GeriSeyahat Öteki oteller
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Öteki oteller

Öteki oteller

Olympos Lodge, iddiasız, gösterişsiz ama şık

300 küçük otel gezen ve aralarından en iyi 96'sını seçen Sevan-Müjde Nişanyan çiftinin, ‘‘Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri’’ kitabı geçtiğimiz mart ayında çıktı

ve ilk baskısı hemen tükendi. Yazarken en önemli kriterleri, otelin ‘‘kişilik sahibi’’ olmasıydı. İşte onlara göre en güzel küçük otellerden biri: Önde Akdeniz'in en güzel plajlarından biri, arkada Olympos dağı. İçinde heykeller, bahçesinde hamaklar. Olympos Lodge, iddiasız, gösterişsiz ama şık olmayı başarmış bir küçük otel.

SANKİ BİR ŞATO

Bodrum Türkbükü'ndeki Ada Otel,

kitapta yer alan otellerin en pahalısı. Avrupa'nın en iyilerinden olmayı hedefliyor. Yerlerde milyarlık halılar, Fransız antikalar, country renkler. Adeta bir şato...

YILLARIN EMEĞİ

‘‘Kendimizi özel misafir gibi hissettiğimiz yerlerde daha mutlu olduk. Kahvaltıda ev yapımı bergamot reçelini, bahçede yıllar boyu harcanmış emeğin izlerini aradık. Marmaris Bozburun'daki Sabrina's'da bu otellerden biriydi’’ diyor Nişanyan.

KÖY ATMOSFERİ

Bu rehber, yazarlarıyla aynı duyguları paylaşan insanlar için hazırlanmış. Gelip geçici konaklamaya uygun yerler listeye alınmamış. Deniz, güzel bir bahçe, sevimli bir avlu, doğada spor imkanı gibi unsurlar otellerin seçiminde büyük rol oynamış. Marmaris'teki Çınar Motel tüm bu özelliklere sahip. İdealize köy atmosferini turiste yaşatmayı başarıyor.

OTELİ KOKUSUNDAN TANIRIM

Sevan Nişanyan Türkiye'nin en güzel küçük otellerini tek bir noktayı gözönüne alarak belirlediklerini söylüyor: Otelin kıro olmaması! ‘‘Üç saatliğine bir mekanda kırolardan uzak kalabiliyorsan orası lükstür. Girdiğimiz otellerde en çok detaylarla ilgilendik. Uygar ve zevk sahibi insanların işlettiği mekanlar hemen diğerlerinden ayrılıyor. Otel zaten kokusundan kendini belli ediyor.’’

Yıldızına değil ruhuna bak

Dolunayda, denize karşı kurulmuş bir rakı sofrasında geldi akıllarına bu proje. ‘‘Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri’’, o geceden tam dokuz ay sonra kitapçılarda en çok satanlar listesine girdi. Sevan ve Müjde Nişanyan çifti, şimdi başka bir projeyi hayata geçirmek üzere. Ege'nin en şirin köyü Şirince'de yaşayan çift, bugünlerde Ege ve Akdeniz bölgesinin restoranlarını geziyor, izlenimlerini bilgisayara döküyorlar. ‘‘Güneyde Yeme İçme Sanatı’’ da yakında kitapçılardaki yerini alacak... Sevan Nişanyan küçük oteller kitabıyla ilgili sorularımızı cevapladı.

Nereden geldi aklınıza Türkiye'nin küçük otellerini kitap haline getirmek?

- Geçen yıl Marmaris Bozburun'da çok şirin bir küçük otel olan Sabrina's House'da Müjde'yle tatil kaçamağı yaptık. Denize karşı kurulmuş bir sofrada otelin sahibesiyle sohbet ederken oluştu bu proje. İkimizin de ortak tanıdığı olan onlarca küçük otelin adı geçmeye başladı. Neden böyle bir çalışma yapmayalım, diye düşündük ve ertesi gün heyecanla gideceğimiz bölgeleri aramızda paylaşmaya başladık.

Kaç otel arasından seçtiniz Türkiye'nin En Güzel Küçük Otelleri'ni?

- Yaklaşık 300 otel dolaştık. Birçoğunda kaldık. Ve aralarından en iyi 96 tanesini seçtik.

En önemli kriteriniz neydi?

- Kişilik sahibi olması...

Yani?

- Kıro olmayışı... Bana göre Türkiye'de lüksün bir tanımı var. Üç saatliğine bir mekanda kırolardan uzak durabiliyorsan, orası lükstür. Gittiğimiz otelde en çok detaylara bakıyorduk. Mesela kapıdan içeri girdiğinizde sizi güleryüzle karşılamaları. Üç tane turist gelsin, çarpalım, zihniyetinde bir yer olmaması. Ruhunu ve zevkini işlettiği mekana yansıtması. Mesela Antalya Kaleiçi'nde 60'ın üzerinde küçük otel var. Hepsine teker teker gittim. İki otele girer girmez, tamam burası, dedim. Uygar ve zevk sahibi insanların döşediği mekanlardı. Kokusundan anlaşılıyor zaten...

Kitapta eleştiri de var...

- Satır aralarında bazı eleştirilere rastlayabiliyorsunuz. Dürüst olmaya çalıştık. Her ne kadar kimi otelden şikayet aldıysak da, bunun okuyucu için gerekli olduğunu düşünüyorum. Müjde'nin yorumları benden daha dengelidir. Ben bazen bir yeri çok severim. O daha objektiftir ve sağduyulu kararlar verir.

Kapadokya bir numara

Türkiye'deki en güzel küçük otellerin bulunduğu bölge sizce hangisi?

- Kapadokya. Sanat eserleri var. Karadeniz'in durumu acıklı. Savaş Güney'in hayattayken yaptığı Çamlıhemşin'deki yer çok güzeldi. Ama vefat ettikten sonra dağıldı orası. Onun çömezlerinin çalıştırdığı üç dört pansiyon var ama çok kaliteli değil maalesef.

Nereye kadar gittiniz?

- Mersin'e kadar. Ama daha doğuda bir şey yok.

Sizi çok etkileyen otel oldu mu?

- Birkaç tane var. Bodrum'daki Ada, Olympos'ta Olympos Lodge, Kapadokya'da Esbelli ve Les Maisons De Capadoce...

Bu projeyi gerçekleştirirken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

- Otelin herşeyi iyi ama birkaç yönü biraz aksak dediğiniz anda, küsüyorlar, yayınevine telefon edip kitabı protesto ediyorlar, bizi arıyorlar... Hakarete uğradıklarını düşünüyorlar. Mesela Bosphorus Paşa Oteli. Bina çok güzel. Hatta Türkiye'nin en güzel küçük oteli seçilebilir. Ama bu kadar şımarık ve küstah işletmecilere zor rastlanır. Bize reklam istemeye gelmiş satıcı muamelesi yaptılar. 10 defa randevu verip, randevularına gelmediler. Bizi çok sinirlendirmişlerdi. O sinirimi de kitabımda ifade ettim.

Otellere habersiz mi gidiyordunuz?

- Birçoğuna habersiz gittik. 96 oteli seçene kadar 300 otel dolaştık. Bazı otellere referansla gittim ama çoğunda sade müşteri gibi konakladım. Bir süre sonra tabelaları okumayı öğreniyorsunuz. Bak şu tabela güzel bir şeye benziyor, bir bakalım deyip içeri giriyorsun. En temel unsur sahibinin kim olduğu. Medeni, kültürlü, zevk sahibi bir adam ise nerede olursa olsun, en kötü koşullar altında bile olsa güzel bir yer yaratabiliyor.

Kitabın ilk baskısı hemen tükendi. Eserinizin bu kadar ilgi göreceğini umuyor muydunuz?

- Bu kitap onda bir oranında Türklere, onda dokuz oranında turiste satar diye düşünmüştüm. Ancak turistik yörelerde dağıtımı iyi yapılmadığı için iç piyasaya dağıldı. Açıkçası Türklerden bu kadar talebin geleceğini tahmin etmemiştim. Demek ki böyle bir istek varmış.

Siyaset bilimci köylü

Neden hep rehber yazıyorsunuz?

- Benim mesleğim. American Express Guide serisinden bir Atina, Viyana, Prag ve Moskova Petersburg kitabım var. Bir sürü insan beni siyasi konulardaki kitaplarımdan tanır. Amerika'da Siyasal Bilimler okudum, Güney Amerika ülkelerinde siyasi partilerin rekabet stratejisi üzerine doktora tezi yazdım. Sonra Türkiye'ye geldim ve her işi yaptım. Eşim çok başarılı bir rehberdir. Bana köylü diyebilirsiniz.

Eşinizle birlikte radikal bir karar alıp Şirince'ye yerleştiniz. Bir şehirlinin köy hayatına alışması uzun zaman alıyor mu?

- İnsanlar niye İstanbul'da yaşıyor? Ben bunu anlamıyorum. Aklı başında her insanın kolayca hayatını sürdürebileceği bir köy Şirince. İstanbul yaşanmayacak bir yer. İstanbul'a gittiğimde katil olma arzusu duyuyorum, sinirden kuduruyorum.

Medeniyetle bağlantınızı kesmemişsiniz...

- Müjde Şirince'den rehberlik yapmaya devam ediyor. Hiç köyde oturduğumuz yok zaten. Bir köy evinde yaşıyoruz belki ama her türlü konforumuz var. Bulaşık, çamaşır makinası, İnternet, faks, telefon... Şirince bence Ege'nin en güzel köyü. İnsanlar açık görüşlü, şarap içerler. Çoğu Balkan göçmeni olduğu için insanları da güzeldir. Mavi gözlü, açık tenli. Ben güzel insanları seviyorum...

ARTIK KÖYDE YAŞIYORLAR

Sevan Nişanyan, Amerika'da Siyasal Bilimler okumuş, Güney Amerika ülkelerinde siyasi partilerin rekabet stratejisi üzerine doktora tezi yazmış. Sonra Türkiye'ye geldiğini ve her işi yaptığını söylüyor. Eşi Müjde Nişanyan ise başarılı bir rehber.

HER BİLGİ VAR

Bu rehberde yer alan otellerin hepsi standart bir biçimde ele alınmış. Otelin kuruluş yılı, yerleşim merkezine uzaklığı, ulaşım bilgileri, fiyat bilgileri, oda sayısı, kredi kartı kabul edip etmediği, çocuklara uygunluğu, mimari özelliği belirtilmiş. Aynı zamanda plajı olup olmadığı, yüzme havuzu, restoranı, odalarda telefon olup olmadığı da ilk bakışta otel hakkında bir fikir edinmenizi sağlıyor.

False