GeriSeyahat Tokyo’nun kiraz bahçeleri, Osaka’nın tapınakları büyüleyici
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tokyo’nun kiraz bahçeleri, Osaka’nın tapınakları büyüleyici

Tokyo’nun kiraz bahçeleri, Osaka’nın tapınakları büyüleyici

Pınar Demircan (31) özel bir şirkette insan kaynakları yönetimi üzerine çalışıyor. Çocukluğunda izlediği Japon çizgi filmlerinden etkilenip Japonca’ya merak sardı. Gizemli bulduğu bu dili öğrenmek için Japonya’ya seyahat etti. 1,5 yıl Tokyo’da kaldı. Bu sürede Osaka, Kyoto, Okinawa’yı gezdi. Hiroşima’da TV izlerken Türkiye’deki deprem görüntüleriyle karşılaşınca, gezisini yarıda kesip Türkiye’ye döndü. İş seyahatleri sayesinde aralıklarla Japonya’yı ziyaret etti. Bu ülke aynı zamanda Demircan’a bisiklet tutkusunu aşıladı. Pınar Demircan’la Japonya’da gezdiği kentleri, bisiklet sevdasını konuştuk.

Japonya çok kalabalık. Sürekli akan insan toplulukları arasındasınız. Yüzölçümü Türkiye’nin yarısı kadar, nüfusu iki katı. Narita Havaalanı’ndan şehre ulaştığımda beni ilk şaşırtan, taksi şoförünün oturduğu yerden bagajı açıp, bavulu almam için yardım etmemesiydi. Aslında Japonlar saygılı ve çekingen. İklimler insan psikolojisini etkiliyor. Japonların karakteri de biraz sisli. Bizim gibi misafirperverler. Herkesin gelir seviyesi hemen hemen birbirine yakın. Bununla birlikte metroda, sokaklarda, karton kutularda yaşayan yoksullarla karşılaşmak mümkün. Altı aylık yasal süreden sonra çalışmaya başladım, Türkçe ders verdim, barmaidlik yaptım.

Ulaşımda toplu taşıma ağırlıkta. Uzak noktalara hızlı trenlerle gidiliyor. Metrolar çok kalabalık fakat herkes kendi halinde. Demiryollarının uzunluğu Türkiye’nin üç katı. Yurtiçinde ulaşım ve seyahat oldukça pahalı. Bu yüzden yurtdışına seyahat etmeyi tercih ediyorlar. Külüstür bisiklete binenlere çok sık rastlayabilirsiniz. Spor yapmak için değil, çoğunlukla evden tren istasyonlarına ulaşmak için kullanıyorlar. Bu yüzden çok sık bisiklet parkı görüyorsunuz. Toplumda, kadınlar daha geri planda. Mesela çalışan kadının, yabancı şirketler dışında işinde yükselme şansı pek yok.

SİNEMADA OBENTO YİYORLAR

Japonlar Batı’ya meraklı. En çok öğrenmek istedikleri dil Fransızca, İtalyanca ve İngilizce. Japonca’nın grameri Türkçe’ye yakın. Dans ve sanata meraklılar. Sinemalarda film arası verilmiyor, herkes "Obento" adlı kutu yiyecekleri yiyor. Mutfaklarında soya fasulyesinden yiyecekler hayli fazla. Kırmızı et ve süt ürünleri pek kullanılmıyor. Soya sütü ve soya fasulyesi etten alınan vitamini karşılıyor. Hafif beslendiğim için pirinç, balık ve kızarmış sebze ağırlıklı yemeklerde zorlanmadım. Türkler için dürüm ve lavaşa sarılan döner de satılıyor. Geri dönüşüm teknolojileri çok gelişkin. Restoranlarda plastikler, kağıtlar, yanacak ve yanmayacak malzemeler ayrı ayrı sunuluyor.

Çok sabırlılar. Kuyruklarda sıkılmadan saatlerce bekliyorlar. Yerel yönetimler iyi çalışıyor. Yollar akşam yapılıyor, sabah trafik tıkanmıyor. İşsizler, geçim problemleri olmayanlar "Paçinko" denen küçük oyun salonlarından çıkmıyor. İçeri girmek için kuyruk bekleyenler bile var. Mikrofonda seslerini duymayı sevdikleri için karaoke barlara çok ilgi gösteriyorlar. Mimaride ahşap malzeme kullandıkları için günümüze kalmış tarih eserleri çok az. Ülkenin hamamböcekleri de kendisi gibi gelişmiş, dev gibi! Budist inanışa göre böcekler onların yeniden dünyaya gelişleriyle bağlantılı. Bu sebeple öldürmüyor, onlarla beraber yaşıyorlar.
/images/100/0x0/55eac79df018fbb8f8963841

EN UCUZU KAPSÜL OTELLERDE

15 milyonluk nüfusuyla Tokyo, ülkenin en kalabalık şehri. Şehre modern bir hava hakim. Kent merkezinde Yamanote adlı tren hattı ring seferi yapıyor, Shibuya, Shinjuku, Harajuku, Ueno gibi birbirinden farklı özellikler taşıyan semtleri birbirine bağlıyor. Shibuya, İstanbul’daki Beşiktaş gibi, kafe ve alışveriş merkezleriyle dolu. Gece hayatı Hachiko’da. Gençler aynı gece birçok mekan gezmeyi seviyor. Harajuku’daki Takashita Doori Caddesi çok çılgın görünümlü gençlerin, ikinci el ya da uçuk dekorasyonlu mağazaların mekanı. Akihabara elektronik eşya merkezi. Asakusa ise Sultanahmet gibi tarihi bir semt, 7. yüzyıldan kalma Kannon Tapınağı burada.

Shinjuku alışveriş merkezleriyle süpermarketleriyle meşhur. Gümüş koltuk anlamına gelen Ginza semti lüks ve alışverişin merkezi. Tokyo’da yemeklerin sosları, diğer bölgelere göre hafif. Japonlar doğaya zarar vermemeye çalışıyor. Parkları ve yeşillikleri fazla. Konaklanacak otel ve pansiyonlar pahalı. Uygun fiyatlı tatil için Tokyo’nun kapsül otellerini tercih edebilirsiniz. Yatıyorsunuz ve üzerinize bir kapsül kapanıyor, içindeki TV, radyo var. Kentin geniş kiraz bahçeleri, ilkbaharda büyüleyici. Temmuzda çok yağış alıyor, ağustosta hava çok sıcak oluyor.

Osaka, Tokyo’dan hızlı trenle üç saat. Osakalılar daha sıcak, samimi. Bunu sokakta yürürken hissedebiliyorsunuz. Japoncaları aksanlı. Derebeylere ait Osaka Jo ve Tokyo Jo kaleleri görülmesi gereken yerler. Savaş aletleri, zırhlar sergileniyor. Yeşil alanları hayli fazla. Kyoto’da üç tapınaktan bahsetmemiz gerekir: En ünlü yeri Kyomizu Tapınağı (Arınma Suyu Tapınağı). Tapınaktaki suyu elinize döktüğünüzde becerikli olacağınıza inanılıyor. Ginkakuji Tapınağı (Gümüş Köşk) zarif mimarisi, bahçe peyzajlarıyla ünlü. Beyaz kum ve taşlarla yapılan Kinkakuji Tapınağı (Altın Ev), UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde.

JAPONYA’NIN HAWAİİ’Sİ

Okinawa yaşamak isteyeceğim bir kent. Japonya’nın Hawaii’si gibi. Ülkedeki 47 eyaletinden biri ve 57 adadan oluşuyor. Merkezi Naha’nın iklimi ılıman. Kışları hava sıcaklığı 15 derecenin altına düşmüyor. Denizi çok güzel. Lüksten uzak, yeşil bir şehir. Ulaşımda otomobil, bisiklet ağırlıkta. Kendine has yiyecekleri var: Meşhur çiftliklerinde yetişen domuzların eti, gayet mayalı, bol köpüklü çiğnemek isteyeceğiniz türdeki biraları Orion. Bitkiden yapılan Goya, uzun yaşamın kapısını aralıyor. Domuz eti parçalı udon da (bir çeşit makarna) ünlü. Habushu ise içinde kocaman bir yılan bulunan içki, sağlık ve uzun ömür sağladığı söyleniyor. Turistik hediye olarak çok yaygın satılıyor.

Dünyada en uzun ömürlü kişilerin bu şehirde yaşadığına inanılıyor. En yaşlı ikizler Okinawa’da. Kentin kadınları güzellikleriyle meşhur. 2. Dünya Savaşı’nda güzelliklerinin bedelini acıyla ödemişler. Amerikan askerlerince zulme uğrayanlar, topluca kuyuya atlayıp intihar etmişler. Bu kuyuyu Himeyuri Barış Müzesi’nde görebilirsiniz. Kentin yerel müziği, Awa Odori dansları ilginç.

Bunlar mutlaka yapılmalı

Japon kültürünü tanımak için yılbaşını mutlaka bir Japon evinde geçirmelisiniz. Ailece toplanıp soba denen yemekleri yiyorlar. Sabahları Nara’da bir Budist heykelinde güneşin doğuşunu seyrediyorlar. Riokan adı verilen mekanları da ziyaret edin. Riokan’larda bütün bir gün turistlere Japon gelenekleri yaşatılıyor.

seyahatte

ne okuyor


Gittiği yerle ilgili kitapları

ne yiyor

ne içiyor


Yerel meyveler, yemekler

ne giyiyor

Bisiklette tayt ve kask, diğer zamanlarda spor kıyafetler

nerede kalıyor

Pansiyonlarda

neyle

seyahat ediyor


Bisiklet, tren ilk tercihleri

çantasının vazgeçilmezleri

Kağıt, kolonyalı mendil, kahve ve kitap

kiminle

seyahat ediyor


Arkadaşlarıyla

oradan

ne alıyor


Gittiği yerlere özgü hediyelikler
False