Birlikte müzik yapmak birlikte konuşmak gibi

Tartışmasız olarak dünyada türünün en iyisi olarak kabul edilen topluluk, Berlin Filarmoni Orkestrası’nın kalıcı oda müziği grubu olarak 1988 yılında kuruldu. Beşli; Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, İsrail, Avustralya ve Uzak Doğu'daki konserlerin yanı sıra Berliner Festwochen, Edinburgh Festivali, London Proms, Quintette gibi uluslararası festivallerin de aranan popüler toplulukları arasında yer alıyor. Geniş repertuvarları, icralarındaki ifade ve ton zenginliği ile dikkat çeken beşlinin üyeleri arasındaki mükemmel uyum dinleyicilerin ve eleştirmenlerin dikkatinden kaçmıyor. Obuada Andreas Wittmann, klarnette Wenzel Fuchs, fagotta Bence Bogányi, kornoda Stefan Dohr ve piyanoda Özgür Aydın’ın yer aldığı topluluk bir araya geldi ve sorularımızı yanıtladı.

Aranızdaki müzikal uyumu nasıl açıklarsınız?
Müzik ortak bir dil olduğundan, birlikte müzik yapmak da birlikte konuşmak gibi...

İki metropol İstanbul ve Berlin arasında bağlantı kurmak nasıl bir duygu? Müzik ve kültürleriyle olan bağlarını nasıl tanımlarsınız?
Berlin'de, Türkiye dışındaki en kalabalık Türk nüfusuna sahip olduğumuz için Türk halkıyla ve özellikle Türk müzisyenler sayesinde Türk kültürüyle çok fazla temasımız var. Hali hazırda Türk müzisyenlerle, klasik müziğin yanı sıra geleneksel Türk müziği tarzında da müzik yaptık.

En çok hangi konser salonunda çalmaktan keyif aldınız?
Tabii dünyanın en iyilerinden biri olan Berlin'deki kendi filarmoni konser salonumuzda çalmak büyük bir zevk ve ayrıcalık. Bunun yanı sıra Viyana'da seçkin Musikverein Hall, Japonya'da ise Tokyo ve Sapporo'da birkaç yeni salon da var.

Sorumuz beşlideki Türk müzisyen Özgür Aydın’a. Türkiye’de çalarken neler hissediyorsunuz? Konserlerinize nasıl hazırlanırsınız?
Mezun olduğumdan beri Almanya’da yaşamama rağmen yıllardır Türkiye’ye sık sık konsere geliyorum. Tabii her gelişim, eve dönmek gibi büyük bir zevk benim için. Özellikle CRR gibi akustiği olsun, piyanosu olsun, dinleyicisi olsun dört dörtlük bir salonda çalmak büyük bir zevk. Nasıl hazırlandığım konusu da, Berlin’de yaşadığım için birçok Berlinli, özellikle Berlin Filarmoni ile sık sık konserler yapıyoruz. Bu grupla da birçok kez bu eserleri Mozart’ın ve Beethoven’ın nefesli kuintetlerini Avrupa’da Japonya da birçok yerde çaldık. O yüzden zaten hazırız. Bir müzisyen elinden geldiğince her yerde hazır olmalı.

Sayısız festivalde çaldınız, Türkiye'de ilk kez Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda çalacaksınız. Duygularınız nasıl?
CRR’de çalmayı, Mozart ve Beethoven'ın en iyi nefesli kompozisyonlarından olan eserlerini Türk seyircilere icra etmeyi dört gözle bekliyoruz.