‘Üniversiteler daha çok araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunmalı’

Güncelleme Tarihi:

‘Üniversiteler daha çok araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunmalı’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2017 16:54

YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Nitelikli araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde, Türk üniversiteleri olarak daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Örneğin, bir Avrupa Birliği araştırma programı olan UFUK 2020 programına ülke olarak 451 milyon avro vererek dahil olduk ancak 5 üniversitemiz, TÜBİTAK, 2 sanayi kuruluşumuz ve bir ilçe belediyemizle 70 milyon avroya ulaşabildik" dedi.

Haberin Devamı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, üniversitelerin mühendislik ve teknoloji fakültelerinin dekanları, fen bilimlerinin enstitü müdürleri, Türk bilim dünyasının önemli enstitülerinin yetkilileri ve akademik birim yöneticilerinin katılımıyla YÖK Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantının açılışında konuştu.     

Bakan Saraç, 111'i devlet, 65'i vakıf ve 8'i meslek yüksekokulu olmak üzere 182 yükseköğretim kurumunda 70 bin öğretim üyesi ve 160 bini aşkın öğretim elemanının görevli olduğunu anlattı. Yükseköğretimde toplam öğrenci sayısının ise 7 milyon 300 bin olduğunu kaydeden Saraç, Türkiye'nin, Avrupa yüksek öğretim alanında ikinci büyük ülke olduğunu söyledi.     

Üniversitelerin yakın zamana kadar sürdürdükleri kapalı devre anlayışlarından çıkmaları, bölgelerine, çevrelerine ekonomik değer katan kurumlar haline gelmeleri gerektiğini belirten Saraç, özellikle 2010'lu yıllardan itibaren internet teknolojilerinin, üniversitelerin sahip olduğu öğretme fonksiyonunu bazen müspet bazen de menfi olarak derinden etkilediğini anlattı.

Haberin Devamı

Saraç, teknolojinin gelişmesiyle uluslararası araştırmacıların büyük bir çoğunluğunun çalışmalarını, hakemli dergiler yerine daha fazla etkili olduğunu düşündükleri internet sayfalarından yayınlamayı tercih ettiklerini belirtti.

Araştırmacıların elde ettikleri araştırma sonuçlarının, sadece makale yazımı ve yayınlanma seviyesinde kalmaması, bunların ekonomik ve sosyal bir değer veya bilimsel bir etki yaratacak hale gelmesinde, bizzat rol sahibi olmaları gerektiğini dile getiren Saraç, aksi halde yazılan makalelerin dergi ve kütüphane raflarında kalacağını söyledi.     

Saraç, sözlerine şöye devam etti:
"İş dünyası bizden motivasyonu yüksek, dijital dünyaya hakim ve çok iyi yabancı dil bilen mezunlar istiyor. Yani üniversiteler, artık yatay ve dikey derinliği olan üyeler, öğrenciler ve mezunlar ile değerlendiriliyor. Bugün doğan çocukların yüzde 65'i henüz icat edilmemiş, henüz tanımlanmamış işlerde çalışacak diye öngörülüyor. Hatta 20'nci yüzyıldaki işlerin yüzde 70'inin, 21'nci yüzyılda hiç olmayacağı düşünülüyor. Teknolojik gelişme ve küreselleşme, hem üniversitenin hem de sanayinin işleyişinde köklü değişikliklere neden olmuştur ve olmaktadır. Disiplinler arasındaki sınırların gittikçe ortadan kalkması ve  üniversiteler arasında küresel düzeyde cereyan eden rekabet, üniversitelerimizin eğitim ve araştırma yapılarını yenilenmeye zorladı."     

Haberin Devamı

Bilimi desteklemek için "100/2000 projesi"

Bilgi üretme ve teknoloji geliştirmenin önemli miktarda sermaye gerektiren faaliyetler olduğunu anlatan Saraç, bu alanlara aktarılan devlet kaynaklarının giderek azalması, fonların daralması ve gittikçe artan rekabetin üniversitelerdeki araştırmalar için yeni kaynaklar ve sponsorlar gerektirdiğini belirtti.

"Bütün bu gereksinimler, üniversitelerdeki araştırma faaliyetlerine sanayinin ilgisini ve katkısını güçlendirdi. Aslında üniversite-sanayi iş birliği her iki tarafı da kazançlı kılan bir yapı. Yeni YÖK olarak bütün bu bilinçler ile oluşturduğumuz komisyonlar marifetiyle gerek yönettiğiniz Bilim ve Sanayi Bakanlığımız ile gerek Türk sanayisi ile yakın ilişki içinde çalışıyoruz" diyen Saraç, Bakan Özlü'ye destekleri için teşekkür etti.     

Haberin Devamı

Başkan Saraç, YÖK'ün disiplinler arası iş birliği bilinci ile 100 disiplinler arası alanda 2 bin doktora öğrencisini, hem mali hem bilimsel olarak desteklemek üzere program başlattığını hatırlattı. Bilimsel araştırmalarda kişiden önce takım kavramının önemli olduğunu vurgulayan Saraç, "100/2000 projesi"nde de yeni alanlarda "kümülatif kritik kitlelerin" oluşmasını, bu grupların disiplinler arası çalışmalar üretmesini ve böylece Türk yükseköğretiminde araştırmacı, araştırma ekibi gibi kavramların önemle artarak ön plana taşınmasını teşvik ettiklerini ve projenin bu ay aktif olarak başlayacağını söyledi.

Araştırma üniversiteleri bu yıl açıklanacak

Haberin Devamı

Üniversitelerin bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması kapsamında, 5 üniversitenin seçildiğini anımsatan ve üniversitelerin çalışmalarını dikkatle takip edeceklerini belirten Saraç, şöyle konuştu:
"Karşımızda önemli bir gerçek var. Dünyamız sadece küreselleşmiyor, kentleşiyor da. Yani kentleşme, şehirleşme ya da kentsel dönüşüm, küreselleşmenin çok önemli bir boyutu. Bu alanda çalışma yapan araştırmacılar, kentleri 'yeni yerel uluslar' olarak tanımlıyor. Dolayısıyla bölgesel güçler ortaya çıkıyor. Biz o bölgelerdeki üniversitelerin ve bölgenin özelliklerini dikkate alarak akıllı uzmanlaşmada rol sahibi olmasını istedik."     

Haberin Devamı

Akıllı uzmanlaşma ve araştırmanın yeniliğe ayrılan ekonomik desteğin stratejik bir yaklaşımı olduğunu belirten Saraç, üniversitelerin ellerindeki kritik kütleyi yerel yatırımların avantajlarına odaklamaları gerektiğini söyledi.     

"Akıllı uzmanlaşma, her bölgenin ekonomik ve rekabetçi avantajlarını değerlendirerek, inovasyon odaklı bir gelişme stratejisi belirlemek olarak tanımlanıyor. Biz de başlangıçta pilot olarak seçilen bu 5 üniversiteden tam da bunu bekliyoruz. Sürdürülebilir kalkınma ancak bu şekilde gerçekleşecek" diyen Saraç, büyük ve ciddi araştırmaların büyük fonlamalar gerektirdiğini, bütün dünyada projelerin fonlanması konusunda mali kısıtlılık olduğunu belirtti.

Saraç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kapsamlı projelerden yararlanmak gerekiyor ancak üniversitelerimizin bu alanda yavaş olduğunu görüyoruz. Nitelikli araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde Türk üniversiteleri olarak daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Örneğin, bir Avrupa Birliği araştırma programı olan UFUK 2020 programına ülke olarak 451 milyon avro vererek dahil olduk ancak 5 üniversitemiz, TÜBİTAK, 2 sanayi kuruluşumuz ve bir ilçe belediyemizle 70 milyon avroya ulaşabildik. Halbuki Avrupa Komisyonu bu zamana kadar projelere 17 milyar avro katkı verdi ve toplamda 9 bin 913 proje fonlandı. 182 yükseköğretim kurumu olan Türkiye'de bu alanda daha fazla proje görmek isterdik. Türkiye'nin projelerinin geçme oranının yüzde 9 olması bizim global projelerde, daha dikkatli ve daha yoğun çalışmamız gerektiğini ortaya koyuyor."     

Saraç, araştırma üniversitelerinin seçimi için ocak ayında üniversitelerden başvurular aldıklarını ve sonuçlarını da bu yıl açıklayacaklarını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!