Evrim SÜMER
Son Güncelleme:
Her ziyaretimde ders yapar gibi giderim Orsay Müzesi’ne
Raffi Portakal, Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin sahibi, antikacı ve sanat danışmanı. Seyahati çok seviyor ama insanın istediği kadar sık seyahat etmesi için iki konuda zengin olması gerektiğini söylüyor: Biri maddi zenginlik, yani para. Diğeri ise vakit. Her ay mutlaka bir kez uçağa biniyor ama bunların çoğu iş amaçlı seyahatler. Tatil denince, aklına ilk olarak her yaz gittiği Hebil Koyu geliyor.
Avrupa’da sanat dendiğinde ise en sevdiği şehir, Paris. Paris’teki Musee d’Orsay, favorisi. Raffi Portakal ile Avrupa’da sanat gezisini konuştuk.
Nasıl seyahatlerden hoşlanıyorsunuz?
- Tozuyla toprağıyla, trafiğiyle, yaşayan, kişilikli şehirleri gezmeyi seviyorum ben. Gençlik rüyalarımı süsleyen efsane şehir, Paris’ti. İlk defa çocukken babamla gitmiştim. Ama daha gitmeden haritasını ezberlemiştim bile. O zamanlar internet ve bugünkü gibi yaygın rehber kitapların olmadığını düşünürseniz anlarsınız ne demek istediğimi. 1969-70 senelerinde orada yaşama şansım da oldu. O zamanlar Orsay Müzesi yoktu, 1986’da açıldı. Bir 19. yüzyıl eserleri müzesi olan d’Orsay benim bugünkü resim anlayışımın temelini ve sevgisini oluşturan müzedir. O eserler orada bir araya gelince muhteşem oldu. Çünkü bu müze aslında eski bir tren garı. Oranın ambiyansı, kendi içindeki trafik ve eserler birleşince çok hoş bir his oluştu.
En çok neleri seviyorsunuz Orsay Müzesi’nde?
- Resim olsun, mobilya olsun; o dönemin tüm eserlerinin en kalitelileri bence bu müzede. Art Nouveau koleksiyonu çok zengindir mesela. Dönemin en parlak ustalarının, Louis Majorelle ve Emile Galle’lerin tasarımlarını okşayabilirsiniz orada. Tabii kastettiğim gözlerinizle okşamak. Onlarla sessiz sessiz konuşursunuz, onlar anlar zaten sizin onları nasıl sevdiğinizi.
MAJORELLE’İN YATAK ODASI GALLE’NİN YAZI MASASI
Orsay’da en sevdiğiniz Art Nouveau parçalar hangileri?
- Majorelle’in yatak odası ve Galle’nin olağanüstü bir yazı masası var.
Peki en sevdiğiniz ressam kim?
- Empresyonist ressam Monet benim favorim.
Her Paris ziyaretinizde uğrar mısınız Musee d’Orsay’a?
-İnanmayacaksınız belki ama evet. Ders yapar gibi giderim hem de! Her seferinde başka bir şey öğrenirim. Aynı eseri tekrar tekrar incelediğimde, her seferinde farklı bir şey görürüm. Yıllar içinde birikimim ve bakışım da değiştiği için çok hoşuma gidiyor bu. Bazen yalnız, bazen de biriyle birlikte gezerim müzeyi. Bu kişi bazen konusunun uzmanı biri olur, bazen de hiç ilgisi olmayan biri. Onların farklı yorumları ve bakışları benim algımın ufkunu açar ve düşünmeme yol açar.
Orsay bir günde gezilebilir mi?
- Belki bir bölümü evet! İnsanların bir yere gittiğinde kültürel amaçlı vakti çoğunlukla kısıtlı oluyor, müze gezmeye layığıyla vakit ayıramıyor. Halbuki bunu yapmak lazım. Öyle çok katkısı var ki! Ben çok profesyonel geziyorum. Bu çok uzun bir süre de alabiliyor, çok kısa da... Ne amaçla gezdiğime göre değişiyor. Keyif içinse başka, iş içinse başka.
Paris’teki diğer sanat adresleriniz hangileri?
- Rue de Seine’deki galerileri mutlaka öneriyorum. Orada Palette’i durak yapıp sağa sola bakmak, farklı estetik tatlar almanıza yardımcı olur. Yarı turistik yerler de var, onları ayırt etmek lazım. Her dönemin eserleri var orada. Ama çağdaş sanat peşindeyseniz, mutlaka Centre Pompidou’ya gitmeniz gerek.
Çağdaş sanat da ilgi alanınızda mı?
- Çağdaş sanatı çok seviyorum. Ayrıca sanatın gelişimini görmek için de takip etmem gerek. Bugünün modasını takip ediyoruz, teknolojisini kullanıyoruz; bu kafa yapısının ve düşünce birikiminin sonucunda oluşan sanatı neden yok sayalım ki? Çağdaş sanatı takip etmeyen hayattan geri kalır!
Pompidou’nun çevresinde de birçok şey var değil mi?
- Evet, orada da birçok galeri var. Paris’e her gittiğimde muhakkak vakit yaratıp birkaç başka yere de giderim. Antika, resim ve heykel ağırlıklı ziyaretler bunlar. Mesela Rue Drouot’taki mezat salonu Salle Drouot’ya. Antikacıları gezerim, bunlardan da başka keyifler alırım. Louvre des Antiquaires’i severim çok. Mobilya, obje, mücevher bulabilirsiniz burada. Bir konuda uzmanlaşmışları da var. Sadece saat, baston, şapka, yelpaze veya Emile Galle’nin cam objelerini satanlar var. Bir de mutlaka Mademe Kevorkian’a uğrarım. Madame Kevorkian İran Ermenisi, 60’larında bir kadın. İslami sanatlar konusunda çok önemli bir eksper. Bir galerisi de var.
En sevdiği 5 yer
Paris St. Paul de Vence (Fransa) New York Hebil Koyu Floransa
seyahatte ne okuyor
Yanında mutlaka bir roman oluyor.
ne dinliyor
iPod çıktığından beri onsuz dolaşmıyor.
ne yiyor, ne içiyor
Yemeği ‘Evet, maalesef ve Allahtan!’ çok seviyor.
ne giyiyor
Kot pantolon ağırlıklı spor tarzda ve rahat giyiniyor. Yanına mutlaka bir takım elbise alıyor.
neyle seyahat ediyor
En çok sevdiği ve aynı zamanda en çok korktuğu taşıt aynı: Uçak.
nerede kalıyor
Bir oteli sevdi mi hep orada kalıyor. Merkezi konumlu olması önemli.
kimle seyahat ediyor
Eşiyle.
çantasının olmazsa olmazları
Sürekli kullandığı ve ‘ne olur ne olmaz’ diye aldığı ilaçları, kişisel bakım malzemeleri, kitap, sanat eserlerini incelemek için büyüteç ve fener, pijama.
Nasıl seyahatlerden hoşlanıyorsunuz?
- Tozuyla toprağıyla, trafiğiyle, yaşayan, kişilikli şehirleri gezmeyi seviyorum ben. Gençlik rüyalarımı süsleyen efsane şehir, Paris’ti. İlk defa çocukken babamla gitmiştim. Ama daha gitmeden haritasını ezberlemiştim bile. O zamanlar internet ve bugünkü gibi yaygın rehber kitapların olmadığını düşünürseniz anlarsınız ne demek istediğimi. 1969-70 senelerinde orada yaşama şansım da oldu. O zamanlar Orsay Müzesi yoktu, 1986’da açıldı. Bir 19. yüzyıl eserleri müzesi olan d’Orsay benim bugünkü resim anlayışımın temelini ve sevgisini oluşturan müzedir. O eserler orada bir araya gelince muhteşem oldu. Çünkü bu müze aslında eski bir tren garı. Oranın ambiyansı, kendi içindeki trafik ve eserler birleşince çok hoş bir his oluştu.
En çok neleri seviyorsunuz Orsay Müzesi’nde?
- Resim olsun, mobilya olsun; o dönemin tüm eserlerinin en kalitelileri bence bu müzede. Art Nouveau koleksiyonu çok zengindir mesela. Dönemin en parlak ustalarının, Louis Majorelle ve Emile Galle’lerin tasarımlarını okşayabilirsiniz orada. Tabii kastettiğim gözlerinizle okşamak. Onlarla sessiz sessiz konuşursunuz, onlar anlar zaten sizin onları nasıl sevdiğinizi.
MAJORELLE’İN YATAK ODASI GALLE’NİN YAZI MASASI
Orsay’da en sevdiğiniz Art Nouveau parçalar hangileri?
- Majorelle’in yatak odası ve Galle’nin olağanüstü bir yazı masası var.
Peki en sevdiğiniz ressam kim?
- Empresyonist ressam Monet benim favorim.
Her Paris ziyaretinizde uğrar mısınız Musee d’Orsay’a?
-İnanmayacaksınız belki ama evet. Ders yapar gibi giderim hem de! Her seferinde başka bir şey öğrenirim. Aynı eseri tekrar tekrar incelediğimde, her seferinde farklı bir şey görürüm. Yıllar içinde birikimim ve bakışım da değiştiği için çok hoşuma gidiyor bu. Bazen yalnız, bazen de biriyle birlikte gezerim müzeyi. Bu kişi bazen konusunun uzmanı biri olur, bazen de hiç ilgisi olmayan biri. Onların farklı yorumları ve bakışları benim algımın ufkunu açar ve düşünmeme yol açar.
Orsay bir günde gezilebilir mi?
- Belki bir bölümü evet! İnsanların bir yere gittiğinde kültürel amaçlı vakti çoğunlukla kısıtlı oluyor, müze gezmeye layığıyla vakit ayıramıyor. Halbuki bunu yapmak lazım. Öyle çok katkısı var ki! Ben çok profesyonel geziyorum. Bu çok uzun bir süre de alabiliyor, çok kısa da... Ne amaçla gezdiğime göre değişiyor. Keyif içinse başka, iş içinse başka.
Paris’teki diğer sanat adresleriniz hangileri?
- Rue de Seine’deki galerileri mutlaka öneriyorum. Orada Palette’i durak yapıp sağa sola bakmak, farklı estetik tatlar almanıza yardımcı olur. Yarı turistik yerler de var, onları ayırt etmek lazım. Her dönemin eserleri var orada. Ama çağdaş sanat peşindeyseniz, mutlaka Centre Pompidou’ya gitmeniz gerek.
Çağdaş sanat da ilgi alanınızda mı?
- Çağdaş sanatı çok seviyorum. Ayrıca sanatın gelişimini görmek için de takip etmem gerek. Bugünün modasını takip ediyoruz, teknolojisini kullanıyoruz; bu kafa yapısının ve düşünce birikiminin sonucunda oluşan sanatı neden yok sayalım ki? Çağdaş sanatı takip etmeyen hayattan geri kalır!
Pompidou’nun çevresinde de birçok şey var değil mi?
- Evet, orada da birçok galeri var. Paris’e her gittiğimde muhakkak vakit yaratıp birkaç başka yere de giderim. Antika, resim ve heykel ağırlıklı ziyaretler bunlar. Mesela Rue Drouot’taki mezat salonu Salle Drouot’ya. Antikacıları gezerim, bunlardan da başka keyifler alırım. Louvre des Antiquaires’i severim çok. Mobilya, obje, mücevher bulabilirsiniz burada. Bir konuda uzmanlaşmışları da var. Sadece saat, baston, şapka, yelpaze veya Emile Galle’nin cam objelerini satanlar var. Bir de mutlaka Mademe Kevorkian’a uğrarım. Madame Kevorkian İran Ermenisi, 60’larında bir kadın. İslami sanatlar konusunda çok önemli bir eksper. Bir galerisi de var.
En sevdiği 5 yer
Paris St. Paul de Vence (Fransa) New York Hebil Koyu Floransa
seyahatte ne okuyor
Yanında mutlaka bir roman oluyor.
ne dinliyor
iPod çıktığından beri onsuz dolaşmıyor.
ne yiyor, ne içiyor
Yemeği ‘Evet, maalesef ve Allahtan!’ çok seviyor.
ne giyiyor
Kot pantolon ağırlıklı spor tarzda ve rahat giyiniyor. Yanına mutlaka bir takım elbise alıyor.
neyle seyahat ediyor
En çok sevdiği ve aynı zamanda en çok korktuğu taşıt aynı: Uçak.
nerede kalıyor
Bir oteli sevdi mi hep orada kalıyor. Merkezi konumlu olması önemli.
kimle seyahat ediyor
Eşiyle.
çantasının olmazsa olmazları
Sürekli kullandığı ve ‘ne olur ne olmaz’ diye aldığı ilaçları, kişisel bakım malzemeleri, kitap, sanat eserlerini incelemek için büyüteç ve fener, pijama.