Geçmiş zaman mevsimleri

Güncelleme Tarihi:

Geçmiş zaman mevsimleri
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2021 23:38

Dünyayı yiyecek yoluyla organize eden sistemleri keşfetmeyi amaçlayan ve uygulamalarını görsel sanatlar, mimari, ekolojiyle ilişkilendirerek ortaya koyan Cooking Sections’ın SALT Beyoğlu’nda açtığı ‘İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken’ sergisi, insan faaliyetleriyle değişime uğrayan dünyamıza odaklanıyor. Ve soruyor: Günümüzde nasıl beslenilmeli?

Haberin Devamı

Bir zamanların mevsimleri, haritadan silinen bölgeler ve geleceği meçhul kıyılar... SALT Beyoğlu’nda açılan ‘İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken’ sergisi insan faaliyetleriyle değişime uğrayan dünyamıza odaklanıyor. Ve çok temel bir soru soruyor: Günümüzde nasıl beslenilmeli? Sergiye anabaşlığını da veren ‘iklimcil’ kelimesinin anlamı veganlık, etçillik ya da vejetaryenlik gibi yenilen ürünün içeriğine değil gıda üretimi ve tüketiminde etkili olan mevsim koşulları ve iklim olaylarına odaklanıyor.
Daha ilkokuldan hafızamızda yer eden bir imaj var. Yurdumuzun yedi coğrafi bölgeye ayrıldığı haritası. Nesiller boyu ezberletilen “Akdeniz iklimi: Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı; Karasal iklim: Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı; Karadeniz iklimi: Her mevsim yağışlı” tanımları. O panolar hâlâ varsa da bu bilgiler geçerliliğini yitireli çok oldu. Artık mayıs ayında kar yağarken, aralıkta güneş açabiliyor. Günü gününe uymayan bu yepyeni iklim döngüsü ya da belirsizliğinin en büyük müsebbibi ise insan.
1941 senesinde Birinci Coğrafya Kongresi’nde belirlenen iklim haritasından bugün bahsedemiyoruz. 1950’lerle sanayileşen tarım, yüksek verim beklentisine dayanan ‘modern’ tohumlar, zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanımı, 1990’ların serbest piyasa ekonomisinin yarattığı baskı gibi sebepler sıralamaya başlandığında kendiliğinden geliyor. Hal böyle olunca Türkiye coğrafyasına dair yaygın bilgilerin doğruluğu, iklim değişikliğiyle ilgili sorunların karada ve suda gözle görülür şekilde kayıtlara geçtiği 21’inci yüzyılda daha da tartışmalı bir hal alıyor. Bugünün gıda altyapısı ve yeme-içme alışkanlıklarını, sistemli bir sürekliliği olmayan, aralarında bir bağlantı ve tutarlılık bulunmayan yeni kuraklık döngüleri, bozulmuş yağış düzenleri ve kıyı dönüşümleri şekillendiriyor.
Buraya dek anlatılanlar fazla teorik gelse de aslında Cooking Sections’ın hareket noktası. Sadece Türkiye özelinde değil dünyanın geri kalanında da. Yeni mevsim özelliklerini görünür kılarak ‘seçili vaka araştırmaları’ yapan Cooking Sections, Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwabe ikilisi tarafından 2013’te Londra’da kurulmuş bir proje. Ve bu proje en başta sorduğumuz soruyu, dünyayı yiyecek yoluyla organize eden sistemleri keşfetmeyi amaçlıyor. Araştırma temelli uygulamalarını yerleştirme ve performansı kullanarak görsel sanatlar, mimari, ekoloji ve jeopolitikle ilişkilendirerek ortaya koyan Pascual ve Schwabe, süregelen projelerinin kapsamını bu sergiyle genişletiyor. SALT’tan Meriç Öner ve Onur Yıldız’ın programladığı ‘İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken’, 2018’de başlayan ‘Sohbetler’ serisinin de üçüncü sergisi aynı zamanda.

Geçmiş zaman mevsimleri

Perişan Eden Hava

Sergi alanına girdiğinizde sizi karşılayan ilk iş ‘Perişan Eden Hava’, ‘protez bir orman’ çalışması. Gazete kupürleri, fosiller, ağaç halkaları ve fosil yaprak gibi kuraklık ve kıtlığa dair parçalardan oluşan enstalasyon Anadolu topraklarındaki büyük kuraklık ve kıtlığın da kanıtı niteliğinde. Karadeniz ikliminin gitgide nasıl Akdenizlileştiğine odaklanan ‘Yegâne’, su sıcaklığı ve tuzluluk oranı gibi değerlerin uğradığı değişimin mevcut türlerin göçüne ve sürpriz habitatların ortaya çıkışına dair. ‘Kalıcı Gölet’ çalışmasında suyu çok seven mandaların gündelik rotaları üzerinden İstanbul’un sulak alanlarının nasıl azalıp yol değiştirdiğine tanık oluyoruz. ’Kaçakların İzinde’ çalışması balık çiftlikleri ile ortaya çıkan kirlilik ve deniz canlılarının hasar görmesini anlatırken son iş ‘Kurak Topraklar’ ise toprağa atfedilen doğurganlık konusunu günümüz tüp bebek turizmi ile bir arada ele alarak meseleye farklı bir bakış da getiriyor.
Sergide yer alan işler bir yandan Türkiye coğrafyasının insan eliyle uğradığı erozyonu belgelerken, bir yandan da bunları ilişkili materyallerle bir arada kullandığı kendine has bir anlatım dili kurguluyor. Söz konusu hasar ve kaybı bir nostalji duygusuna büründürmektense çarpıcı bir gerçeklik üzerinden ortaya koyan sergi, yakın tarihimizin karbon ayak izlerinin gıdayla ilişkisi üzerinden takibini yapıyor.

Cooking Sections’ın ‘İklimler: Mevsimler Sürüklenirken’ başlıklı sergisi 22 Ağustos’a SALT Beyoğlu’nda.

BAKMADAN GEÇME!