Varlığın sırrı: Ağaçlar

Güncelleme Tarihi:

Varlığın sırrı: Ağaçlar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2022 13:37

Nilay Yılmaz alfabetik sırayla tanıttığı 50 ağacın her biri için bir öykü kaleme almış. Kitabın yarattığı duyguyoğunluğunun, ağaçlarla aramızda güçlü bir bağ kurabilmesinin sırrı da burada saklı. Bilgi verme kaygısınınçok ötesinde, edebi tadı doğanın büyülü dünyasıyla harmanlayarak her ağacı dost kılmış okurlara.

Haberin Devamı

Nilay Yılmaz’ın kaleme aldığı, proje danışmanlığını Prof. Dr. Ünal Akkemik’in yaptığı ‘Yerden Göğe Ağaçsın’, ağaçların sırlarla dolu dünyasına kapı aralarken kadim bir ormanda dolaşmanın huzurunu veriyor.
Türkiye Ormancılar Derneği işbirliğiyle hayata geçirilen kitap, doğayla olan bağımızı bambaşka bir boyuta
taşıyor. Her bir ağacın kendi dilinden anılarını, kökenlerini, tanıklıklarını dinliyoruz. Onlar anlattıkça Hermann Hesse’in ağaçlar için söylediği “Varlığın sırrıydı ve güzeldi, görebilen için mutluluktu, armağandı, keşifti” sözü daha bir anlam kazanıyor.
Nilay Yılmaz alfabetik sırayla tanıttığı 50 ağacın her biri için bir öykü kaleme almış. Kitabın yarattığı duygu
yoğunluğunun, ağaçlarla aramızda güçlü bir bağ kurabilmesinin sırrı da burada saklı. Bilgi verme kaygısının
çok ötesinde, edebi tadı doğanın büyülü dünyasıyla harmanlayarak her ağacı dost kılmış okurlara. Sohbet
ediyor, dertleşiyor, söyleşiyoruz sanki onlarla.
Çizimlereyse iki ayrı sanatçının emeği geçmiş. Esra İlter Demirbilek’in illüstrasyonları masalsı havayı
pekiştirirken Canan Atay’ın botanik çizimleri ağaçların genel görünümünü, yapraklarını, tohumlarını ve meyvelerini daha yakından tanımamızı sağlıyor. Ve böylece ahlattan zeytine uzanan, edebiyattan, mitolojiden, tarihten, coğrafyadan ve arkeolojiden güç alan olağanüstü bir yolculuk başlıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun hediyesi olarak Fransa’ya götürülen atkestaneleriyle birlikte Paris’teki Arago
Bulvarı’na da uğruyoruz, Goethe’nin bir şiirine ismini veren mabet ağacının anıları eşliğinde 280 milyon yıl
öncesine de gidiyoruz. Bir mamut ağacının gövdesine açılan tünellerden geçiyor, kadim zamanlarda gölgesine mahkemeler kurulan ıhlamurları kokluyor, bir firavunun mumyasına katılan sedirle söyleşiyoruz. Kavak, Mona Lisa’nın tablosu, karaağaç Fransız Devrimi’nin sembolü, iğde Gılgamış Destanı’ndaki ölümsüzlük
bitkisi olmakla övünüyor. Manavgat’ta bir derviş edasıyla selamlıyor okurları servi ağacı. Hipokrat’ın ilaç bildiği söğüt kendisine neden ‘Dünya Ağaç’ dendiğini anlatıyor huzur veren sesiyle. Tek bir gövdesinden 18 ağacın köklendiği ladinlerin yaşama sevinci içimizi neşeyle dolduruyor. Festivallere, şenliklere, hasatlara katılıyoruz. Kimi mis kokulu yemişlerinden ikram ediyor, kimi “Aman, uzak dur, meyvelerim zehirlidir” diye uyarıyor.
Çınar, kavak, dişbudak, kayın, çitlembik, huş ve daha onlarcası... Her birinin ev sahipliği yaptığı canlıları,
insanlığa sunduğu şifaları, sanattan bilime hayatın her alanındaki katkılarını okudukça, yine Hesse’in deyişiyle, neden “bir ağacı kaybetmenin bir dostu kaybetmek gibi” olduğunu çok daha iyi anlıyor, herkesin anlamasını umut ediyoruz. Belki o zaman 95 yaşındaki gencecik çamın hayali gerçekleşebilir: “Yüzyılları şemsiyemin
altına alabilmeyi hayal ediyorum ve çağlar boyu doğayı dört mevsim kollarımla sarmayı...”

YERDEN GÖĞE AĞAÇSIN

Varlığın sırrı: Ağaçlar

Nilay Yılmaz
Resimleyen: Esra İlter
Demirbilek
Botanik Çizimler: Canan
Atay
Danışman: Prof. Dr. Ünal
Akkemik
Altın Kitaplar, 2022
122 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!