GeriSeyahat ‘İlk yurtdışı seyahatini mısır tarlasına sanıyor!’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
‘İlk yurtdışı seyahatini mısır tarlasına sanıyor!’

‘İlk yurtdışı seyahatini mısır tarlasına sanıyor!’

Anne-kız gezginlerimizin ilk birlikte yurtdışı rotası Mısır’ın Güney Sina’daki turizm merkezi Şarm El-Şeyh oldu. Kızıldeniz’de yüzdüler ve binlerce canlının yaşadığı sualtında gördüklerine inanamadılar.

Lorin’le ilk yurtdışı seyahatimize çıkmadan yaklaşık bir hafta önce, ona ülke sınırlarının dışında olacağımızı anlatmak istedim. Beyhude bir çabaydı ama en azından 3.5 yaşındaki bir çocuğu bu kadar ciddiye almamam gerektiğini öğrenmiş oldum. Şöyle bir girizgâh yaptım konuya: “Bak kızım orası bizim ülkemiz değil, başka dil konuşuluyor. Yemekleri, insanları hatta kuralları bile farklı... Ülkenin adı da Mısır.” Denizini, kalacağımız otelin fotoğraflarını falan gösterdim. Çok beğendi “Demek Mısır’a gidiyoruz anne” dedi. Bu kadar zeki bir çocuk doğurduğum için kendimle nasıl gurur duydum, anlatamam. İki gün sonra sabah okula gitmek için onu uyandırdığımda “Mısır tarlasına bugün mü gidiyoruz anne” sorusuyla yıkıldı dünyam. Konuyu oracıkta kapattım.

‘İlk yurtdışı seyahatini mısır tarlasına sanıyor’

Uçak saatleri gece yarısından sonra olsa da Lorin yolculuk heyecanıyla huysuzluk yapmadı.

Vizesiz gidebilirsiniz

Haftasına Şarm El-Şeyh uçuşu için yoldaydık. Seyahat detayına ait ilk parantezi buraya açmak istiyorum. Şarm’a hem Türk Hava Yolları hem de Pegasus uçuyor. Fakat ikisinin de gidiş-dönüş saatleri gece yarısı ve sonrasında. Çocuklar için hiç uygun uçuş saatleri değil ama Lorin tatilin heyecanıyla yolculukta çok mutluydu. Uyku saati geçmesine rağmen hiç ama hiç arıza çıkarmadı. Ne de olsa mısır tarlası görecekti yavrucuk...

Şarm El-Şeyh hâlâ Mısır ve İsrail arasında bir ihtilaf bölgesi. Mısır’ın polisi var ama askeri gücü yok örneğin. Yerleşik hayat da neredeyse hiç görülmüyor, şehir otellerle dolu bir tatil cenneti. Biz Türk markasından vazgeçmeyerek Rixos Premium Seagate’te kalmayı tercih ettik. Rixos’un burada iki farklı oteli var, biri 16+ yaş grubu diğeriyse çocuklu aileler için. İki otelin hem mutfağında hem de yönetim bölümünde Türk çalışanlar var. Türklere çok yardımcı oluyorlar. Sabaha karşı 5’te otelde olmanıza rağmen odanız hazır oluyor ve son gün geç çıkış için ellerinden geleni yapıyorlar.

Hatta gece 12’ye kadar otelin tüm imkânlarından yararlanmaya devam edebiliyorsunuz. Lorin gezi boyunca çok mutluydu ama oteldeki çocukların Türkçe konuşmadığını fark ettiğinde epey üzüldü. Bir ara Türk bir aileye rastladık ve Lorin onların Türkçe konuştuğunu duyunca nasıl heyecanlandı anlatamam; “Ben Türkçeyim, ben Türkçeyim” diye bağırarak yanlarına koştu hemen. Sahil boyunca oteller yan yana sıralı, her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut. Biz deniz, kum, güneş tatili için gittik ve otelden çıkmadık. Zaten dışarıda yapacak pek bir şey de yok. Bir küçük çarşı ve bir cami görebiliyorsunuz. Siz isterseniz akşamları çölde safari turuna katılabilirsiniz. Ya da bir akşamı nehirde bot turu yaparak geçirebilirsiniz. Önemli bir parantez daha; Şarm El-Şeyh’e gitmek için vizeye gerek yok.
‘İlk yurtdışı seyahatini mısır tarlasına sanıyor’

Birlikte deniz kabuğu topladık. Yasak olduğunu bilseydik tabii ki yapmazdık.

Ayrıca tura ihtiyacınız olmasa da turdan bilet satın almak daha uyguna geliyor. Kızıldeniz’in neden bu kadar meşhur olduğunu kafamı suya soktuğum anda anladım. Bu konudan uzun uzun bahsetmek istiyorum ancak öncesinde daha hayran olduğum kıyı koruma kanunlarına değineceğim. Binlerce canlının yaşadığı o rengârenk sualtı tüm turistlere açık elbette ama inanılmaz kuralları var. Ucu bucağı olmayan bu denizde bir tane motorlu tekne görmek mümkün değil. Ne jet ski’ye izin var ne parasailing (deniz paraşütü) motoruna... Öyle yatınızla falan da açılamıyorsunuz. Hatta oteller iskelelerinde tamir yapmadan önce bakanlıktan izin alıyormuş. İşte budur!

Denizler ve altındaki yaşam ancak böyle korunabilir. Gündüz tekne turu yapmak isterseniz Ras Muhammed’e giden tekneler kalkıyor. Kişi başı 40 dolar, çocuk 20 dolar. Öğle yemeği fiyata dahil ancak dalış da yapacağım diyorsanız 25 dolar daha ödemeniz gerekiyor. Hem bütçesinden hem 1.5 saat süren yolu yüzünden tekne turuna Lorin’le katılmak bizi korkuttu. Çekimser davranıp ilk günü otelin plajında geçirmeye karar verdik. Ve bingo! Tekne turunda göreceğimizi umduğumuz mercanlar ve rengârenk balıklar bizim otelin iskelesinin önündeler! Hatta kocaman bir balıkla yüzdüm ve o anları telefonumla kaydettim. Hürriyet Seyahat’in Instagram hesabından reels videomuza bakmanızı tavsiye ederim. Burada hayatım boyunca unutamayacağım renkler ve canlılarla tanıştım.

Palet ve bir deniz gözlüğüyle nefesinize azıcık güveniyorsanız balıklara dokunabilirsiniz bile. Yalnız mercanlara yaklaşmak yok, zaten iskeledeki görevli hemen düdük çalıp sizi bayağı azarlıyor. Sadece bir şnorkel takıp yüzünüzü denize sokarak bile bu eşsiz keyfi yaşayabilirsiniz. Değişik bir terapi. Sualtındaki o ahenk keşke suyun üstünde de olsa diyorum her daldığımda. Yüzme bilmiyorsanız otel iskelesinde can yelekleri var. Küçük çocuklardan yetişkinlere herkes bu eşsiz güzelliğe merhaba diyebiliyor. Şarm El-Şeyh’e gitmek için ideal tarihler marttan mayısa ve eylülden kasıma kadar diyebiliriz. Biz eylül başında oradaydık. Hem hava hem deniz yeteri kadar sıcaktı. Kış aylarında tekrar gitmeyi çok isterim ancak denizi çok dalgalı olduğundan dalış için söz vermiyorlar.

Saygı duyuyorum...

Rixos’un 850 metrelik iskelesinin sonundan denize girebiliyorsunuz. Oraya gelene kadar çok sığ bir su var. Üstelik bir sabah uyandığınızda gel-git sebebiyle orada deniz yerine kum görebiliyorsunuz. İskelenin orta noktasında çocukların beline, sizin dizinize gelen bir derinlik mevcut. Çocuklu ailelerin hepsi burada takılıyor. Lorin’le bu kısımda epey yüzdük ve deniz kabuğu topladık. Yasak olduğunu bilseydik tabii ki yapmazdık. Hatıra bir deniz kabuğu dahi çıkarmanız yasak. Gerçekten çok saygı duyuyorum. Artık kışın yaz tatili yapmak için Şarm El-Şeyh’i tercih etme ihtimalimiz oldukça yüksek. Keşke herkesin fırsatı olsa da Kayıp Balık Nemo ve renkli arkadaşlarının dünyasına katılabilse...

False