Reyhan Tuvi'den 14 Şubat önerileri

WOODYVILLE / ŞİLE İSTANBULEviniz ağaç komşunuz bülbüllerGeniş ve bakir bir koya, masmavi bir denize ve muhteşem bir kumsala hakim bir ‘’kovboy kasabası’’. Avukat Erol Bey, 36 yıl önce, Akçakese Köyü’ndeki bu koyun yarısını satın almış ve buraya bir orman dikmiş. Eşi Jale Hanım’la birlikte, kendilerine tamamıyla ağaçtan bir dünya yaratmışlar. Ad Woodyville. Arazideki 1000 küsur çam ağacının arasına dağılmış, Tarzan’ın ağaçevinden kral dairesine kadar on farklı oda tipi var. Çoğu kaloriferli, bazılarında elektrikli radyatör bulunuyor. Odalara halat ya da ahşap merdivenle ulaşılıyor. Kapı zili yerine koyun çanı var. Komşunuz bülbüller. Ağaçevler arasında en güzellerinden biri, altından dere akan Balayı Evi. Kaloriferli Jakuzili Evler yine ağaç üzerinde. Havuzbaşı Evleri ise arazinin en ucunda. Yamaçta, koya hakim Aşıklar Köşesi var. Denizi gören en uç noktada da balkonlu Kral Dairesi. Banyosu ve jakuzisi, adeta güvertedeymişsiniz hissi veriyor. Sıcak suyun içinde, koya çarpan büyük dalgaları seyredebiliyorsunuz. Odaların hiçbirinde telefon, mini bar ya da televizyon yok. Arazide, köy sobasıyla ısınan ortak kullanım alanları yaratılmış. İki salon şömineli. Akşamları sobaların üzerinde, geleneksel yöntemlerle kestane pişiriliyor ve mısır patlatılıyor. Ayrıca bilardo masası, langırt, tavla köşeleri, grupla oynanabilen oyunlar ve küçük bir kütüphane var. At eğerleri, saman ve araba tekerlekleriyle bir kovboy salonu gibi dekore edilmiş ortak alanlarda, nargile içiliyor, ortama uygun olarak country music çalınıyor ve personel kovboy şapkalarıyla servis yapıyor. Çevrede at, koyun, köpek, tavuk, horoz, hindi, kaz ve ördek gibi hayvanlar serbestçe dolaşıyorlar. Müşterilerin kendi köpeklerini getirmeleri de serbest. Woodyville, açık büfe sabah kahvaltısı ve akşam yemeğinde iddialı. Özel Woodyville tatlısı denenmeli. (Şile’den Ağva’ya giden Ağva Sahil Yolu üzerinde. Akkaya Mevkii, Akçakese Köyü, Şile, İstanbul, 0216 727 70 10, www.woody-ville.net, www.gizlicennetler.com)SAVON HOTEL ANTAKYASabun fabrikası nasıl bir saraya dönüşebilirAntakya’nın bir kent olarak farklılığı, burada birarada varolabilen, içiçe geçmiş din ve kültürlerden kaynaklanıyor. Hoşgörü ve insan sevgisi bu kentte belirgin bir şekilde hissediliyor. Yani klişe değil. Cami, kilise ve sinagogların bulunduğu sokaklarında gezerken, Türkiye’nin başka hiçbir kentinde böyle bir havayı solumadığınızı kendinize itiraf ediyorsunuz. Görkemli bir Mozaik Müzesi ve dünyaca ünlü bir mutfağı olan Antakya’da, lüksü sevenler için şaşırtıcı bir mekan var; Savon Hotel (0326 214 63 55, www.savonhotel.com.tr). Bir sabun fabrikasının nasıl bir saraya dönüştüğünü görmek için buraya uğramalı ve kalmasanız da, restoranında bir akşam yemeği yemeli ya da barında bir içki içmelisiniz. Fabrikanın bir zamanlar sabun kokan, tonozlu duvarları, üç yıl süren bir restorasyonun ardından, artık şık bir otele ait. Otelin genç sahipleri Serra ve Abdullah Şehoğlu buraya çok emek verdiler. Daha girer girmez, otelin avlusuna çarpılıyorsunuz. Dekorasyondaki tüm detaylar incelikle tasarlanmış. Beş yıldızlı otellerin odalarını aratmayacak konforda ve şıklıkta odaları var. Koridorlarda, müzede göremeyeceğiniz, Antakya’ya ait ancak yurtdışında bulunan, birçok mozaiğin fotoğrafı sergileniyor. Antakya’yı gezmek için en az üç güne ihtiyacınız var. Soluklandığınız bir anda, Affan (İnci) Kahvesi’nin arka bahçesinde, gül suyu soslu, ‘’Bici Bici’’ (Haytalı) tatmayı unutmayın.ABANT / BOLUBembeyaz bir doğa göl kenarı ve romantizmBembeyaz bir doğa, göl kenarı ve romantizm denince akla ilk gelen yerlerden biri Abant. Bu oldukça turistik göl kenarı, Sevgililer Günü’nde de birçoklarının tercihi. Dizlerinizde bir battaniye, faytonla göl kenarında dolaşmak, karla kaplı ormanda yürümek, şömine başında sıcak şarap içmek ve başbaşa olmak için Abant iyi bir seçenek olabilir. Çevresi yedi kilometre olan gölün etrafı zengin bir doğal örtüyle kaplı. Etrafta çam, köknar, meşe, böğürtlen, gürgen, kayın ormanları var. Göl çevresinde beş yıldızlı oteller de bulunuyor. Taksim International Abant Köşk (Abant, 0374 224 5012, www.taksimotelcilik.com.tr), daha mütevazı Abant Evleri (Abant, 0374 224 5178, www.abantdagevleri.com) ve Mudurnu’ya sekiz kilometre mesafede Kilözü Köyü’ndeki şömineli Değirmen Yeri Ormaniçi Dağ Evleri (0374 421 2677, 0533 630 3377, www.degirmenyeri.com).KARAAĞAÇ EDİRNESakin bir sayfiye yeriKaraağaç semti bana hep ayrı bir kasabaymış gibi gelir. Edirne merkezdeki kalabalıktan uzakta, adeta sakin bir sayfiye yeridir burası. En güzel zamanı yaz ve bahar aylarıdır ama kar yağdığında da başka manzaralarla çıkar karşınıza. Yunanistan ve Türkiye geçişlerinin sağlandığı Pazarkule sınır kapısı da burada. Karaağaç, yürüyerek Edirne merkeze yarım saat mesafede. Saraçlar Caddesi’nden inerek, Edirne’ye hayat veren Tunca ve Meriç nehirleri üzerindeki köprülerden geçilir ve Karaağaç Yolu ya da diğer ismiyle Lozan Caddesi’ne varılır. Bu geniş, arnavut kaldırımı yoldan ve Söğütlük Orman Parkı’nın içinden geçince, geniş caddeleri ve rengarenk müstakil evleriyle, Karaağaç’a varılır. Yürürken karşınıza Meriç Nehri üzerindeki 1847 tarihli Meriç Köprüsü çıkacak. Köprünün ortasında, padişahın nehirdeki günbatımını seyrettiği, yazıtlı, mermer bir köşk var. Köprünün sonundaysa, restore edilen eski bir Karakol Binası (0284 225 32 81). Adına bakmayın, burası köprüye ve nehre bakan, konumu muhteşem bir kafe. Sevgililer Günü’nde, Meriç Nehri’nde günbatımını ya padişah gibi köşkten ya da karlı bir günde kahvenizi içerken seyredebilirsiniz. Lozan Caddesi’nin sonunda karşınıza çıkan Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası, bir zamanların meşhur Karaağaç Tren Garı’ydı. Hemen burada, içeride kömür sobasının yandığı Fazlı’nın Kahvesi de (Lozan Cad. No:36, 0284 213 54 88), vakit geçirmek isteyeceğiniz bir yer olabilir. Yine o sokakta, küçük, salaş, tertemiz ve samimi bir lokanta var. İstanbul’dan gelen ünlülerin gözdesi Murat’ın Yeri’nin (0284 212 34 03) samimi ortamında yemek yiyebilirsiniz.�