Modern çeteler

Güncelleme Tarihi:

Modern çeteler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2022 11:09

Wolfgang Schorlau, son dedektif Georg Dengler macerası olan ‘Kreuzberg Blues’ta, barınma ihtiyacını spekülasyon nesnesine dönüştüren dev inşaat ve finans firmalarının açgözlülüğünden kaynaklanan suçları araştırıyor.

Haberin Devamı

Wolfgang Schorlau, 1951’de bir demiryolu görevlisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Babasını erken yaşta kaybedince iki oğlunu yetiştirmekte zorlanan annesi tarafından -11 yaşındayken- Freiburg’daki bir yetimhaneye gönderildi. 1966’da elektrik sektöründe çıraklığa başlar başlamaz çıraklık örgütüne ve 68 isyanına katıldı. Bu yıllarda başta Marx olmak üzere sol düşünce klasiklerini okumuş ve kendi deyişiyle “Dünya devriminin çırağı” olmuştu. Aktif siyasetten uzaklaştıktan sonra yarıda bıraktığı lise eğitimine Batı Berlin’de devam etmek istedi ama sosyal içerikli derslerin sıkıcılığını görünce çıraklık eğitimini tamamlamayı tercih etti. Okulu bitirince bağımsız, küçük bir yazılım şirketi kurdu. 2002 yılı sonunda, 50 yaşına adım atarken işinden ayrıldı ve siyasi polisiyeler yazmaya karar verdi. Özel dedektif Dengler’in ilk macerası ‘Mavi Liste’yi 2006’da yayımladı ve aynı yıl Alman Polisiye Edebiyat Ödülü’ne değer bulunan bu romanıyla iyi bir çıkış yakaladı. 2006’dan 2020’ye, toplam 10 ‘Dengler Polisiyesi’ yayımlayan Schorlau’nun romanları ZDF televizyonu tarafından TV filmlerine de uyarlandı.

Haberin Devamı

KONUT SORUNU
Wolfgang Schorlau’nun romanları 2016 yılından bu yana Türkçeye de çevriliyor. Bu sayede eski BKA dedektifi Georg Dengler’in beş macerasını ve Claudio Caiolo ile birlikte kaleme aldıkları -şimdilik üç kitaplık- ‘Commissario Morello’ serisinin ilk macerası olan ‘Başıboş Köpek’i okuma fırsatı bulmuştuk.
‘Dengler Polisiyeleri’nin başrolünde bir zamanlar Almanya Federal Polis Teşkilatı’nda çalışan, sonra mesleğine inancını kaybederek emekliye ayrılan ve Stuttgart’a taşınarak hayatını özel dedektif olarak sürdürmeye karar veren Georg Dengler var. Orta yaşların sonunda, karısından ayrılmış. Şimdilerde eski bir aktivist, yetenekli bir hacker ve aynı zamanda usta bir yankesici olan Olga ile yaşıyor. Arada bir Dengler’in ‘dünyayı anlama gayreti içerisindeki’ oğlu Jacob da katılıyor hikâyelere.
Okuduğum ‘Dengler Polisiyeleri’, bugünden geriye doğru giderek Almanya tarihinin gerçek ve travmatik suçlarına odaklanmışlardı. Serinin 10’uncu kitabı ‘Kreuzberg Blues’un hikâyesi ise şimdiki zamanda -yazıldığı 2020’de- COVID-19 salgını sırasında geçiyor.

Haberin Devamı

2020 yılının ilk aylarında, Berlin’in Kreuzberg semtinde bir kundaklama vakasıyla adım atıyoruz hikâyeye. Tuhaf bir kundaklama şekli; Berlin’in bitirimlerinden Matze, saldırgan farelerle dolu bir sepeti apartmana bırakıyor. Fareler bir kiracının, bekâr anne Silke’nin bebeğini yaralayınca olay büyüyor. Zira Silke, Dengler’in sevgilisi Olga’nın eski bir arkadaşı. Olga’nın ricasıyla Berlin’e gelen Dengler soruşturmaya başladığında kolay bir şüpheli çıkıyor önüne; kiracıları tahliye etmek isteyen emlak kralı Kröger...
Konutlar hakkındaki karanlık planlarına rağmen olayı asla üstlenmeyen Kröger, Dengler’i olayı çözmesi için işe aldığında işin ne kadar derine indiği anlaşılır. Dengler ve Olga kendilerini aniden dev şirketlerin konut savaşları arasında bulurlar. Üstelik Wuhan’da başlayan salgını fırsat bilen derin devlet artıkları da kiracıların eylemlerini bastırmak/itibarsızlaştırmak için giderek kaotikleşen atmosferi -mesela aşı karşıtlığını- fırsata çevirmek peşindedir.
Olaylar hızla gelişecek, cinayetler artacak ve susturulma sırası Dengler’e gelecektir...

Haberin Devamı

GERÇEK SUÇ HİKÂYELERİ
Gerek ‘Dengler Polisiyeleri’nde gerekse ‘Commissario Morello Serisi’nde gerçek olaylardan/suçlardan yola çıkıyor Schorlau. Gerçekleri suç kurgu içerisinde canlandırıyor. Kendi deyimiyle “Gerçek suç vakalarını edebiyat yoluyla” yeniden inceliyor. “Romanlarımın özü ‘normal’ suç öyküleri değil, politik ya da sosyal geçmişi olan öykülerdir” demiş bir söyleşisinde. Romanlarda bir dedektif karakter bulunmasa bile anlatmaya değer öyküler bunlar. Suç kurgusunu heyecan katmak için kullanıyor. Kısacası suçlar, suçlular, çözümleyici karakterler barındırmasına rağmen anaakım polisiyelerden çok farklı bir tarz.
‘Dengler Polisiyeleri’nde gerçek olayların yanı sıra söz konusu olaylara dahil olmuş kişiler -kimi zaman gerçek adlarıyla, kimi zaman farklı adlarla- maceraya katılıyorlar. Okuyucuyu dedektifle birlikte siyasi tarihin derinliklerine gönderen hikâyeler bunlar. Tam da bu nedenle hikâyelerin arka planında ciddi ve kapsamlı araştırmalar var. Elbette kurmaca bir metin yazmanın esnekliği ile kendi kanıtlarını ve düşüncelerini de serpiştiriyor Schorlau. Karşıt fikirde olanların, açıkçası sağ kesimden insanların ‘komplo teorileri’ yaptığı yönünde eleştirileri işte bu esneklik yüzünden. Schorlau’nun bu eleştirilere yanıtı muhalif bir yazara yakışacak netlikte: “Hikâyelerimi anlattığım hiçbir teorim yok, gerçek dünyadaki olayları yeni bir açıdan gösterecek hikâyeler anlatıyorum. Polisin ve yargının söylediği her şey neden hep doğru olsun ki? Neden farklı bir yönde düşünmeyelim?”

Haberin Devamı

Farklı yöndeki bakışını ‘Kreuzberg Blues’a da taşımış. Kitabın sonuna eklediği yazıda konut sorununu işlemeye ‘barınmanın bugün dev boyutlu, karmaşık ve karanlık, aynı zamanda da ölçüsüz derecede haris finans firmalarının meselesi’ haline gelmesinden duyduğu rahatsızlık nedeniyle karar verdiğini söylüyor. Buna paralel olarak, Almanya’da -tıpkı Rusya’daki gibi- vaktiyle devlete ait olan büyük zenginliklere bir anda sahip olan oligarkların ortaya çıkmasına da öfkeli. Ve nihayetinde bugünün gayrimenkul holdinglerinin varlıklarını kamuya ait zenginliğin kendilerine peşkeş çekilmesine borçlu olduklarını iddia ediyor.
Wolfgrang Schorlau’nun iddialarının sağlamlığı tartışma bile götürmeyecek nitelikte. Böyle sağlam bir zemin üzerinde inşa etmiş suç kurgusunu. Aslında sadece inşaat ve finans sektörünün yolsuzlukları üzerinden gitmesine yetecek kadar malzemesi var ama bununla yetinmemiş. Alman devleti içinde yapılanmış, Nazi artıkları tarafından yönetilen, amacı sol muhalefeti bastırmak için stratejik araştırmalar yapan bir örgütlenmeyi de katmış işin içine. Fuhrmann örgütünün planları çerçevesinde ‘korona’ salgınını eklemesi hikâyeye güncellik katmakla birlikte, Fuhrmann örgütünün aşı karşıtlığını kendi siyasetine eklemleme girişimi biraz kolaycı/indirgemeci yaklaşım olmuş. Schorlau’nun çizdiği dünyayı biraz fazla siyah beyaz, iyiler ile kötüler çatışmasını da biraz şematik bulduğumu ekleyebilirim.

Haberin Devamı

Okuyucunun üç koldan akan romandaki vakanın karmaşıklığını çözmesi için konut sektörü hakkında detaylı bilgiler veren Schorlau, sahne alan her karakterle ilgileniyor, geçmişlerini ayrıntılı olarak anlatıyor. Bu anlatıların zaman zaman uzamasına, araya giren gazetecilik bilgilerine ve ufak tefek sarkan yerlerine rağmen ‘Kreuzberg Blues’, kısa bölümler ve hızlı sahne değişiklikleriyle heyecan verici, hızlı ve tempolu bir roman. Sahnelerin kısa bölümler halinde farklı mekânlarda yan yana akışı heyecan duygusunu körüklüyor. Özellikle Olga ve Dengler’in eşzamanlı takip sahnelerinde ya da mutasyon geçirmiş farelerle bir bulterrier’in dövüştürüldüğü bölümlerde gerilim zirvesinde.
Ele aldığı meseleler ve öne çıkardığı temalarıyla polisiye okuma alışkanlığını zorlayacak kadar yüklü bir roman. İnşaat sektörü ile finans kapitalin el ele vererek yoksulları nasıl ezdiği, siyaseti ve mafyatik ilişkileri nasıl kullandığı, çeteleşmenin kapitalist devletin yapısal bir sorunu haline gelişini çarpıcı ve gerçekçi bir biçimde sergilemesi övgüye değer. Çağdaş siyasi polisiye edebiyatın öncülüğünü yapıyor Wolfğrang Schorlau; okuyucusunu müdahil olmaya, aktif olmaya, kötülüğü görmeye ve mücadele etmeye çağırıyor.

Modern çeteler
Kreuzberg Blues
Wolfgang Schorlau
Çeviren: Hulki Demirel
İletişim Yayınları, 2022
388 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!