği döviz kurlarında ise yine faiz en önemli parametrelerden biri olacak. Faizde yüksek seyrin en azından bir süre daha korunacak olması, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin henüz istenen düzeyde olmasa da başlaması, dış ticaret açığı ve cari açıktaki yükselişin yerini daha stabil görünüme bırakması, kur korumalı mevduattaki erime ve buna karşılık bankalarda döviz mevduatındaki yatay seyir, döviz kurlarının yükselişini sınırlayabilecek gelişmeler. Bankalardaki döviz mevduatı Ekim 2023’ten bu yana 175-176 milyar dolar seviyelerinde seyrediyor. Bu durum bireysel talepte bir artışın pek görülmediğini gösteriyor.

KKM’DEN GELEN DÖVİZE GİTMEDİ

Kur korumalı mevduatta Ağustos/2023 tarihinden bu yana yaklaşık 800 milyar TL’lik bir geri çekilme söz konusu. Bu, dolar bazında ise yaklaşık 30 milyar civarında bir rakama tekabül ediyor. Bu rakamlara bakarak kur korumalı mevduattan çözülen paranın dövize gitmediğini söylemek mümkün. O zaman döviz kurları neden yükseliyor cevabını devam eden dış ticaret ve cari açıkla birlikte yükselen TCMB brüt rezervleri gibi başka kalemlerde aramak gerekecek. Özetlersek; piyasa bozucu bir gelişme olmaz ise orta vadede ibrenin borsaya dönme olasılığı yüksek. Kısa vadede ise Borsa İstanbul banka hisselerinin etkisine girmiş durumda. Bir yabancı yatırım bankasının dört özel banka hissesi için hedefi yukarı çekip “al” tavsiyesinde bulunması BIST100 Endeksi’ni yukarı taşıyor. Kesinlikle tavsiye olmadığının altını çizerek söylemek gerekirse; Yabancı yatırımcı ilgisi devam ederse yine ilk akla gelen hisselerin bankalar olması muhtemeldir.  

Yazının Devamını Oku

Piyasalar yeni yıla temkinli başladı

7 Ocak 2024
Piyasalar yıla kararsız görünümle başladı. Dışarda risk iştahı zayıfladı, iç piyasalar ise kendi gündemine göre hareket ediyor. 12 Ocak’ta Moody’s’ten bir değerlendirme gelirse bunun not artışı değil daha çok görünümün yükseltilmesi şeklinde olacağı görüşleri mevcut. Bu gerçeklik kazandığı takdirde 2024 yılında kredi not artırım beklentilerini canlandıracağı için piyasalarda olumlu algıya neden olabilir.

2024’e umutlu giren piyasalarda yılın ilk haftasında kararsızlık görüldü. İç piyasalar kendi gündemine göre hareket ederken dış piyasalara duyarsızlığını sürdürüyor. Dış piyasalarda ise geçen yıl olumlu fiyatlanan “faiz indirim” beklentilerinin bir parça zayıflamasının etkisiyle risk iştahı azalmış durumda. ABD ve Avrupa merkez bankalarının bu yıl için faiz indirim beklentileri korunmakla birlikte olasılığı ve zamanı konusunda bir erteleme söz konusu. Olasılık yüzde 90’lardan yüzde 70’lere gerilerken mart ayı gibi başlaması beklenen faiz indirimlerinin haziran hatta yıl sonuna ertelenebileceği varsayımları öne çıktı. Bu kaygıya neden olan gelişmelere bakacak olursak; Son toplantıya ait Fed tutanaklarında üyelerin para politikasının bir süre kısıtlayıcı kalacağı ve faiz indirimlerinin verilere bağlı olacağı görüşlerine yer verildi. Bu durum faizlerin bir süre daha yüksek kalacağı beklentilerini de beraberinde getirdi.

ENFLASYONDA DÜŞÜŞ EĞİLİMİ DURDU

Diğer yandan enflasyondaki düşüş eğiliminin durması söz konusu. Baz etkisiyle de olsa Almanya ve Euro Bölgesi’nde yükselişler görüldü. Almanya’da geçici enflasyonu (TÜFE) aralıkta yıllık yüzde +3.7 (Beklenti: %+3.7, Önceki: %+3.2) olarak açıklanırken Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) yüzde 2.9’a yükseldi. Kasım ayında yüzde 2.4 idi. Diğer yandan ABD istihdam verileri beklentilerden daha iyi gelirken bu durum faiz indirim beklentilerini zayıflatıyor. Cuma günü ABD’de tarım dışı istihdamı aralıkta +216 bin kişi (Beklenti: +170 bin Önceki: +199 bin) olarak açıklandı. Beklentinin üzerinde gelen verinin ardından ABD tahvil faiz oranlarında hafif yükseliş, dolarda değer kazanımı görüldü. Almanya ve Euro Bölgesi PMI verilerinde hafif yükselişler görülse de 50 seviyesinin altında kalması ekonomide yavaşlama ölçüsü olarak kabul ediliyor. ABD’de ise özellikle hizmet sektörünün etkisiyle ekonomi canlılığını koruyor. Yumuşak iniş halen geçerli. Ancak biraz bardağın boş tarafına bakılırsa; ekonomik aktivite yüksek iken enflasyonda düşüşün sürdürülmesi veya düşük kalması ihtimali biraz zorlaşıyor. Bu da faiz indirimlerini engelleyen bir durum.

Bir süredir gerek ABD, gerekse Avrupa merkez bankaları yetkililerinden “enflasyonda erken kutlama ve faiz indirimlerinde aşırı iyimserlik” konusunda uyarılar geliyordu. Son verilerle bu uyarıların çok da haksız olmadığı anlaşılıyor. Bu açıdan önümüzdeki hafta ABD enflasyon verisi oldukça önemli olacak. Bilindiği üzere merkez bankaları faiz kararlarında istihdam ve enflasyon verileri en önemli referanslar arasında yer alır. Son gelişmelerle bir beklenti değişiminden çok erteleme olasılığından söz edilebilir. Belki önümüzdeki aylarda enflasyon, istihdam ve büyümeye dair yeni verilerle tekrar faiz indirim beklentileri güç kazanacak. Bunu zamanla göreceğiz.

KÜRESEL EKONOMİDE BEKLENTİLER GERİLEDİ

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye ve küresel ekonomi için 2024 yılı büyüme beklentilerini düşürdü. Açıklamanın detayında; Devam eden riskler ve belirsizliklere bağlı olarak küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2.4’e düşeceği tahmini yapıldı. Türkiye için ise, ekonomi yönetiminin enflasyon ile mücadele için para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırılması nedeniyle yüzde 2.7’e çekildiği görüşlerine yer verildi. Türkiye’nin büyümesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aynı fikirde. Şimşek, “2024’e baktığımız zaman, büyüme zayıf seyredecek. Enflasyonda düşüş devam edecek. Daha destekleyici finansal koşullar daha gevşek bir para politikasına evrileceğiz” dedi. Şimşek’in açıklamalarından faiz indirimleriyle küresel ekonomide daha iyi bir büyüme beklentisi hissediliyor.

Dış piyasalar ile şöyle bir özet geçmek mümkün. Bir süredir fiyatlanan ve borsalarda yükselişe, tahvil faizlerinde düşüşe neden olan merkez bankalarından “faiz indirimi” baz senaryo olarak kalacak ama hemen gerçekleşmeyecek. Dış borsaların son günlerdeki zayıflığının altında yatan gerekçe daha çok bu minval üzerine. Bu durum son iki aydır Türkiye’ye akmaya başlayan yabancı portföy yatırımlarının (sıcak para) seyrini etkiler mi? Yüksek faiz ve uygulanan ekonomik program yabancılar için cazibesini ne ölçüde koruyacak? Bunu da zaman içinde göreceğiz. Bir parça etkilemesi muhtemeldir. Türkiye’nin CDS priminin dış piyasa koşulları değişmeye başlayınca tekrar kritik seviye olan 300’ün üzerinde çıkması bunun bir sinyali olarak kabul edilebilir. Nitekim TCMB verilerine göre 2023 yılının son haftasında; Hisse senetlerinde 39.9 milyon dolar, tahvil bonoda 5.1 milyon dolarlık yabancı yatırımcı alımları gerçekleşirken son haftaların en düşük rakamı oldu. Biraz ilgi azalması söz konusu. Tabii ki gelecek haftalara da bakmak gerekecek.

Yazının Devamını Oku

Piyasalar yeni yıla umutla giriyor

31 Aralık 2023
2024’e girerken devreden bakiye her şeye rağmen fena sayılmaz. Deprem, savaş, seçimler gibi önemli sınavlar verilen bir 2023’ü geride bıraktık. Borsa İstanbul yılı primli kapatıyor. Özellikle son aylardaki gelişmeler nedeniyle Türkiye’de piyasalar 2024’e umutla giriyor. Bu umudun temelinde, ekonomik programa duyulan güven ve dışarıdan sermaye akışının başlaması var.

2023 tamamlanıp 2024 yılına merhaba derken devreden bakiye yine de fena sayılmaz. Deprem, savaş, seçim gibi çok önemli gelişmelere rağmen Borsa İstanbul yılı primli kapatıyor. BIST100 Endeksi’nde 2022 yılı performansının ve enflasyonun altında kalındı ama yaklaşık yüzde 35’lik bir prim söz konusu. Seçim sonrası yeni ekonomi yönetimiyle değişen, yüksek faize dayalı politika alternatif piyasaları hareketlendirdi. Faiz, döviz ve altın enflasyon karşısında borsaya göre nispeten yatırımcısını korudu.

EKONOMİ PROGRAMI ÖNEMLİ REFERANS

2024 yılı için piyasaların en önemli referansı uygulanan ekonomi programı olacak. Program dış ve iç finans çevrelerinden kabul görmekle birlikte yabancı yatırımcılardan portföy girişleri söz konusu. Önce yüksek faize bağlı olarak tahvil bonoya gelmişlerdi. Sonraki aşamada hisse senetlerinde de iki aydır kesintisiz alımları devam ediyor. Hisse ve tahvilde toplam alımları yaklaşık 3.5 milyar dolar civarında. İki ay için iyi bir rakam.

Öte yandan Türkiye’nin risk primi ve Eurobond faiz oranlarında düşüş eğilimi sürüyor. S&P’nin Türkiye’nin kredi görünümünü pozitife çekmesi sonrası kredi notunda artırım beklentileri yükseldi. Ancak bu görünümün korunması için mevcut ekonomi programının sürdürülmesi kilit rol oynuyor.

YERLİ YABANCI FARKI BELİRGİN

Mart ayındaki seçim öncesi veya sonrası için uygulanan ekonomik modelde bir değişim beklenmiyor. Enflasyon ile mücadelede ciddi bir mesafe alınırsa o zaman ekonomi biliminin gereği olarak bir gözden geçirme beklenebilir. Bu çerçevede yabancı yatırımcılar ekonomi programına ve uygulayan ekibe inanıp, güvenip yatırım yapmaya başladılar. Henüz piyasayı taşıyacak güce rakam olarak ulaşıldığını söylemek zor. Ama bu durum yerli yatırımcı için daha geniş vadede bir referans olabilir. Son günlerde yükselişini sürdüren Borsa İstanbul’daki yabancı takas saklama oranı yüzde 38’i geçti.

Yabancı ve yerli yatırımcı arasında bir bakış farkı son yıllarda çok belirgin bir hal aldı. Borsa İstanbul’un ralli yaptığı 2022 yılında yabancı payı yüzde 60’lardan yüzde 30’un altına kadar gerilemişti. Yabancı satarken yerli alıyordu. Bu günlerde yerli yatırımcı borsadan uzak dururken yabancı alımları iki aydır devam ediyor.

Yazının Devamını Oku

Borsada yön arayışı sürüyor

24 Aralık 2023
Piyasalar yılın son haftasına dalgalı bir seyirle girdi. Borsa İstanbul yön arayışını sürdürüyor. Toparlanmaya çabaları güç kazanamadı. İki ana neden öne çıkıyor; yüksek faiz ve yerli yatırımcının piyasaya zayıf katılımı. Öte yandan uygulanan ekonomik program ve parasal sıkılaşma politikası dış finans çevrelerinden sermaye çekmeye başladı. Yabancının ilgisi artmaya devam ederse bu durum Borsa İstanbul’a katkı sağlayabilir.

PİYASALAR yılın son haftasına dalgalı bir seyirle girerken Borsa İstanbul toparlanmakta zorlanıyor. Bunun gerekçelerine bakacak olursak; yüksek faiz ve yerli yatırımcının piyasaya katılımındaki zayıflık olarak özetlemek mümkün. Yabancı yatırımcının devam eden ilgisine karşılık yerli yatırımcının katkısı yeterli değil. Yabancı alımlarının da borsayı taşıyacak güce ulaştığını söylemek zor. TCMB faiz artırımlarıyla yükselen mevduat faiz oranları hisse senetleri için risk iştahını azaltan önemli bir alternatif olarak geçerliliğini koruyor.

Mevduatın büyüklüğüne göre yüzde 50 seviyelerine erişen faiz garanti bir getiri. Borsa İstanbul’da bu oranda bir kazanç öngörüsü bu aşamada çok güçlü görülmüyor. Ancak uygulanan ekonomik program ve parasal sıkılaşma politikası dış finans çevrelerinden sermaye çekmeye başladı. Yabancının ilgisi artmaya devam ederse bu durum Borsa İstanbul’a bir katkı sağlayabilir.

DÖVİZDE GEVŞEME YOK

Faiz dışında hisse senedinin önemli rakipleri altın, döviz, gayrimenkul olarak sayılabilir. Döviz kurlarında çıkış eğilimi sürüyor. Ancak; cari açığın son iki ayda yerini fazlaya bırakması ve yıllık açık tutarının 50 milyar dolara kadar gerilemesi, TCMB brüt rezervlerinin tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 142.5 milyar dolara yükselmesi önemli. Yüksek faiz faktörü de olaya dahil edildiğinde döviz kurlarını yukarı çekecek parametreler zayıflıyor. Buna rağmen döviz kurlarındaki yükselişin korunuyor olmasını biraz da artan döviz rezervleriyle izah etmek gerekecek.

Konut fiyatları için de benzer şeyler söylenebilir. Yüksek faiz ve fiyatların erişimi zorlaştırması talebi olumsuz etkileyince bu yöne ilgi azaldı. İhtiyaç için konut alımları dışında yatırım amaçlı alımlar önemli ölçüde ertelenmiş durumda.

YILIN KAZANDIRANI ALTIN

Altın ise bu yıl yüzde 75’lik getirisiyle en kazançlı yatırım aracı oldu. Dış piyasalarda ons fiyatındaki yükselişe iç piyasalarda dolar/TL kurundaki artış da eklenince gram/TL altın fiyatının primi açık ara öne geçti. ABD ve Avrupa merkez bankalarından 2024 yılında faiz indirimi bekleniyor. Bu vesileyle altın halen yükseliş potansiyelini koruyor.

Yazının Devamını Oku

Yabancı yatırımcı 1 milyar doları aştı

17 Aralık 2023
Piyasalarda iyimserlik hâkim. Dışarıdaki olumlu havaya iç piyasalar da uyum sağlamaya başladı. Bunda son haftalarda artan yabancı sermaye girişlerinin de önemli payı var. 8 Aralık ile biten haftada yabancı sermaye girişi uzun bir aradan sonra ilk defa toplamda 1 milyar dolar sınırını geçti. Yabancı alımları yerli tasarrufları da biraz tetiklemeye başladı. Bu talep yabancı ağırlıklı olmakla birlikte BIST100 Endeksi’ni 7.500’lerden 8.000 seviyesine yaklaştırdı. Çıkışın devamı yine yabancı yatırımcıya ve yerli yatırımcının çıkışa ne ölçüde katılacağına bağlı olacak.

Son dönemde piyasalarda iyimser hava hakim. Dışarıdaki olumlu havaya iç piyasalar da uyum sağlamaya başladı. Bu iyimserliğin arkasında son haftalarda artan yabancı sermaye girişlerinin payı önemli. Hatırlanırsa, geçtiğimiz yazılarımızda sıkça vurguladığımız, hatta başlığa taşıdığımız yabancı yatırımcı girişleri 8 Aralık ile biten haftada; hisse senetleri ve tahvil bono toplamı olarak uzun bir aradan sonra ilk defa 1 milyar dolar sınırını geçti.

TCMB verilerine göre yabancı yatırımcıların aynı haftada; Hisse senetlerinde alımları 562 milyon dolar, tahvil bonoda ise 891 milyon dolar olmak üzere toplamda 1.45 milyar dolar oldu. Yabancı girişleri son 1.5 aylık (6 haftalık) periyotta ise; hisse senetlerinde 1.36 milyar dolar, tahvil bonoda 1.3 milyar dolara ulaştı. TCMB brüt rezervleri yine aynı haftada 141.3 milyar dolar ile yeni bir rekora imza attı. 2.7 trilyon TL’ye çekilen kur korumalı mevduattaki (KKM) azalış eğilimi ise ivme kaybetmekle birlikte devam ediyor. Yüksek faiz ve Türkiye’ye artarak devam eden döviz girişleri ile cari açığın son iki aydır fazlaya dönmesi döviz kurlarında yatay seyri beraberinde getirdi. Bu durumun KKM üzerindeki etkisi bariz şekilde hissediliyor. Seçim sonrası uygulanan ekonomik program meyvelerini vermeye devam ediyor.

CDS KRİTİK EŞİK 300 PUANIN ALTINDA

Para girişleri yanında Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) uzun bir aradan sonra kritik eşik olarak görülen 300 seviyesinin altına çekildi. Türkiye’nin tahvil ve Eurobond faiz oranlarında ise gerileme var. Bu düşüşte dış piyasa koşullarındaki iyileşmenin de katkısını dikkate almak gerekir. Ayrıca yabancı yatırım bankalarının olumlu görüşleri yanında geçtiğimiz günlerde kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin “görünümünü yükseltmesi” kayda değer bir gelişme. Moody’s ise cuma günü akşamı beklenen değerlendirmesini yapmadı.

YÜKSEK FAİZ ETKİSİ

Türkiye finans piyasasına para girişleri önce yüksek faiz nedeniyle tahvil bonoda başlamıştı. Sonra hisse senetlerine yansıdı. ABD ve Avrupa başta olmak üzere merkez bankalarının faiz artırımlarına son vermesiyle gelecek yıl için faiz indirim beklentileri güç kazandı. Buna bağlı olarak; ABD ve Almanya tahvil faiz oranlarındaki görülen düşüşlere karşılık devam eden TCMB’nin faiz artırımlarıyla iç piyasalarda oluşan yüksek faiz ortamı “carry trade” uygulamalarının önünü açan bir gelişme. Dolayısıyla düşük faiz ortamından daha yüksek faize akım olasılığı artıyor. Türkiye’ye son yabancı girişlerinde bu etkiyi de dikkate almak gerekir.

YERLİ YATIRIMCI ÇIKIŞA KATILIYOR

Yazının Devamını Oku

Yabancı girişleri sürüyor

10 Aralık 2023
Son dönemde Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı girişlerinde artış var. Daha yoğun giriş için hem programın uygulamasını biraz daha görmek hem de yerel seçimleri bekliyor olabilirler. Ön almak için küçük montanlı girişler de sürebilir. Bunu zamanla göreceğiz. Ancak şimdiye kadar gözlenen durum, küçük rakamlarla istikrarlı bir yönelimin başladığı şeklinde. Hisse senetlerinde son beş haftalık yabancı alımları 800 milyon doları bulurken, tahvil bonodaki alımlar 400 milyon doları geçti.

PİYASALARDA yön konusunda paranın seyri önem arz eder. Para ve talep hangi yöne evrilirse o yatırım aracı primlenir. Son dönemde Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı girişlerinde artış var. Rakam olarak belki çok büyük tutarda değil ama bir ayı aşan zamandır tahvil bono ve hisse senetlerinde yabancı alımları söz konusu. Sıcak para (portföy yatırımları) sonrası doğrudan yatırımlar gelecek mi sorusunun cevabını zamana bırakmak gerekir. Portföy yatırımlarının ardından genelde doğrudan yatırımların da gelmesi beklenen bir gelişmedir. Fakat bunun için dış ve iç piyasa koşullarının korunması gerekecek.

OLUMLU TEPKİLER DEVAM EDİYOR

Dış piyasalarda devam eden iyimserlik içeriye aynı ölçüde yansıma göstermiş değil. İç piyasalarda; seçim sonrası uygulamaya konulan ekonomi programının etkilerini henüz enflasyon gibi makroekonomik verilerde çok fazla görmüş değiliz. Ancak gerek iç gerekse dış finans çevrelerinden olumlu tepkiler almaya devam ediyor. Türkiye’ye sıcak para girişlerinin yanı sıra risk primi (CDS) geçtiğimiz aylara göre yarı yarıya düştü. Borçlanma maliyetleri (Eurobond faizleri) geriledi. Kredi derecelendirme kuruluşlarından S&P, Türkiye’nin kredi not görünümünü son dört ayda iki defa yükseltti ve pozitife çevirdi. Piyasalar sonraki adım olarak not artışı bekliyor. 15 Aralık Cuma günü Moody’s de Türkiye’nin kredi notu konusunda görüş açıklayacak. Beklentiler S&P benzeri bir değerlendirmenin gelmesi yönünde.

Para ve iktisat teoirisine uygun politikalar meyvesini vermeye başladı. Yabancılar daha yoğun giriş için hem programın uygulamasını biraz daha görmek hem de yerel seçimlerin yapılmasını bekliyor olabilirler. Veya benzer şekilde ön almak için küçük montanlı girişler sürebilir. Bunu zamanla göreceğiz. Ancak şimdiye kadar gözlenen durum, küçük rakamlarla istikrarlı bir yönelimin başladığı şeklinde. Hisse senetlerinde son beş haftalık yabancı alımları 800 milyon doları bulurken tahvil bonodaki alımlar 400 milyon doları geçti. Diğer yandan, TCMB rezervlerindeki artışla birlikte kur korumalı mevduattaki (KKM) düşüş devam ediyor. TCMB brüt rezervleri 140.1 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Yabancı ilgisinin artmasına karşılık yerli yatırımcının risk iştahında bir azalma var. Bunu BIST100 Endeksi’nin seyri ve işlem hacminden bir parça görmek mümkün.

YERLİ KATILIMCI ZAYIFLADI

Günlük işlem hacmi 100 milyar TL’nin altında seyrediyor. Yükseliş denemeleri yeni katılımların yetersizliği nedeniyle güç kazanamıyor. Bu noktada; TCMB faiz artırımlarıyla yükselen mevduat ve tahvil faiz oranları, ayrıca uzun süredir devam eden halka arzlar ile piyasadan para çıkışlarının yoğunluğuna bağlamak mümkün. Mevduat faizlerinin yüzde 40-50 bandında dolaştığı bir ortamda üstelik primli görünümdeki bir borsaya yerli yatırımcı katılımının zayıf kalması olağan bir durum. Fakat borsada fırsat bitmez. Belki geçen yıl gibi herkesin kazandığı bir ortam yok ama, hissesini bulan yine primini alacaktır. Seçicilik daha çok önem kazanmış durumda. Gerçi hisse seçimi her zaman önemliydi. Bununla birlikte yüksek faizin bir diğer etkisi şirket bilançolarında görülebilir. Artan faize bağlı olarak yavaşlayan bir ekonomide şirket kârları da doğal olarak azalacaktır.

Özetle; yabancı yatırımcının artan ilgisine karşılık yerli yatırımcı temkinli görünümünü korurken Borsa İstanbul’da toparlanma çabaları sürüyor. 

Yazının Devamını Oku

Yabancı ilgisi artıyor

3 Aralık 2023
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin takvim dışı bir kararla Türkiye’nin görünümünü “durağandan pozitife” yükseltmesi sürpriz ve olumlu bir gelişme. Eylül ayında hatırlanırsa negatiften durağana revize etmişti. Bunun bir sonraki adımı not artırımı olabilir. 15 Aralık’ta Moody’s’den takvim gereği Türkiye’nin kredi notu açıklaması bekleniyor. Büyük bir olasılıkla S&P benzeri bir açıklama oradan da gelebilir. Olumlu görünümün korunduğu Borsa İstanbul’da çıkışın devamı için yabancı yatırımcıların ilgisinin sürmesi daha önemli hale geliyor.

PİYASALAR yılın son ayına olumlu giriş yapıyor. Borsa İstanbul’da tepki çıkışı, faiz ve döviz tarafında ise daha dengeli bir görünüm var. Birbirine alternatif para (faiz, döviz) ve sermaye piyasalarının (hisse senetleri) aynı yönde hareketi devam ediyor. Ancak faiz ve dövizde yükseliş eğilimi sürmekle birlikte ivme kaybı var. Yükselen faizler ile cari açıktaki azalma ve sıcak para girişlerinin döviz kurları üzerinde etkisi zayıf da olsa hissedilmeye başlandı.

2024 yılı için enflasyon beklentilerinin aşağıya çekilmesi gösterge tahvil faiz oranlarında kendini gösterirken tahvil bonoda son haftalardaki yabancı alımları faizdeki gerilemeye katkı yapan bir durum. Gösterge tahvil faizi yüzde 40’ın altına geriledi. Ancak Borsa İstanbul’da tepki çıkışı henüz güç kazanmış görülmüyor. Diğer taraftan BIST100 Endeksi’nde yükselişin devamı için yeterli gündem oluşmaya başladı.

YENİ NOT ARTIŞLARI GELEBİLİR

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin takvim dışı bir kararla Türkiye’nin görünümünü “durağandan pozitife” yükseltmesi sürpriz ve olumlu bir gelişme. Eylül ayında hatırlanırsa negatiften durağana revize etmişti. Bunun bir sonraki adımı not artırımı olabilir. 15 Aralık’ta Moody’s’den takvim gereği Türkiye’nin kredi notu açıklaması bekleniyor. Büyük bir olasılıkla S&P benzeri bir açıklama oradan da gelebilir.

S&P’nin yaptığı değerlendirmelerde; ekonomide dengelenme, TCMB rezervlerindeki toparlanma, cari açıkta daralma beklentileri gibi satır başlıkları var. Bir süredir Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikasına dış kaynaklı destek ve övgü mesajları geliyordu. Bunu Türkiye’nin 340’ın altına gerileyen risk primi (CDS) ve son haftalarda hisse senetleriyle tahvil bonoya gelen yabancı alımlarından görmek mümkün. TCMB verilerine göre 24 Kasım ile biten haftada yabancı yatırımcılar, 214.8 milyon dolarlık hisse senedi alırken tahvil bonodaki alımları 96.8 milyon doları buldu. Son dört haftadır kesintisiz alım yapan yabancı yatırımcıların hisse senetlerinde bir aylık alımları 427 milyon dolara ulaştı. Tahvil bonodaki aylık alım tutarı ise 260 milyon dolar civarında oluştu.

REZERVLER TAKİPTE

Yine 24 Kasım haftasında; TCMB brüt rezervleri ise 2 milyar dolarlık artışla 136.5 milyar dolara, bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı da 600 milyon dolarlık yükselişle 176 milyar dolara ulaştı. Bu arada kur korumalı mevduattaki (KKM) erime hız kesti ve 29 milyar TL düşüşle 2.7 trilyon TL oldu. TCMB’nin cuma günü yayınladığı tebliğle bankalar, döviz dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilecek ancak bu oran, politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 85’inden daha düşük olamayacak. Böylece standart TL mevduat desteklenirken döviz dönüşümlü kur korumalı mevduata (KKM) verilen faizin cazibesinin azaltılması hedeflendi.

Yazının Devamını Oku