GeriSeyahat Üç yarımadada üç ayrı dünya Halkidiki
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Üç yarımadada üç ayrı dünya Halkidiki

Üç yarımadada üç ayrı dünya Halkidiki

Yunanistan’daki kalabalık turistik merkezlerin aksine, sakin, huzur dolu, doğayla kültürün iç içe geçtiği bir yarımada Halkidiki. Selanik’in yanıbaşında. Dağ köyleri, balıkçı kasabaları, dini merkezleri en az Santorini, Midilli, Atina kadar ülke kültürünün izlerini taşıyor. Denize uzanan üç yarımadadan biri dini merkez ve doğa cenneti, diğeri golf sahaları, gece kulüpleri, kumarhaneleriyle popüler eğlence mekanı, üçüncüsü festivalleriyle ünlü.

Avrupa Gazetecilik Öğrencileri Forumu (FEJS) değişim programı çerçevesinde Hürriyet’te staj yapan Karolina Tagaris, geçen yıl gezdiği Halkidiki’yi yazdı.

Üç yıllık felsefe eğitiminden sonra, Aristo’nun doğum yerini ziyarete karar verdim. Otomobile atlayıp, Halkidiki’ye doğru yola çıktım. Size bu geziden kalan izlenimlerimi aktaracağım.

Haklidiki, Atina’dan yaklaşık 570 kilometre. Altı saatlik bir yolculuktan sonra ulaşılabiliyor. Selanik’in hemen yanı başında. İstanbul’dan ise yaklaşık 700 kilometre. Bu yolculuk sizi küçük köyler, mavi bayraklı kumsallarla dolu göz alıcı bir atmosfere ulaştıracak.
/images/100/0x0/55ea8ebcf018fbb8f887c988

ATHOS’A GİTMESENİZ DE ŞARABINI MUTLAKA TADIN

Üç parmaklı el şeklini andıran Halkidiki Yarımadası’nda ilk durağım avuç içi diyebileceğim bölgede: Aristo’nun heykelinin bulunduğu Stagira. Yeşillikler arasına gizlenmiş küçük bir köy, Athos dağından 50 kilometre uzaklıkta. 500 nüfuslu köyün parke sokaklarındaki, iki katlı taş ve tuğla evlerin balkonları sardunyalarla süslü. Sokak aralarındaki kafelerde köyün yaşlıları kahve içip, domino oynuyor. Bir fincan kahve eşliğinde sohbet dalınca, bölgenin tarihini anlıyorlar.

Parmak şeklindeki üç yarımadadan en doğudaki, manastırlarıyla ünlü Aynaroz. İşlek turistik rotalardan uzak, el değmemiş doğasıyla büyüleyici. Halkı ormancılık, madencilikle uğraşıyor. Meryem Ana’ya adanan şapelleri nedeniyle bölge Kültür Bakanlığı’nın tarihi SİT alanı listesinde. Bölgede toplu ulaşım araçları düzenli çalışıyor. Selanik’ten kalkan otobüslerle köylerin çoğuna ulaşmak mümkün. Ben otomobilin özgürlüğünü tercih ettim. Siz de otomobil kiralayabilirsiniz. Denize doğru inerken önüme Ouranoupolis, yani Athos’un en büyük kasabası çıkıyor. Athos dağı ve manastırları ziyaret etmek isteyenleri sahilden tekneler alıyor. Kısa süren bir yolculuktan sonra Kutsal Dağ’daki 20 manastıra ulaştırıyor. Buraya kadınların girmesi yasak. Ziyaret etmek isteyen erkekler ayrıntılı bilgiyi Selanik’deki Agion Oros bürosundan (Tel: 2310 252578) alabilir.

Kutsal Athos Dağı’yla kurabildiğim en yakın iletişim, manastırdaki keşişlerin yetiştirdiği üzümlerden yapılan şarabı tatmaktan ibaret. Yine de Ouranoupolis’te olmak coşku verici. Nedenini sormayın, tek sözcükle açıklamak zor: Belki Doğu Ortodoksları’nın manastırlarıyla çevrili merkezde dağa, taşa sinen dinginlikten, belki manastırları ziyarete gelen dindarların güçlü inançlarına tanık olmaktan, belki de dünyanın ilk gününden bu yana el değmemiş izlemini veren doğanın çarpıcılığından.

Görmek istediğim bölgelerden biri de Prosforiou kale kenti. 1850’de büyük tahribat görse de, önemli bölümü ayakta. Limanı gezerken, bölgedeki beş ıssız adadan oluşan Drenia Adaları’na kalkan teknelere rastladım. Meraklı turistlerle birlikte, tertemiz sularda yüzmek isteyen köy halkını maviliklere taşıyorlardı. Daha sonra sahile 5 km uzaktaki Ammouliani, adasına gitmek üzere tekneye bindim. Dalmak, şnorkelle su altını seyretmek için ideal mekan. Ancak Alikes ve Agios Giorgios adlı iki küçük sahili var. Adada güzel oteller, kamp alanları bulunuyor. Ben Ouranoupolis’e dönüp, her keseye, beğeniye uygun otellerden birini seçtim. İsterseniz sahildeki lüks Eagles Palace Hotel’de isterseniz liman yakındaki bungalow’larda kalabilirsiniz.

EĞLENCE KASSANDRA’DA

Ertesi sabah Sithonia’ya hareket ettim. Her ne kadar sık feribot servisi olsa da, dağların güzelliği doğayla pek ilgilenmeyen kişileri bile cezbedecek kadar etkileyici. Nefes kesen dağlara tırmanan yol, Agıos Nikolaos köyüne varıyor. Köylülerle konuşursanız size 10 kilometre uzaktaki Vourvourou’ya uğramanızı, taze balık almanızı tavsiye ederler. Buna karşın bölgeyi gezenler tam tersi yönde, Neos Marmaras’ya gitmeyi tercih eder. Çünkü çevredeki en hayat dolu, en kozmopolit yerleşim. Yakınlarında Porto Carras sahilini, amfitiyatroyu, Casino ve 18 delikli golf sahasını görebilirsiniz. İşte o anda Kalkidiki’nin farklılıklarla dolu, güzelliğini biraz da bu çeşitliliktan alan bir bölge olduğunu fark edeceksiniz.

Yarımadanın denize uzanan üçüncü parmağı Kassandra, bölgedeki en gelişmiş yerleşime sahip. Aynı zamanda yerel yöretim merkezi. Dağlık olması, yaz ve kış turizm açısından cazip hale getiriyor. Eğer ağustosta yolunuz düşerse, halk oyunları, yerel müzik ve yemeklerin bir araya geldiği bir dizi Meryem Ana festivaline tanık olacaksınız.

Halkidiki’nin size sunacaklarını özümsemeniz için en az bir haftaya ihtiyacınız var. Zamanınız kısıtlıysa, zevkleriniz doğrultusunda karar verip, doğrudan seçtiğiniz noktaya gitmelisiniz.

á NE GÖRECEKSİNİZ?

Petralo’da, 70 bin yıllık iskeletlerin bulunduğu yeraltı mağaraları, Nea Fokea’da ünlü Apostole Paul ve Bizans kuleleri, Kassandia’nın ünlü yeldeğirmenleri.

á NE DUYACAKSINIZ?

Yunan müziğini seviyorsanız 15-23 Ağustos arasında Kalandra’da gerçekleştirilecek Panagia Müzik Festivali’ni kaçırmayın.

á HANGİ KOKULAR, LEZZETLER?

Kassandra’daki tüm köylerden kekik balı alabilirsiniz. Balıkçı köyleri Vourvourou ve Nea Skioni’nin restoranları çok meşhur.

á NE HİSSEDECEKSİNİZ?

Köylerin ardındaki dağlara tırmanırken bile denizden gelen serin esintiyi, Afytos’taki Vrysitsa kaynarcalarındaki suyu yudumlarken ruhunuzun arındığını...

İNTERNETTE HALKİDİKİ

Halkidiki: www.halkidiki.com

Mt Athos: www.inathos.gr

Ouranoupolis: www.ouranoupoli.comStagira: www.ierissos.gr/en/perioxh_stagira.htm

Petralona Mağaraları:www.showcaves.com

Oteller: www.halkidiki-hotels.gr
False