36 saatte İzmir

Osmanlı dönemindeki liman şehri Symrna, Rumları, Ermenileri, Yahudileri, Fransız ve İtalyanlarıyla bir kültür mozaiğiydi. Bugün ağırlıklı olarak Müslüman. Muhafazakârlara göre bu açık görüşlü, güneşli, palmiyeli sahil şehri dine pek düşkün olmayan Müslümanlarıyla “gâvur” sıfatını hak ediyor. Buna karşın pek çok İzmirli için bu sıfat ilericiliğinin kanıtı. Atatürk portreleri her yerde. Gezi olaylarında Başbakan Erdoğan geniş katılımla protesto edildi. World Expo 2020’ye hazırlanan şehrin gezginlere sunacağı pek çok şey var: Yenilenmiş rıhtım, hızla gelişen eğlence sektörü, modern tasarımlı otelleri. Bu arada geleneksel çarşısı, yakınlardaki Efes harabeleri de zengin kültürel geçmişin kanıtları.

Cuma

16.00
Körfezde gezinti
Ege’yi kucaklayan popüler sahil gezinti alanı Kordon, İzmir’in gurur verici milli tarihine açılan bir pencere, daha da ötesi kendine özgü dini bir karakter. Türk bayrakları ve Atatürk imgeleriyle çevrelenmiş binaların altında, açık hava restoranlarında işadamları Efes biralarını kana kana içerken, mini etekli kadınlar, başörtülülerle yan yana yürüyor. Alsancak İskelesi’nden güneye doğru yol alındığında, Atatürk Müzesi’nin beyaz, neo-klasik taş cephesini, Cumhuriyet Meydanı’nın büyük savaş alanındaki Atatürk büstünü, Pasaport İskelesi boyunca Osmanlı döneminden kalan binaları ve sayısız deniz manzaralı kafeyi geçeceksiniz.

18.00
İskele manzarası
Taş binalarla, cam ve çelik kaplamalı yapılarla çevrelenen Konak İskelesi’nin mimarı Gustave Eiffel’di. 1890’da inşa edilen eski gümrük binası, 2003 restorasyon projesiyle koruma altına alınmadan çok önce boşaltılmıştı. Şimdi bu yapı Tariş Zeytinyağı gibi küçük butiklerin ev sahibi; her tür zeytinyağı (vücut losyonu 13 TL) ve zeytin yaprakları (kutu çay 3,75 TL) için bir tür tapınak. Rest Cafe & More’un dış terası, yerel Angora kırmızı şarabını yudumlamak (13 TL), şehrin meşhur günbatımı manzarasının tadını çıkarmak için uygun mekân.

20.00
Vapur turu
Konak İskelesi’nden vapura binip, İzmir’de deniz sefası yapmak ve Homeros’un şarap kadar koyu renkli denizinden geçerek İzmir Körfezi’nin kuzeyindeki Bostanlı’ya inmek için para ödemeye değer. Gezinti rotası parıldayan çıkıntılı tepelerin, aydınlatılmış gökdelen ve camilerin, aynı zamanda Kadifekale kalıntılarının ve Büyük İskender dönemine kadar uzanan bir taş kalenin manzarasını da kapsıyor. Üç kullanımlık biniş kartı 6,50 TL.

21.00
Deniz mönüsü
Eğer olta ya da ağla balık tutarsanız Bostanlı İskelesi’nden 10 dakika yürüyüş mesafesindeki Mavra Restaurant’da pişirtebilirsiniz. Beyaz taş duvarları, asılı fenerleriyle küçük bir Ege kasabası restoranını çağrıştırıyor. Ama bu neşeli kalabalık şehirli; Polo gömlekleri ve Chanel el çantalarıyla bunu kanıtlıyor. Mönü yok. Garson, içinden şakşuka (domates soslu patlıcan-biber kızartması) gibi mezeler bulunan bir tepsiyle masaya geliyor. Mezeleri ızgara ahtapot, şişte kalamar, levrek filetosu gibi ana yemekler izliyor. Tatlı olarak, damla sakızlı, çikolatalı dondurma sunuluyor. İçki dahil iki kişilik yemeğin ortalama fiyatı 150 TL.

Cumartesi

10.00
Çifte kule
Rio’nun Kurtarıcı İsa’sı, Roma’nın Colosseum’u, Paris’in Zafer Takı var. İzmir’de, en çok fotoğrafı çekilen anıt Konak Meydanı’ndaki uzun, ince, minare benzeri Saat Kulesi. Osmanlı vatandaşı bir Fransız mimarın tasarladığı asırlık kule kentin Avrupa’yla köklü bağlarının bir başka simgesi. Güvercinlerin uçtuğu meydanın karşısında bir diğer kule yükseliyor: Yalı Camisi’nin minaresi. Küçük, sekizgen, taş ve tuğlalardan yapılmış, kemerli pencereler, mavi çinilerle süslenmiş 18’inci yüzyıl camisi muzaffer Osmanlı’dan kalma bir başka etkileyici anıt.

11.00
Çarşı heyecanı
Konak’ın merkezine varır varmaz, geleneksel Türkiye’nin canlı yaşamı çıkıyor karşınıza. Şehrin en kalabalık pazarı Kemeraltı’nın bölmeli pasajlarına çekiliyorsunuz. Her yaştan çiftler yatak takımları, kumaş, gelinlik ve tencere setiyle dolu mağazaları dolduruyor. Kızlarağası Han’ı (871. ve 861. sokağın köşesinden girince) 16’ncı yüzyıldan kalan taş bir bina, İstanbul’daki Kapalı Çarşı’nın küçük kardeşi gibi, pirinç fenerler, çay bardakları, satranç takımları ve ıvır zıvır içinde yüzen dükkânlarla dolu. Evvel Zaman Antika, Türk nostaljisinde 70’lerin disko albümlerinden, İzmir’in ikonlaşmış binalarının şeklindeki kolonya şişelerine uzmanlaşırken, Ali Baba havlu, kıyafet, sabun satıyor.

13.00
Ambiyanslı öğle yemeği
Hisar Camisi’nin yakınında burnunuza ızgara et kokusu gelecek. Bunu takip edin. Bitişik avludaki Cin Ali’ye vardığınızda odun ateşinde yavaş yavaş döndürülerek pişirilen cağ kebabını göreceksiniz. Aşçı elindeki kılıç gibi uzun bıçakla döneri kesiyor. Etten közlere damlayan yağların cızırtısı eşliğinde lavaş ekmeğine diziyor. Müthiş bir tat... Döner, ayran 15 TL.

14.00
Mabedler
Cin Ali’nin yanı başında şehrin en büyük camisi yükseliyor. 16’ncı yüzyıldan kalma Hisar Camisi’nin tek minaresi gökyüzüne ulvi mesajlar yazan bir kalem gibi. Sütunlar, kemerlerle desteklenmiş semavi mavi kubbenin altında takkeli, yaşlı bir mümin kısık sesle dualar okuyor... İzmir’in Yahudi geçmişine kısa bir bakış için, pazar sırasındaki 927’nci Sokak’tan aşağıya yürüyün. Geçmişin Havra (Sinagoglar) Sokağı kentin 1500 kişilik Yahudi topluluğunun ve yavaş yavaş kaybolan mabedlerin bulunduğu mekân. Şalom Sinagogu (No: 38C) üzüm salkımı şeklindeki tokmaklı, gök mavisi metal kapıların ardında. Şansınızı deneyin, kapıyı çalın. Açılırsa, gezme fırsatını kaçırmayın.

16.00
Geçmişle yüzleşme
“Balık işareti verecek / Ve domuz yolu gösterecek...” Gerçekleşmesi imkânsız bir şehir planlaması tavsiyesi gibi gelse de, Apollon aynen bunları söylemişti Androclos’a. Efes Antik Kenti bu tavsiyeyle kurulmuştu. Androclos’un zarif bir büstünün bulunduğu İzmir Arkeoloji Müzesi’nin kötü ışıklandırılmış salonlarında Efes ve kent çevresinden pek çok kıymetli eseri görebilirsiniz. Sesli elektronik rehber kiralayın, Apollon Tapınağı’yla ünlü kehanet şehri Gryneion’dan getirilmiş vazoların, sırsız topraktan lahitlerin, bronz Koşucu heykelinin öyküsünü dinleyin. Giriş 8 TL.

20.00
Küçük mucizeler
Kuzu çevirme ya da hindi dolmasının ismi bile ağızları sulandırmaya yeterli... Lüks restoranlardan Tavacı Recep Usta, eski bir Rum konağının avlusunda et sevenleri ağırlıyor. Çardaklardaki masalara kurulmuş çiftler, patlıcan dolması dahil yerel lezzetleri tadıyor. Fakat mönünün yıldızı kuzu tandır. Mutfaktan servis edilen mucizeler birbirini izliyor: Sebzeli lüle kebabı, fırında incik, tandır, kaburga dolması, kuzu dolması... Lezzetin sırrı, etlerin restoranın çiftliğinden gelmesi. İki kişi, içki dahil akşam yemeği, yaklaşık 120 TL (tavacirecepusta.com).

23.00
Gece eğlenceleri
Öküz’ün önündeki dar sokağı dolduran kalabalığı büyük bir Buda büstü yukarıdan sessizce süzüyor. Geceleri en sert içkileri yudumlayan, en yüksek topuklu, en gürültücü, eğlencesever gençlerle dolan Alsancak semtinin belki de en sakin sokağı bu. 19’uncu yüzyıl başından kalma konak, 21’inci yüzyıl yaklaşımıyla bara dönüştürülmüş. Beyazıt kokteyline (kavunlu şnaps, votka, gazoz: 20 TL) DJ’in çaldığı ‘house music’ eşlik ediyor. 19’uncu yüzyıldan kalma hayaletli ev dekorundaki Kybele Rock & Jazz Bar’da ise Led Zeppelin klasiklerinden Türkçe pop şarkılarına her şeyi çalan genç gruplar sahneye çıkıyor. Giriş, bir içki dahil 15 TL.

Pazar

09.00
Zamanda yolculuk
Yunanların kurduğu, Romalıların ışığı altında yükselen, St. Paul’e gönderme yapan Efes’in etkileyici kalıntıları, İzmir’den otobüsle (taksiyle daha kısa sürüyor) en fazla iki saat uzaklıkta. Pamukkale firmasının Gaziosmanpaşa Bulvarı’ndaki şubesinden 10 TL’ye bilet alıyorsunuz, servisle ulaştığınız İzmir Otogarı’ndan otobüse biniyorsunuz. Kuşadası’nda indiğinizde otogardan 5 TL’ye bineceğiniz minibüs sizi toprak yoldan Efes’e yakın bir noktaya ulaştırıyor. 10 dakikalık yürüyüşle antik kentin alt kapısına ulaşıyorsunuz. Taş yapılarda, görkemli amfitiyatroda, tapınaklarda, uygarlık tarihinin en önemli kütüphanelerinden birinde günün ve güneşin tadını çıkarın. Giriş 25 TL.