Ayşegül DOMANİÇ YELÇE
Mehmet Üstündağ
Murat Yılmaz
Yazı ve fotoğraflar Deniz İNCEOĞLU
Son Güncelleme:
Sıcaktan bunalanlara, suyu özleyenlere şelale safarisi
Acaba bugün sular kesilecek mi, hava yarın yine sıcak ve nemli mi olacak, kuraklıkla daha ne kadar uğraşacağız gibi sorulardan son zamanlarda çok bunaldık.
Bunları duydukça insanın, suyun gürül gürül aktığı yerlere gidesi geliyor. Siz de benim gibi bunu kafaya taktıysanız mutlaka bir ön araştırma yapmışsınızdır, haftasonu şöyle sulak nereye kaçabilirim diye... Ama yine de ısrarla önereceğim tek bir yer var: Tatlıca Takım Şelaleleri. Sinop’un Erfelek İlçesi’nde bulunan şelalerden toplam 28 tane var. Hem de her biri arka arkaya. Bunları gezerken hem bakir topraklarda yürüyüş ve tırmanış yapabiliyor, hem de istediğiniz kadar serin suyla boğuşabiliyorsunuz.
Tatlıca Vadisi ve Takım Şelaleleri, Karasu üzerine kurulan baraj çalışmaları sırasında geçen yıllarda keşfedildi. Erfelek İlçesi’nde bulunduğundan kimileri sadece Erfelek Şelaleleri olarak adlandırıyor. Adı üzerinde, herkes büyük bir ümitle şelale görmeye gidiyor bu bölgeye. Ama Sinop’tan buraya gelinceye kadar neler yaşandığından bahsetmeden de olmaz. Sinop Cezaevi ve Kalesi, şehrin tamamını görmek için ideal noktalar. Özellikle kalenin tepesindeki cafe-barda oturup çay içerken güneşin batışını ve limandan suya atlayan çocukları seyretmek çok keyifli. Buradan aşağıya inince karşınıza hemen kotracılar çıkıyor. Her birinde boy boy balıkçı tekneleri, yatlar ya da yelkenliler var. Bu bölge hediyelik almak isteyenler için fiyat açısından çok ideal. Orta boy balıkçı tekneleri pazarlıkla 8 YTL’ye kadar alınabiliyor. Akşam, limandaki küçük lokantalarda Karadeniz’den bu mevsimde çıkan İskorpit (çarpan) balığından yenilebilir. Hálá av yasağı olduğundan diğer balıklar eylülde yenilebilecek.
SİNOP’TA CİPLİ SAFARİ
Kaçamağımın ikinci gününde sıra Erfelek Şelaleleri’ne geldi. Yerel turizm şirketi Fiyord Tour’un rehberleri Ebru ve Ayhan Uysal, sabah otelden Sinop Off Road Kulübü’nün cipleriyle bizi aldı. Safari sevenler için Sinop bir hazine gibi. Ormanlık alandaki taşlı yollarda cipin arkasından manzarayı seyretmek çok keyifli. Üç ciple Sinop’un yaklaşık 40 kilometre dışındaki Erfelek İlçesi’ne doğru yola çıktık. Çevrede tütün ve mısır tarlaları, meyveleri hafif kızarmış elma ve armut ağaçları dikkat çekiyor. Dallara çarpmamak için kimi zaman kafanızı eğmek zorunda kalıyorsunuz. Yarım saatlik yoldan sonra karşınıza çıkan en güzel manzaralardan biri Erfelek Barajı. Burada durup fotoğraf çekmeniz önerilir. Hemen bitiminde Tatlıca Takım Şelaleleri’nin girişi var. Henüz ciplerden inmeden burnunuza çevrilen kuzuların kokusu gelmeye başlıyor. Göreceğiniz kuzuların, şelalerde ne kadar yorulacağınızın ve dönüşte çok aç olacağınızın bir işareti olduğunu dönüş yolunda anlıyorsunuz. Buraya vardığımızda restoranın hemen yanındaki ilk şelalede gençler yüzmeye başlamıştı bile. Bizse eski komando olmasının verdiği güvenle Onur rehberin peşine takılıp ilk şelalenin yanındaki patikadan yürüyüşe başlıyoruz. Hatırlatmakta fayda var, patikadan değil de şelalelerin içinden geçen yoldan gideceklerin küçük çocuklarını, çantalarını ve gözlüklerini yola çıkmadan bırakması şart.
YORULANLAR DEĞİRMEN DURAĞINA
Öyle bir yer düşününki minimum ses, maksimum doğa ve su olsun. Ihlamur, meşe, elma ve çam ormanları arasındaki Erfelek Şelaleleri işte tam böyle, hayal gibi. Ardı ardına toplam 28 şelaleden geçeceğimiz yaklaşık iki kilometrelik tırmanma ve suda yürüme maratonumuz heyecanlı başlıyor. Çünkü başlardaki şelalerden birinde zemin kaygan olduğundan tırmanırken öndekinden yardım almak gerekiyor. Ama burayı çıktıktan sonra "ben hepsini hallederim" diyerek yola devam ediyorsunuz. Yürürken büyük yapraklı bitkileri, suya düşmüş dalda ya da ağacın gövdesinde çıkmış mantarları inceleyebilirsiniz. Bir de ismini yerli halkın da bilmediği peygamber böceği ve kelebeğin karışımı gibi duran rengarenk, uçan, güzel böcekler var.
Burada sıcaktan değil ama suyun güzel görüntüsünün cazibesine kapılanlar, her şelalenin döküldüğü noktada oluşan gölcüklerde yüzebilir. Yaklaşık 15 şelale geçtikten sonra Değirmen mevkiine geliniyor. Zaten yolda taşların üzerine "çay bahçesi" diye de yazılmış. Burası mola verip çay içmek ya da yürümekten ve tırmanmaktan yorulanlar için ideal. Çünkü düz bir patika olan dönüş yoluna geçiş yapılabiliyor.
BAYRAĞI GÖRÜNCE NEFES ALDIM
Bu noktadan sonra tırmanış zorlaşıyor. Hatta durumu kolaylaştırmak için bazı şelalelere halatlar konulmuş. Çünkü çoğu zaman şelalelerin yanındaki 10-15 metrelik dik, kaygan toprak ya da taşlardan tırmanmanız gerekiyor.
Bazı bölümlerden emekleyerek ya da eğilerek geçmeniz bile gerekebilir. Bu durum şelalenin alt tarafından bakıldığında çok korkutucu görünse de, siz de benim gibi yukarıya varınca "aman ne kadar da kolaymış" diyerek aşağıda kalan kişiyi çağırmaya başlayabilirsiniz.
Son şelaleyi aştığınızı ileride gördüğünüz Türk Bayrağı’ndan anlayabilirsiniz. Bunun altından geçtikten sonra şahane bir baraka çıkıyor karşımıza. Bu bölgenin tepesindeki Tatlıca Köyü’nden bir ailenin işlettiği çay bahçesinde buz gibi ayran, haşlanmış patates ve tazecik çay var. Yarım saat dinlendikten sonra dönüş şelalelerden yapılamayacağı için patika yola giriyoruz. Gidişteki zorlu yolculuktan sonra burası herkese otoyol gibi geliyor. Başladığımız noktaya yarım saatte geri döndükten sonra giderken piştiğini gördüğümüz kuzuları, afiyetle yedik.
Şelalelerde ilkbahar ve sonbahar aylarında çok su bulunduğundan, özelikle güvenlik nedeniyle gezi için en uygun zaman mayıs ayının başından kasım ayının ikinci yarısına kadar olan dönem.
UÇAK, OTOBÜS YA DATURLA GİDEBİLİRSİNİZ
Sinop’a THY’nin uçuşuyla bir saatte varabilirsiniz. Sinop Birlik, Türkay Sinop otobüs seferi yapıyor. Bir başka seçenek turlar: Cafe Tur, kişiye, aileye ya da gruplara özel paketler düzenliyor. "Suya tutunan şehir Sinop" adlı pakette Türkeli, Erfelek Şelaleleri, Akgöl, İnaltı Mağarası, İnceburun, Gerze, Bafra var. (444 0 179) ETS Safranbolu’dan Trabzon’a kadar yedi günlük turlar düzenliyor. (444 0 387) Jolly Bolu üzerinden Samsun’dan başlayan sekiz günlük geziler düzenliyor. (0216 348 80 80)
NEREDE KALINIR
Kumsal Hotel: Gelincik Mah. Mobil Yolu Üzeri (0368 261 74 14), Zinos Country Hotel: Enver Bahadır Yolu No:75 Karakum (0368 260 56 00), Otel Diyojen: Korucuk Köyü, Dsi yanı (0368 261 88 22), Hotel North Sails: Karakum Mevkii Enver Bahadır Yolu No: 113 (0368 260 29 51)
Tatlıca Vadisi ve Takım Şelaleleri, Karasu üzerine kurulan baraj çalışmaları sırasında geçen yıllarda keşfedildi. Erfelek İlçesi’nde bulunduğundan kimileri sadece Erfelek Şelaleleri olarak adlandırıyor. Adı üzerinde, herkes büyük bir ümitle şelale görmeye gidiyor bu bölgeye. Ama Sinop’tan buraya gelinceye kadar neler yaşandığından bahsetmeden de olmaz. Sinop Cezaevi ve Kalesi, şehrin tamamını görmek için ideal noktalar. Özellikle kalenin tepesindeki cafe-barda oturup çay içerken güneşin batışını ve limandan suya atlayan çocukları seyretmek çok keyifli. Buradan aşağıya inince karşınıza hemen kotracılar çıkıyor. Her birinde boy boy balıkçı tekneleri, yatlar ya da yelkenliler var. Bu bölge hediyelik almak isteyenler için fiyat açısından çok ideal. Orta boy balıkçı tekneleri pazarlıkla 8 YTL’ye kadar alınabiliyor. Akşam, limandaki küçük lokantalarda Karadeniz’den bu mevsimde çıkan İskorpit (çarpan) balığından yenilebilir. Hálá av yasağı olduğundan diğer balıklar eylülde yenilebilecek.
SİNOP’TA CİPLİ SAFARİ
Kaçamağımın ikinci gününde sıra Erfelek Şelaleleri’ne geldi. Yerel turizm şirketi Fiyord Tour’un rehberleri Ebru ve Ayhan Uysal, sabah otelden Sinop Off Road Kulübü’nün cipleriyle bizi aldı. Safari sevenler için Sinop bir hazine gibi. Ormanlık alandaki taşlı yollarda cipin arkasından manzarayı seyretmek çok keyifli. Üç ciple Sinop’un yaklaşık 40 kilometre dışındaki Erfelek İlçesi’ne doğru yola çıktık. Çevrede tütün ve mısır tarlaları, meyveleri hafif kızarmış elma ve armut ağaçları dikkat çekiyor. Dallara çarpmamak için kimi zaman kafanızı eğmek zorunda kalıyorsunuz. Yarım saatlik yoldan sonra karşınıza çıkan en güzel manzaralardan biri Erfelek Barajı. Burada durup fotoğraf çekmeniz önerilir. Hemen bitiminde Tatlıca Takım Şelaleleri’nin girişi var. Henüz ciplerden inmeden burnunuza çevrilen kuzuların kokusu gelmeye başlıyor. Göreceğiniz kuzuların, şelalerde ne kadar yorulacağınızın ve dönüşte çok aç olacağınızın bir işareti olduğunu dönüş yolunda anlıyorsunuz. Buraya vardığımızda restoranın hemen yanındaki ilk şelalede gençler yüzmeye başlamıştı bile. Bizse eski komando olmasının verdiği güvenle Onur rehberin peşine takılıp ilk şelalenin yanındaki patikadan yürüyüşe başlıyoruz. Hatırlatmakta fayda var, patikadan değil de şelalelerin içinden geçen yoldan gideceklerin küçük çocuklarını, çantalarını ve gözlüklerini yola çıkmadan bırakması şart.
YORULANLAR DEĞİRMEN DURAĞINA
Öyle bir yer düşününki minimum ses, maksimum doğa ve su olsun. Ihlamur, meşe, elma ve çam ormanları arasındaki Erfelek Şelaleleri işte tam böyle, hayal gibi. Ardı ardına toplam 28 şelaleden geçeceğimiz yaklaşık iki kilometrelik tırmanma ve suda yürüme maratonumuz heyecanlı başlıyor. Çünkü başlardaki şelalerden birinde zemin kaygan olduğundan tırmanırken öndekinden yardım almak gerekiyor. Ama burayı çıktıktan sonra "ben hepsini hallederim" diyerek yola devam ediyorsunuz. Yürürken büyük yapraklı bitkileri, suya düşmüş dalda ya da ağacın gövdesinde çıkmış mantarları inceleyebilirsiniz. Bir de ismini yerli halkın da bilmediği peygamber böceği ve kelebeğin karışımı gibi duran rengarenk, uçan, güzel böcekler var.
Burada sıcaktan değil ama suyun güzel görüntüsünün cazibesine kapılanlar, her şelalenin döküldüğü noktada oluşan gölcüklerde yüzebilir. Yaklaşık 15 şelale geçtikten sonra Değirmen mevkiine geliniyor. Zaten yolda taşların üzerine "çay bahçesi" diye de yazılmış. Burası mola verip çay içmek ya da yürümekten ve tırmanmaktan yorulanlar için ideal. Çünkü düz bir patika olan dönüş yoluna geçiş yapılabiliyor.
BAYRAĞI GÖRÜNCE NEFES ALDIM
Bu noktadan sonra tırmanış zorlaşıyor. Hatta durumu kolaylaştırmak için bazı şelalelere halatlar konulmuş. Çünkü çoğu zaman şelalelerin yanındaki 10-15 metrelik dik, kaygan toprak ya da taşlardan tırmanmanız gerekiyor.
Bazı bölümlerden emekleyerek ya da eğilerek geçmeniz bile gerekebilir. Bu durum şelalenin alt tarafından bakıldığında çok korkutucu görünse de, siz de benim gibi yukarıya varınca "aman ne kadar da kolaymış" diyerek aşağıda kalan kişiyi çağırmaya başlayabilirsiniz.
Son şelaleyi aştığınızı ileride gördüğünüz Türk Bayrağı’ndan anlayabilirsiniz. Bunun altından geçtikten sonra şahane bir baraka çıkıyor karşımıza. Bu bölgenin tepesindeki Tatlıca Köyü’nden bir ailenin işlettiği çay bahçesinde buz gibi ayran, haşlanmış patates ve tazecik çay var. Yarım saat dinlendikten sonra dönüş şelalelerden yapılamayacağı için patika yola giriyoruz. Gidişteki zorlu yolculuktan sonra burası herkese otoyol gibi geliyor. Başladığımız noktaya yarım saatte geri döndükten sonra giderken piştiğini gördüğümüz kuzuları, afiyetle yedik.
Şelalelerde ilkbahar ve sonbahar aylarında çok su bulunduğundan, özelikle güvenlik nedeniyle gezi için en uygun zaman mayıs ayının başından kasım ayının ikinci yarısına kadar olan dönem.
UÇAK, OTOBÜS YA DATURLA GİDEBİLİRSİNİZ
Sinop’a THY’nin uçuşuyla bir saatte varabilirsiniz. Sinop Birlik, Türkay Sinop otobüs seferi yapıyor. Bir başka seçenek turlar: Cafe Tur, kişiye, aileye ya da gruplara özel paketler düzenliyor. "Suya tutunan şehir Sinop" adlı pakette Türkeli, Erfelek Şelaleleri, Akgöl, İnaltı Mağarası, İnceburun, Gerze, Bafra var. (444 0 179) ETS Safranbolu’dan Trabzon’a kadar yedi günlük turlar düzenliyor. (444 0 387) Jolly Bolu üzerinden Samsun’dan başlayan sekiz günlük geziler düzenliyor. (0216 348 80 80)
NEREDE KALINIR
Kumsal Hotel: Gelincik Mah. Mobil Yolu Üzeri (0368 261 74 14), Zinos Country Hotel: Enver Bahadır Yolu No:75 Karakum (0368 260 56 00), Otel Diyojen: Korucuk Köyü, Dsi yanı (0368 261 88 22), Hotel North Sails: Karakum Mevkii Enver Bahadır Yolu No: 113 (0368 260 29 51)