Buralara gitmek cesaret istiyor... Dünyanın en ürpertici yerleri

İşte seyahat etmesi en ürkütücü ama bir o kadar da ilginç yerler...

Çekya'da bulunan “Sedlec İskelet Kilisesi” görenleri hayrete düşürüyor. Normal kiliselerden farklı olan mimari yapısı dünya çapında tanınmasını sağlıyor. 40 binden fazla insanın kemikleriyle kaplı bu kiliseye gitmek cesaret istiyor.

Avizeden tutun armalara kadar kilisenin dört bir yanı insan kemikleriyle kaplı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlayan bu kilise, her geçen gün daha da merak uyandırıyor.

Adı ‘intihar ormanı’ olarak da bilinen bu orman, Japonya’da yer alıyor. Japon mitolojisinde yeri olan orman, iblislerle ilişkilendirilir. Meraktan bu ormana gidenler çoğunlukla sık ağaçları bulunduğundan kayboluyor. Belirlenen yürüyüş parkurları dışına çıkılmamasının önem taşıdığı orman aynı zamanda pusulaların çalışmadığı yer olarak da biliniyor.

Japon hükümeti ne kadar çaba gösterse de orman, sıklıkla intiharların yaşandığı bir yerdir. Çoğunluğu kendini asarak öldüren bir cesetle karşılaşmanızın olası olduğu bu orman, gizemini koruyor. Bu sebeple de Fuji Dağı’nı seyretmek için gelenlerin dışında bu gizemi merak ettiği için gelen pek çok ziyaretçi de bulunuyor. Ormanın içerisinde gezerken göreceğiniz uyarı levhalarında ise intiharı önleyici ibareler yer alıyor.

Tuhaflıkları seven ziyaretçileri bekleyen Capuchin Catacombs, İtalya’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Oldukça korkunç gözüken yer altı mezarları bugün ziyaretçiler için fazlasıyla ilgi çekici. Binlerce insan bedeninden oluşan bu ‘insan kütüphanesi’ görenleri epey ürkütüyor. İçeride yer alan bazı cesetler ise şaşırtıcı derecede iyi korunmuş. 1500’lü yıllarda Capuchin rahipleri, yer altı mezarlarının ölülerin mumyalanmasına yardımcı olan gizemli bir koruyucu içerdiklerini düşündüler. Bu düşüncenin sonucu olarak da pek çok ceset burada mumyalanıp saklanmış. Ürpertici yerleri seyahat etmeyi seven gezginler mumyalanmış bedenlerin arasında korkunç bir gezi yapabilirler.

İtalya’da bulunan Poveglia Adası, ‘ölüm adası’ olarak biliniyor. Sadece bu ismi duymak bile içinizi ürpertmeye başladıysa bu ada hakkında duyacaklarınız sizi çok şaşırtacak. Avrupa veba hastalığıyla başa çıkmaya çalışırken bir gün adaya gelen bazı misafirler yerlilere veba bulaştırdı ve adanın bütün sakinleri hayatını kaybetti.

Sonrasında veba olan herkes bu adaya gönderildi. Adaya veba hastalığı sebebiyle gelen 160 bini aşkın insan vahşice yakıldı. Yıllar sonra ise bu adaya bir akıl hastanesi yapıldı ve bu hastalar üzerinde bir takım deneyler yapıldı. Adada hala ölen kişilerin hayaletlerinin olduğu iddiası sürdüğü için çok sayıda ziyaretçi çekiyor.

Cenaze törenleri her inanışta ve kültürde farklı şekilde gerçekleştirilir. Cenaze törenlerine dair bilinen en ilginç geleneklerden birine de Filipinler’deki Sagada halkı sahip. Bu halk cenazelerini toprağa gömmek veya yakmak yerine tabutlara koyup kayalara asıyor.

Cenazelerini yükseklere asmakla cennete daha yakın olacaklarını düşünen halk bu geleneği çok uzun yıllardır sürdürüyor. Korku filmlerinden bir sahneyi aratmayan bu görüntüler zamanla turistlerin de dikkatini çekmeyi başarmış. Yıpranmış tabutların içerisinden bazı ziyaretçiler kemikleri hediyelik olarak yanlarına almışlar. Bu ürkütücü yeri ziyaret etmek pek de eğlenceli olmayabilir.

Seyahat rotalarına pek de eklenmeyen Türkmenistan’da öyle bir yer bulunuyor ki, sadece burayı görmek için giden ziyaretçiler bulunuyor. Karakum Çölü’nün ortasında krater yıllardır aktif bir şekilde yanmakta.

Derinliği 50 metreyi bulan bu kraterin genişliği ise 100 metreyi aşıyor. Görüntüsü sebebiyle cehennemi andırdığından bu ismi alan krater, Karakum çölünü de çekici kılıyor.

Farklı ülkeleri seyahat etmek istiyorsanız Ukrayna ilk tercihlerinizden olabilir. Tabii oraya kadar gidip sadece eğlence hayatını değil, tarihi yerleri de görmelisiniz. Bu listede ilk sıralarda yer alacak rota ise kesinlikle Çernobil. Bazıları için hala bu gezi biraz sağlıklı gözükmese de her yıl binlerce turist ağırlıyor.

Yaşanan nükleer facia sonucu terk edilen Çernobil, oyuncaklarla dolu anaokulundan, bomboş kalan lunaparklara kadar ürkütücü bir görüntüye ev sahipliği yapıyor. Nükleer reaktöre en yakın alan buradaki en tehlikeli alan olarak biliniyor. Neredeyse kıyameti andıran görüntülere şahitlik eden Çernobil, ürpertici görüntüsüyle seyahat tutkunlarının dikkatini çekiyor.

Dünyanın en tehlikeli adası olarak bilinen Yılan Adası, aslında harika bir görüntüye sahip. Bu adaya giriş çok tehlikeli olduğundan yasaklandı. 430 bin metrekarelik alanı kaplayan bu ada, binlerce yılana da ev sahipliği yapıyor ve bu yılanların hepsi çok zehirli.

Yasaklardan önce adaya ayak basan insanlarla ilgili korkunç hikayelerin bilindiği bu adada metrekare başına 5 yılan düşüyor. Bu haliyle adaya girişler serbest olsa bile giden pek olmazdı.

Dört bir yanı dev bez bebeklerle kaplı bu köyün de ürpertici bir hikayesi var. Köyde yaşayan Ayano Tsukimi, vefat eden sevdiklerinin, komşularının yerine tam da onların boyutlarında bez bebekler dikiyor. Başladığı yıldan beri 350’yi aşkın bez bebek diken Tsukimi, köyün her yerine bu bebekleri yerleştirmiş. Bez bebekler başta sevimli gelse de ölen insanların yerini doldurmak adına yapılmış olması ilginç. Bu bebekler sayesinde köy de turistlerin uğrak yeri haline gelmiş. Bez bebeklerle fotoğraflar çektirip, Tsukimi’nin bez bebek galerisini gezen turistler de buraya geldiklerinde şaşkınlıklarını gizleyemiyor.

Çekya'da bulunan ilginç kiliselerden biri de şüphesiz St. George Kilisesi. Uzun yıllar önce bir cenaze töreni esnasında tavanın çökmesiyle kendi haline terk edilen kilise, uzun yıllar boyunca çürümeye terk edilmiş. Köylülerin uğursuz olarak nitelendirdiği bu kiliseye sanatçı Jakub Hadrava, ürkütücü hayalet heykeller yapmış. Kilisenin her bir yanına yerleştirdiği alçıdan yapılmış hayaletler, buranın bir kiliseden ziyade korku evi gibi görünmesine sebep oluyor.