GeriSeyahat Kuzeyin kültür başkenti ST. PETERSBURG
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kuzeyin kültür başkenti ST. PETERSBURG

Kuzeyin kültür başkenti ST. PETERSBURG

St. Petersburg, iki yüzyıl boyunca Rusya’nın başkenti, sanat ve eğlence merkeziydi. Mimarisi, Venedik’i çağrıştıran kanalları, köprüleri, parkları, müzeleri, yetiştirdiği edebiyatçılar ve müzikçilerle Moskova’nın ihtişamını hep gölgelemeyi başardı. Rus balesi burada doğdu, Rus müziğinin merkezi oldu. Güzelliğini 900 günlük Nazi bombardımanı dahi yok edemedi.

Sadece Ermitaj Müzesi ve Mariinsky Tiyatrosu için şehri gezmeye değer. Ekimde, gündüz ortalama sıcaklık sekiz derece civarında. Şehrin sokaklarını müzikle süsleyen Uluslararası Konservatuvarlar Festivali 24 Ekim’de, Avrupa’nın önemli tiyatro festivallerinden Baltic House 31 Ekim’de sona eriyor.

ST. PETERSBURG’UN YILDIZLARI

Ermitaj Müzesi: Rusya’nın en büyük, dünyanın sayılı müzelerinden. Üç milyonun üzerinde esere sahip. Beş binadan oluşuyor, Barok tarzdaki Kışlık Saray’ın cephesi iki kilometre uzunluğunda, 1,054 odası var. Guiness’e göre, dünyanın en büyük resim galerisi. Çariçe Katerina’nın 1764-74 arasında Batı Avrupa’nın en iyi koleksiyonlarını satın almasıyla ilk temelleri atılmış. 322 galerisini gezmek için yaklaşık 25 kilometre yürümeniz lazım. Her esere bir dakika ayırırsanız turunuz, 10 yıl sürüyor. Girişte primitif kültürlerin, doğudaki ülkelerin eserleri, ilk katında Batı Avrupa ve Rus sanatının gözde örnekleri bulunuyor. İkinci katta devam eden koleksiyona, nümizmatik bölümü ekleniyor. Neva Nehri tarafındaki kapıdan girip üst kata çıktığınızda gerçek şölen başlıyor: Leonardo da Vinci’nin Litta Madonna’sı, Monet’nin Bahçedeki Kadın’ı, Cezanne’ın Meyve’sinin yanı sıra Gauguin, Van Gogh, Renoir, Picasso, Matisse’in birçok resmini görmek mümkün. Osmanlı’dan çok sayıda eser var. En ilginç obje, Orta Sibirya’da bulunan 2500 yıllık Türk halısı Pazirik. Saray Meydanı’ndaki 700 ton ağırlığındaki, 47,5 metrelik sütun, dünyanın en büyük tek taş sütunu.
/images/100/0x0/55eb1f69f018fbb8f8aca52f

Rus Müzesi: 300 bin eser bulunan müzede, fırtınalı deniz tablolarıyla ünlü Ayvazovski’nin resimleri de sergileniyor.

Peterhof Sarayı: 20 saray ve köşkten oluşuyor. Büyük Petro döneminde, Versailles’den esinlenerek inşa edilmiş. Yedi parkı, dünyanın en görkemli bahçeleri arasında. Nazilerin tahribatı restorasyonla silinmiş. Sarayın önünde 64 çeşme, altın varaklı 255 bronz heykelle süslü dev bir fıskiye var. Çeşme adlı odasının tavanına Rusların 1770’de Çeşme’de Osmanlı Donanması’nı yakması resmedilmiş. Zaferin anısına 1780’de Çeşme isminde bir de kilise yaptırılmış, yapı bugün Çeşme Zaferi Müzesi. Saraydan etkilenen Osmanlı sultanları, Haliç’e dökülen Kağıthane’ye çağlayanlar inşa ettirmiş. Semtin adı bu nedenle Çağlayan olmuş.

Aziz Isaac Meydanı: Meydan ve merkezindeki katedral, Deli Petro ile aynı günde doğan bir azizin ismini taşıyor. Dünyadaki en büyük Ortodoks Katedrali. Yüksekliği 101,5 metre, kapasitesi 12 bin kişi. Yapımı 40 yıl sürmüş, 1858’de tamamlanmış. Herbiri 114 tonluk 48 sütun üstünde yükseliyor. Sırf kubbesinde 100 kilo altın kullanılmış. Tam bir mimarlık şaheseri. Kubbesinden, meydandaki Mariinsky Sarayı’nı, meşhur Astoria Hoteli’ni, Donanma Binasını, I. Nikola Anıtı’nı kuşbakışı görebilir, şehri seyredebilirsiniz.

Donanma (Admiralty): Rusya’nın denizlerdeki gücünü gösteren Donanma, Ermitaj Sarayı’nın ve tersanelerin yanıbaşında. Birkaç taş binadan oluşuyor. İnşaatı 1704’te başlamış. Petro şehrini inşa ederken her gelenin taş getirmesini emretmiş, getirmeyenden vergi alınmış. İçindeki 72 metrelik kulenin üstünde, iki metre yüksekliğinde, gemi şeklinde bir rüzgar gülü var. Geçmişte at ve jokey eğitimi yapılan Manege binası, şimdi sergi salonu. 1825’teki Aralık Darbesi’nin başladığı Aralık Meydanı’nda bugün Petro’nun heykeli yer alıyor. Puşkin’in şiirden esinlenip Bronz Süvari adı verilmiş. Yeni evli çiftlerin fotoğraf çektirme noktası.

Neva Nehri: Beyaz Denizi Baltık’a bağlayan 74 kilometrelik nehrin, 30 kilometresi şehirden geçiyor. Genişliği 400 - 1200, derinliği 14 - 24 metre arasında. Bir kısmı yapay 95 kanal, yerleşimi 42 adaya bölmüş. 500’den fazla köprünün 21’i açılıp kapanıyor. Mavi Köprü 97,3 metre ile en genişi. Alexander Nevsky 905,7 metre ile en uzunu. Kutsal Üçleme Köprüsü’nü Eyfel Kulesi’nin mimarı Gustave Eiffel yapmış. Anichkov Köprüsü dört tarafındaki at heykelleriyle, Mısır Köprüsü sfenksleriyle dikkat çekiyor. Neva Nehri’nden kanallar yardımıyla Hazar Denizi’ne, hatta İstanbul’a kadar ulaşabilirsiniz. Yazın tekne turu yapabilirsiniz.

Vasilyevsky Adası: Neva’nın küçük ve büyük Neva olarak ikiye ayrıldığı noktada. Uç kısmında bordo deniz fenerleri şeklinde Rostral Sütunları bulunuyor. Gazla çalışıyorlar ve dekor maksatlı. Arkalarındaki Poseidon heykelli bina Denizcilik Müzesi. Fıskiyesi çalıştığı zaman, şehrin, nehrin manzarası muhteşem. Adadaki Bilimler Akademisi’nin kütüphanesinde 17 milyon kitap, Sanat Akademisi’nin önünde de 3300 yıllık Mısır Sfenksleri var.
/images/100/0x0/55eb1f69f018fbb8f8aca531


Peter ve Paul Kalesi: Şehrin tarihi merkezinde. 1703’te, inşatının başladığı 27 Mayıs, şehrin de doğum günü. İçinde iki azize adanmış bir katedralle, Petro’nun ilk gemisinin kopyası var. Petro sonrası tüm Rus Hanedanı burada gömülü. Savunma amacıyla hiç kullanılmayan kalenin zindanları Dostoyevski, Gorki, Troçki gibi ünlüleri ağırlamış. Katedralin 122,5 metrelik kulesi şehrin en yüksek noktası. Hergün saat 12.00’de kaleden top atışı yapılıyor.

Tatar Camii: Kalenin yakınında. Semerkant’taki Timurlenk Türbesi’ni andırıyor. 1913’te ibadete açılmış, 1940’da sebze deposu yapmışlar. 1956’da tekrar açılmış. Şehirde, ağırlıklı olarak inşaat sektöründe çalışan Türkler bu camiyi kullanıyor.

Şafak Zırhlısı: 1900’de yapılan gemi, 25 Ekim 1917’de Kışlık Saray’a attığı topla Bolşevik Devrimi’ni başlatmış. 1987’deki restorasyon sonrasında Aurora Neva Nehri’ne demirlenmiş. Cuma, pazartesi kapalı. Giriş ücretsiz.

Sıçramış Kanlar Kilisesi: Çar II. Alexander’ın 1881’de suikaste uğradığı kilise. 25 yılda bitirilen binanın dış cephesinde yaklaşık 7000 metrekarelik mozaik kullanılmış. Öylesine cıvıl cıvıl ki, beş kubbesiyle beraber masal aleminden fırlayıp, şehrin ortasına kondurulan bir pasta evi hatırlatıyor. En yüksek kulesi, suikast yılının anısına 81 metre. İkinci kule, 67 metreyle çarın öldürüldüğü zamanki yaşını gösteriyor. Sovyet döneminde patates deposuymuş.

Her ülkeye böyle bir deli lazım

St. Petersburg, Rusya’nın ikinci büyük kenti. Adını Çar Büyük Petro’dan alıyor. Petro, Neva Nehri’nin Baltık Denizi’ne döküldüğü yerde, 40 bin İsveçli savaş esirine başkent inşa ettirmiş. On yaşında tahta geçen çarın en büyük hayali güçlü bir donanmaymış. Şehrine tersaneler yaptırmış. 204 santim boyundaki Petro’nun ayakları 38 numaraymış,
/images/100/0x0/55eb1f69f018fbb8f8aca533
büyük görünsünler diye kocaman ayakkabılar giyermiş. Yeteneği, öngörüsü nedeniyle tüm dünya Büyük Petro adıyla anarken, sadece Türkler "deli" demiş...

Çaykovski, Şostakoviç ve Rimski Korsakov, hayatlarının büyük bölümünü şehirde geçiren sanatçılardan bazıları. Puşkin’i eğitmiş, sürgüne göndermiş, sonra da canını almış. Dostoyevski "Suç ve Ceza"yı yazmış. 200 yıl çarlara ev sahipliği yapmış. 1917’de Lenin’in sürgünden şehre gelmesi, Ekim Devrimi’ni başlatmasıyla yeni bir çağa adım atmış. Başkentliği Moskova’ya devretmiş. 1924’te Leningrad adını almış, sosyalist sistem çöktükten sonra eski ismine kavuşmuş. II. Dünya Savaşı’nda Almanların 900 gün kuşatıp bombaladığı şehir, yarısı açlıktan 670 bin ölü vermiş, kahramanlık destanı yazmış. Kuşatmada itfaiyecilik yapan Şostakoviç’in, "Leningrad Senfonisi" mikrofilmlerle ABD’ye kaçırılıp, Toscanini yönetiminde NBC Senfoni tarafından seslendirildiğinde büyük yankı uyandırmış. Savaş bitmiş, Almanlar gitmiş. 20 milyon ölü veren Rusya, 1953’te zehirlenene kadar Stalin’in elinden çekmiş. 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği dağılınca, St. Petersburg eski kimliğine kavuşmuş. Dostoyevski’nin "dünyanın en muhteşem şehri" dediği St.Petersburg, UNESCO’nun Dünya Kültürel Mirası Listesi’nde. Beş milyon nüfusunun yüzde 30’u üniversite mezunu.

ALIŞVERİŞ

Nevsky Prospekt alışveriş için en hareketli cadde. Gogol "Dünyanın en rafine bulvarıdır" diyor. En önemli tiyatro, konser salonu, sinema, müze, kütüphane, restoran, banka ve mağazalar bu caddede. Sadece ruble geçiyor, oysa yakınlardaki Sıçramış Kanlar Kilisesi’nin arkasında, hediyelik eşya satılan pazarda euro ve dolar kullanabilirsiniz. Amber, kürklü şapkalar, bebekler ve Japonya orijinli matruşka alabilirsiniz.

NEREDE YENİR?

Hermitage Restoran: Rus saray mutfağının başlıca adresi, VIP salonu var. (Dvortsovaya No:8) Le Borshch: Rus mutfağının hafif ürünlerini sunuyor. (11 Nab. Reki Fontanki) Miasorubka: Et restoranı, fiyatları uygun, yemeğin içeriğini siz seçiyorsunuz. (Malaya Morskaya ulitsa No:11)

EĞLENCE

Magrib, Marashal, Dekadans ve Rossi iyi kulüpler. Stiptriz için Golden Dolls, Maximus ve Zabava iddialı. En popüler kafe Ili. Taksiciler tüm kulüpleri biliyor.

False