Flört’ün ‘Bize Özel’inde Herkes Kendine Özel Bir Şarkı Bulabilir

Kurucu üyeler Ozan Kotra, Ata Akdağ, Çağatay Kehribar ve gruba geçtiğimiz yıl katılan davulcu Bülent Ay’dan oluşan Flört’ün 8. stüdyo albümü ‘Bize Özel’ 4 Haziran 2021 tarihinde tüm dijital platformlarda yayınlandı. Albümde, çok çeşitli temaların işlendiği şarkı sözleri yer alıyor. ‘Bize Özel’den benim en sevdiklerim ‘Kolay mı Sanki’, ‘Senden Kalan’ ve ‘Sivas’tan Çıkmış Yola’ oldu. Meraklılarına burdan ‘Bize Özel’ albümünün plak formatında da yayınlanacağını duyurmak isterim.

Haberin Devamı

Sorulardan birine Akdağ’ın verdiği şu cevap da benim şahsen hayatta aradığım
yaklaşımdır ve altına da imzamı atarım. “Git, gitmek istiyorsan!” diyoruz, ama hemen peşinden “Sana nasıl küserim...” diyoruz. Gidene bile saadetler dilemek... Bence Flört’ün karakterini yansıtan güzel bir örnek. Şunu da eklemek isterim ki, iyi bir şarkı yazarının aşık olması dinleyici için hayra alamettir. Şarkı yazarı çoğu kez üzülür ama geriye unutulmaz şarkılar bırakır. Sevgili Flört üyeleri ‘Bize Özel’ vesilesi ile sorularımı yanıtladı keyifli okumalar.

Flört’ün ‘Bize Özel’inde Herkes Kendine Özel Bir Şarkı Bulabilir

Sevgili Flört, ‘Bize Özel’ albümünün üretim ve sound açısından geçmişle bugünü yetkinlikle birleştiren bir çalışma olduğunu belirtiyorsunuz. Geçmiş ve bugünü birleştirip bir albüm yayınlama fikriniz nasıl gelişti?

Haberin Devamı

Kehribar: “Hadi oturup geçmişle günümüzü birleştiren bir albüm yapalım” diyerek başlamadık bu projeye. Bizim doğalımızdan kaynaklanan bir durum bu. 70’li yıllarda doğup teknolojinin en analog olduğu dönemlerde yetiştik. Sokakta özgürce oynayıp toprağa çivi attık. Tam geçiş dönemine denk geldik. İlk dijital müziği CD’lerde duyduk. Tam olgunluğa ulaştığımız zamanlarda teknoloji tamamen dijital sisteme geçti. Bu yaşayışımızı, dünyaya bakışımızı da geliştirdi. Artık işler çok kolay. Herkes evinde oturup müzikle ilgili birtakım çalışmalarda bulunabiliyor. İçerik sayısı bu sebepten aşırı arttı. Bizim geçmişte dinlediklerimizi, ustalarımızdan öğrendiklerimizi günümüz anlayışıyla da harmanlayarak çalışıyoruz. Bu disiplin doğal olarak kendiliğinden gelişti.

Kotra: Aslında sanılanın aksine biz herhangi bir zamana takılan ya da zaman aralıklarına göre müzik yapan bir grup değiliz ama bu müzik tarihinden de etkilenmediğimiz anlamına gelmez. Sound ya da genel müzik soundlarında elbette dönemsel arayışlara giriyoruz ama genelde tüm zamanları kapsayan bir yelpazenin rüzgarıyız.

Akdağ: Bahsettiğiniz etkinin oluşması ve rock müziğin kökleriyle bağınız olması için analog synthesizer kullanımı da çok önemli ve ‘Bize Özel’ albümünün soundu için son yıllarda özel bir çalışma yaptığımızı söyleyebilirim. Kafanızdaki sounda ulaşmak, çoğu zaman uzun bir mesai ve emek istiyor.

Haberin Devamı

Ay: Bu konuyla ilgili benim fikrim, Flört kendine yeni ve çıtası yüksek bir sayfa açıyor. Genel anlamda sevenlerine daha geniş alanlar açmak istiyor. Grubun yaş ortalaması da bunu başaracak olgunluğa ulaşmış durumda. Zaman bu zamanmış, eski ya da yeni konusundan öte...

Flört’ün ‘Bize Özel’inde Herkes Kendine Özel Bir Şarkı Bulabilir

‘Bize Özel’den benim favorilerim ‘Kolay mı Sanki’, ‘Senden Kalan’ ve ‘Sivas’tan Çıkmış Yola’ oldu. ‘Sivas’tan Çıkmış Yola’yı ayrı tutarak soruma devam ediyorum, acaba sadece ‘Kolay mı Sanki’, ‘Senden Kalan’ gibi şarkılardan oluşan bir albüm beklemeyi umut edelim mi? Sanırım bir dinleyici olarak şu sıralar aşk/ilişki şarkıları dinlemek daha iyi geliyor, o yüzden soruyorum bu soruyu.

Haberin Devamı

Kehribar: Flört’ü diğer müzik gruplarından ayıran en temel özelliklerinden biridir aslında bu. Yelpazesi biraz geniştir. Çünkü tek bir şarkı yazarı ya da solisti yok. Hal böyle olunca, anlatılan, anlatma şekli, ritmi ve duygusu çeşitlilik gösteriyor. Aşk en önemli ateşleyici unsur evet ama aşk sadece karşı cinsle yaşanan hezeyandan ibaret değildir. Bir kediye, ağaca, kuşa, dosta, işe, hayata, her şeye aşk duyabiliriz. Bunun yaşanmış gerçekliğini de Flört şarkılarında bulabilirsiniz.

Kotra: Flört müziğinin damarlarından biri de klişe gibi görünebilecek bazı ruh hallerini kendi tavrımızla ve gerçekçi duygularla yansıtan şarkılardır. Geçmişte yaptığımız ‘Sevmez Olaydım’ ya da ‘Yorgun Düştüm’ gibi şarkıların devam soundları olarak da düşünebilirsiniz. Yaşımız ilerledikçe daha otantik bir söyleme tarzına da geçiyoruz ve doğal bir işleyişle olduğu için yapmacık da kaçmıyor. Her albümümüzde Türk popuna Flört tarzı birkaç şarkı katıyoruz aslında ve Türk popunun buna ihtiyacı var.

Haberin Devamı

Akdağ: Biz, Flört grubu olarak, hayatı her yönüyle özümsemeyi ve çevremizde olup biten gerçekleri şarkılarımıza yansıtmayı alışkanlık haline getirdik. Eğer bir albüm dolusu aşk şarkısı yazsaydık, emin olun bunların en az yarısı kurgu olurdu. Bir dinleyici olarak sizde etki bırakan o şarkılar gerçeklerden yola çıkılarak yazıldı ve bu yüzden etkilendiniz zaten. Aşka karamsar bakmayı da sevmeyiz, yıkıcı bir dil kullanmayız. “Git, gitmek istiyorsan!” diyoruz, ama hemen peşinden “Sana nasıl küserim...” diyoruz. Gidene bile saadetler dilemek... Bence Flört’ün karakterini yansıtan güzel bir örnek. Şunu da eklemek isterim ki, iyi bir şarkı yazarının aşık olması dinleyici için hayra alamettir. Şarkı yazarı çoğu kez üzülür ama geriye unutulmaz şarkılar bırakır.

Haberin Devamı

Ay: Üreten kişi bir insan olması vesilesi ile diğer insanlardan çok da farklı yaşamadığını bir nebze gösterir eserlerinde… Bu sevda olur, sadakat olur, vatan sevgisi, kardeş sevgisi olur vs.. Sanatçı da hayatın içindedir. Sektördeki bazı boşlukları (eser anlamında) doldurabilir. “Voliyi vururum” düşüncesiyle değil tabi :) Kalıcı ve kült olmaya aday eserler vererek bunu başarmaya çalışır.

Flört’ün ‘Bize Özel’inde Herkes Kendine Özel Bir Şarkı Bulabilir

 ‘Bize Özel’ isminden yola çıkarak şunu sormak istiyorum, bu albümü kişisel dünyanızı dinleyiciye daha çok açmak olarak algılayabilir miyiz ya da tam tersini düşünüp kendinize sakladıklarınızı mı anlamalıyız?

Kotra: Bazen bazı şarkıları sadece kendinize yazarsınız. Örneğin ‘Yol Aldım’ bencilce yazılmış ve sadece kendi hayat yolculuğumu anlattığım bir şarkı olmasına rağmen insanlar "Beni anlatmışsın" diyor. Ben de şaşırıyorum. "Gerçekten mi?" diye soruyorum. Elbette bir şarkı yazarı olarak çok mutlu oluyorum.

Akdağ: Şarkı yazmak, yazan kişi için biraz sıkıntılı bir durum olabiliyor. Çünkü yaşadığınız bazı dertlerin, acıların üzerinden tekrar tekrar geçiyorsunuz, hem stüdyoda, hem sahnede... Bir ömür boyu peşinizi bırakmıyor, en derin yaraları bile daima hatırlamak zorundasınız. Ancak hoş bir yanı da var, çünkü paylaşmış oluyorsunuz. Paylaştıkça yükünüz hafifliyor, dinleyici ile şarkı yazarı arasında böyle eşsiz bir sırdaşlık ve tedavi edici bir ilişki var.

Şarkı içeriklerinde bireysel ruh hallerinden, aşka/dostluğa dair hikayelere ve Anadolu’dan göç gibi çok çeşitli temalar işleniyor. Tek bir tema yerine birbirinden farklı temaları bir arada kullanmayı neden tercih ettiniz?

Akdağ: Bunun sebebi çok basit: Yaşadığımız çağa tanıklık ediyoruz. Müziğimiz zamansız gibi
görünebilir, ancak şarkı sözlerimiz bugünü yansıtmalı, yoksa hayatı ıskalamış oluruz. Saydığınız tüm konular önemli, hiçbirini göz ardı edemeyiz. Az önce sözünü ettiğiniz ‘Sivas’tan Çıkmış Yola’ şarkısında ekonomik ve toplumsal nedenlerle, daha iyi bir hayat kurma idealiyle yaşadığı yeri terk edip yollara düşen bir ailenin hikayesi anlatılıyor. Ancak şarkıda bununla sınırlı kalmıyoruz, çocuk yaşta gelin olmak zorunda kalanlara, köy yerinde doktor bulamadığı için ya da hastaneye varana
kadar yolda kaybedilen hayatlara da değiniyoruz. Bunlar yakın geçmişin gerçekleri. Hatta belli bir oranda, bugün bile yaşanıyor. Bir sanatçının yaşadığı çağın sorunlarına kayıtsız kalması düşünülemez bence. ‘Bize Özel’ albümünün temasal çeşitliliğin nedeni de bu.

Kotra: Türkiye gibi bir ülkenin vatandaşıysanız, tek bir tema üstüne sanat yapmak çok zor olmalı. Örneğin ben Türk Pop Müziği’nin son 30 yılına hayret ediyorum. Tam 30 yıldır bu ülkede aynı şarkı binlerce kez yapıldı ve yapılıyor.

Kehribar: Yaşanmış çok şey var. Anlatacak çok şey var. Evet bu albümde birbirinden farklı temalar ve melodiler var. Zaten işin en zor yanı bu kadar farklı anlayışı bir potada eritip bir bütün halinde sunabilmekte. Bunu da yapabildiğimizi düşünüyorum.

Flört’ün ‘Bize Özel’inde Herkes Kendine Özel Bir Şarkı Bulabilir

Melodik açıdan bugüne dek en çok yerlilik içeren albümüz olarak görüyorsunuz ‘Bize Özel’i. ‘Yerlilik’ tanımını bizim için biraz daha açar mısınız ve sizi bu tercihe ne götürdü bilmek isteriz.

Kotra: Her şehirli ailenin genç müzisyen çocukları gibi biz de Batı müziğiyle haşır neşir olduk. Kendi jenerasyon arkadaşlarımız gibi biz de lümpence işler yapmış olabiliriz. Atalarımızın da ilk işlerinde yaptıkları gibi... Gayet de doğal. Çünkü öğrenme aşaması sürerken bir taraftan kendi tarzınızı bulmaya çalışıyorsunuz, arıyorsunuz. Sanırım artık biz deneyimleyeceğimiz pek çok disiplini denedik. Fakat yaş alıp, saçlarınız beyazlamaya başlayınca yaptığınız işte öze dönüş
yaşıyorsunuz. Fakat yine de özgünlük her şeyin başıdır. Sanırım Flört geçmişteki özgün halini tecrübeyle yoğurdu ama bu hesaplı değildi. Kendi kendine oldu. Şu saatten sonra yapacağımız her şey gerçekten sadece ‘Bize Özel’ olacaktır. Öyle tahmin ediyorum.

Pandemi dönemi kapanmalarından faydalanarak ‘Bize Özel’i yaptınız. Bu sürecin üretiminiz üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

Kotra: Geniş bir zaman diliminde, ince ince çalışma imkanı bulduk.

Kehribar: İstediğimizde olumsuz bir durumu faydalı bir hale getirebilme becerimiz var. Yeter ki isteyelim.

‘Bize Özel’ albümünü plak formatında da yayınlayacaksınız. Plak olarak da yayınlayacak olmanızda albümdeki 60’lı 70’li yılların atmosferinin hissedilmesi etkili olmuş mudur?

Akdağ: Plak formatı, gerek tasarım gerekse duyum açısından dinleyiciye çok zengin bir görsel ve işitsel deneyim sunuyor. Size uzun yıllar arkadaşlık edecek, müziğin saklanması adına harika bir materyal bence. Albümlerimizi analog bant teknolojisiyle kaydettiğimiz için, şarkıları plak formatına transfer etmek çok doğal bir yaklaşım, çünkü o analog kayıt plağa yakışıyor. Nostaljik bir sebep yok. Müziğimizin zamansız olmasıyla, her dönemde dinlenebilecek bir albüm üretme
motivasyonuyla ilgisi var, diyebilirim.

Kehribar: Plak, müziğin en geniş ve canlıya en yakın dinleme halidir bence. Yani filmi sinemada seyretmek gibidir. Müziği böyle dinlemek isteyen çok insan var. Plak olarak çıkartmak istememizin sebebi tarzımız değil, müziğimizi plaktan dinlemek isteyenlerdir. Biz de dahil.

 

Yazarın Tüm Yazıları