GeriSeyahat Saati hiç önemsemiyor, cenazeyi şarkıyla ve dansla uğurluyorlar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Saati hiç önemsemiyor, cenazeyi şarkıyla ve dansla uğurluyorlar

Saati hiç önemsemiyor, cenazeyi şarkıyla ve dansla uğurluyorlar

Halk sağlığı uzmanı Dr. Demet Güral, aynı zamanda arkeoloji yüksek lisansına sahip. Cinsel sağlık alanında çalışan Pathfinder International’da dokuz yıl görev yaptı. Yerel sivil toplum kuruluşlarıyla aile planlamasına yönelik programlar geliştirmek amacıyla Ürdün, Yemen, Bangladeş, Pakistan, İran ve Azerbaycan’da çalıştı.

İki yıl önce Willows Foundation’ın genel müdürlüğünü üstlendi. Türkiye’nin yanı sıra, Gana ve Pakistan’da üreme sağlığı eğitim programlarını yürütüyor. Gana’yı anlatırken "Telaş, koşuşturma yok. Bizim gibi gözünü saatten ayırmayanlar için hayata farklı bakış açıları sunuyor" diyor.

Afrika’da ilk kez Sahra altındaki bir ülkeye ayak basacaktım. Kalkınma, sağlık, yardım alanlarında uluslararası çalışmalara katılanların hayalidir Afrika’ya gitmek. En fazla ihtiyacı olanlara ulaşmanın yanısıra çalışma koşulları açısından bir meydan okumadır bu. Zor ve öğreticidir. Geçen yıl, ilk Gana yolculuğumda heyecanlıydım, yeni bir proje başlatmanın tedirginliğini yaşıyordum. Başkent Accra’nın 25 km doğusunda, sanayi kuruluşlarıyla çevrili yoksul Tema Belediyesi’nde 100 bin kadına aile planlaması yöntemlerini öğretecektik. Bölgede yaşayan gönüllüler bize yardım edecekti.

Afrikalıların en ilginç özelliklerinden biri zaman kavramının olmaması. Canı ne zaman isterse o zaman randevuya gelirler. İklimin de etkisiyle olsa gerek, Gana’da da hayat yavaş yavaş akıyor. Acele, koşturma yok. Bizim gibi saniye sayanlar için hayata yepyeni bakış açıları sunuyor.

TÜRKLER ALTIN PEŞİNDE

Kıtanın gelişime en açık ülkelerinden biri Gana. 1957’de İngiliz sömürgeciliğinden kurtulduktan sonra hiç savaş görmemiş. Ekonomisi istikrarlı, dış yatırımlar artıyor. Eskiden "Altın Sahili" diye adlandırılırmış. Madenleri meşhur. Altın işletmeleri arasında Türk firmalarını da görebiliyorsunuz. Şirketlerimiz diğer alanlara girmemiş. Türkiye’yi, Ganalı işadamı, fahri konsolosumuz Lord Kuomi temsil ediyor. Kuomi her zaman yardıma hazır. Sohbetimizde, Accra’daki ABD Büyükelçiliği’ni bir Türk firmasının inşa ettiğini gururla anlatıyor. Kentin en prestijli okullarından birini de Fethullah Gülen cemaati yaptırmış.

Ganalıların en önemli özelliklerinden biri güler yüzleri, sakin tavırları. Tokalaşmaları da farklı. El sıkışmak üzere ellerini uzattıktan sonra, parmak uçlarını birbirlerine değdirir değdirmez ellerini hızla geriye çekerek, parmaklarını şaklatıyorlar. İlk başta biraz şaşırtıcı olsa da, zamanla öğrendim, kullanmaya başladım. Bir yabancının bunu bilmesi Ganalıları mutlu ediyor.

Accra’nın geniş caddelerinde Batılı mimari egemen. Yerel yapı yok. Ancak yerel kıyafetlileri her yerde görmek mümkün. Boyun kaslarını nasıl geliştirdilerse, her şeyi başlarının üstünde taşıyorlar. Ana cadde kenarlarına sıralanan tezgahlarda her şeyi bulmak mümkün. İklimin tropik olması nedeniyle yaşam hep dışarıda. Erkek egemen bir toplum. Resmi olmasa da, çokeşlilik yaygın. Bu nedenle HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar kolayca yayılıyor. Ancak, Afrika’nın diğer ülkelerine oranla AIDS ürkütücü boyutlarda değil. Toplumsal kimliği kabileler belirliyor. Accra’da hakim etnik grup Akanlar. Her kabilenin kendine özgü dili var. İngilizce resmi dil. Okuma yazma bilmeyenler yerel dili tercih ediyor.

BARAKUDA ÇOK LEZZETLİ

Accra kenti okyanus kıyısında. Sahilindeki en çarpıcı yapılar, geçmişte kölelerin tutulduğu büyük depolar. Kıtadan köle sevkiyatı yapılan en büyük merkezin Accra olduğu söyleniyor. Köle tacirlerinin yerel adamları köylere girip, sağlıklıları zorla alırmış. Bu nedenle köylüler yüzlerine, vücutlarına derin yaralar açarak tacirlerin elinden kurtulmaya çalışmış.

Sokakta rastladığım bir Amerikalı grup, üstünde "eve dönüş" yazan tişörtler giyiyordu. Bu jestten Afrikalıların pek etkilendiğini sanmıyorum. Her şeye rağmen beyazlara güveniyor. "Beyaz doktor" olarak takdim edildiğim bir evde kadının rahatlamasını, tüm sorunlarını çözecekmişçesine güven duymasını unutamıyorum. Kliniklerde beyaz doktorlar çalışıyorsa güveniyorlar.

Gana’da tropik iklim kuşağının tüm sebze ve meyvelerini görebilirsiniz. Mango, muz, hindistancevizi ve muza benzeyen plantine her yerde rastlanıyor. Plantin, yemeğin yanında ya da kızartılarak yeniyor. Her yemekte pirinç yeniyor, yoksa Ganalı mutsuz oluyor. İstanbul’a gelen Ganalı proje yöneticilerimizi et ve balık restoranlarına götürmüştük. İlk siparişleri pilavdı. Bu nedenle Çin mutfağını seviyorlar. Balığın Gana mutfağında önemli yeri var. Özellikle barakuda lezzetli bir balık. Gana mutfağı çok zengin olmasa da kendine özgü tatlara sahip.

ŞARKIYLA, DANSLA CENAZE

Her Ganalıya doğumda bir İngiliz ismi veriliyor, bir de özel anlamı olan yerel isimleri var. Ganalı eski BM Sekreteri Annan’ın ismi "Kofi" cuma günü doğan anlamına geliyormuş. Kent yaşamında sürdürmeleri zor olsa da geleneklerini unutmamışlar. Hastane bahçesinde yerel kıyafetleriyle, vurmalı çalgılar eşliğinde dans edenlerle karşılaşmıştım. Nedenini sordum. Hastanede ölen yakınlarının cenazesini almaya gelmişler. Son yolculuğa matem yerine, dans eden akrabalarca uğurlanmak ne güzel.

Yine de sömürgeciliğin etkisiyle Hıristiyanlık çok yaygın. Düzenlediğimiz geniş katılımlı eğitim toplantılarının öncesinde, grubun en yaşlısı çıkıp İncil’den ilahiler okuyor. Müslümanlar, animistler azınlıkta. Pazar günü kiliseler dolup taşıyor. Ayinler Afrikalılara özgü neşeli gospellerle süsleniyor. Batılı dini kuruluşlar Accra’da çok aktif.

Animist geleneklerin en çarpıcı örneğine bir balıkçı mahallesinde rastladım. Küçük, bahçeli, çok bakımlı, duvarında olağanüstü ejder resmi bulunan bir ev gördüm. Kapısının önünde boş içki şişeleri duruyordu. Animist liderin eviymiş. Balıkçılar ava çıkmadan içki sunarak liderin iyi dileklerini almak isterlermiş. Bir sabah uyanıp ansızın kimsenin anlamadığı dilde konuşmaya başlayan kişiyi animist lider yapıyorlarmış. Son liderlerden biri ansızın Hıristiyan olduğunu açıklayıvermiş. Ertesi gün evinde ölü bulmuşlar lideri. Yerini farklı dilde konuşan bir başkası almış.

Ganalılar futbolu tutkuyla seviyor. Tuttukları takımların formasını giymiş çocuklar mahalle aralarında patlak topun ardında koşuyor. Appiah’a herkes hayran. Dolayısıyla Türkiye deyince akıllarına hemen Fenerbahçe geliyor.

seyahatte ne okuyor

Polisiye romanlar

ne yiyor ne içiyor

Ne bulursa

ne giyiyor

Turistik seyahat ise rahat kıyafet

nerede kalıyor

Gelişmekte olan ülkelerde şehrin en iyi otelinde

neyle seyahat ediyor

Ayrım yapmıyor

çantasının vazgeçilmezleri

İlkyardım malzemesi, ilaç, böceksavar, tuvalet kağıdı, kitap

ne dinler

Otel odasında ne sunuluyorsa

oradan ne alıyor

Yerel müzik CD’leri, takılar

False