Sibel ARNA
Son Güncelleme:
Lavanta, Kırmızı Ardıç Kuşu ve Rasim Amca yanyana ALAÇATI KEMALPAŞA CADDESİ
Alaçatı’da trafiğe kapalı, restoran, bar, sanat galerisi, kahve ve butik otel dolu bir cadde var; Kemalpaşa Caddesi. Alaçatı ile birlikte her geçen gün daha popüler oluyor. Kahvaltı vakti ve akşamları tıklım tıklım doluyor. İçinde 65 yıllık restoranlar da var, son dönemde tütün deposundan butik otele çevrilmiş cazibe merkezleri de. Hepsinin de sevimli, oyuncaklı isimleri var. Bu yazıyı okuyup caddenin başından girip sonundan çıkmaya, hangi köşede ne var keşfetmeye ne dersiniz?
Caddenin en eskisiyle başlayacağız. Çünkü cadde de onunla başlıyor. Alaçatı’nın ilk butik oteli Taş Otel, zevkle restore edilmiş 110 yıllık bir Rum konağı. Yaz kış açık ve sadece sekiz odası var. Geçtiğimiz yıl Sunday Times gazetesi Taş Oteli, Avrupa’nın en iyi 20 otelinden biri seçti. Sezonda yer bulabilmeniz için haftalar, hatta aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Taş Otel’in biraz ilerisindeki butik otel, adını Çeşme denince akla gelen ilk şeyden alıyor. Sakızlı Han’ın binası 1880 yılında bölgenin zenginlerinden biri için inşa edilmiş bir taş yapı. Mübadele yıllarından sonra uzun süre tütün deposu olarak kullanılmış. Bu otelin de sekiz odası var. Hepsi yüksek tavanlı ve geleneksel mimariye uygun olarak dekore edilmiş.
Sakızlı Han’dan sonra yan yana iki tane sanat galerisi yer alıyor. İlki Artura Galeri. Türk çağdaş sanatlarının soyut yorumlarına yer veriyor. Yöneticisi Uğur Çalışkan hem resim yapıyor hem de Anadolu Ateşi dans topluluğunun deri kostümlerini tasarlıyor.
Hemen yanındaki Kırmızı Ardıç Kuşu Sanat Galerisi aynı zamanda restoran, otel ve bar. Ressam Sayra Muran ve Mimar Levent Muran’ın birlikte oluşturdukları mekan, iç dekorasyonuyla dikkat çekiyor.
Sanat galerilerine göz attıktan sonra hemen karşıdaki restorana dikkat kesilmenizi öneriyoruz. Lavanta adlı restoran, Akdeniz’e özgü renkleri ve lezzetleri konuklarıyla paylaşıyor. Geniş avludaki masaların tamamı lavantalarla süslü, hepsinin üzerinde lila masa örtüleri serili. Bol sohbetli akşam yemekleri için ideal.
Lavanta’nın kapı komşusu Tropicana. Burası hem bir taş butik otel hem de restoran. Tropicana’nın mutfağında dünya yemeklerinden örnekler görebilirsiniz.
EV YEMEĞİ İÇİN ŞİŞARKA
Canınız ev yemeği istiyorsa fazla uzağa gitmenize gerek yok. Hemen yandaki Şişarka’ya geçeceksiniz. Anne eliyle yapılmış zeytinyağlılar, taş fırında pide ve güveç, kiremitte et, tavuk, balık... Bunlar da mı sizi kesmedi, şık ve romantik bir yemek mi istiyorsunuz? Tek bir adresiniz var; Tuval. 5 yıl önce açılan Tuval Restoran Ege ve Dünya mutfaklarından seçkin örnekler sunuyor. Fondü de var et fajitas da...
Tuval’i geçince sağdaki yüksek tavanlı mekanın adı Agrilia. Yine eski bir tütün deposu olan Agrilia, önce kahvaltılarıyla ünlendi. Safranlı tulumu, reçelli lor peyniri, gelincik şerbeti, sahanda yumurtası dillere destan oldu. Şimdilerde akşam yemeği için de çokça tercih ediliyor. Kendi yaptıkları ev makarnası, buğday salatası, mantolu tavukve mereng tatlısı çok beğeniliyor.
Devam ettiğinizde önce Kirman Baba Evi’ni görüyorsunuz. Burası klasik bir Alaçatı taş evi. Sahipleri baba evlerini butik otele çevirmiş. Komşuları ise Picante ve İmren. Picante İstanbul Beyoğlu’nda ve Ortaköy’de de şubeleri olan bir Meksika restoranı. Frozen margarita ve fajitas sevenlere duyurulur.
İmren ise bir pastane... Daha doğrusu helva ve tatlı evi. 1941’den beri açık. 1941’de Selanik muhaciri Hasan Usta tarafından açılmış. Küçük bir imalathanede yapılan muhallebi, kara helva, tahin helvası, şıra, baklava, revani yöre halkı tarafından çok sevilmiş. İmren şimdilerde sakızlı un kurabiyesi, dondurması ve lokmasıyla meşhur.
Biraz ilerisinde ise Yıldız Restoran bulunuyor. Yine Selanik göçmeni bir ailenin işletmesi. Tipik bir Alaçatı evi. Yılın 12 ayı sabah 09:00, akşam 01:00 arası açık olan mekanda Ege otları, salatalar, mevsimsel zeytinyağlılar, Selanik usülü soğan böreği, Alaçatı köfte, makarnalar, el açma mantısı içeren zengin bir Ege mutfağı sunuluyor. Tam bu noktada canınız balık istediyse, ismi Rumca’da balık anlamına gelen Riba hemen yan tarafta bulunuyor.
Restoranlara biraz ara verip hemen karşıdaki O Ev’e geçelim. O Ev eski bir zeytinyağı deposu. Hoş bir bahçe etrafında kümelenmiş eski binalar butik otele dönüştürülmüş. Alt tarafında ise KS Takı adlı bir takı butiği var.
BELEDİYEYDİ OTEL OLDU
Soldan devam ettiğinizde Sailors Otel’le karşılaşıyorsunuz. Otelin üst katında beş odası var. Odalar sade ve dingin döşenmiş. Alt katı ve gemi güvertesi havası verilmiş tahta döşeli bahçesi, köyün meydanına hákim konumu nedeniyle ’orta kahve’ olarak anılıyor. Eskiden belediye binası olan otelin kafesi, yerel ürünlerden hazırlanan kahvaltısı ve omlet çeşitleriyle öne çıkıyor. Mönü salata ağırlıklı. İnce İtalyan pizzası, pide çeşitleri ve yöresel bitki çayları da var. Sailors Otel’in hemen yanından Alaçatı’nın içine doğru bir sokak iniyor. Otel’in diğer köşesindeki mekanın adı Köşe Kahve. Pasta ve kekleri, sahibi Tomris Hanım kendi elleriyle yapıyor. Gündüz ve gece, sıcak- soğuk, alkollü-alkolsüz içki çeşitleri ile hizmet veriyor. Sakızlı Türk kahvesi de bulunuyor.
Köşe Kahve’nin bitişik komşusu yine İstanbullular’ın yakından tanıdığı bir lezzet: Sultanahmet Köftecisi. Köftecinin yanında Alaçatı Kuaförü var. Onun yanında ise Rasim Amca. Fiyatları ve servisi ile dikkat çeken gösterişsiz bir restoran Rasim. 1962’de kurulmuş, şimdi Rasim Amca’nın oğlu Arif tarafından işletiliyor.
Köşe Kahve ile Orta Kahve’nin tam karşısındaki sokakta bulunan bir restorandan da bahsetmeden olmaz. İsmi Kalamata. Huzurlu ve romantik bir bahçeye sahip. Hem öğle hem de akşam yemek servisi var. Mezeleri ve deniz ürünleri çok lezzetli.Yerli ve yabancı birçok şarap, 20 çeşit rakı ve uzo bulabilirsiniz. Yemek sonrası Türk kahvesi yanında Sakız Adası’nda özel yaptırılan sakız likörü ikram ediliyor.
Sardunaki’ye gelince... Caddedeki restoran ve bar yoğunluğunun ötesinde, sonlara yakın bir ara sokakta bulunan mekan biraz Türk biraz Yunan. Yemekten sonra sirtaki yapmak da serbest.
Caddenin sonuna doğru kafe, bar ve restoran yoğunluğu azalıyor. PTT’yi ararsanız Köşe Kahve’den 100 metre sonra solda. En sonda ise Tarım Kredi Kooperatifi bulunuyor.
EN YENİ VE EN "İN"LER
Kemalpaşa Caddesi’nin en yeni iki mekanının ne olduğuna gelince... Birincisi Beatrice. Geçtğimiz sene Kum Otel’in içindeki İtalyan restoranında aşçılık yapan Beatrice, bu yıl kendi ismiyle kendi restoranını açtı. Orta Kahve’ye gelmeden solda. İkinci yeni ve popüler mekanın ismi ise Yaya. Hotiç ailesine ait olan restoran, bu kış piyasaya çıkaracakları yeni ayakkabı markasıyla aynı ismi taşıyor. Arka taraftaki geniş bahçesi gerçekten çok huzurlu. Mönü Akdeniz mutfağı ağırlıkta. Ama yoğurtlu pazı sarmasını ve yalancı mantıyı tatmanızı öneririz.
TELEFON NUMARALARI
Tuval Restaurant: (232) 716 98 08
Kalamata: (232) 716 63 57
Lavanta: (232) 716 68 91
Agrilia: (232) 716 85 94
İmren Helva ve Lokma Evi: (232) 716 83 56
Köşe Kahve: (232) 716 04 13
Kırmızı Ardıç Kuşu: (232) 716 65 51
Picante: (232) 716 95 41
Rasim: (232) 716 84 20
Şişarka: (232) 716 89 02
Tropicana: (232) 716 68 96
Yıldız: (232) 716 80 90
Sakızlı Han: (232) 716 61 08
Taş Otel: (232) 716 77 72
O Ev: (232) 716 61 50
Kirman Baba Evi: (232) 716 61 43
Sailors Otel: (232) 716 87 65
Sardunaki: (232) 716 02 06
Riba: (232) 716 79 40
Taş Otel’in biraz ilerisindeki butik otel, adını Çeşme denince akla gelen ilk şeyden alıyor. Sakızlı Han’ın binası 1880 yılında bölgenin zenginlerinden biri için inşa edilmiş bir taş yapı. Mübadele yıllarından sonra uzun süre tütün deposu olarak kullanılmış. Bu otelin de sekiz odası var. Hepsi yüksek tavanlı ve geleneksel mimariye uygun olarak dekore edilmiş.
Sakızlı Han’dan sonra yan yana iki tane sanat galerisi yer alıyor. İlki Artura Galeri. Türk çağdaş sanatlarının soyut yorumlarına yer veriyor. Yöneticisi Uğur Çalışkan hem resim yapıyor hem de Anadolu Ateşi dans topluluğunun deri kostümlerini tasarlıyor.
Hemen yanındaki Kırmızı Ardıç Kuşu Sanat Galerisi aynı zamanda restoran, otel ve bar. Ressam Sayra Muran ve Mimar Levent Muran’ın birlikte oluşturdukları mekan, iç dekorasyonuyla dikkat çekiyor.
Sanat galerilerine göz attıktan sonra hemen karşıdaki restorana dikkat kesilmenizi öneriyoruz. Lavanta adlı restoran, Akdeniz’e özgü renkleri ve lezzetleri konuklarıyla paylaşıyor. Geniş avludaki masaların tamamı lavantalarla süslü, hepsinin üzerinde lila masa örtüleri serili. Bol sohbetli akşam yemekleri için ideal.
Lavanta’nın kapı komşusu Tropicana. Burası hem bir taş butik otel hem de restoran. Tropicana’nın mutfağında dünya yemeklerinden örnekler görebilirsiniz.
EV YEMEĞİ İÇİN ŞİŞARKA
Canınız ev yemeği istiyorsa fazla uzağa gitmenize gerek yok. Hemen yandaki Şişarka’ya geçeceksiniz. Anne eliyle yapılmış zeytinyağlılar, taş fırında pide ve güveç, kiremitte et, tavuk, balık... Bunlar da mı sizi kesmedi, şık ve romantik bir yemek mi istiyorsunuz? Tek bir adresiniz var; Tuval. 5 yıl önce açılan Tuval Restoran Ege ve Dünya mutfaklarından seçkin örnekler sunuyor. Fondü de var et fajitas da...
Tuval’i geçince sağdaki yüksek tavanlı mekanın adı Agrilia. Yine eski bir tütün deposu olan Agrilia, önce kahvaltılarıyla ünlendi. Safranlı tulumu, reçelli lor peyniri, gelincik şerbeti, sahanda yumurtası dillere destan oldu. Şimdilerde akşam yemeği için de çokça tercih ediliyor. Kendi yaptıkları ev makarnası, buğday salatası, mantolu tavukve mereng tatlısı çok beğeniliyor.
Devam ettiğinizde önce Kirman Baba Evi’ni görüyorsunuz. Burası klasik bir Alaçatı taş evi. Sahipleri baba evlerini butik otele çevirmiş. Komşuları ise Picante ve İmren. Picante İstanbul Beyoğlu’nda ve Ortaköy’de de şubeleri olan bir Meksika restoranı. Frozen margarita ve fajitas sevenlere duyurulur.
İmren ise bir pastane... Daha doğrusu helva ve tatlı evi. 1941’den beri açık. 1941’de Selanik muhaciri Hasan Usta tarafından açılmış. Küçük bir imalathanede yapılan muhallebi, kara helva, tahin helvası, şıra, baklava, revani yöre halkı tarafından çok sevilmiş. İmren şimdilerde sakızlı un kurabiyesi, dondurması ve lokmasıyla meşhur.
Biraz ilerisinde ise Yıldız Restoran bulunuyor. Yine Selanik göçmeni bir ailenin işletmesi. Tipik bir Alaçatı evi. Yılın 12 ayı sabah 09:00, akşam 01:00 arası açık olan mekanda Ege otları, salatalar, mevsimsel zeytinyağlılar, Selanik usülü soğan böreği, Alaçatı köfte, makarnalar, el açma mantısı içeren zengin bir Ege mutfağı sunuluyor. Tam bu noktada canınız balık istediyse, ismi Rumca’da balık anlamına gelen Riba hemen yan tarafta bulunuyor.
Restoranlara biraz ara verip hemen karşıdaki O Ev’e geçelim. O Ev eski bir zeytinyağı deposu. Hoş bir bahçe etrafında kümelenmiş eski binalar butik otele dönüştürülmüş. Alt tarafında ise KS Takı adlı bir takı butiği var.
BELEDİYEYDİ OTEL OLDU
Soldan devam ettiğinizde Sailors Otel’le karşılaşıyorsunuz. Otelin üst katında beş odası var. Odalar sade ve dingin döşenmiş. Alt katı ve gemi güvertesi havası verilmiş tahta döşeli bahçesi, köyün meydanına hákim konumu nedeniyle ’orta kahve’ olarak anılıyor. Eskiden belediye binası olan otelin kafesi, yerel ürünlerden hazırlanan kahvaltısı ve omlet çeşitleriyle öne çıkıyor. Mönü salata ağırlıklı. İnce İtalyan pizzası, pide çeşitleri ve yöresel bitki çayları da var. Sailors Otel’in hemen yanından Alaçatı’nın içine doğru bir sokak iniyor. Otel’in diğer köşesindeki mekanın adı Köşe Kahve. Pasta ve kekleri, sahibi Tomris Hanım kendi elleriyle yapıyor. Gündüz ve gece, sıcak- soğuk, alkollü-alkolsüz içki çeşitleri ile hizmet veriyor. Sakızlı Türk kahvesi de bulunuyor.
Köşe Kahve’nin bitişik komşusu yine İstanbullular’ın yakından tanıdığı bir lezzet: Sultanahmet Köftecisi. Köftecinin yanında Alaçatı Kuaförü var. Onun yanında ise Rasim Amca. Fiyatları ve servisi ile dikkat çeken gösterişsiz bir restoran Rasim. 1962’de kurulmuş, şimdi Rasim Amca’nın oğlu Arif tarafından işletiliyor.
Köşe Kahve ile Orta Kahve’nin tam karşısındaki sokakta bulunan bir restorandan da bahsetmeden olmaz. İsmi Kalamata. Huzurlu ve romantik bir bahçeye sahip. Hem öğle hem de akşam yemek servisi var. Mezeleri ve deniz ürünleri çok lezzetli.Yerli ve yabancı birçok şarap, 20 çeşit rakı ve uzo bulabilirsiniz. Yemek sonrası Türk kahvesi yanında Sakız Adası’nda özel yaptırılan sakız likörü ikram ediliyor.
Sardunaki’ye gelince... Caddedeki restoran ve bar yoğunluğunun ötesinde, sonlara yakın bir ara sokakta bulunan mekan biraz Türk biraz Yunan. Yemekten sonra sirtaki yapmak da serbest.
Caddenin sonuna doğru kafe, bar ve restoran yoğunluğu azalıyor. PTT’yi ararsanız Köşe Kahve’den 100 metre sonra solda. En sonda ise Tarım Kredi Kooperatifi bulunuyor.
EN YENİ VE EN "İN"LER
Kemalpaşa Caddesi’nin en yeni iki mekanının ne olduğuna gelince... Birincisi Beatrice. Geçtğimiz sene Kum Otel’in içindeki İtalyan restoranında aşçılık yapan Beatrice, bu yıl kendi ismiyle kendi restoranını açtı. Orta Kahve’ye gelmeden solda. İkinci yeni ve popüler mekanın ismi ise Yaya. Hotiç ailesine ait olan restoran, bu kış piyasaya çıkaracakları yeni ayakkabı markasıyla aynı ismi taşıyor. Arka taraftaki geniş bahçesi gerçekten çok huzurlu. Mönü Akdeniz mutfağı ağırlıkta. Ama yoğurtlu pazı sarmasını ve yalancı mantıyı tatmanızı öneririz.
TELEFON NUMARALARI
Tuval Restaurant: (232) 716 98 08
Kalamata: (232) 716 63 57
Lavanta: (232) 716 68 91
Agrilia: (232) 716 85 94
İmren Helva ve Lokma Evi: (232) 716 83 56
Köşe Kahve: (232) 716 04 13
Kırmızı Ardıç Kuşu: (232) 716 65 51
Picante: (232) 716 95 41
Rasim: (232) 716 84 20
Şişarka: (232) 716 89 02
Tropicana: (232) 716 68 96
Yıldız: (232) 716 80 90
Sakızlı Han: (232) 716 61 08
Taş Otel: (232) 716 77 72
O Ev: (232) 716 61 50
Kirman Baba Evi: (232) 716 61 43
Sailors Otel: (232) 716 87 65
Sardunaki: (232) 716 02 06
Riba: (232) 716 79 40