Terazi Yeni Ayı! Mutlu ve Huzurlu Olmadığın Bir Yerde Zaman Kaybetme

16 Ekim Cuma günü saat 22.30’da Terazi burcunun 23 derecesinde yeni ay gerçekleşecektir. Yeni ay enerjisi yeni başlangıçlara, yeni kararlara, yeni umutlara insanı hazırlamaktadır. Yaşamınızda görünmeyen şeylerin ya da “mış” gibi yaptığınız konuların ortaya döküldüğü bir etki içindeyiz.

Haberin Devamı

Ruhsal gücünüzün tükendiği ve artık dayanmak zorunda olmadığınıza inandığınız konuların ayyuka çıkması denilebilir. Öncelikli konusu ilişkiler, evlilikler ve ortaklıklar olacaktır. Bu konularda süregelen denge arayışlarımızın sonuna geldik diyebiliriz.

Yeni ay, iyi bir gelecek destekçisi olan şans vurgusu yapan oldukça güçlü Spica sabit yıldızı üzerinde gerçekleşecektir. Terazi naifliği ile sabit yıldızın birleşimi yeni ay ile birlikte başarı merdivenlerinin basamaklarını birer birer yürümenizde büyük söz sahibi olacaktır. Bu önümüzdeki gerçekleşecek 15 günlük süreç oldukça heyecan verici görülebilir. Tabi ne yapıyorsunuz ya da neyin peşindesiniz bu hikayenize göre değer kazanacaktır.

Ortaklıklar, insan ilişkileri, aile konuları ön planda olurken telafi edilmesi gereken olaylarda öfke ve sinir şeklinde gerginlikler yaratabilir.

Yeni ay, İkizler ve Yay aksındaki ay düğümlerine olumlu açı yaparak kadersel değişimlerin önünü açacaktır. İlk başta sizlere olumsuz gibi görünen gelişmeler ilerde iyi ki gerçekleşmiş dedirterek hayatınızda dönüm noktası olmasına neden olabilir.

Akrep burcunda gerilemeye başlayan Merkür belki de yılın en güçlü geçişini yapacaktır. Gizli olayları açığa çıkartmaya kararlıysanız beklemediğiniz yeni başlangıçlara da kendinizi hazırlamalısınız. Gezegen gerilemeleri hayatımızda her zaman olumsuz olaylara neden olmamaktadır. Retrolara hayatınızı mahveden olaylar olarak bakmaktan vazgeçin.

Şu dönem için Mars’ın yönetici gezegeni olan Akrep'te gerileyen Merkür, inanılmaz mucizeleri beraberinde getirecektir. Bu kadar uyumlu bir gerileme her zaman olmaz. Evrende arka planda her şey eksiksiz çalışıyor.

Haberin Devamı

Bu tesadüf değil. Geçmişte çok derinlerde kalan ve artık derinlerde kalmaması gereken şeylerin yüzeye çıktığı bir süreç başlıyor. Gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Geride kalmış eski konularda birikmiş haksızlıkların adaletini yerine getirmede kolaylık sağlayarak birer ödül mekanizması gibi çalışmaktadır.

Gökyüzünde sert gezegen dizilimleri yer alması bizleri harekete geçmemiz konusunda uyarıcı etkiler içermektedir. Zamanı iyi değerlendirmek ve dönüşüme umutla hazırlanmak isteyen bir kişiyi her zaman olumlu etkilerle yeni hayatına hazırlayacaktır.

Mesnevi de: “Sebep iplerini feleğin çektiğini sanma.” Kıssası bizlere anlatmaktadır:

“Her şeyin aslı sayılan dört unsur (hava, toprak, ateş, su) bunlar birer emir kuludur. Bunlar bana karşı, sana karşı ölüdür. Fakat Hak’la diridirler.

Kuyu çıkrığının dönüşü, ipin sarılıp çözülmesine sebeptir. Ama, asıl çıkrığı döndüreni görmemek kötü bir şeydir. Dünyadaki şu sebep iplerini sakın ha sakın, şu başı dönmüş felekten bilme. Bilme de felek gibi eli boş, başı dönmüş bir halde kalma, özgürlükten çıra gibi yanma…”

İçinde taşan ve eksik kalan her şey tamamlanma yoluna giriyor. Cesur olman en önemli konu olacak. İnsanları idare etmek çözüm değil. Bu dünyada en büyük haksızlığı insan kendine yapıyor. Sonra başkalarından adalet bekliyor. Kendine haksızlık etmemelisin…

Kendine haksızlık ne demek?

Sevdiği insanı kaybetmemek adına, haklı olduğu halde özür dilemesinden tut,
Beklemek ve inatla oldurmaya çalışmaya kadar yolu vardır. Bu durumlar müthiş bir ikilidir. Sizi hem yorar hem tüketir. Doğru zamanda doğru şeyi bekleyemez hale gelirsiniz.
Bununla da bitmez. Bir sürü kendimize yaptığımız haksızlıklar vardır;
Mesela;
Kibarlık ve nezaketi güçsüzlük olarak görürsünüz,
Başkalarının senin hakkında senin hayatında hissettiklerini bilmeden yargıda bulunmalarına izin vermek. Kendini bilmiyormuş gibi hakkında yapılan yargıya kafayı takmak, üzülmek. Buna izin vermemek için ya kulaklarını ya da kalbini acıtmaya dayanmak…
*Çaresiz, güçsüz olduğunu düşünmek… (Yapmayın etmeyin gözünüzü seveyim.)
Biri sizi kandırıyor ya da aldatıyorsa arkasından 'ne gibi bir eksiğim vardı da başkalarında bunu tamamlamaya çalıştı?' diye düşünmek en büyük haksızlıktır.
*Kendinize duyduğunuz saygıyı yitirmenize sebep olan gelişmelere göz yummaktan vazgeçin. ''Durumu idare edeyim, ileride toparlarız'' dediğiniz her şeyin aslında bir kenarda biriktiğini fark edin.
*Hakarete uğradığında sessiz kalmak en büyük haksızlıktır. Hakaret eden kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmayı seçtiğinde güle oynaya ona ayak uydurmak ise…
Kendini karşısındakinin değişeceğini inandırıp uzatmaları oynamaktır.
Asıl en büyük haksızlık insanın kendine hiçbir manevi yatırım yapmamış olması, okumamış, öğrenmemiş, sorgulamamış, toplumun dayattığı her şeyi kabullenmiş olmasıdır. Bu bir nevi kaderini başkalarının inisiyatifine bırakma durumudur ki bir gün gelip bomboş ve anlamsız bir hayat yaşamış olduğunuzu fark ederseniz ama etrafta sizden başka suçlu da bulamazsınız…
Çok az insan sadece kendi olabilir.
Çok az insanın sadece kendi kalabilmesi için çok az bir zamanı vardır.
Karışışındaki insan için kendinden vazgeçme…
Ne kıymeti olur ne de mutluluk getirir. Günün sonunda elde kalan 'yapmasaydın' diye bakan bir çift gözden fazlası da olmaz üstelik….

Haberin Devamı

Güzel başlangıçlar ve huzurlu yeniaylar diliyorum…

Yazarın Tüm Yazıları