1-0’ı oynayamıyorlar

MOURINHO’nun Chelsea’si, 2004-2005’te rekor 95 puanla Premier League şampiyonu olurken, enteresandır, 29 galibiyetinin 12’sini 1-0’lık skorla almıştı. Futbolda “1-0’ı oynamak” diye bir kavram var. Ve doğrusunu söylemek gerekirse, Fenerbahçe bu sezon o meziyete pek sahip değil.

Haberin Devamı

Dün Beyoğlu’nda oynanan müsabakayı 3 ayrı bölümde ele almak lazım:

Birinci bölümde, yani ilk yarım saatte Kasımpaşa’nın cılız baskısı, Fenerbahçe’nin cılız kontra çabaları var. Popov hem hücumda oluşturduğu tehdit, hem de savunmada verdiği açıklarla maçın kader adamı olacağını hissettiriyor. Gol de onun kanadından verdiği açıkla, 30’da Souza’dan geliyor.   

0-0’I BİLİYOR AMA...

- İkinci bölümde, yani 30’la 52 arasındaysa deyim yerindeyse bir “Kasımpaşa kasırgası” var. Bu bölümde ev sahibi ekip harika bir önde baskı yapıyor. Sonucunu da sayısız pozisyon ve dakikalarca “geliyorum” diyen İlhan golüyle alıyor. Bu 22 dakika için özellikle şunun altını çizmek gerek: Fenerbahçe, skor 0-0’ken nasıl oynaması gerektiğini iyi bilen bir takım. Ama 1-0 öne geçtiklerinde ne yapacaklarına dair fikirleri yok gibi. Maalesef Aykut Kocaman, kötü bir “1-0” oyuncusu. 

Haberin Devamı

52’den sonra oyunun üçüncü ve son bölümü başlıyor. Tek taraflı bir Fenerbahçe oyunu. Valbuena girdikten sonra daha da derinleşen bir baskı. Ve haklı galibiyet.

Sanırım bu maçtan Fenerbahçe’nin çıkaracağı bir başka önemli ders de, önde baskı gördüklerinde geriden çıkmayla ilgili çalışmaları gerekliliği. Özellikle Volkan’ın hızlı oyun kurayım derken, baskı altındaki takım arkadaşlarına attığı kötü paslar dikkat çekiciydi. Volkan defalarca oyunu hızlı başlatma arzusuyla verdiği kötü paslarla Kasımpaşa’ya kolay hücum fırsatı tanıdı dün.

MAÇIN ADAMI: TREZEGUET

- GIULIANO, galip gelen takımın en iyisiydi. Ama maçın yıldızı Mısırlı idi dün. Trezeguet, ilk devrede sol, ikinci devrede sağdan aksiyonlarıyla tek başına takım gibiydi adeta.

 

Yazarın Tüm Yazıları