GeriSeyahat Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde

“Biz de Mayalar gibi yok mu olacağız?” Binlerce yıl süren dünyanın en büyük uygarlığı bir anda yok olduğu için insanın aklına ister istemez bu soru geliyor. Cevabını ise hemen en baştan vereyim: Hayır. Mayalar gibi yok olmayacağız. Çünkü Mayalar da yok olmadı. Hâlâ varlıklarını sürdürüyorlar. İyi ama o zaman nerede ve nasıl? İşte size Mayaların izinde Güney Amerika rehberi...

İki hafta Orta ve Güney Amerika’da Maya uygarlığının izlerini sürdüm, anlamaya çalıştım. Zaman kavramının, takvimin, astronominin, matematiğin, mimarinin, sanatın ve daha birçok şeyin temelini atmış, binlerce yıl boyunca dünyanın en gelişmiş uygarlığı olmuş, zamanında dünya üzerindeki en yüksek ve en gelişmiş binaları dikmiş olan Mayalar... Nasıl oluyor da bir anda yok oldular? Aklımda bu soruyla gittim bu coğrafyaya. Ve cevabı gezerken buldum. Maya uygarlığının birçok sebeple çökmüş olmasına, sonrasında da İspanyolların Mayaları yüzyıllarca sömürmesine rağmen Mayalar bugün hala dimdik ayakta. 

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde

Üç boyutlu takvim: Piramitler

Mayaların izini 15 gün boyunca ana vatanları olan Meksika, Guatemala ve Belize’de adım adım sürerken anladım ki, hakikaten evrende hiç birşey yok olmuyor. Herşey öyle ya da böyle, farklı şekillerde de olsa varlığını sürdürüyor. Orta-Güney Amerika’da birçok ülkenin nüfusunun çoğunluğunu hala Mayalar oluşturuyor. Bu coğrafyada halen en az 6 milyon kişi bu uygarlığın dilini konuşuyor. 20’den fazla Maya dili varlığını sürdürüyor, piramitlerin etrafında halen yaşayıp ayinlerini yapmaya da devam ediyor. Tikal’deki Maya sitinde bir ateş törenlerini canlı izlerken, kendimi sanki o günlere ışınlanmış gibi hissettim. Zaman kavramı sanki yok oldu. Geçmiş-bugün içiçe geçip o “an”da birleşti.

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde

Mayaların bugün hala canlı olması aynı zamanda hayat felsefelerinden de kaynaklanıyor. Çünkü Mayalara göre zaten hiç birşeyin sonu yok. Herşey her an devam ediyor, sadece dönüşüyor...

Bu kadim halk dünyanın çeşitli çağlar yaşadığına ve her çağın felaketlerle bittiğine inanıyordu. Yalnız bunlar hiçbir zaman dünyanın sonu değildi. Gerek dünyada, gerekse de evrende sadece birbirini takip eden olaylar zinciri vardı.

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde

Asırlar boyunca Mayalar gökyüzünü, özellikle de Güneş’in hareketlerini çok yakından izlemişler. Güneş ışıklarının piramitlere vuruş açısı, hep pusulaları olmuş. Bitkilerin ekim-biçim tarihlerinden tutun, her türlü ritüellerini de buna göre belirliyorlarmış. Dolayısıyla piramitler onların birebir takvimiydi. Zamanın 3 boyutlu izdüşümüydü. O yüzden bir Maya sitinde yürürken, piramide tırmanırken binlerce yıllık bir takvimin sayfalarında geziniyor gibi hisediyorsunuz. Sanki canlı bir takvimin içinde kayboluyorsunuz. Zaman kavramını yitiriyorsunuz.

Mayalara vefasızlık

Bu keşif turunda anladığım önemli birşey ise, insanoğlu olarak ne kadar vefasız olduğumuz. Bugün sahip olduğumuz birçok şeyi Mayalara borçluyuz. Ancak buna rağmen hem onları tanımıyoruz, hem de sahipleri oldukları topraklarda İspanyol sömürgesi sonrasında 2. sınıf vatandaş konumuna düşmüş. Bugün hala beyazlar tarafından aşağılanıyorlar. Sosyo-ekonomik olarak alt sınıflara mensuplar ve ne iş dünyasında, ne de siyasette yer bulabiliyorlar. İnsanoğluna, yani kendimize dair çoğu şeyi henüz keşfetmemiş olduğumuzu da daha iyi anladım bu gezide. En çok araştırılmış, didik didik edilmiş Maya yerleşimlerinde bile gezerken, gezi boyunca rehberliğimizi yapan Sayat Turabik, “Şu anda gördüğünüz piramitler sadece okyanusta birer damla kadar” diyordu... 

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde


Mayaların rotası

Bu gezi için yaklaşık iki haftanızı ayırmanız gerekiyor. Meksika’ya şu anda mecburen aktarmalı gidip geliyorsunuz, ama Türk Hava Yolları yakında Meksika’ya direkt uçuş başlatacak. Mayaları keşfinize Meksika’nın doğu kıyısında bulunan Tulum’dan başlamanızı öneririm. Mayaların okyanus kıyısında bulunan tek yerleşimi burada. Kalıntıların okyanus sularıyla kucaklaşmasını görmek tarif edemeyeceğim kadar büyüleyici... Tulum’u ziyaret etmek için Tulum’da da kalabilirsiniz ya da ‘Meksika’nın Antalyası’ olan Cancun’da geceleyebilirsiniz. Yolculuğumda 2. durağım Mayaların en büyük yerleşimi olan Chichen Itza oldu. İçinde birçok piramit, tapınak ve sarayın bulunduğu Chichen Itza, bence Mayaların en görkemli, en haşmetli şehri.

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde


3. durağım ise Uxmal ve Kabah yerleşimleri oldu. Ki buralar Yucatan eyaletinin başkenti olan Merida şehrinin yolu üzerinde. Mayaların en dik piramitleri Uxmal’de bulunuyor. Buradaki Sihirbaz Piramidi’nin üstünden etrafa serpiştirilmiş kalıntıları izlemek tarif edilemez bir keyif. Kabah’ta ise Maya dünyasının en ilginç binalarını görüyorsunuz. Buradaki piramitlerin o zamanlar bitkilerden elde edilen boyalarla rengarenk boyandığını düşününce, çok daha büyüleniyorsunuz. Bir sonraki durağım ise Meksika’nın güney ucunda bulunan Palenque oldu. Yağmur ormanının içinde yer alan bu Maya yerleşimi de, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Palenque, bugün en çok sayıda Maya’nın yaşadığı Chiapas eyaletinde. Özellikle İspanyol işgalinden kaçan Mayalar bu yağmur ormanının içine saklanıp buradaki muazzam piramitleri inşa etmiş.

Orta ve Güney Amerika’da Mayalar’ın izinde


Meksika’dan Guatemala’ya geçmeden son durağım ise Bonampaktı. Yani Amerika kıtasının Amazonlardan sonra 2. en büyük yağmur ormanı. Mayaların şehrine girmek için ormanın girişinde bizi burada yaşayan ve soyları tükenmek üzere olan Lakandon Mayaları karşıladı. Onların sürdüğü arabalarla bir saat kadar gittikten sonra yerleşime ulaştık. Buraya ilk giren Türk grup olduğumuzu duymak ise bize çok daha fazla heyecanlandırdı. Meksika’dan Guatemala’ya geçtiğinizde görmeniz gereken ilk Maya siti ise, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Tikal Ulusal Parkı. Burada da devasa bir yağmur ormanının içinde yer alan piramitler nefes kesici. 1665’te keşfedilmiş olan bu sitte binlerce piramit bulunuyor. Burası ticaret yollarının kavşağıymış. Dünyanın en yüksek binaları da uzun süre burada bulunmuş.

En gelişmiş uygarlığın dağılma nedeni: Kuraklık

Gelelim Mayaların çöküş sebeplerine... Herşeyden önce, kuraklık Maya uygarlığına son veren başlıca sebepmiş. 820’lerden sonra bölge 100 yıl süren bir kuraklık dönemine girmiş. 2. sebep olarak gösterilen teori ise, muazzam bir göktaşının Meksika’daki Maya yerleşimlerinin bir bölümünü kapsayacak şekilde düşüp büyük bir yıkıma yol açmış olması. 3. sebep; Mayaların komşularıyla aralarında çıkan savaşlar. 4.sü, kaynakları har vurup harman savuran yöneticileri. 5.si de kendi içlerinde, farklı şehir-devletleri arasında yaşanan savaşlar.

False