Harry Potter’ın Londra’sı

İngiliz Muggle hükümeti Brexit ile uğraşadursun, Londra’yı Harry Potter serisinin yan hikâyesi olan ‘Fantastik Canavarlar’ın ikinci filmi ‘Grindelwald’ın Suçları’nın heyecanı sardı. Lakin 20 yıldır Harry Potter’a bu şehirde gerçekten yaşamış biri gibi muamele eden Londralılar, yeni seriyi Amerikan etkisi sebebiyle oldukça sert eleştiriyor. Londra’nın çok sayıdaki tematik yürüyüş turundan en popüleri elbette ki Harry Potter. Şehrin her köşesinde Gryffindor atkılı, asalı turist kafilelerine rastlamak mümkün. Farklı firmalar tarafından düzenlenen yürüyüş turları, ortalama 2.5 saat sürüyor. Harry Potter filmlerinde stüdyo yapımı iç mekânlar çoğunlukta olsa da genellikle dış cepheleri kullanılan yapıları kendi başınıza gezebilirsiniz.

Evi, değerinin 200 bin sterlin üzerine satıldı

Malum, hikâye Harry’nin merdiven altındaki odada yaşadığı, Dursley’lerin Privet Drive’daki evinde başlıyor. Londra’nın biraz dışında bulunan Little Whinging’deki ev, 2016 ve 2018’de iki kez satılığa çıkmış. 2016’da değerinin 200 bin sterlin üzerinde satılan ev, son satışında zarar edince gazetelerde ‘Harry Potter ve ev pazarındaki acıklı düşüş’ başlıklarıyla yer almış. Harry’nin hayvanat bahçesinde Burma pitonu ile konuştuğu ve ilk defa ‘garip şeyler’ yapabildiğini fark ettiği o an, Londra Hayvanat Bahçesi’nde geçiyor.

Teyzesinin evinden Hagrid rehberliğinde ayrılan Harry, büyücülük okuluna gitmeden önce okul ihtiyaçlarını karşılamak üzere Diagon Alley’de alışverişe çıkıyor. Diagon Alley’e giriş, büyücülerin uğrak mekânı olan Çatlak Kazan’dan gerçekleşiyor. Muggle, yani büyücü olmayanların dünyası ile büyücüler dünyasını ayıran bu mekânı J. K. Rowling, Londra’nın Charing Cross Road sokağında 1500’lerde kurulmuş bir birahane olarak tanımlıyor. Bugün de var olan sokak, modern ve antik kitapçıları ile meşhur. Film serisinde ise Çatlak Kazan’ın girişi iki farklı mekânda çekilmiş. ‘Felsefe Taşı’ndaki giriş, 14. yüzyıldan kalan kapalı çarşı Leadenhall Market’teki bir gözlükçü. Dükkânın sahibi 2001 yılından beri her gün fotoğraf çekmeye gelen Potter hayranları olduğunu söylüyor. ‘Azkaban Tutsağı’ filminde ise Harry’nin Knight Bus (Türkçeye Hızır Otobüsü olarak çevrildi) ile ulaştığı Çatlak Kazan’ın girişi, Borough Market’te yer alan bir çiçekçi.
Bir dipnot; Londra’da 24 saat çalışan otobüslere, Knight Bus ile sesteş olan Night Bus, yani gece otobüsü deniyor.

Gringotts’a girmek için vize gerekiyor

Alışveriş için Diagon Alley’e varan ikili, para çekmek üzere Gringotts Bankası’na uğruyor. Yer cüceler (Goblin) tarafından işletilen Gringotts, Londra’daki Avustralya Konsolosluğu’nun bulunduğu Australia House. Filmde dış cepheleri kullanılan çoğu gerçek mekânın aksine, Australia House’un içi serideki banka sahnelerini süslemiş. Sağlı sollu uzun yüksek masalarda, yer cücelerin harıl harıl çalıştığı alan halka açık olmayan sergi bölümünde yer alıyor. Harry gibi görünmezlik pelerininiz yoksa, Gringotts Bankası’nı ziyaret etmenin tek yolu, Avustralya vizesi için başvuru yapmak.

Dokuz Üç Çeyrek’te fotoğraf sırası

Büyücülük okulu Hogwarts’a giden tren, Kings Cross İstasyonu’ndan kalkıyor. Meşhur ‘Dokuz Üç Çeyrek’ peronu sahneleri, gerçekte istasyonun 4 ve 5’inci platformları arasında çekilmiş. Fakat daha eğlenceli bir deneyim için istasyonun batı kanadına, 9 ve 10 numaralı platformlar arasına gitmeniz gerekiyor. Bu duvara yarım bir bagaj taşıma arabası yerleştirilmiş. Üzerinde Harry’nin valizleri ve beyaz baykuşu Hedwig’in de bulunduğu arabaya tutunup fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Elbette sabah başlayıp akşama kadar devam eden fotoğraf kuyruğunu aşabilirseniz... Fotoğraf alanının hemen yanında Harry Potter lisanslı ürünlerinin satıldığı bir mağaza da bulunuyor. Aslını isterseniz Londra’nın pek çok yerinde Harry Potter markalı ürünler satın alabiliyorsunuz. 2017’de Harry Potter’ı da koleksiyonuna katan Primark zincir mağazalarında uygun fiyatlı lisanslı giysi ve aksesuvarlar bulabilirsiniz.

Uçan arabadan uçuş tozuna, hatta klozete kadar pek çok farklı yöntemle seyahat eden Harry, ‘Zümrüdüanka Yoldaşlığı’ filminde, Ron’un babası Arthur Weasley ile Sihir Bakanlığı’na gitmek üzere metroya biniyor. Bu sahne, bir gün boyunca ulaşıma kapatılan Westminster İstasyonu’nda çekilmiş. Serinin sonraki filmlerinde de dış cephesini gördüğümüz Sihir Bakanlığı ise, Charing Cross’taki Old Scotland Yard binası. Orijinal filmde, büyücüler bakanlığın sokağındaki kırmızı telefon kulübesinde ‘62442’ tuşlayarak bakanlığa giriş yapılabiliyorken, gerçek dünyada bu sokakta bir kulübe (maalesef) bulunmuyor.

Londra’ya gidip de şehrin merkezi sayılan Piccadilly Circus’u görmemek mümkün değil. Meydanda durup, tiyatroların bulunduğu Shaftesbury Avenue yönüne bakarsanız, ‘Ölüm Yadigârları’ filminde Hermione, Ron ve Harry’nin cisimlendiği köşeyi görebilirsiniz. Caddenin az ilerisinde yer alan kafede ise kahramanlarımız Ölüm Yiyenler’in saldırısına uğruyor. Hazır kendilerinden laf açılmışken, kulakları çınlasın, Ölüm Yiyenler’in serinin altıncı filminde yakıp yıktıkları Millennium Köprüsü’nü de ziyaret edebilirsiniz.

Biletle gezilebilen mekânlar

Gerçek bir Harry Potter deneyimi yaşamak için Londra’daki Warner Bros. Stüdyoları’nı ziyaret edebilir, filmde kullanılan iç mekânları görebilirsiniz. Biletleri haftalar önceden tükenen stüdyo turu dışında dönemsel olarak özel etkinlikler de gerçekleşiyor. Örneğin aralık ayında üç gün süreyle Hogwarts Büyük Salon’da geleneksel Noel yemeği verilecek. Fiyatı 240 sterlinden başlayan bu yemeğin biletleri de satışa çıktığı gibi tükenmiş.

‘Potteresk’ tiyatro

Başka bir bilet sorunu da 2020’de sinema filminin vizyona girmesi beklenen ‘Harry Potter ve Lanetli Çocuk’ oyununda yaşanıyor. İnternet sitesinde her cuma 40 ek bilet çekilişle satılıyor. Buna karşın, gişenin önünden tesadüfen geçtiğim bir gün, iki hafta sonraya bilet bulabilmiştim. Anlaşılan o ki, gişe belli bir sayıdaki bileti ve iadeleri elinde tutuyor. Oyun her biri iki buçuk saat süren iki ayrı bölümden oluşuyor. Oyundan çıkan izleyicilere üzerinde ‘Sırları Sakla!’ yazan rozetler dağıtılıyor ve mail’inize J. K. Rowling’den özel bir mesaj geliyor. Oyunu izleyemeyecek olsanız bile, Leichester Square’deki ihtişamlı Palace Tiyatrosu’nu ziyaret etmek şart. Viktoryen yapının ana girişinde yer alan oyunun tanıtım dekoru gerçekten ‘Potteresk’ bir görüntü sergiliyor.