Saffet Emre TONGUÇ
Son Güncelleme:
Sekiz yıldır bir peribacasında yaşıyor
Avustralya kökenli Lonely Planet, dünyanın en itibarlı gezi rehber kitaplarını hazırlar. Gezginlerin en büyük bilgi kaynağı olan bu kitapların Türkiye için yazılmışı en güncel ve detaylı bilgilerle donatılmış olup, bu satırların yazarı tarafından yıllardır kullanılır. İngiliz Pat Yale ise bu kitabın yazarıdır ve yıllardır Göreme’de yaşar.
Bu sene Kapadokya’da bir tesadüf sonucu tanıştığım Pat, Türkiye’ye yaşamak için gelen yabancılar için 600 sayfalık bir kitap yazmış. Kitapta yok yok; mevlüt şekerinden intikal vergisine, Hürriyet’in Cuma ekindeki "En İyi 10" listelerinden Yahudi geleneklerine uygun Koşer yemek yapan restoranlara kadar her şey bulunuyor. Los Angeles’lı Trici Venola’nın illüstrasyonlarını yaptığı, "A Handbook for Living in Turkey/ Türkiye’de Yaşamak İçin El Kitabı" adını taşıyan bu kitap, geçtiğimiz hafta Çitlembik Yayınları tarafından yayınlandı. Pat Yale de sorularımızı cevapladı.
Kaç yıldır Türkiye’de yaşıyorsunuz?
- Türkiye’ye ilk kez 1974’te gelmiştim, 1992’den sonra ise her yıl geldim. Sekiz senedir Göreme’de restore ettirdiğim bir peribacası evde yaşıyorum.
Cambridge Üniversitesi’nde tarih okuduktan sonra 70’in üzerinde ülkeye seyahat etmişsiniz. Yerleşmek için Türkiye’yi tercih etmenizin sebebi ne?
- Bence son yıllarda Türkiye’de yaşamak çok ilginç. Ülke hızlı bir şekilde modernleşirken, bu değişime şahit olmak güzel. Türkiye iki kıtaya yayılmış, iki farklı kültürün erime potası. Başıma, geçenlerde İstanbul’da hırsızların kurbanı olmam gibi keyifsiz olaylar da gelebiliyor ama bunun dışında büyüleyici bir ülke ve Batıdakinden farklı olarak insan ilişkilerinde hala yüreklere dokunuluyor.
Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
- Ben Türkiye’ye ilk geldiğimde büyük şehirler dışında yaşayan çok yabancı yoktu. Özellikle son beş yılda, Almanya, İngiltere, Hollanda, Rusya ve İrlanda başta olmak üzere çok sayıda ülkeden yabancı Türkiye’nin çeşitli yerlerine yerleştiler. Çoğu burada olmaktan dolayı mutlu ama Türkçe bilmedikleri için çok sıkıntı yaşıyorlar. Özellikle devlet dairelerinde yabancı dil bilen memur yok gibi. Oysa ev ya da araba sahibi olmak için bir şekilde bürokrasinin içine girmeniz gerekiyor.
AMAÇ YABANCILARIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRMAK
Kitapta neler var?
- Yabancıların ihtiyacı olabilecek her şeyi kitapta yazmaya çalıştım. Nerede oturabileceklerinden tutun da nasıl evlenebileceklerine, çocuklarını hangi okullara yollayabileceklerinden nasıl banka hesabı açabileceklerine kadar her şey mevcut. Kitabın sonunda faydalı adresler bölümü bulunuyor. Konularla ilgili olarak kullanılan Türkçe kelimeler de kitapta yer alıyor. Amaç burada yaşayan ve expat denilen yabancılar için hayatı kolaylaştırmak.
Büyük şehirlerden biri yerine çok fazla yabancının yaşamadığı Göreme’yi tercih etmişsiniz, dolayısıyla, ülkenin diğer kısımlarında neler olup bittiğini nasıl takip edebildiniz?
- Lonely Planet için özellikle son 12 yıldır Türkiye’de gitmediğim ne bir yer ne bir köşe kaldı. Bu yoğun seyahatlerim esnasında çok sayıda yabancıyla tanıştım, hem onlardan bilgi aldım, hem de sorunlarının neler olduğunu öğrendim. Evleri, arabaları, işleri, çocuklarının okullarıyla ilgili tecrübelerini benimle paylaştılar. Çoğu da sonradan görüştüğüm dostlarım oldu. İstanbul’da da çok vakit geçirdim. Ardından 18 ay uğraşıp bu bilgileri yerine oturtmaya çalıştım.
Göreme’deki evinizin restorasyonu aşamasında siz de bürokrasiden payınıza düşeni aldınız mı?
- Problem olmaması mümkün mü? Bir yere tatile gitmekle orada yaşamak arasındaki en önemli fark bu. Bana sürekli yardım eden ve destek veren harika arkadaşlarım var, o yüzden çok şanslıydım. Bence Türkiye’nin en güzel köşelerinden birinde yaşıyorum. Her ne kadar bir sürü Türk yaşamak için yurtdışına gitmeye çalışsa da yaşam burada İngiltere’dekinden çok daha ilginç. Tek pişmanlığım Türkiye’ye yerleşme kararını daha önce vermemiş olmam.
Kitabı yazarken karşılaştığınız problemler oldu mu?
- Türkiye’de inanılmaz bir dinamizm var, her şey o kadar hızlı değişiyor ki. En zor olan en güncel bilgiye ulaşmaktı. Ben kitabı yazarken yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili yasa iki kere değişti. Bazen doğru bilgiyi elde etmek de ayrı bir sorun. Aynı soruya dört farklı cevap alabiliyorsunuz!
TÜRKİYE UZMANININ TERCİHLERİ
EN GÜZEL ŞEHİR Kesinlikle İstanbul. Sultanahmet’teki bir otelin çatısından ya da İstiklal Caddesi’ndeki bir barın balkonundan muhteşem Boğaz’ı seyretmek büyük bir keyif. Vapurla kıta değiştirmek ise yaşamı hissetmek ve dünyanın en ucuz kıtalararası yolculuğu.
EN GÜZEL İLÇE Mudurnu ve Beypazarı. İkisi de Osmanlı’nın görkeminin izlerini taşıyor. Mudurnu’nun pazarı ve Türk hamamı da çok güzel.
EN GÜZEL YOLCULUK Seyitgazi’den Afyon’a Frigya Vadisi’ni geçerek gitmek. Unutulmuş Frigya eserleri ve bir doğa şöleni.
EN İYİ PANSİYON Amasya’daki İlk Pansiyon. Geçmişin izlerini taşıyan odalar çok güzel dekore edilmiş. Bütçenize zarar vermeden bir Osmanlı paşası olabilirsiniz. (0358-218 16 89)
EN İYİ OTEL Bodrum’daki Su Otel. Ara sokaklardan birine gizlenmiş. Güneşin yansımasıyla beraber bir şenliğe ev sahipliği yapıyor.(0252-316 69 06)
EN İYİ RESTORAN İstiklal Caddesi’ndeki Konak Kebap. Şanlı bir geçmişe sahip yapının bitmek üzere olan ihtişamı eşliğinde iskender yemek harika. (0212 249 36 31)
EN UNUTAMADIĞI AN Kastamonu’ya bir cumartesi gecesi basket şampiyonası sonrası varıp, kalacak tek bir otel bulamamıştım. Bir otelci ayakkabılarımı çıkarıp girmem şartıyla otelin mescidinde kalmama izin verdi ve inanılmaz Türk konukseverliği beni bir kez daha şaşırttı.
Kaç yıldır Türkiye’de yaşıyorsunuz?
- Türkiye’ye ilk kez 1974’te gelmiştim, 1992’den sonra ise her yıl geldim. Sekiz senedir Göreme’de restore ettirdiğim bir peribacası evde yaşıyorum.
Cambridge Üniversitesi’nde tarih okuduktan sonra 70’in üzerinde ülkeye seyahat etmişsiniz. Yerleşmek için Türkiye’yi tercih etmenizin sebebi ne?
- Bence son yıllarda Türkiye’de yaşamak çok ilginç. Ülke hızlı bir şekilde modernleşirken, bu değişime şahit olmak güzel. Türkiye iki kıtaya yayılmış, iki farklı kültürün erime potası. Başıma, geçenlerde İstanbul’da hırsızların kurbanı olmam gibi keyifsiz olaylar da gelebiliyor ama bunun dışında büyüleyici bir ülke ve Batıdakinden farklı olarak insan ilişkilerinde hala yüreklere dokunuluyor.
Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
- Ben Türkiye’ye ilk geldiğimde büyük şehirler dışında yaşayan çok yabancı yoktu. Özellikle son beş yılda, Almanya, İngiltere, Hollanda, Rusya ve İrlanda başta olmak üzere çok sayıda ülkeden yabancı Türkiye’nin çeşitli yerlerine yerleştiler. Çoğu burada olmaktan dolayı mutlu ama Türkçe bilmedikleri için çok sıkıntı yaşıyorlar. Özellikle devlet dairelerinde yabancı dil bilen memur yok gibi. Oysa ev ya da araba sahibi olmak için bir şekilde bürokrasinin içine girmeniz gerekiyor.
AMAÇ YABANCILARIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRMAK
Kitapta neler var?
- Yabancıların ihtiyacı olabilecek her şeyi kitapta yazmaya çalıştım. Nerede oturabileceklerinden tutun da nasıl evlenebileceklerine, çocuklarını hangi okullara yollayabileceklerinden nasıl banka hesabı açabileceklerine kadar her şey mevcut. Kitabın sonunda faydalı adresler bölümü bulunuyor. Konularla ilgili olarak kullanılan Türkçe kelimeler de kitapta yer alıyor. Amaç burada yaşayan ve expat denilen yabancılar için hayatı kolaylaştırmak.
Büyük şehirlerden biri yerine çok fazla yabancının yaşamadığı Göreme’yi tercih etmişsiniz, dolayısıyla, ülkenin diğer kısımlarında neler olup bittiğini nasıl takip edebildiniz?
- Lonely Planet için özellikle son 12 yıldır Türkiye’de gitmediğim ne bir yer ne bir köşe kaldı. Bu yoğun seyahatlerim esnasında çok sayıda yabancıyla tanıştım, hem onlardan bilgi aldım, hem de sorunlarının neler olduğunu öğrendim. Evleri, arabaları, işleri, çocuklarının okullarıyla ilgili tecrübelerini benimle paylaştılar. Çoğu da sonradan görüştüğüm dostlarım oldu. İstanbul’da da çok vakit geçirdim. Ardından 18 ay uğraşıp bu bilgileri yerine oturtmaya çalıştım.
Göreme’deki evinizin restorasyonu aşamasında siz de bürokrasiden payınıza düşeni aldınız mı?
- Problem olmaması mümkün mü? Bir yere tatile gitmekle orada yaşamak arasındaki en önemli fark bu. Bana sürekli yardım eden ve destek veren harika arkadaşlarım var, o yüzden çok şanslıydım. Bence Türkiye’nin en güzel köşelerinden birinde yaşıyorum. Her ne kadar bir sürü Türk yaşamak için yurtdışına gitmeye çalışsa da yaşam burada İngiltere’dekinden çok daha ilginç. Tek pişmanlığım Türkiye’ye yerleşme kararını daha önce vermemiş olmam.
Kitabı yazarken karşılaştığınız problemler oldu mu?
- Türkiye’de inanılmaz bir dinamizm var, her şey o kadar hızlı değişiyor ki. En zor olan en güncel bilgiye ulaşmaktı. Ben kitabı yazarken yabancılara gayrimenkul satışıyla ilgili yasa iki kere değişti. Bazen doğru bilgiyi elde etmek de ayrı bir sorun. Aynı soruya dört farklı cevap alabiliyorsunuz!
TÜRKİYE UZMANININ TERCİHLERİ
EN GÜZEL ŞEHİR Kesinlikle İstanbul. Sultanahmet’teki bir otelin çatısından ya da İstiklal Caddesi’ndeki bir barın balkonundan muhteşem Boğaz’ı seyretmek büyük bir keyif. Vapurla kıta değiştirmek ise yaşamı hissetmek ve dünyanın en ucuz kıtalararası yolculuğu.
EN GÜZEL İLÇE Mudurnu ve Beypazarı. İkisi de Osmanlı’nın görkeminin izlerini taşıyor. Mudurnu’nun pazarı ve Türk hamamı da çok güzel.
EN GÜZEL YOLCULUK Seyitgazi’den Afyon’a Frigya Vadisi’ni geçerek gitmek. Unutulmuş Frigya eserleri ve bir doğa şöleni.
EN İYİ PANSİYON Amasya’daki İlk Pansiyon. Geçmişin izlerini taşıyan odalar çok güzel dekore edilmiş. Bütçenize zarar vermeden bir Osmanlı paşası olabilirsiniz. (0358-218 16 89)
EN İYİ OTEL Bodrum’daki Su Otel. Ara sokaklardan birine gizlenmiş. Güneşin yansımasıyla beraber bir şenliğe ev sahipliği yapıyor.(0252-316 69 06)
EN İYİ RESTORAN İstiklal Caddesi’ndeki Konak Kebap. Şanlı bir geçmişe sahip yapının bitmek üzere olan ihtişamı eşliğinde iskender yemek harika. (0212 249 36 31)
EN UNUTAMADIĞI AN Kastamonu’ya bir cumartesi gecesi basket şampiyonası sonrası varıp, kalacak tek bir otel bulamamıştım. Bir otelci ayakkabılarımı çıkarıp girmem şartıyla otelin mescidinde kalmama izin verdi ve inanılmaz Türk konukseverliği beni bir kez daha şaşırttı.