GeriSeyahat Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim!

Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim!

İşte Katar’daki son gecemde ağzımdan çıkan cümle buydu. Ve gittik. Şahane kadın DJ’ler, harika bir kadeh şampanya, şehre tepeden bakan muazzam bir manzarayla Katar’a veda ettim. Peki ya öncesi?

Dünyanın en zengin ülkesinde, Katar’ın başkenti Doha’dayız. Elbet burası şeriatla yönetilen bir ülke. Ellerin havadan inmediği, şampanyaların havalarda uçuştuğu bir şehir beklemiyorum doğal olarak. Ne yalan söyleyeyim; bu kadar ‘insansız bir şehir’ de beklemiyordum. Muazzam bir düzen, hazır ol’da bir şehir. Taksi sayısı az, herkesin jeep’i var. (Dikkat! Otomobil demiyorum)

2022’de Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Doha açıkhava inşaat alanı gibi. Nüfusun ihtiyacının ötesinde yükselen plazalar göz yoruyor. Sonradan bu plazaların çoğunun boş olduğunu öğreniyorum, “en büyüğü, en güzeli” demek için yapıldığını da... “En büyüğü bizde olsun” takıntısı size de tanıdık geldi mi?

Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim


Sokaklar tertemiz. Kaygısız Katar halkı rahat. Sıcaklar çok da bastırmadan oradaydık. Yine de klima denilen şey maksimum derecede nasıl kullanılır; öğrendim. 38 derece ateşe mal oldu, olsun bilgi bilgidir. Deniz kenarı palmiyelerle dolu. Harika görünüyor. “Peki insanlar nerede?” Hiç insan yürümez mi bir şehirde, bir kişi bile? Katara Beach’e gittiğimde, güvenlik görevlisi “yasak” dediğinde olan biteni anlıyorum.

İNSAN DİYETİNDEN ÇIKMAK İSTİYORUM!

Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim


Birkaç günü sergileri ve müzeleri gezerek geçirdikten, yine insansız lüks teknelerin olduğu, marinayı içinde barındıran Pearl’e gittikten sonra insan diyetine son vermek amacıyla çığlık atıyorum: “Burada pek çok yabancı yaşıyor, onlar neredeyse beni oraya götürün...” Dönünce arkadaşlarım bana “Katar sana ne kattı?” diye soracak. Bir şey söylemeliyim değil mi?

Çığlımı duyan arkadaşlar beni St.Regis Otel’in roof’una çıkarıyor. The Roof Top adlı bir jazz bar’a giriyoruz. Kapalı yerinde jazz söyleniyor, terasındaysa kadın DJ’ler müzik yapıyor. Ve tüm servis elemanları kadın. Derin bir oh çekip, havada patlatılan şampanyalardan payıma düşen Pottega’yı yudumluyor ve Katar’a tepeden bakıyorum. İçimden, “Aslında çok eğlenebilirdiniz” diye geçiriyorum...

Burada eğlence otellere hapsolmuş durumda. İçki içmek istiyorsanız ya da denize girmek; otellerin beach’lerine gideceksiniz. Hatta birinin içindeki Mikonos adlı restoran size müziği, yemekleri, içkileriyle Yunan adalarında hissettirebilir. Kısacası burada hep ‘mış gibi’ yapacaksınız. Yazımı, son gün sergide tanıştığım Mısırlı arkadaşım Mohammed Ali’nin sorusuyla bitirmek istiyorum.

- İpek, Katar’a ilk gelişin mi?
- Evet!
- Son gelişin mi?
- Sence?

ALIŞVERİŞ Mİ, SAFARİ Mİ?

Yabancılar nerede eğleniyorsa oraya gidelim


Corniche bölgesi: En güzel manzara burada. Gece gökdelen ışıklarıyla övünüyorlar. Tekne turu da yapabilirsiniz.
Souq Waqif (Eski Pazar): Şehrin ana merkezi. Dükkânlar, restoranlar, mağazalar, oteller burada.
Pearl: Lüks, nezih, deniz manzaralı apartmanların yer aldığı birçok alışveriş merkezinden oluşan bölge. Lüks restoranlar ve makul kafeler bir arada.
Colde safari: Çölde safariyi turla yapabilirsiniz. Tur programı genellikle sabah 9’da Doha çıkışlı başlıyor. Akşam 5 gibi yine Doha’ya dönüyorsunuz. Safarinin başlangıç noktası kum tepeleri Sealine bölgesinde yer alıyor.

Her şeyin en büyüğü en pahalısı Katara
Burası bir kültür köyü. İçinde galeriler, açıkhava sergi alanları, atölyeler, antik tiyatro bulunuyor. Hatta şu anda içinde benim resmimin ve RenArt Gallery'nin 13 sanatçısının olduğu büyük bir sergi var. Aynı zamanda epey büyük bir beach’e sahip.

Richard Serra’nın kamusal eseri
Doha yakınındaki çölde, ‘yönsüz bir mekâna yön veren’ heykelleriyle Richard Serra’yı görebilirsiniz. ‘East-West/West-East’ adlı anıtsal iş, ikisi 14, ikisi 16 metre yüksekliğinde dört çelik levhanın, bir kilometreyi bulan bir mesafeye aralıklarla yerleştirilmesinden oluşuyor.

İslam Eserleri Müzesi
2008’de açıldı. Dünyanın en iyi müzeleri arasında sayılıyor. Şeyhin ailesi yıllarca el yazmaları, halılar, ilmi araç-gereç topladı. Burada bunlar sergileniyor. İran halıları, İznik çinileri, Suriyeli sanatçıların tabloları... İslam Eserleri Müzesi’nin kafesi de bir Damien Hirst tasarımı...Tam önünde ise Richard Serra’nın ‘7’ isimli eseri yer alıyor. 24 metre yüksekliğinde ve yedi çelik levhanın birbirine çatılmasıyla ayakta duruyor.

False