Gerçekliğin yanında gerçeküstü bir ada

Güncelleme Tarihi:

Gerçekliğin yanında gerçeküstü bir ada
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2020 23:17

Michal Ajvaz, Türkçeye ilk kez çevrilen kitabı ‘Altın Çağ’da, hayali bir adada yaşayanlar üzerinden gerçeküstü, alternatif bir dünya fantezisi sunuyor.

Haberin Devamı

Romancı, şair, eleştirmen Michal Ajvaz, ilk olarak 15 yaşında şiir yazmaya başlar. Esas olarak felsefeyle ilgilenir. 1989 yılına yani 40 yaşına kadar kitap yayımlamaz. ‘Gerçeküstü’ türünde yazdığı edebiyat ürünlerinin Çekoslovakya’daki Kadife Devrim öncesinde yayımlanmasına izin verilmez zaten. Ajvaz, kendi deyişiyle ‘yazı masasının çekmeceleri için’ yazar. İlk olarak absürd ve grotesk şiirlerinden oluşan koleksiyonunu yayımlasa da romanlarının ardından ‘Büyülü Gerçekçilik’ akımının yaşayan en önemli yazarlarından biri olarak gösterilir. Aslında Ajvaz’ı ‘gerçeküstücülük’ etkiler. Eleştirmenlerin genellikle ‘Büyülü Gerçekçilik’ konusundaki çalışmaları hakkında konuştuklarını, kendisinin bu etiketi sevmediğini, Marquez gibi yazarlarla çok da ortak yönünün olmadığını söyler.

Haberin Devamı

Michal Ajvaz, Türkçeye ilk kez çevrilen kitabı ‘Altın Çağ’da, hayali bir adada yaşayanlar üzerinden gerçeküstü, alternatif bir dünya fantezisi sunuyor. Yazarın yarattığı ‘Ada’, tanıdığımız dünyayla yan yana duruyor. Roman, anlatıcının Atlantik Okyanusu’nun Yengeç Dönencesi’ne denk gelen noktasında, Yeşil Burun ile Kanarya Adaları arasındaki 20 kilometre çapında isimsiz adada üç yıl kalışının kaydını tutma kararıyla Prag’da başlıyor. Yazar, romanının ilk kısmında ada yaşamının ve adalıların nasıl ve neden farklı olduğunun açıklamasına girişiyor. Dünyayla bağını tamamen kesmemiş adaya yabancılar gelip gidiyor. Adalıların dış dünya ile ticareti şelale duvarlardan oluşan evlerinden çıkardıkları değerli taşlarla sürüyor. Adalılar teknolojiyi benimsemiyor. Örneğin, otomobilleri, paraları veya telefonları yok. Adada sadece bir tane telefon var ve bunu kullanan sadece ziyaretçiler oluyor. Günün her saatinde farklı bir koku yayan saatlerden, ateş kullanılmadan hazırlanan yemeklerden oluşan mutfaklarına neredeyse her şey adada, öteki dünyadan farklı yaşanıyor.

Ada ve adalılar hakkında bilgileri hızlıca aktaran yazar, ‘Kitap’ konusuna girişiyor. Ajvaz, romanın ikinci bölümünü tamamen ‘Kitap’a ayırıyor. “Sanata karşı kayıtsız olsalar da adalıların kendilerine ait edebiyatı vardı ve bu edebiyat ‘Kitap’ta toplanmıştı. Kitabın tek bir kopyası vardı ve elden ele dolaşırdı.” ‘Biçimsizliğe böylesine sevgi besleyen adalıların’ neden kelimelerle yaratılan bir sanat türünü seçtiklerini anlamlandıramıyor anlatıcı. Eline birkaç kere geçmiş olsa da ‘Kitap’ın tamamını okuyamıyor. Anlatıcı, hiçbir adalının da ‘Kitap’ın tamamını okumadığını söylüyor. Her okur aynı zamanda ‘Kitap’ın yazarlarından biri oluyor. Adalılardan herhangi birisi ‘Kitap’ eline geçtiğinde ekleme, metnin üzerine yazma ya da silme yollarını uygulayarak ‘Kitap’ı değiştiriyor. Her şeyden önce, herkes sayfaya bir kâğıt cebi yapıştırarak ve kendi metniyle, bir dipnotla doldurarak, ana metnin çeşitli ayrıntılarını açıklıyor. Labirente dönen eser, şekil olarak her yeni ceple birlikte akordeona benziyor. “Kitap elden ele geçtikçe üzerine yazılmış yazıların da üzerine yazılıyor, bir okur asla aynı kitabı okumuyordu” diyor anlatıcı.
‘Altın Çağ’ı okumak bana bir bulmacayı çözme, labirentten çıkmaya çalışma durumu gibi gözükse de metin ilerledikçe hiç de öyle olmadığını anladım. Roman boyunca kaybolmuş hissetmenin hiç de kötü bir şey olmadığını ve aslında romanın temel zevklerinden biri olabileceğini düşündüm. Ajvaz’ın metinleri sadece akıllı bir hayal gücünün değil, aynı zamanda okuma zorluğunun tadını çıkaran bir zihnin kanıtıydı. Ajvaz metninde alegoriyi kullansa da nesir su gibi akıyor. Ötekiler ve ötekileştirenler birlikte bir dünyayı paylaşabiliyor. ‘Altın Çağ’, Çınar Yayınları etiketiyle basılan 200’üncü kitap. Bir okuyucu olarak, böylesi zorlu bir metni Türkçeye kazandıran Sevda Deniz Karali’nin de hakkını teslim etmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Gerçekliğin yanında gerçeküstü bir ada
Altın Çağ
Michal Ajvaz
Çeviren: Sevda Deniz Karali
Çınar Yayınları, 2020
392 sayfa, 30 TL.

BAKMADAN GEÇME!