Mustafa Denizli

Galatasaray 1-0 önde başladı, 1-0 bitirdi

4 Mart 2024
Maçın hemen başında gelen gol iki takım için de sürpriz oldu.

Enteresan bir derbiydi. Günlük yaşamımızda kullandığımız bazı kalıp cümleler vardır. Bir kişi veya grubu karşılaştırırken o ve onlar için zaman zaman biz “1-0 önde başlarlar” diye bir tarif kullanırız. Derbi de öyle başladı dersek yanlış olmaz. Galatasaray kornerden hemen oyunun başında öne geçti. Bu gol iki takım için de sürpriz oldu. Golü atan Al-Musrati, Beşiktaşlı oyuncuydu. Çok kısa mesafeden o toptan kurtulma şansı yoktu. Bir ihtimal top auta da çıkabilirdi, Mert Günok’un da beklemediği bir top oldu.

Özellikle golden sonra karşılıklı ataklar vardı. Bu atakların neredeyse tamamında Muci ve Rashica, Beşiktaş adına çok etkiliydi. Rashica’nın sağ kanattan getirdiği 2 top vardı ki Beşiktaş ve Cenk adına şansızlıktı. Cenk’in bu toplarla buluşması gerçekten çok zordu. Galatasaray tarafındaysa oyun genellikle karşılıklı geçerken bir tanesi frikikten Kerem Aktürkoğlu’nun kullandığı bir diğeri de Kerem Demirbay’ın Mert’le karşı karşıya kaldığı pozisyondu.

AYNI SAATTEKi MANCHESTER DERBiSi DAHA KALiTELiYDi

Bu derbiden önce televizyonda bir Manchester derbisi vardı. Aynı saatlerde oynandı. Bu maçın ilk yarım saatini, ondan sonra bizim derbinin devre arasında bir 15 dakikasını daha seyrettim. Şöyle bir fark var arada: tribünler bir başka, oyun ve oyuncular bir başka. İlk yarım saatte her iki takımın da 3-4 net gol pozisyonu vardı. Top kaybının az olduğu, bizim derbiyle karşılaştırdığımız zaman keyifli, bol pozisyonlu ve saha içindeki davranışlarıyla ön plana çıkan bir karşılaşmaydı Manchester derbisi.

iLK YARI SEMiH VE CENK ETKiSiZDi

Sahaya baktığımda ilk yarıda Semih ve Cenk ileride etkili olamadılar. Topla buluşma şansları da olmadı. İlk yarıda Beşiktaş’ta Rashica, Muci, Necip Uysal ve Mert Günok arkadaşlarının önündeydi.

Galatasaray’da ise maç geneli itibariyle Muslera, Nelsson, Sanchez, Barış, Kerem Demirbay ve özellikle de Mertens çok iyi bir görüntü bıraktılar.

iCARDi BU KEZ GOL ATMADI, ATTIRDI!

Yazının Devamını Oku

Sonsuz bir dostlukla ödüllendirildim

22 Kasım 2022
Yıl 1983, İstanbul il sınırından içeri girişim ile birlikte İstanbul kadar bir dostluk başladı aramızda.

Çok kızdık, hiç kırılmadık. Sen söylerdin ben itiraz ederdim, ben söylerdim sen itiraz ederdin... Sonra konuşmazdık birkaç gün. Bir dahaki konuşmamızı kadar hep bir mola... Uzun ve dürüst bir film olduk fragmanlardan oluşan. Çok şey olduk biz, elinde büyüyen kızımdan, evimde büyüyen köpeğine kadar çok paylaştık seninle.

BU KADAR ANI NEREYE SIĞACAK?

Tek tek anlatılmaz ki gözünden birbirine tanıyanların anıları. Anıları da bırakıp gittin bana... Birbirimizden çok şey öğrendik ama ben senden misli ile daha fazlasını öğrendim futbolun dışında. Nereye sığdıracağım ben bu kadar anıyı, hatırayı? Bana kızarsan kız ama sana veda edemem ben. Biliyorum ki benim duygulara kapılıp verdiğim kararlar seni hep sinirlendirir. Sana hakkımı helal ediyorum ama veda edemiyorum.

Son yolculuğunda mecburiyetler sebebi ile yanında olamıyorum. Sana İzmir’den sesleniyorum. Yaklaşık bir müddet daha seyahat yasağım var. Öcal ile, bu sabah bunu paylaştım dostlarla.

BÖYLE DOSTA SAHiP OLMAK BÜYÜK ŞANS

Ben küstüğümüzü varsayacağım kusura bakmazsan. İşin aslı şu ki; durumu kabul etmem çok zor. Hele hele sen gibi bir dosta. Beni mecburiyetlerimden affedeceğini biliyorum. Senin gibi bir dosta sahip olduğum için kendimi son derece şanslı bir insan olarak addediyorum. Zaman zaman bu kadar ters düşünüp birbirine bu kadar inanan iki dost az bulunur. Benim hakkımda yazdıkların ile zaman zaman göğsümü kabarttın zaman zaman gözyaşlarımı içime akıttın. Şu anki gibi.

Ne geçinebildik ne vazgeçtik biz. Ne anlaştık ne uzaklaştık. Tuhaf ama çok gerçek bir dostluk hikayesiydi bu. Böyle hikayelere son yazılmaz. Sonsuzluğa uğurlarken seni, beni sonsuz bir dostlukla ödüllendirdiğin için teşekkürler sana.

Yazının Devamını Oku

4'te 4 liderliğin kapılarını açtı

15 Ekim 2022
Trabzonspor, Fenerbahçe, Başakşehir ve Sivasspor’un son maçlarında aldığı kritik galibiyetler, bu sezona dair umutlarımızı ve önümüzdeki yıllarda UEFA Şampiyonlar Ligi’ne yeniden direkt katılma ihtimalimizi artırmakla kalmayıp, 4 takımımızın da gruplarını birinci sırada bitirme şansını getirdi.

Ciddi umutlarla başladığımız bu sezonki Avrupa kupaları serüveninde lig şampiyonumuz ve ikincimiz direkt olarak UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılamadığı için Trabzonspor ile Fenerbahçe, eleme maçları oynadı ve neticede gruplara kalamadılar. Bu, uzun süredir ‘geliyorum’ diyen Türk futbolundaki düşüşün bir sonucuydu.

Neticede Trabzonspor ve Fenerbahçe Avrupa Ligi’nin, Başakşehir ve Sivasspor da Konferans Ligi’nin gruplarına katıldılar. Grup maçlarında takımlarımız adına genel olarak ciddi sürprizler yaşanmamıştı. Önceki akşama kadar bazı şeyler büyük ölçüde belirsizliğini koruyordu.

PSiKOLOJiMiZ DEĞiŞTi

Ama bu hafta oynanan 4 maçta elde edilen 4 galibiyet, Türk futbolunda ve özellikle bu takımların camialarında ciddi bir psikolojik değişikliğe yol açtı. Yediden yetmişe Türkiye’deki her futbolsever o maçların sonuçlarını büyük merakla bekliyordu ve dolayısıyla kazanılan başarılar hepimize büyük moral verdi.

Takımlarımızın bulunduğu grupları incelediğimiz zaman, büyük ölçüde rakiplerimizden daha iyi olduğumuzu söyleyebiliriz. Ancak Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin gruplarının, Başakşehir ve Sivas’a nazaran daha zorlu olduğunu düşünmedik değil.

Dört takımımızın aldığı bu galibiyetlerin ülke puanına çok ciddi katkısı olacak. Dört dörtlük gece bu sezona dair umutlarımızı ve önümüzdeki yıllarda Şampiyonlar Ligi’ne yeniden direkt katılma ihtimalimizi artırmakla kalmayıp, 4’te 4 liderliği yakalama şansını da getirdi. Avrupa’daki takımlarımızı tek tek değerlendirecek olursak...

EN DEĞERLi ZAFER TRABZONSPOR’UN

Trabzonspor, Fransa Ligi’nin başarılı takımı Monaco karşısına sıkıntılı bir dönemde çıktı. Nitekim bordo mavililer ilk gole kadar bir hayli zorlandı. Ancak Monaco kalecisi ve defans oyuncunun inanılmaz bir hatası sonucu gelen ilk gol her şeyi değiştirdi. O golden sonra hem oyuncularımız hem tribünler bir anda olumlu bir psikolojiye büründü. Devamında da birbirinden kaliteli gollerle tarihi fark geldi. Bu galibiyet Trabzonspor’un gruptan çıkma şansını yukarıya taşımakla kalmadı; ‘bu gruptan çıkamayız’ düşüncesini de bertaraf etti. Dolayısıyla gecenin en değerli galibiyetini Trabzonspor elde etti diyebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Erhan’ın kaybı bizi derinden üzdü

17 Mart 2021
Erhan, benim milli takımda ilk oda arkadaşımdı. İzmirli olduğunu orada öğrendim. Daha doğrusu hemşehri çıktık. Milli formayı beraber terlettik.

Yıllar sonra ben G.Saray’a geldim o Almanya’ya döndü. Alp Yalman ile bir gün ”Böyle bir düşüncem var, ne dersiniz?” diye konuştuk.

O da, Münih Türkgücü’nde oynuyordu. Olumlu baktık. Türkiye’ye gelmesine sağladık. Ve bizi mahcup etmedi. İlk geldiğinde ben yardımcıydım sonra hem teknik direktör olarak çalıştık. Kendine özgü bir insan ve futbolcu kimliği vardı. Takımın başarılarında büyük pay sahibi oldu. Sonra gayet tabii ki futbol kariyerinin sonuna geldi. Sonra rahatsızlandığı ve İzmir’e gittiği haberini aldım.

Onun genç yaşta bir rahatsızlık sonucu aramızdan ayrılması Türkiye’deki tüm futbolseverleri ve bizi derinden üzdü. Tabii ki hizmetleri hiçbir zamanı unutmayacak. Mekanı cennet olsun.

<iframe width="900" height="506" src="https://www.youtube.com/embed/5beNHnBUkyc" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>

 

 

Yazının Devamını Oku

Mustafa Denizli'den Mesut Özil eleştirisi! Trabzonspor maçında...

1 Mart 2021
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Mustafa Denizli, Fenerbahçe'nin deplasmanda Trabzonspor'u 1-0 mağlup ederek şampiyonluk yolunda kayıpsız döndüğü kritik virajı değerlendirdi.

Kaybeden takım özellikle de Trabzon tamamen yarışın dışına çıkacaktı. Fenerbahçe ise çok büyük bir avantajı kaybedecekti...Bu kadrosuyla Trabzon’un son 10 maçta aldığı sonuçlar bir mucize ötesiydi. Abdullah Avcı başarısıydı. Karşısında biraz güçlü ve kaliteli takım olunca eksikleri daha ön plana çıktı.

1- Maç başlarken görünüm 2 takım için nasıldı?
2- Erol Bulut ve Abdullah Avcı’nın tercihleri nasıldı?
3- Öne çıkan ve fark yaratan ne vardı karşılaşmada?
4- Seyircili bir maç olsaydı bu hangi takım için avantaj olurdu?
5- Forma tercihleri bir fark yaratır mı takımlar üzerinde?
6- Kulübede duruş ve oyuna müdahalede kim daha başarılıydı?

Yazının Devamını Oku

Kolektif futbol kaliteye galip geldi

7 Şubat 2021
Derbi öncesi Fenerbahçe daha önde görünüyordu ama sahada böyle olmadı.

“Fenerbahçe kazansaydı çok önemli bir puan farkı yapacaktı ezeli rakibine karşı. Ancak bu şansı kullanamadı. İki maçta Galatasaray’a gol dahi atamadı. Ve şimdi puanlar eşitlendi. Fenerbahçe, Türkiye’nin en kaliteli yaratıcı orta saha oyuncularına sahip. Ama bunu bir türlü kullanamıyor.”

Bütün Türkiye’nin merakla beklediği maç öncesi bireysel olarak iki takımı karşılaştırdığımızda Fenerbahçe’nin Galatasaray’a oranla daha iyi olduğunu söyleyebileceğimiz bir derbiydi. İlk yarıda her iki takım için kısır bir oyun sergilendiğini söyleyebiliriz. Belki de bu yarının en önemli pozisyonlarından bir tanesi Samatta’nın vurup Muslera’nın kollarında kalan bir yan toptu.

İlk devrede özellikle Nazım’la Galatasaray’ın sol tarafını zorlayan bir Fenerbahçe vardı. Fakat burada esas sorun şu; Fenerbahçe’nin önde yer alan üçlüsü neredeyse birbirinin kopyası gibi.

Kolektif oyun anlayışı içerisinde yoklar. Birbirleriyle saha içi dili son derece uzak. Tek tek baktığınız zaman bireysel olarak iyiler ama bir araya gelince üretkenlikleri son derece düşük.

MOHAMED GEÇEN YIL BENiM TREZEGUET’YE SORDUĞUM iKi OYUNCUDAN BiRiYDi

İkinci yarı heyecan ve pozisyon bakımından daha zengindi. Bir defa Fenerbahçe orta sahası kabul etmek gerekir ki Türkiye’deki en kalite yaratıcı ayaklara sahip futbolcularından kurulu. Bu, bir takımın hem önde hem arkada oynayan oyuncuları için büyük avantaj. Fenerbahçe bunu bir türlü kullanamıyor. Zamanla mutlaka kullanacaktır. Galatasaray’ın attığı gol bir anımı aklıma getirdi.

Geçen yıl ben, başında bulunduğum takıma almak için Trezeguet’e Mısır’dan iki futbolcu sormuştum. Bunlardan biri Mostafa Mohamed’di. Mohamed dün hem attığı golle hem yan toplardaki hakimiyetiyle Galatasaray’a büyük katkı sağlayacağını gösterdi.

GALATASARAYLI FUTBOLCULAR SAKiNDi

Yazının Devamını Oku

Genellikle her şeyi tek başına yapardı çünkü o 'olağanüstü' idi

27 Kasım 2020
Futbolda ‘olağanüstü’lerin beyinlerinde, diğerlerinden farklı olarak ilaveten bir radar bulunur. Neredeyim, o nerede... Bütün bunları yapacak zeka, hissetme ve görüş yeteneğine sahiptir. Bazılarının 3-5 kişiyle yaptığı sonuca gitme işini tek başına yapabilir. Maradona bunu genellikle tek başına yaptı.

Dünyada çeşitli meslekler vardır; sinema gibi, edebiyat gibi, politika gibi, mühendislik gibi. Bütün bu sektörlerde ön plana çıkan insanlar vardır. Bu insanların özellikle kendi dallarıyla ilgili kişisel yaratıcılıkları, beyinleri, vizyonları, onları farklı kılar ve farklı bir yere koyar. Futbol ve diğer spor branşları da böyle değerlendirilir.

FUTBOL KOLEKTİF OYUNDUR AMA...

Futbol genelde kolektif bir oyun olarak değerlendirilir fakat bu kolektif oyun içerisinde herkes aynı çizgide ve yetenekte değildir. Futbolda vasatlar vardır, iyiler vardır, çok iyiler vardır, mükemmele yakınlar vardır. Bir de olağanüstüler vardır... En az sayı işte bu olağanüstü dediğimiz sınıftadır. Bunlar da futbolun icat edildiğinden beri, hadi bir demeyelim de, iki elin parmaklarını geçmez sayı olarak. Maradona’ya baktığın zaman, 1.70’i bulmayan boyuyla hatta biraz kilolu gözüken fiziğiyle neler neler yaptı ki, bugün sadece ülkesi Arjantin’de değil, bütün dünya ülkelerinde, spor programlarının dışındaki siyaset, ekonomi ve kültür programlarında da ondan bahsetme ihtiyacını ve zorunluluğunu duydular.

<iframe width="1280" height="720" src="https://www.youtube.com/embed/85XbfpDT78M" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>

FUTBOL BİR ZEKA OYUNUDUR

Futbol bir zeka oyunudur bireysel olarak. Bu zeka ve yetenek farklılıkları sizi olağanüstüler sınıfına koyar. Futbol zekası dediğim ayrı bir zeka türüdür. Yaratıcılık, hissetme, koordinasyon, beyin ile adalenin birlikte çalışması vs. hepsi mevcuttur. Fakat olağanüstülerde bir farklı mevcudiyet vardır. Onların beyinlerinde, diğerlerinden farklı olarak ilaveten bir radar bulunur. Neredeyim, o nerede, oradaki benim takım arkadaşım olabilir, rakip olabilir... Bütün bunları yapacak zeka, hissetme ve görüş yeteneğine sahiptir. Görmez ama görür. Bu his de mevcuttur

BİR TERCİH YAPMALIDIR

Ve bir tercihe kendini zorlar. Bu tercih zaman zaman onu kolektif anlayışın içine sokar, zaman zaman da çevresiyle beraber yapacağı işleri tek başına yapmayı dener. Niye dener? Çünkü o zekaya, o yeteneğe sahiptir. Kendine güveni vardır ve tamdır. İşte bugün akıllarda kalan bu olağanüstülerde çok olağanüstü görüntüler mevcuttur. Nedir o? Bazılarının 3-5 kişiyle yaptığı sonuca gitme işini tek başına yapabilir. Maradona bunu genellikle tek başına yaptı.

Yazının Devamını Oku

Futbolda tecrübeyi parayla satın alamazsın

20 Temmuz 2020
Pandeminin Başakşehir hariç 3 takımı olumsuz etkileyeceği açıktı. Çünkü G.Saray, Trabzon ve Sivas taraftar desteğini müthiş yaşayan takımlardı.

- Bir sezon geride kaldı, sizce Medipol Başakşehir şampiyonluğu hak etti mi?

Başakşehir şampiyonluğu hak etti. Niye hak etti? Türkçe’de bir laf vardır ‘damdan düşen halden anlar’ diye. Bununla kastım çok açık. Geçtiğimiz yıllarda Başakşehir, Abdullah Avcı, ile birkaç kez şampiyonluk yörüngesine girdi. Ama o dönemde şampiyonluk yarışı hem daha farklı takımlarla, hem de “Hızlı” bir şekilde devam ediyordu. Hızdan kastımı anladınız herhalde... Pandemi dönemi ve lige verilen aradan söz ediyorum. Yarışta 4 takım vardı. Trabzon, Galatasaray, Başakşehir ve Sivasspor. Pandemi döneminin Başakşehir hariç 3 takımı olumsuz etkileyeceği çok açıktı. Çünkü Galatasaray da, Trabzonspor da, Sivas da taraftar desteğini müthiş yaşayan takımlardı.

OKAN BURUK FAKTÖRÜ

Pandemi dönemi girmeseydi favorim Galatasaray’dı. Zirve ile arasında 3 puan fark vardı. Ama Covid 19 nedeniyle verilen ara sonrası yaptığım bir röportajda Başakşehir’in avantajlı olduğunu söylemiştim. Ve öyle de oldu. Şampiyonluktaki tek etken bu değil tabii ki. Başakşehir’in bir avantajı da futbolculuğunda şampiyonluğu yaşamış, bunun demek olduğunu bilen Okan Buruk gibi genç, başarılı ve çalışkan bir teknik adam... Ve elbette alternatifli bir kadro yapısı. Dolayısıyla bütün şartları değerlendirdiğin zaman içeride-dışarıda oynadığı maçlara baktığın zaman ‘Başakşehir bu şampiyonluğu hak etti mi?’ diye sorduğunuzda ben de ‘hak etti’ diyebilirim.

PANDEMİ VE SAKATLIK HIZLARINI KESTİ

- Trabzonspor şampiyonluğa bu kadar yakınken neden başaramadı?

Ünal Karaman’ın ayrılışı sonrası çok çalkantılı bir döneme gireceği beklenirken, soru işaretleri artarken, Hüseyin Cimşir ile sanki böyle bir değişiklik yaşanmamış gibi çok güzel bir çizgi takip ettiler ve güzel futbol oynadılar. Ama soru işaretleri de devam etti.

HEYECAN ZİRVE YAPMIŞTI

Yazının Devamını Oku