GeriSeyahat Mandela’nın özgürlük yolunda
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Mandela’nın özgürlük yolunda

Mandela’nın özgürlük yolunda

Nelson Mandela liderliğindeki ANC, 1994’te, Güney Afrika’da 46 altı yıllık ırkçı rejimi seçim sandığında mağlup edip iktidara geldiğinde 1 milyon beyaz ülkeyi terk etmişti.

Zencilerin geçmişin intikamını almasından korkuluyordu. Eşitlik temelinde, barış içinde birlikte yaşamayı, toleransı savunan Mandela zencileri intikam duygusundan uzaklaştırdı, beyazların da lideri olmayı başardı. 60 yıllık siyasi mücadelesinin beş şehirdeki önemli duraklarını gezmek gerçek bir demokrasi dersi...

JOHANNESBURG
MANDELA EVİ
Duvarlarındaki kurşun izleri duruyor

Dünyada adı en az Johannesburg kadar iyi bilinen Soweto, kentin güneyindeki asırlık bir gecekondu mahallesi. Nobel Barış Ödülü sahibi din adamı Desmond Tutu ve avukat Nelson Mandela bir zamanlar Soweto’nun Orlando bölgesindeki Vilakazi Caddesi’nde birbirine yakın mesafedeki iki küçük evde yaşardı. Bugün her ikisi de müze. Mandela’nın evi tek katlı, tuğla cepheli, kibrit kutusu kadar bir yapı. 1997’de orijinal haliyle müzeye dönüştürüldü, 9 yıl sonra restore edilip, ziyaretçi merkezi eklenerek bugünkü halini aldı. Altın madeninden çıkan toprakların yüksek tepelere dönüştüğü bu semtte, zenci işçiler için ilk yerleşim geçen yüzyılın başında İngilizler tarafından kurulmuştu. Hukuk fakültesi öğrencisi Mandela, annesi, kız kardeşi ve hemşire olan ilk eşi Evelyn’le 1946’da bu küçük eve yerleşti. Dört çocuğu bu evde doğdu. Semtin ismini, iki yıl sonra iktidara gelen ırkçılar koydu. Kentteki göçmen işçileri, zencileri boşaltıp gettolardaki yerleşimlerde yaşamaya zorlayan iktidar Güney Batı Yerleşimi’nin İngilizce karşılığındaki her sözcüğün ilk iki harfini alıp SoWeTo ismini oluşturmuştu. Mandela Ailesi bu küçük evde, defalarca hayatla ölüm arasında gidip geldi. Bugün duvarlarındaki kurşun, molotof kokteyli izleri saldırılardan geriye kalanlar. 1962’de Nelson Mandela hapse girince, ikinci eşi Winnie bu evde pek çok saldırıya göğüs germek zorunda kalmıştı. 1990’da serbest bırakıldığında Mandela’nın döndüğü ev de buydu. “Özgürlüğe Giden Yol”da o günü şöyle anlatmıştı: “O akşam Winnie ile birlikte Orlando West No: 8115’e döndüm. Ancak o zaman hapisaneden çıktığımı yüreğimde hissettim. Benim için 8115 Numara, dünyanın merkeziydi. Zihin coğrafyamda büyük bir X’le işaretlenmişti.” Bugün bu küçük ev Güney Afrika’da en çok turist çeken 15 yer arasında. Orijinal eşyaların yanı sıra, odalarında ailenin fotoğrafları, Mandela’nın bazı özel eşyaları, yazıları, sözleri sergileniyor (www.mandelahouse.com).

Mandela’nın özgürlük yolunda

Rehberiniz semt sakinleri

Johannesburg’da zenciler için yaratılan teneke kasabalar 20 yıllık ANC iktidarında ortadan kaldırılamasa da, daha insanca yaşanan yerleşimlere dönüştü. Özellikle Dünya Kupası sırasında bu mahallelerin otoyollara yakın bölgelerindeki evler restore edilip, şık kasaba izlenimi yaratıldı. Bugün bu yerleşimlerde, semt halkının rehberlik ettiği yürüyüş turları düzenleniyor. Örneğin ırkçı iktidar dönemindeki direniş merkezlerinden biri olan Sophiatown, aynı zamanda alternatif edebiyat, grafik sanatlar ve cazın çok geliştiği bir semtti. Sophiatown Kültürel Miras Merkezi, hafta içinde her gün saat 10.0-16.00 arasında semt halkından bir gönüllünün rehberliğinde yaklaşık bir saatlik tur düzenliyor. Kültürel Miras Turu’nda semtten çıkan ünlü sanatçıların yaşamları, sokakların öyküleri, geçmişin acımasız uyuşturucu ve suç şebekelerinin öyküleri anlatılıyor. Hafta içinde 14 TL. Hafta sonunda ikramlı tur 30 TL (sophiatown.net). Soweto dahil önemli gettoları, ırkçılığa karşı mücadeledeki önemli mekanları günübirlik turlarla da görebilirsiniz. Yerel turizm firmalarından KDA Travel, Mandela’nın İzinde başlıklı günübirlik turlarında konuklarını otelden alıp, Mandela Evi, Anayasa Tepesi, Lilies Leaf Çiftliği, Apartheid Müzesi, Mandela Köprüsü, Mandela’nın Houghton’da vefat ettiği son evi, Özgürlük Meydanı ve Regina Mundi’de gezdiriyor. Öğle yemeği dahil 200 TL (www.soweto.co.za).

LILIESLEAF ÇİFTLİĞİ
Mandela’yı hapse gönderen CIA ve MI-6 mıydı

Kentin kuzeyinde, Soweto’ya kuşuçumu 30 kilometre uzaktaki Rivonia semtinde bir zamanlar sadece çiftlikler vardı. Şimdilerde zengin ailelerin lüks konutları yüksek duvarlarla korunuyor. Güney Afrika’nın ırkçılığa karşı özgürlük hareketi işte bu semtteki Liliesleaf Çiftliği’nde başladı. Lüks bir konut, depo ve işçi evlerinden oluşan çiftliği 1961’de ressam Arthur Goldreich ve avukat Harold Wolpe tarafından satın alınmıştı. Her ikisi de beyaz ve Güney Afrika Komünist Partisi (SACP) üyesiydi; çiftlik görüntüsü altında tehlikedeki politik önderleri saklıyor, parti çalışmalarını yürütüyorlardı. Başta SCAP üyesi Mandela olmak üzere ANC’nin lider kadrosu da bu çiftlikte saklanıyordu. Mandela, çiftlikte David Motsamayi sahte kimliğiyle işçi olarak görünüyor, çatısı otla kaplı küçük bir kulübede yaşıyordu. Gizli direniş radyosu da yanıbaşındaki kulübeden yayın yapıyordu. 1962 Ağustosu’nda Mandela yakalandı. Yargılanıp 5 yıl hapse mahkum edildi. Çiftliktekiler önlem alıp, kritik belgeleri yok ettiler. Fakat günlüğünü imha etmeye kıyamayıp kömürlüğe gömdüler. Tam bir yıl sonra çiftlik basıldı, 19 kişi tutuklandı, bu arada kömürlükten günlük çıktı. Mandela bu kez günlüğünde yazanların ışığında, ANC VE SCAP üyesi diğer arkadaşlarıyla ünlü Rivonia Davası’nda ölüm cezası istemiyle yargılanmaya başlandı. Müebbet hapse mahkum oldu... Çiftlik 2008’de kamulaştırılıp, ziyaretçi merkezi eklenerek müzeye dönüştürüldü. Bir zamanlar ANC liderlerinin toplantı yaptığı konut bölümündeki odalarda bugün ırkçılığa karşı direniş hareketinin ve liderlerinin öyküsü, günlüklerinden, biyografilerinden alıntılarla tanıtılıyor. Videolar, elektronik panellerle yapılan tanıtımda, istihbarat örgütlerinin çiftlik evi çevresinde yaptıkları gözetleme faaliyetinin belgeleri, fotoğrafları, raporları da sergileniyor. Bu bölümde en dikkat çekici ayrıntı, Güney Afrika polisi kadar Amerikan istihbarat örgütü CIA’nın bilgi edinme çabası. Nitekim bahçedeki kulübelerden birinde CIA’nın yanı sıra İngiliz dış istihbarat örgütü MI-6’nın ANC içindeki istihbarat bağlantıları, örgütteki muhtemel ajanları tanıtılıyor. Mandela’nın ele geçirilmesi ve Lilies Leaf’in basılmasıyla ilgili istihbaratın, CIA ve MI-6’dan kaynaklanmış olma ihtimalinin yüksekliği vurgulanıyor. Mandela’nın 10 metrekareden küçük odası, çalışma masası, bahçede sergilenen ve gizli bölmelerinde silah, belge kaçırılan safari kamyonu müzenin diğer ilgi çekici bölümleri. Her gün açık olan müzede direniş hareketiyle ilgili özel sergiler, etkinlikler de düzenleniyor (www.liliesleaf.co.za).

APARTHEID MÜZESİ
Baskının böylesi

2001’de Ormonde semtinde açılan müzede ırkçı rejim döneminde zenciler için tasarlanan yaşam tüm boyutları, kanıtlarıyla anlatılıyor. Özel kimlikler, kısıtlı yaşam alanları, günlük yaşamda kamusal alanlardan zencileri uzak tutmak için alınan önlemler, direniş hareketine uygulanan acımasız baskılara tanık olduktan sonra Mandela ve ANC’nin zaferi daha da anlam kazanıyor (www.apartheidmuseum.org).

PRETORIA
ÖZGÜRLÜK PARKI
Başarının sırrı

Başkent merkezinin yaklaşık 1,5 kilometre güneyinde, Özgürlük Parkı’ndaki iki tepenin üstünde birer anıt yükseliyor. Kente yakın olanı Afrika’da ırkçılığa karşı savaşın kahramanlarını, kurbanlarını anmak için 2009’da yapılan anıt kompleksi, diğeri ise 1930’larda Nazi mimarisini örnek alarak yapılan, kıtadaki beyaz üstünlüğünü simgeleyen Voortrekker Anıtı. Birbiriyle 40 yıl kanlı savaş yürüten iki ayrı politik kutbun anıtlarının aynı parkta yanyana durması Güney Afrika’da demokrasinin gücüyle ilgili fikir veriyor. Voortreker Anıtı, Hollandalı çiftçilerin 1840’larda İngiliz sömürgecilerin baskısıyla Cape Town bölgesinden ülkenin içlerine göçünü simgelemek için yapılmış. Nazi sempatisini yansıtan bina dev bir dörtgen bacayı andırıyor. Zemin katında simgesel bir anıt mezar bulunuyor. Lahitin üstünde “Güney Afrika için yaşarız, ölürüz” yazıyor. Kubbedeki bir delikten giren ışık huzmesi her yıl 16 Aralık’ta öğle saatlerinde bu lahti aydınlatıyor. Giriş katının iç yüzeyini çepeçevre saran rölyeflerde beyazların Güney Afrika’daki öyküsü kronolojik sırayla anlatılmış. Bu öykülerde beyazlar kıtaya uygarlık getiriyor; kölelere, köleciliğe yer yok. Zenciler beyazları acımasızca öldüren vahşi varlıklar... Anıtın geniş bahçesinde ise zencilere karşı savaşta ölen beyaz kahramanların isimlerinin yazıldığı büyük bir duvar, anılarına dikilmiş heykeller, grup anıtlar yer alıyor. Afrika’nın diğer ülkelerindeki bağımsızlık mücadelelerini bastırmak için kontrgerilla savaşı yürüten özel birlikler bile onurlandırılıyor. Geçmişin hayaliyle yaşayan beyazlar yıl boyunca Voortreker’in bahçesinde sosyalleşiyor, aile etkinlikleri düzenliyor. ANC, iktidara geldiğinde bu ırkçılık abidesine dokunmamış. Hatta Mandela, anıtı ziyaret ederek, örgütün siyasi olgunluğunu bir adım daha ileriye taşımış (www.vtm.org.za). Kuşuçumu 1.4 kilometre uzakta, karşıdaki tepede ise hilal şeklinde tasarlanmış bir duvarda, ırkçı rejimin binlerce kurbanının ismi kronolojik sırayla yer alıyor. Polisin gösterilerde kurşuna dizdiği gençler, işçiler, çocuklar, din adamları. Kontrgerilla suikastlarında, işkencelerinde öldürülen liderler. Afrika’daki bağımsızlık mücadelelerine destek verirken öldürülen Kübalılar. İç mekanlarda bağımsızlık mücadelesinin öyküsü video ve fotoğraflarla anlatılıyor. Afrika’da ırkçılığa, sömürgeciliğe karşı mücadele veren tüm liderler fotoğraflarıyla anılıyor. Kıta dışından tek isim Che Guavera. Özgürlük Anıtı’nın en etkileyici bölümü, küçük bir göletin yanı başındaki sessizlik odası ve kurbanlar anısına yanan sonsuz ateş. Filmleri izleyip, zencilerin yaşadığı cefaya tanık olduktan sonra, karşı tepedeki Voortreker Anıtı’nın hâlâ yerinde durması insanı şaşırtıyor. İşte bu da Mandela öncülüğünde kurulan demokratik sistemin başarısının sırrı (www.freedompark.co.za).

CAPE TOWN
ROBBEN ADASI
Taş kırarken geleceğin demokrasisinin temelini attılar

Nelson Mandela, hayatının 18 yılını, Cape Town’ın yedi kilometre açığındaki Robben Adası’nda mahkum olarak geçirdi. Ölümüne neden olan akciğer hastalığı, bu adadaki ocaktan çıkardığı mermerleri balyozla öğütüp, işlemden geçirip, kireç yaptığı günlerden eser. Annesinin, kızının ölümünü burada öğrendi. İki kez firarın eşiğine geldi. Fakat planların tuzak olduğunu sezip vazgeçti. Filme konu olan “Uzun Özgürlük Yürüyüşü”nü de burada yazmaya başlamıştı. Kuzeyden güneye 3.3 kilometrelik, çevresi 3 saatte yürünebilecek Robben (fok) Adası bir zamanlar cüzzamlıların tutulduğu merkezdi. 1960 sonrasında siyasilerin tutulduğu yüksek güvenlikli hapisaneye dönüştürüldü. Mandela geldiğinde mahkumlar kış soğuğunda şort ve çorapsız ayakkabıyla çalıştırılırdı. Dayak ve işkence yaygındı. Mandela ve ANC liderleri hukuk bilgisiyle, uluslararası kampanyayla adadaki koşulları zaman içinde düzeltti. Yine de maskesiz, gözlüksüz taş öğütmek mahkumların sağlığında kalıcı hasarlar oluşturuyordu. ANC liderleri mermer madenlerinde çalışırken geleceğin demokratik Güney Afrika’sını tartıştı. İlk önemli kararlar burada alındı.
B Blok 4 numaralı hücrede kalan Mandela, avlunun kenarındaki toprak alanda da küçük bir bahçe yaptı. Burada domates, acı biber, soğan, üzüm yetiştirdi. Bahçıvanlığı hayatın bütününü daha derinlemesine kavramasını sağlayan bir deneyime dönüştürdü. 1975’te, 3 yıl sonra kutlayacağı 60’ıncı yaşının şerefine otobiyografisini yazmaya burada karar verdi. O geceleri gizlice yazdı, arkadaşları stenoya aktardı. Yakalanma ihtimaline karşı avluya gömdükleri kopyayı duvar inşaatı sırasında yetkililer bulsa da ana kopya önce hapisane, sonra yurtdışına çıkarıldı. 1994’te İngiltere’de yayımlandı. Mandela, cezasının geri kalanını çekmek üzere 1982’de Pollsmoor Cezaevi’ne nakledildi. 1990’da tahliye oldu. Hapisten çıkışı dünya TV’lerinde naklen yayımlandı. Yaklaşık 2 milyar kişi ekran başında izledi bu tarihi günü. Belki de bahçıvanlığın verdiği bilgelikle hırs, öfke, intikam gibi duygulardan arınmıştı. Irkçı yönetimi destekleyen beyaz azınlığa Güney Afrika’da yeni, demokratik bir sistem kurmak için elini uzatarak, insanlık dersi verdi... Robben Adası, 1997’de müzeye dönüştürüldü, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Cape Town’ın AVM, lüks restoran ve barlarla çevrili, Avrupai, şık liman bölgesinden her gün Sikhululekile (Özgürüz) adlı deniz otobüsü adaya beş sefer yapıyor. Ayda ortalama 25 bin kişiyi taşıyor. Ülkenin dört bir yanından gelmiş öğrenciler, dünyanın dört bir yanından gelmiş turistler Güney Afrika’da ırkçı iktidarı tarihe gömen bir avuç yiğit zenci aydının öyküsünü öğrenmeye, demokrasi adına ibret dersi almaya gidiyor adaya. Onları eski mahkumlardan 10 rehber karşılıyor, yaşananları birinci elden tanıklıklarla aktarıyor (www.robben-island.org.za).

KING WILLIAM’S TOWN
AMATHOLE MÜZESİ
Xhosa kabilesi pes etmedi

Ülkenin güney doğusunda, Durban’a karayoluyla 660 kilometre uzaklıktaki King William’s Town, 36 bin nüfuslu bir şehir. Mandela’nın üyesi olduğu Xhosa kabilesinin Buffalo Nehri’nin kıyısındaki, topraklarına 1826’da İngiliz sömürgeciler tarafından kuruldu. Tabii öncesinde kanlı bir savaş yaşandı. Fakat Xhosa kabilesi pes etmedi, ticarete ikna edilene kadar savaşını sürdürdü. Boerler de zenginlikten pay almak için İngilizlerle savaştı. Geçmişin acı izleri bugün Amathole Müzesi’nin vitrinlerindeki objelerde, fotoğraf ve haritalarda yaşatılıyor. Müzenin bir salonu da Mandela’nın üyesi olduğu Xhosa kabilesine ayrılmış. Burada kabilenin tarihi ve gelenekleri anlatılıyor (www.museum.za.net).

MTHATHA QUNU
Uzun yürüyüşün son durağı doğduğu köy

Durban’ın karayoluyla 420 kilometre güneyinde, Nelson Mandela’nın doğduğu, mezarının bulunduğu Qunu köyü bulunuyor. Köy, Mthatha kentine bağlı. Kentteki Nelson Mandela Müzesi, zenci liderin hapisaneden tahliyesinin 10’uncu yılında açıldı. Onun isteği üzerine müzenin yanı sıra bir kültür, eğitim merkezi gibi çalışıyor. Ayrıca dönüşümlü sergiler düzenleniyor. Mandela’nın özel eşyaları, notlarının önemli bölümü burada. Ayrıca dünyanın dört bir yanından gönderilen mektuplar, kartlar, hediyeler de sergileniyor. Mandela’nın mutlu çocukluk günlerini geçirdiği köyündeki, Pondoland tepelerinde bugün Qunu Kültürel Miras Merkezi yer alıyor. Köyün gelenekleri bu merkezde tanıtılıyor. Mandela’nın ilkokulu, ailesinin evi, oğlu ve kızıyla birlikte yattığı mezarı da yürüyüş mesafesinde (www.nelsonmandelamuseum.org.za).

Bilgi alabileceğiniz web siteleri

* Enformasyon Bakanlığı Turizm Portalı: www.gov.za/links/tourism.htm * Johannesburg Turizm Ofisi (Mandela Programı): www.joburgtourism.com * Guetang Turizm Ofisi: www.gauteng.net * Cape Town Turizm Ofisi: www.capetown.travel

False