HRW: Muhalifler Lazkiye'de katliam yaptı

Güncelleme Tarihi:

HRW: Muhalifler Lazkiyede katliam yaptı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2013 08:37

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) bugün yayınlanan raporuna göre muhalifler Suriye'nin Lazkiye şehrinde 190 sivili öldürdü. Öldürülenlerden 67'si infaz edildi. 4 Ağustos'taki katliam Alevilere yönelik planlı bir saldırıydı. HRW'ya konuşan çok sayıda kaynak muhaliflerin Suriye'ye Türkiye üzerinden giriş yaptığını öne sürdü.

Haberin Devamı

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yayınladığı raporunda Suriye'nin Lazkiye vilayeti kırsalında 4 Ağustos 2013 tarihinde başlayan askeri saldırılarda silahlı muhalif grupların en az 190 sivili öldürdüğünü, 200 kişiyi de rehin aldığını belirtti. Hükümet yanlısı Alevi köylerine yapılan operasyonda kurbanların en az 67'si infaz edildi veya kanunsuz biçimde öldürüldü.

HRW'ya konuşan çok sayıda kaynağın ifadelerine göre, muhalif gruplarda yer alan yabancı savaşçıların çoğu Suriye'ye Türkiye üzerinden giriyor. Silahlarını da Türkiye üzerinden kaçıran savaşçılar, para ve diğer ihtiyaçlarını da yine Türkiye’den karşılıyor ve tıbbi tedaviye gereksinim duyduklarında da yine Türkiye’ye çekiliyorlar.

HRW'nun tavsiyeleri arasında en önemlileri Türkiye'ye yönelik olanlar. Örgüt Türkiye'ye, sınır devriyelerinin arttırılmasını ve Suriye'de sistematik insan hakları ihlallerine karıştığına dair güvenilir bilginin var olduğu gruplara mensup savaşçıların ve bu savaşçılara ulaştırılan silahların ülkeye giriş ve hareketlerinin kısıtlanmasını tavsiye ediyor. Ayrıca, evrensel yargı yetkisi ilkesi ve ulusal yasaları uyarınca Türkiye'nin, Suriye'de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğinden, bu suçların işlenmesine iştirak ettiğinden şüphelenilen veya komuta sorumluluğuna sahip kişileri soruşturma ve kovuşturma sorumluluğu da bulunuyor.

Haberin Devamı

"KANLARINI HALA GÖREBİLİRSİN"
105 sayfalık “'Kanlarını hala görebilirsin': Muhalif Güçlerin Lazkiye Kırsalında Gerçekleştirdiği İnfazlar, Rastgele Ateş Açmalar ve Rehin Almalar” başlıklı raporda operasyonun ilk günü olan 4 Ağustos'ta sivillerin öldürüldüğüne dair kanıtlar sunuluyor. Saldırıda rol alan Irak ve Şam İslam Devleti ile Muhacir ve Ensar Ordusu adlı iki muhalif grup büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan rehineleri hâlâ elinde tutuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, el edilen bulgulara göre öldürmeler, rehin almalar ve diğer ihlallerin, savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suç oluşturacak nitelikler taşıdığını kaydetti.

HRW Ortadoğu Direktör Vekili Joe Stork, “Bu ihlaller bir takım kendini bilmez savaşçıların yaptığı münferit vakalar değildi” diyerek, “bu operasyonun Alevi köylerinde yaşayan sivil halka yönelik koordineli ve planlı bir saldırı” olduğuna dikkat çekti.

Haberin Devamı

HRW, kurbanlara biraz olsun adalet sağlanması için BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'yi derhal Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevk etmesi gerektiğini söyledi. Örgüt, Suriye hükümet güçlerinin işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı işlenmiş suçları da belgeleyerek kamuoyuna duyurmuştu.

18 AĞUSTOS'A KADAR
HRW bu raporu hazırlarken bir saha araştırması yürüttü ve aralarında saldırılardan kurtulan köy sakinleri, acil müdahale ekibi ve hem hükümet hem muhalefetten savaşçı ve aktivistlerin bulunduğu otuz beşi aşkın kişiyle görüşmeler yaptı.

HRW, muhalif grupların 18 Ağustos’a kadar sürdürdükleri ve “Müminlerin annesi Ayşe'nin soyundan gelenlerin savaşı” “Baruda saldırısı” veya “sahili özgürleştirme operasyonu” olarak adlandırdıkları operasyona en az 20 farklı silahlı muhalif grubun katıldığını ortaya çıkardı. Bu grupların tamamının veya çoğunun ihlallerin büyük çoğunluğunun gerçekleştirildiği anlaşılan 4 Ağustos günü köylerde bulunup bulunmadığı ise henüz bilinmiyor.

Haberin Devamı

Ancak operasyon için kaynak yaratan, örgütleyen ve operasyonun icracısı olan esas beş grubun, başlangıç tarihi olan 4 Ağustos'tan itibaren saldırılarda hazır bulunduğu açıklıkla biliniyor. Bu gruplar Ahrar El Şam, Irak ve Şam İslam Devleti, El Nusra Cephesi, Muhacir ve Ensar Ordusu ve Sukur El İz. HRW yaptığı çok sayıda görüşmeye ve saha araştırmasına, ayrıca muhaliflerin açıklamalarının ve ilgili videoların incelenmesine dayanarak, bu beş grubun savaş suçu niteliği taşıyabilecek kimi olaylardan sorumlu olduğu sonucuna vardı.

67 KİŞİ HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE ÖLDÜRÜLDÜ
Alan araştırması, tanık ifadeleri, video ve fotoğraflar ile hastane kayıtlarının incelenmesi sonucunda, HRW, teşhis edilen 190 sivil ölüden en az 67'sinin muhalif güçlerce hukuka aykırı olarak öldürüldüğünü tespit etti. Geriye kalan 123 sivilin tam olarak hangi koşullarda öldürüldüğünü ve hukuk dışı öldürme kurbanı olup olmadıklarını değerlendirebilmek için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Haberin Devamı

Çok sayıda sivilin öldürülmesi, kayıt altına alınan yaraların nitelikleri –çoklu kurşun yarası ve delici alet yarası gibi – ve ölenlerin 43'ünün kadın, çocuk ve yaşlı olması, muhalif güçlerin kurbanların çoğunu ya kasıtlı olarak ya da hedef gözetmeksizin açılan ateş sonucu öldürdüğüne işaret ediyor.

Muhalif grupların operasyon sırasında gerçekleştirdiği ihlallerin kapsam ve şekli, bunların sistematik ve sivil halka yönelik planlı bir saldırının parçası olduğunu düşündürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü kanıtların, muhalif güçlerin 4 Ağustos günü ve sonrası gerçekleştirdiği öldürmeler, rehin almalar ve diğer ihlallerin insanlığa karşı işlenen suç kapsamına girdiğine dair kuvvetli işaretler olduğunu bildirdi.

Haberin Devamı

Ahrar El Şam, Irak ve Şam İslam Devleti, El Nusra Cephesi, Muhacir ve Ensar Ordusu ile Sukur el İz'in operasyona liderlik eden yerel ve üst düzey komutanları, Lazkiye’de vuku bulan öldürmeler, rehin almalar ve diğer ihlallerin cezaisorumluluğunu taşıyabilir. Gerek savaş suçları gerek insanlığa karşı işlenen suçlarda “komuta sorumluluğu” ilkesi, askeri komutanlar ve fiilen komutaları ve kontrolleri altındaki kuvvetlerce işlenen suçlardan cezai olarak sorumlu tutulabilecek diğer yetki sahipleri için geçerlidir.

Bu ilke, komutanların astlarınca işlenen suçları bildiği veya bilmesi gerektiği, ama suçların işlenmesini önlemediği veya sorumluları yargılanmaları için teslim etmediği durumlarda da geçerlidir. Doğrudan ihlalleri gerçekleştiren veya emreden bu grupların yanı sıra ve diğer grupların savaşçıları da yaptıklarından cezai anlamda sorumlu tutulmalıdır.

HÜKÜMETİN SUÇLARINI DA BELGELEDİLER
HRW daha önce Suriye hükümeti ve hükümet yanlısı güçlerin gerçekleştirdiği savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları belgelemişti. Bu suçlar arasında, Daraya (Şam'ın banliyösü) ve Tartus, Humus ve İdlib vilayetlerinde olduğu gibi, kara harekâtlarının ardından uygulanan sistematik işkence, kısa yoldan ve yargısız infazlar bulunuyor. Öte yandan, muhalif güçlerin gerçekleştirdiği ihlaller, Suriye hükümetinin uyguladığı ihlalleri hiç bir biçimde meşru kılamaz.

BM Güvenlik Konseyi, haklarında yaygın ve sistematik ihlal veya insanlığa karşı suç işlediğine dair güvenilir kanıt bulunan gruplara hangi tarafta yer aldıklarına bakmaksızın silah ambargosu uygulamalıdır. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’ne tüm taraflarca gerçekleştirilen ihlallerin kurbanları açısından adaletin sağlanması için Suriye'deki durumu UCM'ne sevk etme çağrısında bulunuyor.

Stork, “Suriye'deki savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçların kurbanları, uzun süredir Güvenlik Konseyi'nden bu korkunç ihlallerin sorumlularından hesap sorulacağına dair net bir mesaj gelmesini bekliyor. Durumu UCM'ne sevk etmek için geç bile kalındı” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!