Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’

Güncelleme Tarihi:

Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2023 09:53

Özne ve nesne, madde ve ruh, geçmiş ve şimdi arasında gezinen ‘Yeni Bir Hikâye’ başlıklı sergi, insanlık tarihinin yeniden yazılmasına vesile olan Göbeklitepe ve çevresini İspanyol fotoğraf sanatçısı Isabel Munoz’un masalsı bakış açısıyla izleyici karşısına çıkarıyor.

Haberin Devamı

Carl Sagan’ın ‘soluk mavi nokta’ olarak tanımladığı Dünya, bizimle dönmeye başlamadı. Bugün cilalanmış bir yemek masasının üstünde, porselen tabaklarda, fırından yeni çıkmış bir bifteği çatal bıçakla yiyebiliyorsak eğer, bu insanlığın üstün çabası sayesinde. Bu çaba yüzyıllardır sürüyor. İstanbul’daki Kabataş metro istasyonu için yapılan kazı çalışmalarında arkeologların bir metrede 1891 yılında kurulan Avrupa’nın ilk konserve fabrikasının izlerine, dört metrede MÖ 6. yüzyıla ait çömleklere, daha derinlere inildikçe antik bir limana rastlaması yeryüzünün katmanlara ayrıldığını işaret ediyor. Bu katmanların her birinin sırlar, bilinmezlikler ve yeni hikâyeler taşıması baş döndürücü bir etki alanı oluşturuyor.
Burada daha önce kimler yaşadı? Alışkanlıkları, gelenek görenekleri, toplumsal ve kültürel yapıları nasıldı? Nereden geldiler ve nereye gidiyorlar? İşte tüm bu sorulara Göbeklitepe’yi odak noktasına alarak cevaplar arayan ‘Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar’ başlığını taşıyan sergi Pera Müzesi’nde izleyiciyle buluşuyor.

Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’

Bir çoban, sürüsünü otlatırken insanlık tarihinin en eski arkeolojik alanı Göbeklitepe ile karşılaşır ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Göbeklitepe’nin gün yüzüne kavuşan yüzde 5’lik bir bölümü bile insanlık tarihiyle ilgili onlarca söylentinin, gizemin ve ‘yeni bir hikâye’nin çıkmasına yetiyor.
Farklı coğrafyalardan insanları ve kültürleri konu edinen monokromatik portreleriyle dünyaca tanınan fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un Göbeklitepe’yle arasında manevi bir bağ kurmuş olması bir tesadüf olmasa gerek. Muñoz, ilk kez 1992’de İstanbul’da açılan sergisinden sonra bu defa Pera Müzesi’nde izleyiciyle buluşuyor. Sık sık ziyaret ettiği Türkiye’de semazenlerden zeytinyağı işçilerine, yağlı güreşlerden Sulukule Romanlarına farklı konularda çalışan sanatçı, ‘Yeni Bir Hikâye’ sergisinde bu kez, çok etkilendiği Göbeklitepe ve çevresinde gizem, köken ve sonsuzlukla ilgili soruların peşinden gidiyor.

Haberin Devamı

‘GÖBEKLİTEPE’DE MANEVİ BİR UNSUR BULDUM’

Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’

Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’

Göbeklitepe’de yazılan sırlarla dolu ‘Yeni Bir Hikâye’

Türkiye’den arkeologlar ile ilk defa çalışma fırsatı bulduğunu belirten Muñoz, “Bir fotoğrafçı olarak doğal bir merakım ve yeni şeyler keşfetmeye karşı bitmeyen bir arzum var. Fotoğraf makinem olmadan önce bile geçmişte insanların nasıl yaşadığını ve hissettiğini anlamaya çalışıyordum. İspanya’da zengin bir paleolitik sanat geleneğimiz var ama Göbeklitepe’de bana hitap eden manevi bir unsur buldum” diyor.
Sergi küratörü François Cheval, asıl meselenin eskilerle diyaloğa girmek olduğunun altını çiziyor ve şöyle söylüyor: “Göbeklitepe’deki avcı-toplayıcıları kimlerdir, T biçimli dikilitaşlarıyla, vahşi olanla ilişkili ikonografileriyle ritüeller kurmuş bu insanlar kimlerdir? Gerçek mi hayal mi olduğu bilinmeyen bir kartografya içerisinde, Isabel Muñoz onların ‘tapınaklarına’ girer. Geceleri toplu ayinlerin başlamasını bekler. Fotoğraf baskılarında kendini gösteren bu maddelerin fotoğrafçıya belki kendisinin de ait olduğu bu topluluğa giriş izni sağlamış belgeler olmadığını kim söyleyebilir?”

Haberin Devamı

‘BİZİ UZAK ATALARIMIZA BAĞLAYAN KUTLAMA’
Sergide izleyici kendini görüntülerin gizemine bırakırken özne ve nesne, madde ve ruh, geçmiş ve bugün, yaşam ve ölüm karşıtlıklarının ortasında buluyor. Isabel Muñoz, kadim, masalsı, efsanevi zamanların tarihini totemlere dayanarak anlatıyor. Küratör Cheval, Muñoz’un ‘her seferinde yeniden başlayan bir tarih’ inşa etmesini şöyle açıklıyor: “Onun fotoğrafları masal anlatan insanın o upuzun soy zincirine aidiyetini belirler. Bu görüntüler karşısında, estetik bir olayın değil, her seferinde yenilenen tutkusuyla ‘öte dünyanın bekçileriyle’ yakınlığımıza tanıklık eden bir anlatının karşısında buluruz kendimizi. Isabel Muñoz’un fotoğrafları davetli olduğumuz bir şenlik, bizi uzak atalarımıza bağlayan bir kutlamadır.”
Muñoz’un kurguladığı karanlık kompozisyonlar geçmiş ile gelecek arasında adeta bir zaman tüneli işlevi görüyor. İzleyici o tünelden bambaşka bir evrene ulaşıyor. Muñoz’un fotoğrafladığı bir hayvan figürü, bir kalıntının üstündeki çizgiler ya da andropomorf bir kabartma bu dünyanın bizimle başlamadığını ve bizimle son bulmayacağını hatırlatıyor.
Dinler tarihini etkileyen ve yerleşik hayatın başlangıcı kabul edilen Göbeklitepe ve çevresini konu edinen ‘Yeni Bir Hikâye’, izleyiciyi bir anma törenine davet ediyor.
Isabel Muñoz’un ‘Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar’ başlıklı sergisi, 17 Eylül’e kadar Pera Müzesi’nde.

BAKMADAN GEÇME!