GeriSeyahat Bahar yürüyüşleri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bahar yürüyüşleri

Bahar yürüyüşleri

Yürüyüşçülerin, doğaseverlerin dört gözle beklediği bahar nihayet kapımızı çaldı. Avrupa’nın en büyük botanik bahçesi Türkiye çiçeklendi. Geçen yıla oranla daha sıcak bir bahar yaşıyoruz. Şimdi kapalı kış mekanlarını terk edip açık havaya çıkmanın zamanı. Hafta sonlarını yürüyüşle değerlendirebilir, cennete dönüşen kırlarda, yaylalarda, hatta şehirlerde keşfe çıkabilirsiniz. Atlas Dergisi’nden Yıldırım Güngör, Hürriyet Seyahat okurları için farklı ilgi alanlarına yönelik sekiz rotayı yazdı ve fotoğrafladı.

FOTOĞRAF YÜRÜYÜŞÜ
Sülüklü Göl

Bahar tüm fotoğrafçılar için caziptir. Canlı renkleri çok uğraşmadan bulursunuz. Ben baharda sülüklü gölü tercih ediyorum. Hem manzara hem makro hem de kuş fotoğrafçılığı için ideal. Özellikle fotoğrafa yeni başlayanlar için düşük enstantene şelale çekmek için ideal. Biraz dikkatli olursanız özenle saklanan ters laleyi bile yakalayabilirsiniz. Yaklaşık 300 yıl önce, büyük bir heyelanla oluşan göldeki ağaçlar da çok güzel. 200 civarında kuruyup yıkılmamış meşe, göknar var. Büyük gölün yanı sıra civarda birkaç da küçük göl bulunuyor. İstanbul’dan yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta. Ankara karayolundan Akyazı ayırımından sapın. Tabelalarla milli parkın girişini bulacaksınız. Diğer öneriler: Terkos, Abant, Yedigöller, Kıbrısçık- Sebene arasındaki yaylalar.
/images/100/0x0/55eb080cf018fbb8f8a689c9


MACERA YÜRÜYÜŞÜ
Soğukdere’den Menekşe Yaylası’na


Yuvacık Barajı’nın kenarındaki Karaaslan Kamping’den başlayan yürüyüş yaklaşık beş saat sürüyor. Menekşe Yaylası’nda gelen Soğukderenin suyu yaz aylarında azalır ama bu mevsimde dikkat etmek gerekiyor. Kimi zaman dere kenarından, kimi zaman da dereninin içinden yürünerek üç, dört saatte Aytepe’nin eteklerine varırsınız. Zamanınız varsa, Veysel Amca’nın mütavazı mekanında konaklayın. Kondüsyonunuz yeterliyse yürüyüşü uzatıp, Menekşe Yaylası’na da gidebiliriniz. Dere yürüyüşünün son etapları biraz riskli. Yürürken maksimum dikkat göstermekte fayda var. Eğer bölgeye ilk kez gidiyorsanız, rotayı bilmiyorsanız yanınıza mutlaka bölgeden bir rehber alın.

GÖL YÜRÜYÜŞÜ
İznik Gölü


Bursa’nın İznik İlçesi, gölün yanı sıra çinileri ve önemli Bizans kalıntılarıyla tanınır. Oysa iki özelliği daha var: Baharda Akira Kurosowa’nın “Düşler” filmini anımsatıyor. Birbiri ardına çiçeklenen erik, elma, şeftali bahçeleri, ardından kırlarda göz alabildiğine uzanan gelincik tarlaları İznik’i hayal mekanına dönüştürür. Bölgede bir çok yürüyüş rotası var. Benim en sevdiğim rotalar Çampınar Köyü civarında. Avdan Dağı eteğindeki köyün İznik’e uzaklığı 7 kilometre. Önereceğim rotası Zeytince Dağ Evi’nden başlıyor. Dağ evi kentin karmaşasından kaçarak kendini doğanın kucağına atan Atilla Ulaş ve eşine ait. Kullanmadıkları birkaç odayı da konuklarına açmakta tereddüt etmiyorlar. Uzun süre yemyeşil çayırlıklarda devam eden rota bir vadiye girdikten sonra Avdan Dağı’na doğru tırmanıyor. Bir süre sonra İznik Gölü manzarası çıkıyor ortaya. Sırtlar boyunca hiç kaybolmuyor. Daha sonra elma, kiraz bahçeleri, üzüm bağlarının arasından geçip tekrar Zeytince Dağ Evi’ne geri dönülüyor. Toplam yürüyüş süresi 3-4 saat. İznik merkezinden Yenişehir Kapısı yönünde, surlardan sonra Şerefiye- Nüzhetiye tabelasından sola dönün Şerefiye tabelasının yanındaki toprak yola girin. Bir kaç dakika sonra Zeytince Dağ Evi’ne varırsınız. 0535 474 29 81 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

YAYLA YÜRÜYÜŞLERİ
Erikli ve Beyazsu


Aslında Erikli’de orman, dere, yayla yürüyüşü bir arada. Yalova’nın Çınarçık ilçesi yakınlarındaki Teşvikiye’den başlıyor yürüyüş. İlk aşaması bir dereyi geçip, üst üste akan birkaç şelalede sona eriyor. Daha sonra ormandaki bir patikadan iki saatte Erikli Yaylası’na varıyorsunuz. Yayladan yarım saatlik yürüyüşle, derenin üzerindeki en büyük şelaye vardığınızda rota tamamlanıyor tamamlanıyor. Beyazsu ise sırtını Karçal Dağları’na dayamış olağanüstü bir yayla. Mayıs ortasından itibaren her yanı çiçek örtüsüyle kaplanıyor. Bitki çeşitliliği açısından dünyanın sayılı bölgelerinden Karçal Dağları’nın en etkileyici yaylası ismini girişinde beyaz köpükler çıkararak akan sudan alıyor. Burada birkaç kilometrelik çok sayıda yürüyüş rotası var. Aralarında en güzeli Beyazsu - Yıldızlı Göl etabı. Ancak göl hazirana kadar kar altında olabilir. Köpürerek akan dere, çevresindeki vadi, yeşile hasret duyanlar için bir cennet. Artvin’in Borçka ilçesinde konaklayabilir, karayolundan 50 kilometrelik yolculukla Beyazsu’ya ulaşabilirsiniz.

YÜKSEK YÜRÜYÜŞ
Güngörmez Dağı’nın etekleri


Bu mevsimde 3500 metrenin üzerindeki dağların etekleri muhteşem çiçek örtüleriyle kaplanır. Güngörmez’in güney yamaçlarında, yani Çoruh Nehri tarafında bitki çeşitliliği etkileyicidir. Yusufeli’nden araçla yola çıkıp, karayolundan çevreli köyünden sapıp, yükselmeye başladıktan bir saat sonra Çamlıbel Yaylası’na varırsınız. Yayladaki ilkbahar görüntüsü eylül sonuna kadar sürer. Havalar ısındıkça biraz daha yükseğe çıkmanız yeterli. Sırtı takip edip 3000 metrelere kadar sorunsuz bir şekilde yürüyebilirsiniz. Rotanın bir tadı da arkanızda kalan muhteşem manzaradır. Yükseldikçe Çoruh Vadisi yavaşça belirir. Sonra tüm kıvrımları ortaya çıkar. Karlar henüz kalktığı için yol belli bir yerden sonra bozuk olabilir. Yayla civarındaki yürüyüş bile bahar coşkusunu yaşatır size. Yusufeli’nde konaklayabilirsiniz. Diğer öneriler: Kaçkar Dağları’nda Ayder’den Yukarı Kavran ya da Huser yaylası; Dedegöl Dağları’nda Kuzukulağı Yaylası, Aladağlar’da Emli Vadisi. Mutlaka bölgeden bir rehberle yürüyün.

ŞEHİR YÜRÜYÜŞÜ
Beypazarı

Bir yerleşimi iyi öğrenmenin en iyi yolu yürüyerek dolaşmaktır. Önerim, Ankara’nın konaklarıyla ünlü ilçesi Beypazarı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş, son 10 yılda uyguladığı projelerle ilçede tarihi dokuyu ön plana çıkardı. Osmanlı konakları restore edildi, koruma altına alındı. Bir kısmı otel, pansiyon olarak da kullanılmaya başlandı. Çoğu üç katlı olan evler ahşap iskeletli ve kerpiç dolgulu. Bazılarının geçmişi 300 yıl öncesine uzanıyor. Kent içinde yürüdüğünüzde sadece konakların değil Beypazarı’nın diğer ürünlerinin de birer turizm objesine dönüştürüldüğünü hayretle izleyeceksiniz. Beypazarı kurusu, havucu ve telkarisi artık birer dünya markası. Kentin en güzel görüntüsü Karcıkaya Tepesi’nden izleniyor. Çarşı ve müze ise mutlaka görmeniz gereken yerler. Ara sokaklarda bir saatliğine de olsa farklı bir çağa ışınlanmanın, asude hayatların yaşandığı günlere dönmenin mutluluğunu yaşayın. Evinize döndüğünüzde o tarihi dokunun içinize işlendiğini hissedeceksiniz. Bir zamanlar konaklayacak pansiyonu bile olmayan Beypazarı’nda bugün birçok butik otel hizmet veriyor.

ADA YÜRÜYÜŞÜ
Gökçeada’nın Marmaros Şelalesi


Dereköy’ün çıkışında sağa doğru bir yol ayrılır. Çoğu zaman zincir çekilidir girişine. Yazın yangın ihtimaline karşı bölge piknikçilere kapalı. Yol çam kokuları içinde kıvrıla kıvrıla aşağı iner. Uzaklarda Semadirek Adası belirir. Birkaç viraj sonra, sağa doğru açılmış yol çıkacak karşınıza. Bir zamanlar şelaleye otoyol açılması düşünülmüş, sonra vazgeçilmiş. Yola girdikten kısa süre sonra küçük bir patika çarpacak gözünüze. Kullanmadığı için bazı bölümleri bozuk olan patikayı takip edin. Tatlı bir eğimle vadi tabanına inecek. Vadideki dereyi görünce şaşıracaksınız. Bir adanın ortasında debisi böylesine yüksek bir derenin varlığı tam bir sürpriz. Şelaleye doğru kimi zaman derenin içinden, kimi zaman kıyısından yürüyeceksiniz. Birkaç küçük çavlandan sonra karşınıza 30-35 metreden dökülen şelale çıkacak. Kendinizi Amazon ormanlarında gibi hissedeceksiniz. Vadiye saklı bu müthiş mucizeye hayran olmamak elde değil. Antik Şelale ismini verdim bu doğa güzelliğine. Kimbilir antik çağdan bugüne kimler yüzdü havuzunda, çevresinde ne aşklar yaşandı. Şelalenin solundaki patikayı kullanıp, üstüne çıkmaya kalmayın sakın. Bozulduğu için inişi çok zor. En iyisi şelale suyunda yüzmek. Derenin içinden aşağılara yürüdüğünüzde, ikişer metrelik birkaç küçük engel aştıktan sonra, denize döküldüğü Marmaros Koyu’na varacaksınız. İri çakılı sahilin solundaki kayalardan denize girebilirsiniz. Denizsuyu mayıs başında 14 - 15 derece civarında. Kayalarda denizin oyduğu mağarada bir zamanlar foklar yaşarmış. Akşam güneşi Semadirek’in zirvesinde kaybolmadan yola çıkarsanız, yürüyerek bir saatte Dereköy’e dönebilirsiniz.

ARKEOLOJİK YÜRÜYÜŞ
Neandrea’dan Kestanbul’a

Neandrea antik kenti Çanakkale’nin Ezine ilçesi sınırlarında. Çığrı Dağı’nın zirvesinde. 2800 yıllık kentin sadece surları ayakta. En ideal yürüyüş dönemi bahar. Gün batımında manzarası muhteşem. Sabah erken başlayacağınız ve birkaç saat sürecek yürüyüşün en cazip tarafı tarlaları kırmızya boyayan gelincikler. Rota Koçali civarındaki antik granit ocaklarında sona eriyor. Köy civarında üç eski granit ocağı var. Birinde uzunluğu yaklaşık 12 metre, çapı ise 170 santim olan yedi sütun bulunuyor. Ocaktan çıkarılma süreçleri görülüyor. Roma döneminde buradan Vatikan’dan Efes’e sütün gönderilirmiş. Yürüyüşte her adımınız tarihi bir bölgeden geçecek. Tarlada ansızın sütun parçası çıkacak. Bölge rüzgarlı. Mutlaka yağmurluk, bolca içecek su alın. Ezine’deki belediye otelinde konaklayabilirsiniz. Ocaklara otomobille de ulaşılıyor.
Çanakkale Geyikli yolundan Alexandreia Troas’a sapın. Önce kaderine terk edilmiş bu muhteöe kentten ayakta kalanları gezin, Roma döneminde de kullanılan Kestanbol kaplıcalarını geçtikten sonra varacağınız Uluköy’de veya Koçali’de kime sorsanız ocakları tarif eder. Diğer öneriler: Bafa Gölü, Likya yolu.

False