Venüs’le Medusa arasında sıkışan kadınlar!

Güncelleme Tarihi:

Venüs’le Medusa arasında sıkışan kadınlar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2023 10:14

Sanat tarihinin ünlü ressamları, klasik eserlerinde kadınları nasıl görmüşler ve onları nasıl yansıtmışlar? Bu eserler kimlerin gücüyle ve kimlerin pahasına birer klasiğe dönüşmüşler? ‘Resimdeki Kadın’ hepsini bir bir ‘ifşa eden’ zihin açıcı bir kaynak...

Haberin Devamı

Birkaç yıl önce İstanbul’un her bölgesindeki reklam alanlarına yayılan yerli korku filmlerimizin korkunç afişlerine sosyal medya üzerinden dikkat çekmiştim. Türkiye’de yıllardır aralıksız yapılan cinli ya da İslami hurafeler temelli korku filmlerinin neredeyse hepsinin afişinde canavarlaştırılmış kadın görselleri kullanılmakta. Bu kadınlar ya cadılaşmış ya da içlerine cin/şeytan/kötü ruh girmiştir. Kimisinin ağzından örümcek çıkar, kimisinin gözleri bembeyazdır ama mutlaka yüzleri yaralı berelidir. Bol örnek göstererek attığım tweet’ler çoğunlukla haklı bulundu, kimilerince fazla duyarlı bir paylaşımdı. Birtakım erkekleri de sinirlendirdi! Özellikle de bu filmlerin yapımcılarını...
Oysa dikkatli davranılması gerekiyordu. Sorumsuzca parklara, okulların önlerine bile asılan bu afişlerle toplumun günlük hayatının içine sızdırılmakta ‘korkunç kadın’ imgeleri!
İngiliz sanat tarihçisi Catherine McCormack da özellikle sanat eserleri bağlamında kadının görsel temsilleri üzerine çok kafa yormuş, bu konuda çalışmalarda bulunmuş, dersler vermiş bir akademisyen. ‘Resimdeki Kadın’ kitabının son bölümünde feminist edebiyatın en güçlü yazarlarından Angela Carter’ın romanından bir alıntı yapar: “Özgür olmayan bir toplumda özgürce arzularının peşinden giden kadınlar canavar olarak görülürler.” McCormack bu cümleden de yola çıkarak eril bakışın güzel kadın-çirkin kadın ayrımına dikkat çemekte. Canavar kadınlar cinselliklerini özgür yaşarlar, erkeklerin yaptığı işlere göz dikerler, erkekleri baştan çıkarıp kanlarını emerler! Sinemada ‘femme fatale’ karakterler olarak temsil edilenlerin yanı sıra bizim korku filmlerinde de olduğu gibi bazen cadı veya içlerine cin girmiş, kötü bakışlı, korkunç yüzlü kadınlar olarak da görünebilirler. Mitolojinin en ünlü ‘canavar kadın’ı Medusa yıllarca bu konuda erkek sanatçılar tarafından ilham olarak kabul edilmiştir!
McCormack özellikle sanat eserleri bağlamında erkeklerin ya da eril sistemin kadınları nasıl gördüğünü/görmek istediğini birbirinden ilginç görsel kanıtlar sunarak anlatıyor. Kitabın en kallavi bölümü sanat tarihinde erkekler tarafından en çok rağbet edilen kadına yani Venüs’e ayrılmış. Mitolojik bir karakter olan Venüs’ün, yüzyıllardır erkekler tarafından ‘güzel kadın’ın tarifini veren bir imajla donatıldığını örnekleriyle anlatıyor. Botticelli’nin ‘Venüs’ün Doğuşu’ tablosundan yola çıkıyor, başka tablolardaki Venüs temsillerinin de bu doğrultuda beyaz tenli ve şehveti çağrıştıran duruşlarla poz veren kadınların iştah kabartıcılığının altının ne kadar kalın çizgilerle çizildiğine dikkat çekiyor. Diego Velazquez’in ‘Aynadaki Venüs’ü, Titian’ın ‘Urbino Venüs’ü hep bu geleneği devam ettirmişler. Aslında 1914 yılında Mary Richardson adlı aktivist bir kadın Ulusal Galeri’de sergilenen ‘Urbino Venüs’ tablosuna suikast düzenlemiş, tuvaldaki Venüs’ü parçalamış. Ama öyle başarılı bir şekilde restore edilmiş ki bu vaka neredeyse hiç yaşanmamış gibi hafızalardan silinmiş adeta.
McCormack bir erotizm düşmanı değil elbette. “Burada asıl sorun, kadınların kültürel anlatılarda bir sanatçı ya da kültürün oluşumuna katkı sağlayan bir birey olarak değil de çoğunlukla pasif bir seks objesi olarak yer almalarıdır” diyor. Seks objesi olarak kullanılan kadın imgelerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini önemsiz gösterip baltalayabilecek kalıplar oluşturma gücüne sahip olduklarını belirtiyor. Kadın sanatçıların ne kadar geri planda bırakıldıklarına, hatta siyah kadın sanatçıların listenin en sonuna itilmesine de değiniyor. Bu anlamda şanslı ve güçlü bir sanatçı olan Beyoncé’den; belki de adlarını ilk kez duyduğunuz ayrıksı kadın sanatçıların bazı eserlerinden örneklerle ‘eril bakış’ın eziciliğine karşı çıkan eserlere de yer veriyor.
Tuğçe Kılıç’ın düzgün ve akıcı çevirisiyle McCormack’ın resim okumalarla desteklenmiş yazıları keyifle okunuyor. Tek sorun, bahsedilen bütün eserlerin görsellerinin kitapta yer alamamış olması.

RESİMDEKİ KADIN

Venüs’le Medusa arasında sıkışan kadınlar

KADINLAR, SANAT VE BAKIŞIN GÜCÜ
Catherine McCormack
Düşbaz Kitaplar, 2023
204 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!