DHA Fotoğraflar: Alamy, iStock, Pexels
Kısırlık Hakkında Merak Edilen Her Şey!
Kısırlık sorunu toplumda erkek ve kadında eşit oranda görülüyor. Peki kısırlık neden olur? Sperm hareketliliğine iyi gelen besinler neler? Kısırlık tedavi edilebilir mi? Tüp bebek ve azospermi nedir. Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çağcıl Yetim anlatıyor.
Uzmanlar halk arasında ‘kısırlık’ olarak bilinen infertilite’nin, herhangi bir korunma olmaksızın düzenli cinsel ilişkiye rağmen çiftlerden biri ya da ikisinden kaynaklı sebeplerle bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması anlamına geldiğini belirtiyor.
Azospermi, sperm kanallarındaki tıkanıklık sonucunda veya sperm üretimindeki bir bozukluğa bağlı olarak görülebilir. Tıkanıklığa bağlı olarak hastaların testislerinde sperm üretimi olmaktadır fakat sperm iletim kanallarındaki tıkanıklık nedeniyle spermler meni ile dışarı atılamaz.
Sperm üretimindeki bozukluğa bağlı hastalarda ise kriptorşidizm (inmemiş testis, testislerin doğuştan yukarıda kalması), genetik bozukluklar, hormon eksiklikleri, immünolojik nedenler (sperm hücrelerine karşı oluşan ve onları ortadan kaldıran antikor adlı maddelerin varlığı), bazı enfeksiyonlar, testis tümörleri ve radyasyon gibi nedenlerle vücutta sperm üretimi bozulabilir.
Azospermi nasıl tedavi edilir?
Azospermi tedavisi için öncelikle azospermi nedeninin belirlenmesi gerekiyor. Eğer hasta geçmişte vazektomi operasyonu olmuşsa, tedavisi cerrahi yöntemle bu durumun düzeltilmesidir. Hastada hormonal yetmezlik varsa, hormon tedavisi uygulanarak sperm üretimi sağlanabilir. Ayrıca belirgin varikosel varsa, varikoselin düzeltilmesi sperm üretimini başlatabilir ve hastanın yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olması sağlanabilir.
Azospermi hastalarında tüp bebek tedavisi için gerekli olan sperm testislerden cerrahi işlem ile toplanıyor ve bu işleme ‘Mikro-TESE’ adı veriliyor. Mikro- TESE operasyonunda alınan örnekler aynı anda laboratuvarda inceleniyor. Mikro- TESE operasyonunda sperm bulunduğunda işleme son verilir. Tıkayıcı olan azospermilerde, sperm elde etme oranı yüksek olup, cerrahi sırasında saptanabilmektedir.
Tıkayıcı olmayan azospermilerde ise, sperm çıkma oranı hastanın durumuna göre değişiklik göstermekle beraber yüzde 50 civarında olabilmektedir. Mikro-TESE işlemi sırasında, operasyon mikroskobu aracılığı ile sperm üretebilecek olan kanalcıklar testis içerisinde saptanır ve bu bölgelerden örnekler alınır. Mikro-TESE sayesinde testisten çok küçük parçalar alınarak testisin fazla zarar görmemesi sağlanır ve sperm bulma şansı artar.
Tüp bebek şansı olmayanlar için ideal yöntem
Bazı azospermi hastalarında Mikro-TESE işleminde olgun sperm olmayabiliyor. Bu durumda ise ROSI yöntemi adı verilen yeni teknik devreye giriyor. ROSI tekniği geliştirilmeden önce böyle bir durumda hastanın tüp bebek yöntemiyle dahi çocuk sahibi olma şansı kalmıyordu. ROSI yöntemi, Mikro TESE’de olgun sperm bulunamadığı durumda, azospermi hastalarında yeni bir tedavi çözümü olarak karşımıza çıktı.
ROSI tekniği erkekte hiç olgun sperm hücresi bulunamadığında uygulanan bir tekniktir. ROSI tekniği tüp bebek tedavisi ya da diğer yardımcı üreme tedavilerinden sonuç alma şansı çok az veya hiç olmayan hastalarda uygulanır. ROSI tekniğinin gebelik başarısının yaklaşık yüzde 10 civarında olduğu bilinmektedir. Bu teknik kendi hücreleri ile çocuk sahibi olmak isteyen, azospermi tanısı konmuş kişiler için günümüzde mevcut olan tek seçenektir.
Göbekli erkekte sperm kalitesi azalıyor
Çocuk sahibi olmaya karar veren çiftlerde gebelik öncesi hazırlık sürecini en doğru yaşayan taraf kadınlar oluyor. Hızlı ve sağlıklı hamilelik için genellikle kadınlar beslenmesinden uyku düzenine kadar günlük hayatını düzene sokar. Erkekler ise çoğunlukla aynı beslenme alışkanlıklarını sürdürmeye devam ederler. Ancak çok beklemeden çocuk sahibi olmak için erkeklerin de en az kadınlar kadar beslenmesine ve uyku düzenine dikkat etmesi gerekiyor.
Araştırmalar düzensiz beslenen erkeklerde kısırlık riskinin fazla olduğunu göstermiştir. Çok yağlı beslenmek, erkeklerde beyaz yağ dokusunu çoğaltarak kısırlık riskini artırıyor. Beyaz yağ dokusu, büyük ölçüde protein sinyallerini ve adipokin adı verilen faktörleri salgılayan önemli bir endokrin organdır. Erkeklerde aşırı yağlı beslenmeye bağlı abdominal (karın çevresi) yağlanmanın fazla olması, peptid hormonunun fazla salgılanmasına ve bu hormonun yüksekliğinin de testosteron, FSH ve LH gibi üreme hormonlarının belirgin oranda azalmasına neden olarak kısırlığa yol açtığı son yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir.
Domates suyu sperm hareketliliğini artırıyor
Sperm hareketlerini hızlandıran besinleri tüketmek kısırlık riskini azaltıyor. Sperm hareketlerini hızlandıran besinlerden bazıları nar ve domatestir. Çok güçlü bir antioksidan içeren domateste bulunan likopen pigmenti, çocuk sahibi olma şansını da artırıyor.
12 hafta boyunca günde 30 mg likopen içeren domates suyu (yaklaşık 320 gram domates suyu ) içen erkeklerin sperm hareketlerinin arttığı, beyaz kan hücrelerinin oranının düştüğü, böylece sperm hareket yavaşlığına bağlı erkek kısırlığını diğer antioksidanlara oranla daha fazla düzelttiği son yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
12 hafta boyunca günde 30 mg likopen içeren domates suyu (yaklaşık 320 gram domates suyu ) içen erkeklerin sperm hareketlerinin arttığı, beyaz kan hücrelerinin oranının düştüğü, böylece sperm hareket yavaşlığına bağlı erkek kısırlığını diğer antioksidanlara oranla daha fazla düzelttiği son yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Likopenden yüksek meyve ve sebzeler arasında ilk sırayı domates, karpuz, pembe greyfurt ve kuşburnu almaktadır. Domatesin pişirilmesi içeriğindeki likopen oranını artırır. Balık ve deniz ürünleri tüketimi sperm sayısını ve kalitesini yükseltir. Bunların dışında nar ve nar suyu, yüksek oranda antioksidan içermesi nedeniyle sperm sayısı ve sperm hareketliliğini artırır.
Ayrıca sığır eti ve dana karaciğeri tüketmekle günlük A vitamini, B12 vitamini, folik asit, selenyum ve çinko gereksinimi karşılanmakta, böylece sperm kalitesi ve hareketliliği artmaktadır. Sperm sayısını ve hareketliliğini artıran diğer bazı besin maddeleri; portakal, greyfurt, baklagiller, balık (somon vb.), kabuklu deniz ürünleri, ceviz, fındık, badem, fıstık, ananas, yumurta olarak sayılabilir.