GeriSeyahat O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumdu. 10-16 Kasım tarihleri arasında hem ölüm yıldönümü nedeniyle anmalar düzenleniyor hem de bu süre Atatürk Haftası olarak kabul ediliyor. Aramızdan ayrılışının 83’üncü yıldönümü vesilesiyle yaşamı boyunca iz bıraktığı yerlerin bir kısmını gazeteci, tarihçi ve yazarlara sorduk. Bize gezerken Atatürk’ü anlayıp hissedebileceğimiz adresleri anlattılar.

Saffet Emre Tonguç/Hürriyet Seyahat yazarı

Her köşesi anlamlı
DOLMABAHÇE SARAYI, İSTANBUL

Batılılaşma hareketlerinin etkisiyle, Sultan Abdülmecit tarafından yapımı mimar baba-oğul Garabet ve Nigoğos Balyan’a emanet edilen Dolmabahçe Sarayı, Cumhuriyet yıllarında da modernleşme adımlarının atıldığı yer olmuş. 1927-49 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılan saray, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’daki çalışmalarını yürüttüğü yermiş. Özellikle tarih ve dille ilgili çalışmalarda merkez olan sarayın Süfera Salonu’nda Latin harflerinin öğretilmesine yönelik ilk karatahta kurulmuş. Saray, 10 Kasım 1938’de saat 9.05’te Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu mekân olarak, Türk milletinin kalbinde manevi bir yer taşıyor. Atamızın cenaze namazı da 19 Kasım’da, 1927 senesinde cumhurbaşkanı olarak İstanbul’daki ilk konuşmasını yaptığı Muayede Salonu’nda kılınmış. Atatürk’ün hayatını kaybettiği anda durdurulan saati, yatağını, tedavisinde kullanılan ilaçları ve dahasını sarayda görebilirsiniz.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

İlber Ortaylı-Tarihçi, ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ kitabı yazarı

Başkentin en özel adresi
RASATTEPE, ANKARA

Bugün Rasattepe’de Anıtkabir var. Hiç kuşkusuz yapıldığı günden itibaren Türkiye’nin gündeminde ama artık sadece gündeminde değil, Türkiye’nin merkez noktası haline dönüştü. Her 10 Kasım’da ve Cumhuriyet Bayramı’nda binler, on binler oraya akmaya başladı. Atatürk’ün etrafındakiler onun bu tepeyi çok sevdiğini ve buradan Ankara’nın ve Anadolu ovasının çok iyi göründüğünü söylediğini belirttiler. Onun üzerine burası vasiyet yeri oldu. Ölümünden hemen sonra inşaya başlandı. 1953 yılı 10 Kasım’ında naaşın naklini seyreden bir küçük çocuktum. O güne kadar binanın yapılması çok uzadı. İktisadi sıkıntılar ve harp bu gecikmenin nedenidir. Etrafında dedikodular döndü. “İsmet Paşa bu işi yapmadı da Adnan Menderes tamamladı” gibi kasaba dedikoduları... Her halükârda Rasattepe, Cumhuriyet’i temsil ediyor. İnşaat sırasında bazı Frigya malzemelerine rastlandı ve onun çok sevdiği Ankara Arkeoloji Müzesi’ne hediye edildi. Etrafındaki geniş saha Ankara’daki betonlaşmayı kısmen önlemeye yaradı. Bu bakımdan şehir için de bir kazançtır ve o semt hâlâ bu sayede makbul bir yer olarak hayatını sürdürüyor.

Sinan Meydan/Tarihçi

Şehrin simgelerinden
ARTVİN

Artvin’de Atatürk’le ilgili iki önemli sembolden biri Atabarı’dır. Diğeri, Atatepe’ye yapılan 22 metre yüksekliğinde ve 60 ton ağırlığındaki Artvin Atatürk Heykeli’dir. Bu, dünyadaki en büyük Atatürk heykelidir. 1936’da Atatürk, bir Artvin oyun ekibini İstanbul’da düzenlenecek Balkan Festivali’ne çağırır. Artvin ekibi Balkan Festivali’nde düz horon, deli horon, sasa Artvin barı ile bugünkü Atabarı’nı oynar. Gecenin sonunda Park Otel’de ekiplere verilen yemekte Atatürk, özel beğeniyle seyrettikleri Artvin ekibini kutlar ve ekip üyelerine üçer tane badem verir. Ekiptekiler Artvin’e dönüşte valiyle buluşurlar. Bu toplantıda barın adının Atatürk’ün adıyla ölümsüzleştirilmesi istenir. Atatürk’e, “Balkan Festivali’nde ekibimizle lütfederek oynadığınız Artvin barını ‘Atabarı’ olarak adınızla ölümsüzleştirmek istiyoruz, izninizi dileriz” şeklinde bir telgraf çekilir. Atatürk’ün olumlu yanıt vermesiyle Artvin barı, Atabarı olur. Atabarı daha çok kadın-erkek birlikte oynanır. Artvinliler, Atatürk’ün kadın-erkek eşitliğine ve birlikteliğine verdiği önemin epik sembolü gibidir. 

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Deniz Sipahi/Hürriyet Ege temsilcisi

İzmir’i seyredip Atatürk’ü düşünün
ATATÜRK MÜZESİ, İZMİR

Atatürk’ü gören, onunla tanışmış dedemin anlattıkları çocukluğumun en güzel anlarıydı. Bıkmadan dinler ve Atatürk’ün İzmir sevgisini içimde hissederdim. Mustafa Kemal ilk olarak 1905 Şubat’ında görmüş İzmir’i. Ali Fuat Cebesoy ile birlikte Kordonboyu’nda gezmişler ve halı ihracatçısı Ermeni Takvor Spartalı tarafından yaptırılan binayı çok beğenmişler. Bugün müze olan bu ev Samsun’daki Atatürk Müzesi gibi orijinalliğini muhafaza etmiş, hep kullanılmış. Atatürk’e hediye edilmiş, bir ara otel olmuş, kütüphane olarak hizmet etmiş. İçindeki eşya ilk sahibi Takvor’dan beri muhafaza edilmiş. Mustafa Kemal, İzmir’e 16 kez gelmiş ve 146 gün kalmış. Uşakizade Köşkü’nde kalmadığında Kordon’daki müze evde olurmuş. Kordon’daki Atatürk Müzesi’ne bugüne kadar kaç kere gittim hatırlamıyorum. Her gittiğimde bir başka olurum. Atatürk Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca üç yıl süren uzun bir restorasyon sürecinin ardından 2015’te yeniden ziyarete açıldı. İzmir’e ilk yolunuz düştüğünde müzeye gidin, hem İzmir’i seyredin hem Atatürk’ü bir kez daha düşünün.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Serda Büyükkoyuncu/Seyahat yazarı

Anadolu’ya attığı ilk adımı takip edin
GAZİ MÜZESİ, SAMSUN

Samsun ülkemizin önemli bir liman kenti, Karadeniz Bölgesi’nin en kalabalık şehirlerinden...
MÖ 750’lerde Amisos adıyla kurulmuş, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bu tarihi kentin önemi Mustafa Kemal’in ilk adımı atmasıyla kat be kat artmış.
Burayı ziyaret ederken öncelikle Gazi Müzesi’ni görün. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ilk gittiğinde kaldığı Mıntıka Palas, 5 Ekim 1940’ta Gazi Müzesi olmuş. Bu anlamlı şehirdeki anlamlı müzede Atatürk’ün kişisel eşyası, fotoğrafları ve önemli belgelerini görebilirsiniz. Ayrıca Atatürk’ün karaya çıktığı Tütün İskelesi ve Kurtuluş Yolu, temsili Bandırma Vapuru, Milli Kurtuluş Anıtı, Atatürk’ü at üstünde gösteren Onur Anıtı ve İlkadım Anıtı görmeniz gereken diğer yerler.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Şerif Yenen/Seyahat yazarı

Kaldığı odada...
PERA PALACE HOTEL ATATÜRK MÜZE ODASI, İSTANBUL

Dünyaca ünlü Orient Express treni İstanbul seferlerine başladığında, bu trenle İstanbul’a gelen üst düzey ziyaretçilere hitap edecek lüks bir otel yapmak şart olmuştu. Pera Palace Hotel, 1895’te bir açılış balosuyla birlikte misafirlerini ağırlamaya başladı. Pera Palace Hotel, açıldığı ilk günden itibaren dünyanın pek çok ülkesinden sanatçı, yazar, oyuncu, devlet adamı gibi birbirinden ünlü binlerce konuğu ağırladı. Bu konukların en değerlisi tabii ki Mustafa Kemal Atatürk idi. Atatürk’ün adının gönüllerimizde ve ülkemizin tarihindeki yeri bambaşka. Mustafa Kemal özellikle cepheden döndüğü zamanlarda Pera Palace Hotel’de hep aynı odada konakladı; burada önemli kararlar aldı, ülkemizin geleceğine dair çalışmalarda bulundu ve üst düzey misafirlerini burada ağırladı. İşte bu, 101 numaralı odaydı. Atatürk’ün ve tarihimizin en önemli yaşanmışlıklarına ev sahipliği yapan 101 numaralı oda, Atamızın doğumunun 100’üncü yılında kişisel eşyasının da sergilendiği bir müzeye dönüştürüldü. Mustafa Kemal Atatürk’ün defalarca kalmış olduğu odayı ziyaret etmek mümkün. Atatürk’ün özel eşyasını, kitaplarını, kendisine gönderilen armağanları, dönemin gazete ve dergilerini görmek, kaldığı odadaki havayı teneffüs etmek isterseniz, her gün
10.00-11.00 ile 15.00-16.00 saatleri arasında açılan Atatürk Müze Odası’nı ziyaret edebilirsiniz.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Erdoğan Gümüş/Hürriyet Seyahat gezgini

Çocuklar da burayı seviyor
CUMHURİYET MÜZESİ, ANKARA

“Milletin yazgısını, milletten aldığı güçle değiştiren Zafer Meclisi” sloganıyla kapılarını ziyaretçilerine açan Cumhuriyet Müzesi, 1924 yılında II. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hizmet etmiş... Müzeye girdiğiniz andan itibaren, özellikle Atatürk’ün kişisel eşyası karşısında heyecanınız bir kat daha artıyor. Sergilenen nadide eserler arasında Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nu okuduğu mikrofonu görüp hele hele kendi sesinden ‘Nutuk’u dinleyince duygu seline kapılıyorsunuz adeta... Burası aynı zamanda Türkiye’nin ilk çocuk dostu müzesi olma özelliği de taşıyor. Atatürk, İsmet İnönü ve Celal Bayar’ın kişisel eşyası, Meclis’te kullanılan çeşitli kırtasiye araçları, Meclis görüşme tutanakları, milletvekili yoklama defterlerinden birer örnekle Atatürk ilke ve inkılaplarına ilişkin eserler sergileniyor müzede...

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Doğan Hızlan/Hürriyet yayın danışmanı

Yüzdüğü ve en sevdiği sahil
FLORYA, İSTANBUL

Her liderin bir yazlık tercihi vardır. Atatürk de Florya’yı sever, orada denize girerdi. Birçok fotoğrafında onu yüzerken, sandalda kürek çekerken gördük. Ülkü ile fotoğrafları da Florya’da çekilmişti. İstanbul’da
o zamanlar Adalar ve Florya vardı. Florya Köşkü de birçok karede görünmüştür. Atatürk’ten sonra da Florya popülerliğini sürdürdü. Florya ayrıca mesire yeri olarak da ünlüydü. Çocukluğumda ben de ailemle birlikte Florya Plaj Gazinosu’na giderdim. Yanlış anımsamıyorsam 5 çayı için komple bir seçenek vardı. Plaj Gazinosu’nun yanında da halk plajı vardı, kumlu; o bölümü anımsıyorum. Daha sonraları Florya’ya yazlık evler yapıldı, belediye kiraya veriyordu. Birçok kimse yazlığa oraya giderdi, çünkü trenle ulaşması kolaydı. Ben de bu evlerden birini kiraladığımızı, yazı orada geçirdiğimizi anımsıyorum. Hatta 1950 kuşağından arkadaşlarımla bir de fotoğraf çektirmiştik. Mesire yeri olarak
kullanılırdı. Biraz ötede sonradan adı Şenlikköy olan
Kaliterya vardı, orası da ilgi gören bir yazlıktı.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Samet Altıntaş/Tarihçi-yazar, Hürriyet Seyahat gezgini

Caddeyi yürüyün
BURSA

Mustafa Kemal Paşa, çeşitli vesilelerle; ama en çok devrimler öncesi nabız yoklamak adına Bursa’ya gelir... Şehri ilk ziyareti, Büyük Taarruz’dan hemen sonraya, 16 Ekim 1922’ye tarihlenir. Gazi’yi resmi karşılama, büyük mürşit Somuncu Baba’nın şehri terk ettiği Duaçınarı’nda olur. Padişah Vahdettin ise İstanbul’da hâlâ tahttadır. Son sultan, 1 ay sonra, yani 17 Kasım 1922’de İngiliz Malaya zırhlısıyla atalarının son payitahtını terk edecekken; Bursalılar, ilk başkentte yeni devletin kurucusunu alkışlıyordur.

Roller, şahıslar, tarihler değişse de şehrin üzerindeki tüm zamanlara şekil veren Kuruluş elbisesi, modası geçmeyen bir tavır aslında. Gazi Paşa’nın şehirdeki ayak izlerini takip etmek isterseniz; Çekirge Caddesi üzerindeki Çelik-Palas Oteli’nin komşusu Atatürk Köşkü Müzesi’ne, Hünkâr Köşkü Müzesi’ne yolunuzu düşürün. Son Bursa ziyaretinde ne demişti modern Türkiye’nin kurucusu: “Bursa’yı ve Bursalıları seven ilk Türk ben değilim. Tarihte ve cihanda en büyük imparatorluk kurmuş olan Türkler de önce dikkat nazarlarını bu değerli şehre çevirmişlerdir.”

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

Erdal İpekeşen/Tempo Travel yayın danışmanı

Naaşına ev sahipliği yaptı
ETNOGRAFYA MÜZESİ, ANKARA

Müzede, geleneksel Türk sanatının nadide örnekleri arasında Anadolu’nun çeşitli yörelerinden derlenmiş halk giysileri, süs eşyası, ayakkabı, takunya, Sivas yöresi kadın ve erkek çorapları, keseler, oyalar, çevreler, uçkurlar, peşkirler, bohçalar, yatak örtüleri, gelin kıyafetleri, damat tıraş takımları yer alıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk istirahatgâhı olan Etnografya Müzesi, 1953’e kadar Atatürk’ün naaşına ev sahipliği yaptı.

O’nun izinden gezin, görün, öğrenin...

False