Klasik müzik ölmez, yenilendikçe yaygınlaşır

Güncelleme Tarihi:

Klasik müzik ölmez, yenilendikçe yaygınlaşır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2017 14:22

Süreyya Operası’nca düzenlenen 35 yaş altı ulusal beste yarışmasının birincisi Cem Oslu klasik müziğin geleceğinden umutlu. Los Angeles’ta film müziği ve müzikal yönetmenliği yapan 24 yaşındaki besteci Amerikan Müzik Öğretmenleri Birliği’nin de ödülünü kazanmıştı. Oslu “En çok ev konserlerinden zevk alıyorum” diyor.

Haberin Devamı

Hayali piyanist olmaktı. Fakat biraz geç kalmıştı. Cem Oslu, Bilkent’e kabul edildiğinde 12 yaşındaydı. 5-6 yaşlarından itibaren piyanoya başlamış sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışması gerekti. “İçimde çok büyük bir heyecan vardı, yepyeni bir dünyayı keşfediyordum, doğaçlama yapmayı çok severdim, hatta ilk aylarda birkaç beste yapmıştım” diye anlatıyor o günleri.

Öğretmenlerin özverisi kaderini değiştirdi
Müzik sevdasının başlangıcı ağabeyine alınmış oyuncak elektronik klavyeydi. 6’ncı sınıfta blok flüt geldi. Müzik serüveni burada noktalanabilir, keşfedilmemiş yetenekler arasına girebilirdi. Karşılaştığı iki duyarlı öğretmen Cem’in kaderini değiştirdi.
Adana’da doğmuş, Mersin’de yaşıyordu. Annesi öğretmen, babası memurdu; bütçeleri kısıtlı. Ücretsiz ders veren müzik öğretmeniyle piyanoya başladı, yine onun çabasıyla deneyimli pedagog Meri Aduaşvili’den ders aldı. Aduaşvili’nin tanıştırdığı İbrahim Yazıcı kanalıyla Bilkent’e ulaştı. Neyse ki yetenekliydi, burslu okuma hakkını kazandı.

Haberin Devamı

Müzik ve Sahne Sanatları Müzik Hazırlık Lisesi’nde Hande Dalkılıç’ın öğrencisi oldu. Beş yıl sonra Fazıl Say’ın hocası Kamuran Gündemir’in anısına düzenlenen ulusal piyano yarışmasında ilk üçe girecek kadar geliştirmişti kendini. Daha mezun olmadan farklı kentlerde birçok resital verdi, Bilkent Senfoni eşliğinde Grieg’in konçertosunu çaldı (YouTube’da izleyebilirsiniz).

Lise sonrasında öğrenimini Viyana’da sürdürmek istiyordu. Hayali, burs sayesinde gerçekleşti. Fakat ikinci yılında kafası karışmıştı: “Konservatuvarların fabrika gibi birbirinin aynı öğrenciler yetiştirdiğini fark ettim. Aynı hocanın öğrencileri aynı parçaları aynı şekilde çalıyordu. Oysa ben özgürlük istiyordum. Hevesimi kaybetmiştim. Viyana Konservatuvarı’nı bırakıp daha az kurallı, daha özgür, yaratıcı bir alan aradım.”

2012’de cazın Kâbe’si kabul edilen Berklee Müzik Okulu’nun Ankara’da düzenlediği sınavlara katılması kaybettiği heyecanını yeniden kazanmasını sağladı. Boston’da burslu öğrenim hakkını kazandı.

Anlatım tekniğini
sinemayla geliştirdi

Haberin Devamı

“Berklee’de iki yılda film müziği ve elektronik müzik alanlarında çift dal okudum. En çok müziğin teknolojisini öğrendim. Konservatuvarda ne kadar sınırlı eğitim aldığımızı gördüm. Müzik hevesimi fazlasıyla tekrar kazandım. Konserler vermeye de başladım.”
Okul yıllarındaki en önemli başarısı Amerikan Müzik Öğretmenleri Birliği’nin (MTNA) beste yarışmasında kazandığı iki ödüldü. 2014’te eyalet düzeyinde birinci, ulusal kategoride ikinci oldu.

Diplomasını alınca Hollywood’un yolunu tuttu. Los Angeles’ta Görme Özürlüler Müzik Akademisi’nde piyano dersleri verdi, müzikal yönetti, sanat anlayışını gözden geçirdi.

“Sinema sektörü bana sanatla ilgili yeni bakış açısı kazandırdı. Bir duygu, düşünce, görüşü izleyiciye en etkili aktarma yollarını inceledim. Sanatın işlevi hakkında daha net görüşler edindim. Bütün bu öğrendiklerim beni daha iyi bir besteci, müzisyen ve insan yaptı. Film müziği okumamın doğrudan olmasa da en büyük kazancı buydu.”

Haberin Devamı

Ve nihayet 2014’te film müziği alanında beklediği fırsat geldi. ‘Alien’s Sister’la başladı. 2015’te ‘The 39 Days’, 2016’da ‘Interior Night’ın müziğini yaptı, ‘Stevie-D’nin müzik yönetmenliğini üstlendi.

Ev konserlerini seviyorum
Cem Oslu, Los Angeles’ta yaşamını müzik dersi vererek sürdürüyor. Bir yandan müzikal yönetiyor, konser veriyor, beste yapıyor.
Kâğıt-kalemle yazmayı sevmekle birlikte, bestelerken çoğunlukla bilgisayar kullanıyor. Piyano başında ezgileri oluşturuyor, eserin armonisini, orkestrasyonunu belirleyip daha sonra bilgisayarda tamamlıyor. Eğitimsiz kulakları da yakalayacak müzikler yazıyor. Dinleyicisini yönlendirmemek için eserlerine isim vermemeyi tercih ediyor. Bugüne kadar dört eseri konserde icra edildi: Piyano üçlüsünü Mersin’de, solo piyano için ‘İki Kontrast’ını Boston’da kendisi yorumladı. Alea 3 Oda Orkestrası, Boston’da bir eserini seslendirdi.

Haberin Devamı

Süreyya Operası’nın yarışmasında Yalçın Tura, Hasan Uçarsu, Turgay Erdener, Rengim Gökmen, Oğuzhan Balcı, Gürer Aykal’dan oluşan jürinin oylarıyla birinci seçilen ‘Oda Orkestrası İçin Süit’i 6 Mart akşamı Gürer Aykal yönetiminde İstanbul Sinfonietta seslendirdi. Eser dinleyici oylamasında da birinci oldu.
“Çıkış noktası ana temasıydı. Bunun en doğal duyulduğu doku ve orkestrasyona karar verip öncesi ve sonrasında ne geleceğini düşündüm. Son bölümden yazmaya başladım. 3 bölüm toplam 12 dakika planlarken, 4 bölüm ve 15 dakikaya çıktı. O dönemde yoğun olarak ders veriyordum. Süitin tamamlanması bir ayı buldu. Yarışma teşviki olmasa, o yoğunluk sırasında böyle bir eser yazmazdım.”
Birincilik haberini Los Angeles’ta alan Oslu’yu 10 bin TL’lik ödülün yanı sıra en çok sevindiren konu sosyal medyada rastladığı mesajdı: “Eseri keyifle seslendirdik...” Bir orkestra üyesi yazmıştı. Önemini kavramak için yarışma öncesindeki son provayı izlemek gerekirdi. 6 finalistten bazıları orkestrayı gereksiz yere zorlayacak öyle pasajlar yazmıştı ki başta şef Gürer Aykal olmak üzere müzikçiler sahnede pek çok kez tepkilerini yüksek sesle dile getirmişlerdi.

Haberin Devamı

Gelecekten ümitliyim
Klasik müziğin global düzeyde dinleyici kaybetmesi, bütçesizlikten orkestraların kapanması, Türkiye’de devlet desteğinin tamamen çekilme ihtimali... Tüm bunlar Cem Oslu’nun gelecekten umudunu kıramıyor.

“Klasik müzik ölmez. Fakat yeni nesillere ulaşmak için yenilenmeli, heyecan kazanmalı. Örneğin son zamanlarda ev konserlerinde çalıyorum, yerde oturup dinliyorlar, onlarla birlikte ben de büyük zevk alıyorum. Çözüm, genç müzisyenlere daha geniş, özgür bir eğitim alanı yaratmak. Kendi yollarını çizebilmeliler. Genç dinleyicilere en çok onlar hitap etmeli. Genç bestecilerin eserleri çalınmalı, genç orkestralar desteklenmeli. Ben ümitliyim. İyi sanat her zaman değer görecektir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!