Türkiye’den öğreneceğim çok şey var
1979 yılında Brezilya-Parana’da doğmuş bir güzel o... İlk gençlik yıllarını Londra ve Sidney’de geçirmiş. Sonra sinema sevdası uğruna Los Angeles’a taşınmış, kısa sürede de amacına ulaşmış. 2004’te Avustralya yapımı “Go Big” filmiyle setlere adım atan Caroline Correa, şimdilerde ise sinemanın efsanevi yıldızlarından Benicio Del Toro’yla reklam kuşağında kendini gösteriyor. Magnum’un seksi güzeline İstanbul seyahati sırasında Hello! dergisi eşlik etti.
* Benicio del Toro gibi bir ustayla çalışmak nasıl bir duygu?
- Benicio del Toro’yla oynamak tüm hayallerimin gerçek olması gibi bir şey... Bundan onur duyuyorum. Kariyerim modellikle başlasa da, kalbimde oyuncu olmak var. Bu yüzden onunla aynı projede olmak benim için çok önemliydi. Benicio del Toro çok profesyonel, işini ciddi yapan ve yetenekli bir oyuncu. Kendisinden birçok şey öğrenme fırsatı buldum. Oyunculuk zaten deneyimle doğru orantılı bir meslek. Böyle deneyimli isimlerle aynı sette bulunmak da kariyerim açısından çok önemli.
* Moda dünyası mı, sinema dünyası mı sizin için daha çekici?
- Dediğim gibi, ben kariyerime modellikle başladım. Eğitimimi modellikten kazandığım parayla tamamladım ve o iş olmadan şu anda bulunduğum noktaya ulaşamazdım. Modellik sayesinde pek çok ülkeye seyahat etme, birçok yeni insan tanıma şansı yakaladım. O yüzden modelliğin ve moda dünyasının kalbimdeki yeri her zaman farklı olacak. Ama kalbimde yatan tabii ki oyunculuk. Bundan sonrası için oyunculuk bana kesinlikle daha çekici geliyor ve bu sektörde adım adım ilerlemeyi amaçlıyorum.
CENGİZ ABAZOĞLU’NA HAYRAN KALDIM
* Modaya bakış açınız nedir?
- Modayı seviyorum. Bir davete katılmam gerektiğinde, herhangi bir çekime gittiğimde konsepte uygun bir biçimde giyinmek keyif veriyor. Ama günlük yaşamımda daha çok blue jean ve tişört giymeyi tercih ederim. Giysilerin ruh halimi yansıtması hoşuma gidiyor.
* Favori tasarımcılarınız kimler peki?
- Öyle çok tasarımcı var ki... Aralarından birkaç tanesini seçmem gerekse Valentino, Alexander McQueen, Roberto Cavalli ilk sıralarda yer alırd Cengiz Abazoğlu’nu ise yeni keşfettim ve tasarımlarına hayran kaldım. Gerçekten çok güzel elbiseler tasarlıyor. Hem zarif hem de dişi bir tarafı var giysilerinin.
* Hüseyin Çağlayan, Bora Aksu gibi Türk tasarımcıları duydunuz mu?
- Maalesef duymadım ama kendilerini tanımayı, tasarımlarını görmeyi çok isterdim. Türkiye’den ve Türkler’den öğreneceğim daha çok fazla şey var çünkü kültürünüz çok zengin. Ve ben bu engin kaynaktan sonuna kadar yararlanmak isterim.
BU İLK ZİYARETİM AMA SON OLMAYACAK
* Türkiye’ye ilk gelişiniz mi?
- Türkiye’ye ilk gelişim ama asla son değil. Muhteşem bir ülkeniz var. Türk insanı çok misafirperver. Yemekleriniz çok lezzetli. İstanbul Boğazı insanı büyüleyen bir güzelliğe sahip. Bu gelişim Magnum Çikolata’nın tanıtım kampanyası içindi, bu nedenle sadece dört gün kalıyorum ve maalesef hâlâ göremediğim birçok yer var. En kısa zamanda geri dönüp görme oraları gezmek istiyorum.
* Brezilya ve Türkiye arasında benzerlik ya da farklılıklar gördünüz mü?
- Brezilya ve Türkiye hem çok benzer hem de çok farklı. ıki ülkede de yemek kültürü çok önemli, insanlar çok sıcak ve misafirperver. Her ikisi de yaşayan, canlı ülkeler... Ama bunları tabii ki İstanbul’a bakarak söylüyorum. İstanbul’un dışında görmeyi istediğim şehirler de var. Ankara’ya gitmeyi çok istiyorum örneğin. Bir ülkenin başkenti her zaman önemlidir. Türkiye’de daha eski bir tarih var. Okuldayken öğrendiklerimi burada hissetme, yaşama şansı yakaladım ve bu eşsiz bir deneyim.
* İstanbul şehir olarak size neler hissettirdi? Nereleri gezdiniz?
- Bu şehirden insan etkilenmez mi? İstanbul beni büyüledi. Gerçekten çok etkileyici bir şehir. Çok zengin ve engin bir kültüre sahip. Sultanahmet Meydanı, Ayasofya, Kapalıçarşı, İstanbul Boğazı, Sultanahmet Cami; hepsini gezdim. Tur rehberimiz de çok güzel bilgiler verdi. Tarihinizle ilgili çok şey öğrendim. Maalesef Topkapı Sarayı’na ve Dolmabahçe’ye gidecek vakit kalmadı. Ama biliyorum ki Türkiye’ye mutlaka geri döneceğim.
* İstanbul’da güzel bulduğunuz, düzeltilmesini istediğiniz yanlar neler? Yorumlarınızı alabilir miyim?
- İstanbul’un tek kusuru trafik. Ama her güzelliğin katlanılması gereken bir kusuru vardır. İstanbul’un sunduğu onca güzelliğin yanında zaten ufak bir detay olarak kalıyor trafik sorunu.
TÜRK YEMEKLERİ KİTABI ALDIM
* Çok iyi bir aşçıyımdır. Yemek benim için insanları bir araya toplamak, bir araya gelmek demek... Los Angeles’a dönünce ilk işim buradan aldığım Türk yemekleri kitabından bir şeyler seçip, arkadaşlarıma yemek pişirmek olacak. Özellikle patlıcanlı yemekleriniz ve tatlılarınız çok lezzetliydi. Brezilya’da da, sizin ülkenizde de yemek kültürü gerçekten çok önemli ve her iki ülkenin insanları lezzetli yemeklerden çok keyif alıyor.