Çocukları kışın, baharın, ağaçların uykusuna konuk eden şiirler

Güncelleme Tarihi:

Çocukları kışın, baharın, ağaçların uykusuna konuk eden şiirler
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2018 14:26

Usta şair Haydar Ergülen ‘Nar Alfabesi’nden sonra ‘Uykucu Şiirler’le bir kez daha çocuk okurlarıyla buluşuyor.Kitaptaki 37 uykucu şiirle karın, kışın, baharın, günlerin, kedilerin, köpeklerin, sayıların, kuşların, ağaçların... uykularına konuk oluyoruz bir bir.

Haberin Devamı

Çocuklar için şiir yazmak meşakkatli iş. Yalınlığı ararken basitliğe düşmemek, samimiyet adına yapaylığa bulaşmamak, kalıplara hapsolmamak, estetik ve ahengi didaktizme feda etmemek... Ama yine de kelimelere taklalar attırabilmek. Çocukluğa giden yolda tuzaklara düşmeden ilerleyebilmek yürünen yolu küçümsememekten geçiyor olsa gerek. Haydar Ergülen, bu yolda kaleminin hiçbir hünerini çocuklardan esirgemeden yürüyor, ne şiirden ne çocukluktan vazgeçiyor: “Babalar dağ gibi uyur/bir dağın nasıl uyuduğunu bilirsin/uyku bir köy gibi/ inip kalkar onların göğsünde.”
Böylece usta şair, ‘Nar Alfabesi’nden sonra ‘Uykucu Şiirler’le bir kez daha çocuk okurlarıyla buluşuyor.
Kitaptaki 37 uykucu şiirle karın, kışın, baharın, günlerin, kedilerin, köpeklerin, sayıların, kuşların, ağaçların... uykularına konuk oluyoruz bir bir. Her birinin de uykusu kendine özgüymüş meğer, öğreniyoruz.
‘Uykunun Alfabesi: Aa’ ile karşılıyor bizi şair. A’nın ortasına bir salıncak kuruyor, gecenin yüzüne bir gülücük konduruyor ve içeri buyur ediyor:
“...Ne güzeldir küçük a gibi/ kıvrılıp uyumak/ alfabenin ilk uykusu olmak” diyerek mahmurluğumuzu neşenin renklerine boyuyor.
Ve bu neşe ‘Uyku Okulu’ ile en muzip haline bürünüyor sonra:
Rüya görmek olsa tek ödevimiz/ uyanın bakalım uykucular/ rüyadan sınavınız var’ dese esneyerek öğretmenimiz...”
Yaşama bakışımızda bambaşka bir pencere açan şair, söyleyişi ve görüşü şiirin estetiğiyle buluşturarak hayal gücümüzü ateşliyor. Daha önce sıradan görünen her şey o pencereden bakınca değişip dönüşüveriyor. Okurun algı dünyası bu bir başka’lığın getirdiği renkle, ahenkle, ritimle zenginleşiyor:
“Üzümler, uykusu güzeller/ güz gelir, gözleri yarı uykulu/ üstünde incecik bir su terler/ üzümlerin uyanışıdır bağbozumu.”
Uzun uzun esneyen evlerin, birbirlerine yaslanarak uyuyan kardeşlerin, kış geceleri düşlerine sığınan köpeklerin, gözünden yağmur damlayan bulutların arasından geçiyoruz usul usul.
“Gözlerimizin ardındaki sinema/uyuyunca gördüğümüz rüya içinde rüya”lara dalmadan önce şiirin uçsuz bucaksız âlemini izliyoruz.
Çocuklara neşeyi, mutluluğu, sevinci olduğu kadar hüznü tattırmaktan da çekinmiyor Haydar Ergülen. Maksadı çocukları fanuslarda uyutmak değil. ‘Yurtsuz, Uykusuz’ başlıklı şiirinde -kitabını ithaf ettiği, savaşın önce ülkelerini, sonra uykularını böldüğü Suriyeli çocuklar için: “uykusuz bir ülkenin uykusuz çocukları/bir daha nasıl düş görecekler?” derken yürekleri uyandırmak için çırpınıyor.
Bir söyleşisinde, diller arasında Türkçe’yi kalbine koyduğunu, onunla her türlü çocukluğu yapıp her türlü oyunu oynayabildiğini söyleyen şair, kalbimize değen ne varsa, dilin zenginliğine, oyunlara, masallara bulayıp kollarımıza bırakıveriyor. Sımsıkı sarılınca iyiliğin, neşenin, barışın, gülüşlerin renginde uykular açılıyor önümüzde.
“hem uyku ve kuyu sözcükleri kardeştir/uy-kuyu-uy-kuyu-uy-kuyu-uy-kuyu derken/her çocuğun ‘yuku’su gelir, işte o zaman/geyikler, kızaklar, karlar, çıngıraklar/kuleden yastık, şatodan yorgan/düşersin içine yumuşacık uykunun/ yuvarlana yuvarlana bir kış masalından.”

UYKUCU ŞİİRLER

Çocukları kışın, baharın, ağaçların uykusuna konuk eden şiirler

Haydar Ergülen
Resimleyen:
Elif Balta Parks
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2018
64 sayfa, 8 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!