'Kasım'ın en sıcak adresi! Huzurlu ve sakin bir hafta sonu için tam zamanı...

Ülkemizin iç ve doğu bazı kısımlarında kar, yağmur ve soğuk hava etkisini göstermişken, İzmir’de bahardan hatta yazdan kalma bir hava yaşanıyor. “Kasım sonu, artık kış gelecek” diye bir cümle kurmaya kimsenin ne gücü ne isteği var… Peki İzmir’den hâlâ bahar havası varken tam şu sıralar nerelere gidilir, neler yapılır? İşte detaylar…

Yağmurlu hali ayrı güzel, güneşi ayrı güzel: Kordon
İçimizi yakan, pırıl pırıl güneşli bir havada İzmir Kordon Boyu deyince akan sular durur.

Çekin eşofmanlarınızı ve spor ayakkabılarınızı, Pasaport’tan Alsancak’a kordonda bir yürüyüş yapın.

Yorulunca çay ve simit molası vermeyi asla ihmal etmeyin. Güneşin keyfini çıkarmak isteyen İzmirlilerin D vitamin kaynağıdır burası.

Dümdüz bir deniz karşılar sizi çimlerin bittiği yerde. İster çimlere oturun ister banklara, Kordon olsun da oturduğunuz yer hiç fark etmez.

Kasım güneşi altında, sanki kış bitmişte yaza girecekmişsiniz hissini, buradan daha fazla hissedeceğiniz bir yer olamaz.

İzmir’in bitmek bitmeyen terapi kaynağı: Urla
İzmir’in göbeğinden 40 dakikalık bir yolculukla ulaşacağınız Urla, ziyaretçilerini her anlamda cezbeden bir lokasyondur.

Hele bir de kışın son güneş ışınlarını derinden hissetmek istiyorsanız, Urla kesinlikle nokta atışı bir yer olacaktır. Urla İskele’de amaçsızca oturup gelen geçeni izleyin.

Göreceksiniz bundan daha iyi bir terapi olamaz. Urla’nın havası da insanı da güzeldir ve özeldir. Deniz kenarında güneşe dönün ve kendinizi deniz havasına bırakın. Kış gelmeden enerji depolamak hiç bu kadar güzel olamaz sanırım.

Güneşin batışı, hiç bu kadar hüzünlü olmamıştır: Sahilevleri
Narlıdere’nin kalbi Sahilevleri, spor ve yürüyüş sevenlerin gözbebeğidir. Kasım ayının son haftalarında olsak bile bu güneşli havalarda, akşamüzeri gittiğinizde yürüyüş ya da piknik yapanları görünce asla şaşırmazsınız.

Lüks villaların ve sitelerin hemen yanı başındaki sahil, Narlıdere ve Balçova’da oturanların yanı sıra tüm İzmir halkının favorisidir.

Akşamüzerine doğru sandalyesini, masasını ve yiyeceklerini alan sahil meraklılarının, İzmir’in kasım güneşinde doğru bir seçim yaparak Sahilevleri’ni tercih etmeleri kesinlikle tesadüf değildir.

Balıkçıları ve güneşi ile meşhur güzel: Güzelbahçe
Yine sahil yine güzellik: İzmir’in en kısa tanımlarından bazıları. İzmir’imizin Güzelbahçe ilçesi de bu tanımları, fazlasıyla hak eden bir noktadır. Narlıdere’den Urla’ya doğru giderken balık kokuları sarar bir anda etrafınızı: bilin ki artık Güzelbahçe’desinizdir.

İzmir’in sahil kenarında güneşli bir havada, yürüyüş yapmanın ve balık yemenin tadına doyum olmayan en güzel yerlerinden birindesinizdir. Kasım sonuymuş! Zamana aldırış etmeden, güneşin ısıtmaktan asla vazgeçmediği, 20 dereceli havalarda Güzelbahçe sahilinde keyfinize bakın. Balık, rakı ya da kahve, Güzelbahçe’de güneşin altında sizinle olsun.

Güneş, deniz ve martılar sizinle: Feribot turları
İzmir’de güneşli havada bir klasiktir feribot turları yapmak. Deyim yerindeyse feribotla ‘karşıya geçmek’. Hiçbir amaç olmasa bile sadece feribota binip denizin iyot kokusuyla canlanıp martıları izlemek, adeta bir klasiktir ve bir diğer terapi yöntemidir İzmirlilerin.

Martılara simit atıp güneşin göz kamaştıran yansımasını izlemek, feribot yolculuklarının olmazsa olmazıdır. Güneş varsa, feribotlar sonuna kadar misafirleri eşliğinde bu havaya eşlik ederler. Bu geziler, İzmir’de kasım sonu da olsa sımsıcak güneşin keyfini çıkarmakta başrol oynar diyebilirim.

Montlar, kabanlar, kışlıklar, İzmirli için Kasım sonu itibarıyla henüz tam anlamıyla kendini göstermedi. Çünkü güneş, hala bizimle ve sımsıcak. ‘İzmir’de kasım güneşi başkadır’ artık benzer bir film adından çok İzmir’de havayı anlatan bir cümle oldu.