Sahi mi Metin, bu son mu?

Futbol yaşantısı boyunca binlerce manşette başrol oynamış olan Metin Oktay’ın jübile maçına çıkacağı günden bir gün öncesinin manşetidir bu:

Haberin Devamı

“Sahi mi Metin, bu son mu?”

Herhalde spor basını tarihinde; bir futbolcunun vazgeçilmezliğini, memleket futbolunda kapladığı yeri, taraflı-tarafsız-karşı taraflı herkes tarafından nasıl sevildiğini, onsuz artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını böyle şahane anlatan manşet azdır.

Bu manşetin ertesi günü, tarih 23 Ağustos 1969’dur. Hep aktarıldığı biçimiyle Metin Oktay jübilesini Fenerbahçe’yle oynayacakları bir maçla yapmak ister. Fenerbahçeliler de onu dünya gözüyle, bir kez olsun, bari jübilesinde çubukluyla görmek istediklerini söylerler.

Eşref Aydın’ın “Fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı. On dakikalığına da olsa Fenerbahçe formasını giyer misin?” diye sorduğu, Metin Oktay’ın da “Şeref duyarım” dediği anlatılır.

Hakikaten öyle olur. Metin Oktay çubuklu, Can Bartu parçalı formayla çıkarlar maça. Sonra herkes ait olduğu yere döner; arkalarında tarif edilemez, tekrarlanamaz, unutulamaz bir on dakika bırakarak. Şimdi üstüne ne yazsak az, ne söylesek boş, bırakalım zamanda asılı kalsın.

Sonra veda eder Metin Oktay. Sahiden sondur. Bir daha yoktur. Metin Oktay’ın futbolu bırakmasının aslında ne demek olduğunu İslam Çupi’den duyarız: “Bundan sonra bilet almak için birbirinizi boşuna çiğnemeyin. Çünkü burada artık futbol oynanmayacak.”

Haberin Devamı


Ben her sene Metin Oktay’ı bize gerçekten veda ettiği bu vakitlerde aynı cümlelerle anarım:

Metin Oktay hakikaten eşsizdir. Biriciktir. Metin Oktay bir hadisedir.

Metin Oktay; para, pul, transfer laflarının çok uzağındaki bir ülkenin taçsız kralıdır.

Metin Oktay, sporda rekabetin, piyasa koşullarındaki rekabetten bambaşka bir şey olduğunu defalarca ispatlamış bir futbolcudur.

Bir transfer teklifini geri çevirirken kurduğu “Bizi sevenleri üzmeyelim baba” cümlesi, Türkiye futbol tarihinin en kral cümlesidir.


Metin Oktay, Fenerbahçe kalesinin ağlarını yırtan golü için “Efendim benim o golüm tarihe geçti ama bu Fenerbahçe’nin büyüklüğünden kaynaklanıyor” diyecek kadar büyük bir isimdir.

Metin Oktay, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarına karşı durmuş, imza kampanyasına adını koymuş bir insandır.

Haberin Devamı


O meşhur fotoğraf Türkiye futbol tarihinin en şahane fotoğraflarından biridir: Üstünde parçalı forma, eli göğsünde, gözleri hafif yerde. Orada, elini koyduğu yerde, göğsünün içinde kalbi vardır. Bazılarının yok. Onun vardır. 

Metin; sağlam, dayanıklı, güçlü anlamına gelir malumunuz.Metin Oktay gücünü, elini üstüne koyduğu kalbinden alır. Paradan puldan, attığı golden, hamilerinden, ağabeylerinden, şundan bundan değil. Oradan. Kalbinden.

Oktay; ok gibi güçlü olan eşsiz kimse demektir. Gücü tamam, ok gibi makas voleleri tamam, onlar zaten cepte. Esas mesele insanlığının gücündedir.

Galatasaray Metin Oktay’a sahip olduğu için dünyanın en şanslı kulübüdür ve 13 Eylül 1991 çok berbat bir gündür.

Çünkü İslam Çupi’nin dediği gibi “Bu bir insanın ölümü değil, bir çağın ölümüdür.”

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları