Klasik müziÄŸin parlayan yıldızları

Güncelleme Tarihi:

Klasik müziğin parlayan yıldızları
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 23, 2017 17:34

İş Sanat’ın genç yeteneklere destek amacıyla düzenlediği Parlayan Yıldızlar serisinin 27 Şubat’taki konukları Gamze Erengönül ve Yiğit Karataş olacak. Genç kemancılarla müzik yolculuklarını, hayallerini ve hedeflerini konuştuk

Haberin Devamı

Müzik yolculuğunuzun nasıl başladığını biraz anlatır mısınız? Müziğe olan yatkınlığınızı kim fark etti meselâ?

Gamze Erengönül: Beni müziğe yönlendiren babam Prof. Zeynur Erengönül’dür. Kendisi MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda keman öğretmeni olduğu için müziğin hep içindeydim zaten. Ben yaklaşık yedi yaşındayken babamın ilk kez Mendelssohn’un Mi minör Keman Konçertosu’nu dinlettiği akşamı hatırlıyorum. Uykuya dalana kadar dinlemek istemiştim. Evde sürekli olarak duyduğum keman sesleri, içimdeki müzik sevgisini çabucak ortaya çıkardı.

Yiğit Karataş: İyi bir viyola sanatçısı olan Sonat Türkoğlu’nun, ilk keman hocam olan değerli eğitmen ve keman sanatçısı Alper Özcan’a yönlendirmesi ile fark edildi. Ağabeyim Erdem Karataş klasik gitaristtir. Onun müziğe ilgisi beni de bu alana yönlendirdi. Müziğe başlamam ağabeyimin gitar çalmaya başlaması ile aynı zamana denk geliyor. Keman çalmak o zamanlar benim için yapmam gereken bir ödev gibiydi. Mersin Üniversitesi Konservatuvarı’nı kazandıktan sonra keman benim bütünleştiğim ve geri dönüşü olmayacak bir yol oldu.

Haberin Devamı

Klasik müziğin parlayan yıldızları
                                                            Yiğit Karataş

Enstrüman seçiminizi nasıl yaptınız? Keman sizin için ne ifade ediyor?
G.E: Keman çalarken yayı sadece tellerin üzerinde değil de yüreğimin üzerinde çektiğimi hissediyorum. Benim için hep çok sevdiğim bir enstrüman olmuştur. Kendimi bildim bileli keman ve yaptığım müzik benim için bir hayat tarzı. Bence insan duygularını en iyi ifade edebilen enstrüman. Dünyaya tekrar gelsem hiç düşünmeden yine keman çalmayı seçerim.
Y.K: Keman benim için bir çocuğun hiçbir zaman sıkılmayarak oynayabileceği, en çok sevdiği oyuncağı gibiydi. Bu duygu benim kemanı daha çok severek onunla özdeşleşmeme sebep oldu.

Yurtdışında katıldığınız yarışma, festival ve masterclass deneyimlerinizden yola çıkarak, Türkiye’deki klasik müzik eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
G.E: Eğitimim boyunca Gürer Aykal, Antonio Pirolli, Cem Mansur, U. Galati, Ender Sakpınar, Hakan Şensoy gibi ülkemizin önde gelen şefleriyle çalıştım ve önemli orkestralar eşliğinde konserler verdim. Rusya’nın Saint Petersburg şehrinde düzenlenen festivale katıldım ve Bulgaristan’ın Varna şehrinde düzenlenen müzik festivalinde solist olarak çaldım. Eğitimimin tamamını ülkemde gerçekleştirdim. Bence Türkiye’de keman eğitimi evrensel seviyenin gerisinde değil. Ancak gönlüm istiyor ki ülkemizde çok daha fazla yarışmalar yapılsın, özellikle gençlere çok daha fazla solistik olanaklar tanınsın.
Y.K: Bu masterclass’lardan yola çıkarak Türkiye’de çok iyi enstrüman eğitimi verildiğini söyleyebilirim. Türkiye’nin her bir tarafında çok değerli yerli ve yabancı eğitimcilerimiz mevcut. Fakat gözlemlediğim problem şu; bu yetişen öğrencilerin kendilerini denemeleri için platform çok az. Bu nedenle İş Sanat’ın düzenlemiş olduğu bu proje aslında çok önemli ve değerli bir olanak. Bu konseri iple çekiyorum.

Haberin Devamı

Â

Klasik müziğin parlayan yıldızları
       Gamze Erengönül

Dinleyiciler için nasıl bir repertuvar hazırladınız?
G.E: Konser programlarımı, izleyenlerin zevkle dinleyebileceği, fazla uzun olmayan virtüozite eserlerden seçmeye özel olarak gayret gösteriyorum. Çalarken beni en üzen şey, esneyen ya da uykulu bir izleyici görmektir. Böyle bir durumda kabahati ben, kendimde bulurum. Konsere genellikle yorgun bir şekilde gelen izleyicinin son ihtiyacının uzun ve yavaş eserler olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle repertuvarımda Paganini, Wieniavsky, Sarasate, M. de Falla, Tchaikovsky gibi genellikle romantik dönem bestecilerinin virtüözite eserlerine yer vermekteyim. Ayrıca ulusal bestecilerimizin en az bir eserine de yer vermeye özen gösteriyorum. Örneğin 27 Şubat 2017 konserinde Özkan Manav’ın Horon! adlı eserini çalacağım.
Y.K: Konserin benim yer aldığım iki yarısını Alman besteci J.S.Bach’ın solo keman için yazdığı sol minör Sonat’ın ilk iki bölümü ile başlayıp, konseri Fransız ekspresyonist Cesar Franck’ın Keman sonatı ve Camille Saint-Saens’in Rondo Capriccioso adlı eseri ile bitireceğim.

Haberin Devamı

Sahnede mutlaka seslendirmek isterim dediğiniz bir eser ya da bir gün mutlaka birlikte aynı sahneyi paylaşmak isterim dediğiniz bir isim / orkestra var mı?
G.E: Tabii ki Türkiye ve dünyadaki ünlü konser salonlarında büyük orkestralar eşliğinde çalmak benim de hayalim. Çalmayı en çok istediğim eserse Tchaikovsky Keman Konçertosu’dur.
Y.K: Hayalim her zaman kendi yazmış olduğum eseri seslendirmek olmuştur. Sahneyi paylaşmak istediğim müzisyenler ne yazık kı tarihe ismini kazıyıp ayrılmış isimlerdir. Jascha Heifetz veya Sergei Rachmaninoff gibi. Fakat Halen hayat olan, günümüzün en büyük kemancılarından biri olan Anne Sophie Mutter ile aynı sahneyi paylaşmak isterim.

Haberin Devamı

Gamze Erengönül ve Yiğit Karataş’ın sahneye çıkacağı Parayan Yıldızlar konseri 27 Şubat Pazartesi saat 20.30’da Milli Reasürans Konser Salonu’nda.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!