‘Seyahat anı yaşamaktır’

Pınar Altuğ Atacan’ı yıllardır ekranlarda izliyor, tanıyoruz. Başarılı bir kariyer sahibi. Aynı zamanda sağlıklı beslenmeden yogaya pek çok konuyla ilgileniyor. Ve bir anne; kızı Su 13 yaşında... Seyahat etmekse onun için hayatın vazgeçilmezlerinden. Hatta öyle ki seyahat hazırlığının dahi ailesi için tatil gibi geldiğini söylüyor. Yeni keşiflere açık yerleri görmeyi sevdiğini belirten Pınar Altuğ Atacan’ın Türkiye’de en etkilendiği yerse Kapadokya.

En yakın seyahat planınız ne zaman ve nereye?

Kız kıza iki gün yoga kampımız var; sonrasında da eşlerle bir noktada buluşup tatilimize birlikte devam edeceğiz.

‘Keşke onlar da olsaydı...’

Kadın kadına tatil mi aileyle tatil mi?

Kadın kadına tatilin tadı başka ama biz ailece anın tadını çıkarmayı seviyoruz. Kayağa da beraber gideriz, denize de. Aile tatili bizim için çok cazip. Güzel bir yere gittiğim zaman Su ile Yağmur yanımda değilse ‘Keşke onlar da olsaydı’ diyorum. Her sene yıldönümümüzde Yağmur’la baş başa tatile gidiyoruz. Güzel bir yer görünce ‘Keşke Su da olsaydı’ diyoruz. Hep birbirimizi arıyoruz. Ama yakında kız kıza iki günlük yoga kampına gideceğiz.

Pandemide eşinizle yaptığınız karavan tatili çok ilgi çekmişti. Bu tarz bir tatile nasıl hazırlanıyorsunuz?

Hazırlıklar tatilden bile daha uzun. Doğada olacağımız için birçok eşya alıyoruz. Karavanın önüne resmen görkemli bir otağ kuruyoruz. Yiyecek-içecek, ısınma gibi şeyler için oldukça yoğun bir hazırlık sürecimiz oluyor. O an yaşadığımız huzurlu dakikaların her birine değer hazırlanmanın zorluğu.

Yıllardır ailece yaptığınız tekne tatilleri çok keyifli gözüküyor. Bütün yazı teknede geçirmenin ortalama bütçesi ne kadar?

Çeşme ya da Bodrum’da ev kiralayıp her gün beach’lere gitmek için ayıracağımız bütçeyle tekne giderleri zaten neredeyse eşit. Hatta tekne ucuz kalıyor diyebilirim.

Su, hep olgun bir çocuktu. Çok küçük yaştan beri bizimle seyahat etmeye alıştı. Seyahatin tadını doyasıya çıkarıyor. Karavana da çok güzel ayak uydurdu. Karavan tatili çocuklar için o kadar güzel ve özel ki doğada kendilerini buluyorlar. Çok iyi organize olmak gerekiyor. Genelde cumadan pazara bu aktiviteyi yapıyoruz Su’yla. Ruhu o kadar doyuruyor ki bir hafta tatil yapmışız hissine kapılıyoruz. Su ile ormanda yürüyüşe çıkıyoruz, mantar topluyoruz. Tüm annelere çocuklarını doğaya götürmeyi tavsiye ederim.�

Rotaya karar verirken en dikkat ettiğiniz noktalar neler?

Hava durumu benim için çok önemli. Gittiğim yerin sezonu mu değil mi diye mutlaka ön araştırma yaparım. Ve her zaman daha önce görmediğimiz, yeni keşiflere açık yerleri tercih etmeye çalışırız.

Yağmur her sene evlilik yıldönümlerimizde bana sürpriz yapar. Baş başa 2-3 gece mutlaka bir tatile çıkarız. Uçağa gidene kadar nereye gideceğimizden haberim olmaz. Yine tam böyle bir sürpriz programla Malta’ya gitmiştik. Benim için rüya bir tatildi. Çok güzel gezdik ama şehir çok hayaletti. Sezonda olmadığı için Malta’nın o canlı, heyecanlı halini göremedik. Neredeyse tüm mağazalar kapalıydı. Tatillerde sezon zamanları gerçekten önemli oluyor. Mutlaka araştırıp program yapmak gerek.

‘Borneo Adası’nda Nabau’ 

Tatile beraber gitmek istediğiniz ünlü bir isim kim olurdu?

Sezen Aksu’yu çok büyülü bulurum. Sezen Hanım’la tatile gitmek isterdim, güzel olurdu.

Tatil bavulunda eksik etmediğiniz beş eşya nedir?

Beyaz tişört, atlet, hava durumuna göre spor ayakkabı ya da sandalet ama en önemlisi kozmetik eşyalarım. Kremlerim ve bakım ürünlerim olmadan şuradan şuraya gitmem.

Tatilde başınıza gelen en unutulmaz anınız...

Çok kontrollü biri olduğum için genelde başıma unutulmaz şeyler gelmez. Sadece bir keresinde Nabau’daki tatilimizde bir kolumda 20 sinek ısırığından fazlası olmuştu. Bunu unutamam.

Tatilde tanınmamak için yaptığınız en komik şey ne oldu?

Bir defasında Hollanda’dayken Türkiye- Hollanda maçı vardı ve stadın önünden geçmek durumunda kaldık. Bir yere yetişmeye çalıştığımız için kazağımı yüzüme kadar çektim. Ama genelde egzotik, enteresan ve kimsenin pek bilmediği rotalar tercih ettiğimiz için Türklerle çok denk gelmiyoruz. Kimsenin bizi tanıma ihtimali olmuyor, o yüzden de saklanmaya gerek olmuyor. 

“Biz gördük, siz de mutlaka görün” diyeceğiniz, yurtiçi-yurtdışı yerler önerebilir misiniz?

Kesinlikle Kapadokya. Benim için en büyülü yerlerden biri. Beni çok etkileyen, kalp atışlarımı hızlandıran, hâlâ adını söylediğimde bile içimi titreten bir yer. Ve kesinlikle Göbeklitepe... Orayı da çok merak ediyordum. Pandemi öncesi gidecektik ama iptal oldu. Yakında ziyaret edeceğiz. ‘Atiye’ dizisinden sonra da daha çok merak etmeye başladım. Yurtdışı için fırsatı ve imkânı olanların mutlaka Borneo Adası’nda Nabau’yu görmesini öneririm. Türkiye’den iki aktarmayla gidiliyor. Adalardan oluşan bir yer. Kırmızı Sumatra orangutanının anavatanı. Yerliler ağaca bir çivi çakılmasına dahi izin vermiyor. Doğaya çok değer veriyorlar. Benim için çok özel bir yer. Gördüğüm için çok şanslıyım. Hiçbir yerden etkilenmediğim kadar etkilendim. Mesela Maldivler çok yapay, klişe... Ama burası o kadar gerçek ki! Mutlaka görülmesi, yaşanması gereken bir yer.

‘Tatil, fotoğraf çekmeyi unutturuyor’

Tatildeyken sosyal medyadan paylaşım yapmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu modaya çok uymuyorum. Ben anı yaşamaktan keyif alıyorum. O an tatilde ne yapıyorsam fotoğraf çekmeyi bile unutuyorum. Tabii ailemle anı olması için fotoğraf çekiyorum ama paylaşım fotoğrafı denilen konsept bende yok. Ben anı yaşamaya âşığım. Seyahatteyken faydalı olabilecek bilgileri paylaşıyorum. Mesela kayağa gittiğimizde kayak pistlerini, güzel dağ evlerini paylaşıyorum, bundan zevk alıyorum.

Tatilde aynı yerde olduğunuz başka ünlülerin Instagram hikâyelerini izler misiniz?

Hem iş hem keyif için Instagram kullanıyorum. Benim için bir anı albümü gibi. Bence başkasının profiline ya da story’sine bakmak ayıp bir şey değil. Eğer bakmak istersem ismimi göstere göstere bakarım. O sanal dünya benim için çok hayatın içinde bir şey değil. Sadece eğlence. Beğenilere, yorumlara takılmam. Hiçbir arkadaşıma neden yorum yapmadın, neden beğenmedin diye sormam.