GeriSeyahat Nice’deki kartal yuvası Eze
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Nice’deki kartal yuvası Eze

Nice’deki kartal yuvası Eze

Nice ve Monoco’ya 10 kilometre uzaklıktaki Eze, denizden 500 metre yükseklikteki bir ortaçağ köyü. Nüfusu yazın 3 bin’i buluyor, kışın 60’a düşüyor. Bir zamanlar Nietsche gibi düşünürlere ev sahipliği yapan bu huzurlu köyde Alfred Hitchcock, Kelepçeli Aşık filmini çekmişti. Okurumuz Ayfer Yavi “Kış döneminde çıkılacak Nice, Monaco yolculuklarında görülmesi gereken en önemli yerlerden biri” diyor.

İki buçuk yıl oldu gezi yoldaşımla tur yapmayalı. Kaçırılmayacak müzelere, galerilere, seçtiğim restoranlara, görülecek ideal yerlere, yerel lezzetlere, şaraplara eşlik eden, büyüleyici kasabalarda koşuştururken yandaş, eve eşe dosta hediyelik seçiminde iştahlı, beraberce paramızı son kuruşuna kadar bitirdiğim kişidir gezi yoldaşım. Sevgili arkadaşım Arzu kalacak yer konusunu da çözümleyince, yollara düşme vakti geldi. Kafanız denkse arkadaşınıza o gezinin tadı damağınızda kalmaz mı sizin de? İşte biz de böyle bir geziyi Doğu Provans’a yaptık. Monaco’da bir dostumuzun tüm limana hakim evinde misafir olduk. Hem şehrin hem de çevrenin gezilecek yerlerini keşfettik. Cannes’dan İtalya sınırına kadar uzanan Fransız Rivierası, Akdeniz kıyı şeridinin en tanınmış kısmı. İklimin yumuşaklığı, doğası, manzarası cazibe merkezine dönüştürmüş kıyıyı. 19’uncu yüzyılda zenginleri, prensleri, ressamları kendine çekmiş. Siz siz olun temmuz- ağustosta uğramayın bu kıyılara. Gönlünüzce gezmek tabiata karışmak istiyorsanız eylül-ekim, nisan-haziran ideal aylar.

BARBAROS FETHETMİŞTİ

Monaco 14’üncü yüzyıldan beri bağımsız bir devlet. Toplam 2 kilometrekare yüzölçümüyle Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri, ama kişi başına milli geliri 67 bin dolar. İnsan şaşırmadan edemiyor bu zenginliğe. Birkaç adım atınca Fransa sınırından içeri giriyorsunuz. Günlerce kıyıdan yukarılara bakarak Alpler’in eteklerine tünemiş, kayalıklar üzerindeki kartal yuvasına benzeyen muhteşem bir köyü seyrettim: Eze.
Monaco’ya 10 kilometre uzaklıktaki köye, ilk yerleşenler Romalılar. Daha sonra Liguryalılar, Kuzey Afrikalı Müslümanlar ve Osmanlıların hücumuna uğrayarak, tahrip edilmiş. Fransa Kralı I. François, Şarlken’e karşı Osmanlılar’dan yardım isteyince, Kanuni, Barbaros’u Fransa’nın Akdeniz kıyılarına gönderir. Barbaros, Toulon’da Fransız donanmasıyla birleşerek 1543’te Nice’i ve Eze’i alır. Her defasında yıkımın küllerini üzerinde atarak yeniden doğan köyde 12’nci yüzyılda yapılan surlar 1706’daki İspanyol Savaşı sırasında 14’üncü Louis’nin emriyle yıkılmış. 1860’da halk Fransa’nın egemenliğine girmiş. Bu tarihten sonra sakin bir yaşama dönen köyde Friedrick Nietzsche ve daha birçok ünlü yaşamış. Nietzche’nin ismine ithaf edilen bir merdivenli yol deniz kıyısından köye çıkıyor. Bu yolu 1.5 satte yürüyerek çıkabilirsiniz. Botanik bahçesi gibi düzenlenmiş patikadan yürürken tüm Akdeniz’in florasını da keşfedebilirsiniz.

1959’DAN ÖNCE SUYU BİLE YOKTU

Köyde otomobil yok! Yorulmayı göze alarak, yürüyerek tırmanıyorsunuz. Zaten elektrik 1929’da, musluk suyu ise 1952’de gelmiş Eze’e. Şu anda daimi olarak oturan sadece 60 kişi. Dört bir tarafı manzaraya hakim bu evlerde oturanlar pek şanslı.
Monaco’nun 500 irtifadaki bu Ortaçağ kasabası, 1950-1960’ların film yönetmenlerinin gözdesi. Grace Kelly ve Cary Grant’ın oynadığı, yönetmenliğini Alfred Hitchcock’un yaptığı Kelepçeli Aşık romantik gerilim filmi 1955’de burada çekilmiş. Cote d’Azur’un en güzel bölümü kabul edilen Fransız Rivierası ’nın muhteşem doğa manzaraları ile süslü Eze Village’e Monaco’dan kalkan 112 numaralı otobüsle ulaşabilirsiniz. Otobüs Monte Carlo Kumarhanesi’ne yakın Cremaillere istasyonundan kalkıyor. Yolculuk sırasında mola verip panoramik fotoğraf çekmek isterseniz Monaco veya Nice’den otomobil kiralamanız gerekecek. Tırmanmaya başmadan önce Eze’in turizm ofisine uğrayarak bir harita edinin. Köyün tek giriş kapısı ve kuleleri 14’üncü yüzyıla tarihlenmekte. Kuvvetli taş yapısıyla hâlâ gelecek istilacıları gözlemekteymiş hissi yaratıyor insanda. Dar taş yollardan geçip, kah merdivenleri tırmanarak, kah surlardan başınızı dışarı uzatarak şahane manzaralar eşliğinde yürüyün. Pitoresk evleri seyrederek yola devam edin.
Minik sanat galerilerine dar kapılardan gireceksiniz. Onlarca Fransız veya diğer ülkelerden yerleşmiş sanatçının eserlerini, hediyelik eşya mağazalarını gezin. Daracık alanlara serpiştirilmiş kafelerden birinde kahve molası verin kendinize. Nice’in aristokratlarından Riquier Ailesi’nin yaptırdığı çeşmeye uzun yıllar musluk suyu bağlanana kadar tanklardan su verilmiş. Tepenin tam yarı yolu üzerindeki Hz. Meryem’in Göğe Yükseliş Kilisesi (Notre Dame) ve saat kulesi yer almakta. Geniş, etrafı ağaçlı büyük bir bahçeyle çevrili kilisenin tarihi Tanrıça İsis’e kadar dayandırılıyor.
Chateau Eze, günümüzde muhteşem manzaralı lüks bir butik. 1923-53 arasında İsveç Prensi William’ın konutu olan binanın alt katları bugün lokanta. Terasında mutlaka bir içki molası vermenizi tavsiye ederim. Burada “işte şimdi ben kartalların yuvasındayım, ayağımın altında uzanan ise Fransız Rivierası ve engin Akdeniz’in masmavi parlak suları” diyeceksiniz.

KÖYE AYAKBASAN YENİDEN DOĞUYOR

1306 yılına tarihlenen Sainte Croix Şapeli köyün en eski yapısı. Aynı zamanda Eze’in Fransa’ya bağlılığı için bu şapelde karar alınmış. Butik otelden başınızı yukarı kaldırdığınızda olağanüstü bitkilerin güzelliği sizi şaşırtacak. 1949 yılında ziraat mühendisi Jean Gastaud tarafından tasarlanan Egzotik Bahçe, agav, aloevera, yuka, kaktüslerin onlarca çeşidi ile bezenmiş.
Merdivenlerden tırmanmaya devam edin, deniz seviyesinden 450 metre yukarda, tam tepe noktasında yarı yıkık kalenin kalıntıları içindesiniz artık. Eze’nin sloganını gözleriniz kapatıp, yüzünüze çarpan rüzgarla tekrarlayın “öldüm ve burada tekrar doğdum”. Ortaçağ kalesinin ve Egzotik Bahçe’nin içi heykeltıraş Jean- Philippe Richard tarafından yapılmış, “Yeryüzünün Tanrıçaları” konulu kadın heykelleriyle süslenmiş. Kalenin arka kısmında ünlü Fransız aktörü Francis Blanche’ın de yattığı mezarlığı ve dağlar arasından süzülerek akan otoyolu izleyebilirsiniz. Hava açıksa Akdeniz size tüm imkanlarını seferber eder. Eze’in tepesinden St-Tropez’i hatta Korsika Adası’nı bile görebilirsiniz.

KÖY PAZARINA UĞRAYIN

Perşembe günü köydeyseniz Colette Meydanı’ndaki pazarı sakın kaçırmayın. Tezgahlar öğlen saatlerinde toplanmaya başlıyor, pazara erkenden gidin. Fransız Rivierası’nın çarpıcı güzelliğini Eze’de içinize çekerken yenilenmiş hissedeceksiniz. Etkileyici manzarası, mimarisi, kilisesi, bahçeleriyle Eze’i gezerken kendinizi Ortaçağ’da yaşıyormuş gibi hissetmekten güzel ne olabilir.

RESTORANI MICHELIN YILDIZLI

Meydandaki lokantalardan Auberge du Cheval Blanc’da yemek molası verebilirsiniz. Minestrone-sebze çorbası (8 Euro), nisuaz salata (10 Euro), bira (3 Euro), tatlılardan ise krem brule’i (4.5 Euro) deneyebilirsiniz. Le Pinocchio ’da Provans mutfağı, pizzalar, Colette Restoranda geleneksel yemekleri uygun fiyata bulabilirsiniz. İki yıldızlı Michelin restoranı La Chevre D’or, marttan kasım sonuna kadar açık. Otel fiyatları hayli yüksek. Manzaraya hakim odada bir gecelik ücret 2 kişi için 160 ile 1045 Euro arasında değişiyor.

265 YILLIK PARFÜM FABRİKASI

Köyden ayrılmadan yerel parfüm fabrikası Fragonard’a uğrayıp bölgeye has krem, sabun, parfüm, aromatik yağ alabilir, üretimlerine tanık olabilirsiniz. Diğer parfüm fabrikası Galimard’ın kuruluş tarihi 1747’ye dayanıyor. Mağaza, parfüm laboratuvarları ve içindeki parfüm müzesini saat 08.30-18.30 arasında ücretsiz gezebilir, isterseniz parfümünüzü seçtiğiniz kokular arasından kendiniz oluşturabilirsiniz.
False