Sessiz bahçelerdeki dünya

Öykülerinde şehrin çeperini, kıyıda kalanların yaşamlarını, şehrin donuşum sürecini ve derinde kalmış duyguları anlatan Çiğdem Aldatmaz, üçüncü öykü toplamı ‘Sessiz Bahçelerde Ben Varım’da bu kez son derece ilginç karakterlerle bizi tanıştırıyor. Kitapta geçmişinde bir fili gömmüş Kumaşçı Rüstem, Uçak semtinde bir çift yalnız ayakkabı, mezarlıkta yaşamak için direnen bir adam, Mezarcı Halil, dünyanın öbür ucuna da kaçsa geçmişin dehlizlerinden çıkamayan Aylin, bir kurşunun havada yakalanma ihtimali ve daha birçok karakterin size eşlik edecek hikâyeleri var.

Hikâyeler son derece akıcı ve ilk seferde okuru dünyasına çekiyor. Son derece sade, akıcı ve insanın iç dünyasına yönelen diliyle yazılmış kitap doksan altı sayfadan ve on bir öyküden oluşuyor.
Öyküler sessiz bir bahçede, bir uçak koltuğunda, cenaze evinde, mezarlıkta ve ücra mahallelerde geçiyor. Dolayısıyla tüm mekânlar sessiz ama karakterleri hayata ve varoluşa dair çığlıklar atıyor.
Kitap, Kumaşçı Rüstem karakterinin hikâyesiyle açılıyor. “Fili Gömmek” eski dost ve eski düşman olan iki kişinin yıllar sonra karşılaşmalarını konu alan bir intikam oyunu. “Leylak Fırtınası” ile bir sebeple mezarlığa yerleşen ve çıkmakta direnen bir adamın iç dünyasına odaklanıyor. “Bir Tuhaf Yanık İzi” öyküsüyle babasını kaybeden bir kızın ondan kalan son eşyayı ararken ölümün ardından geriye kalan dünyayı bir başka açısıyla ele alıyor. Uçak adlı bir semtte bir çift yalnız ayakkabının öyküsü olan “Sessiz Bahçelerde Ben Varım” ise kitaba adını veriyor günümüz gerçekliğinde yitirilenlerin ardından ayakta kalmanın zorluklarına dair gözlemci bir okuma sunuyor.

Öyküler genellikle ölüm ve ardında kalanların hayatı üzerine odaklanmış. Salgın ve felaketler çağında mental olarak ayakta kalmanın yollarına değinen akıcı, derin anlatılar kitapta bir araya gelmiş. Kitabın kapağında İsmet Dogan’ın bir işi yer alıyor.

KİTAPTAN...
Bu kez bahçe beni içine çekiyor. Hiç görmediğim, adını bilmediğim, rengini, suyunu, dokusunu bilmediğim bitkilere dokuna dokuna ilerliyorum. Bugüne kadar sevdiğim hiçbir şeye, kimseye böyle dokunmadım. Kulağıma isimler fısıldanıyor. Rüzgâr içime işliyor. Üşümüyorum. Başıma gelen tüm kötülükleri silen bir güç var. Teslim oluyorum. Hepsini geçmişime kaydedip devam edecek kuvvet derimin altından paramparça edercesine ilerliyor. Neden daha önce böyle sakinleşemedim diye merak da etmiyorum. Asıl sakinlik o vakit geliyor. Gözümü açarsam bahçe yok olacak biliyorum, olsun. Oluyor. Ne zamandır içinde olduğum şey sessizlik değilmiş meğer. Sessizlik ruhunu kemiren pençe elini çektiğinde yaşadığın hismiş. Artık biliyorum. Ayakkabılarımı atıyorum ayağımdan. Artık onlara ihtiyacım yok. Çünkü sessiz bahçelerde ben varım.

Çiğdem Aldatmaz hakkında...
İstanbul’da doğdu. Trakya Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nden mezun oldu. Bu süre zarfında fotoğraf kursuna katıldı, stajyer muhabirlik deneyimlerinde bulundu. Birçok büyük yayınevinde yayıncılığın tüm aşamaları ile ilgili çalıştı. Metinleri; Notos, Varlık, Can Öykü Gazetesi, Rağmen, Özgür Edebiyat, Son İstasyon, Berfin Bahar ve İzafi gibi süreli yayınlarda yayımlandı. Aynada Yeni Bir Kadın (2010) yayımlanmış ilk öykü kitabı, Elli Kelime (2013) yayımlanmış ilk biyografisidir. Alakarga Yayınları’ndan gençler için Yusuf Atılgan (2017) biyografisi yayımlandı. İlk romanı Nakkaşın Sırrı Portakal Kitap’tan yayımlandı. Bunların yanında Yazarların Gizli Yaşamı kitabını derledi. Seksenlerde Çocuk Olmak, Bozcaada Öyküleri ve Doksanlar Kitabı ve Aşk Öyküleri gibi kitaplarda metinleriyle yer aldı. Habertürk kanalında yayımlanan Geçmişin İzinde belgeselinin metin yazarıdır. Derin editörlük ve metin yazarlığı çalışmalarının yanı sıra Amorf Kitap’ın kurucusudur.

Sessiz Bahçelerde Ben Varım
Çiğdem Aldatmaz
Amorf Kitap, 2022
323 sayfa