GeriSeyahat Büyükada'da tango geceleri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Büyükada'da tango geceleri

Büyükada'da tango geceleri

Turing, Büyükada'daki Madam Fabioto'nun köşkünü restore ettirip bir Kültür Evi'ne dönüştürdü. Bahçesinde tango geceleri düzenlenen Kültür Evi'nde haftada iki kez de klasik müzik konseri var

İKİ yanınızda eski İstanbul'dan kalma köşkler ve çınar ağaçları. Kentin keşmekeşinden kurtulap Büyükada'nın huzur dolu ortamında yürürken birden kulağınızı uzaklardan gelen bir klasik müzik sesi dolduruyor. Müziğe doğru ilerlediğinizde, karşınıza kitaplarda kalan bir köşkün, zarif düzenlenmiş bahçesinde, ortada bir piyano eşliğinde aryalar söyleyen sopranoyu dinleyen, artık albümlerde kalmış bir topluluk çıkıyor.

Mekan Büyükada. Çankaya Caddesi 21 numaradaki Büyükada Kültür Evi. 1998 yılında köhne bir yapıyı, içinde resim sergileri düzenlenip, konserler verilebilen hale getiren kurum ise Turing.

Turing'in Başkanı Çelik Gülersoy, 9 eylül 1997'de çöplük haline gelen binada bale gösterisi düzenleyerek başladığı macerada, sonunda gerçek bir kültür evi yaratarak mutlu sona ulaşmış. İstanbul'un eski dokusunu en iyi koruyan ilçesi olan Adalar bu sayede bir konser mekanına kavuşmuş.

Tangodan müzikale müzik

‘‘İstanbul'dan iki kesim memnun değil’’ diyor Çelik Gülersoy. Biri eskiyi bilenler, biri de dışarıyı bilenler. ‘‘Bu ikisinden de habersiz olan diğerleri yaşadıkları yeri şehir sanıyorlar, çünkü ikisini de bilmiyorlar.’’

Büyükada'ya renk verdiği günden bu yana düzenlediği konserlerle hem eskiyi hem dışarıyı bilen Büyükadalıların adaya gelmesi için başlı başına bir neden olmaya başlayan Turing'in Kültür Evi, bu konserleri her yılın temmuz ayında başlatıyor. Bu senenin programında İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı grubundan, Broadway müzikallerine, Carmen Operası'ndan tangoya kadar birçok farklı renk var.

Maksat muhabbet olsun

Her konser gecesi, bahçesi tıklım tıklım dolan Madame Fabioto'nun köşkü, 50 yaş üstü eski Büyükadalılar için sığınacak bir kültür adası haline gelmiş. Hatta sadece Adalılar için değil, Göztepe'de, Fenerbahçe'de oturanlar için bile bir süreliğine de olsa nefes almak için o kadar yol tepilip, deniz aşılıp gelinen bir sığınak olmuş.

Çelik Gülersoy'a neden böyle bir şey yaptığını sorduğumuzda ‘‘Muhabbet olsun’’ diyerek cevap veriyor. Muhabbet olsun diye eski İstanbulluları tangolar, aryalar için toplamanın kurumu için sadece prestij amaçlı olduğunu da ekliyor. Neden klasik müzik tercih edildiğini ise ’’ezilenden yana’’ olmasıyla açıklıyor.

Gülersoy, cumartesi ve pazar konserlerinin sanatçı seçiminde ise ölçünün daha çok genç, keşfedilmemiş, konservatuvar öğrencisi sanatçılardan yana işlediğini söylüyor. Konser verme ve kendini geliştirme fırsatı bulan bu gençler arasından birçok dehanın keşfedildiğini de ekliyor.

Kitaplığı bile var

Tarihi köşk müziğin dışında sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.

Köşkün bodrum katı mutfak, tuvalet ve depo olarak kullanılıyor.

Giriş katında sağ yan Çelik Gülersoy bağışı olan kitaplığa, sol taraf kışlık cafe'ye ayrılmış.

Kuyruklu piyanonun bulunduğu üst kat konser mekanı. Aynı zamanda çeşitli kuruluşların toplantılarına da ev sahipliği yapabiliyor.

Her bölümü halka açık olan köşkün giriş katı biz gittiğimizde bir resim sergisine ev sahipliği yapıyordu. İstanbul manzaralarının yanı sıra, pek görmeye alışık olmadığımız ada peyzajlarının da bulunduğu sergi için Çelik Gülersoy, ‘‘Sergilenme karşılığı ada manzaraları çizdiriyoruz’’ diyor. İki Rus ressama ait sergide Büyükada'dan resmedilmiş enstantaneler görülüyor.

Köşkün bir diğer önemli özelliği ise zengin bir kitaplığa ev sahipliği yapıyor oluşu. Giriş katındaki kitaplık Çelik Gülersoy'un özel koleksiyonundan oluşturulmuş. ‘‘Her ne kadar pek kullanan olmasa da birgün ihtiyaç duyulur elbet’’ diyor Gülersoy.

Sözleşme gereğince süresi sonunda köşk içindeki eşyalarla birlikte devlete teslim edilecek. O süreye kadar Turing, Madame Fabioto'dan kalma Kültür Evi'ni, muhabbet olsun diye renklendirmeye devam edecek.

False