GeriSeyahat O da yazmış, o da Türkçe yazmış...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
O da yazmış, o da Türkçe yazmış...

O da yazmış, o da Türkçe yazmış...

Ben, ekmeğimi kalemimle kazanıyorum. Yani size laf satıp, çocuklarıma ekmek alıyorum. Ama asıl malzemem Türkçe. Ben aslında ekmeğimi Türkçe’den yiyorum. Ve, benim toprağımı benden ustaca işleyen, hamuru benden iyi açan, ekmeği benden güzel pişiren gördüm mü, Allah biliyor ya, kıskanıyorum. Fikirleri, kişiliği, hepsi bir yana... ama ben de Türkçe yazıyorum, Nazım da...


Basit yaşayacaksın. BASİT
Mesela susayınca su içecek kadar basit...
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın; tek bir düğme, tek bir cümle gibi...
Sevince lafı dolandırmadan söylediğin
"seni seviyorum" gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit, sıcak bir öpücük; ve o opücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın
- hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın.
İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre;
Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve
yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak:
Kaf Dağı'nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk romanını.
Pankreasının sağlığına dua edeceksin
kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını
bilemediğin sofrada, parmakların en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık
denklemleri.
İskender'in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda doğru basılmış bir "fadiyez"in mutluluğunu.
Makyajı ilk "a" sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün.
"Bilmiyorum" diyebileceksin bilmediğinde ve
çok normal olacak "onu da" bilemeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek, bir "istemiyorum" diyebilmeye,
Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
Saatin, sadece saati gösterecek,
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın,
Küçük bir not defteri olacak "bilgini" en hızlı "sayan".
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...

NAZIM HİKMET
(Selanik, 1902 - Moskova, 3 Haziran 1963

 

False