Başka bir gerçeklik mümkün

Güncelleme Tarihi:

Başka bir gerçeklik mümkün
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2022 10:35

İlk kez hem Akbank Sanat’ın fiziksel mekânında hem de metavers’te izleyiciyle buluşan Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’nin bu yılki teması ‘Açık Kart’. Küratör Fatoş Üstek, “Metaverse kavramına mekân olarak yaklaştım ve fiziksel serginin dijital temsilinin ötesine geçmek istedim. Sergileri birbiriyle kesişme noktaları olan ve birbirini bütünleyen şekilde konumladım. Bu yaklaşımın altında içine girdiğimiz hibrit gerçeklik dönemi yatıyor” diyor.

Haberin Devamı

Akbank Sanat’ın Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ile birlikte düzenlediği Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Ödülü Yarışması’nda jüri tarafından seçilen eserler, bu yıl ilk kez sadece Akbank Sanat’ın fiziksel mekânında sergilenmekle kalmıyor, metaverse’te de izleyiciyle buluşuyor. ‘Meta’ ve ‘verse’ kelimelerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan, yeni bir dünyayı işaret eden ‘metavers’, serginin ayrıca kavramsal çerçevesini de oluşturuyor. Bilimkurgu yazarı Neal Stephenson 1992 yılında ‘Snow Crash’ adlı siber punk romanında ‘metaverse’ terimini ilk defa kullandığında, aslında yeni bir çağı başlattığının farkında mıydı bilinmez ama bugün dijital bir arazinin, sanal gerçekliğin inşasına tanıklık ediyoruz.

HİBRİT GERÇEKLİK
Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’nin küratörü Fatoş Üstek, bazıları için ‘yeni internet’, bazıları için ‘demokratik sanal toplum’, bazıları için ise ‘yaşadığımız dünyanın dijital ikizi’ anlamına gelen ‘metaverse’ kavramını sergi ekseninde nasıl ele aldığını şu sözlerle anlatıyor: “Bu yıl bir ilki gerçekleştirdik ve 40. yıl sergisi çift sergi olarak hem Akbank Sanat’ın Beyoğlu’ndaki fiziksel mekânında hem de metaverse‘te gerçekleşiyor. Metaverse kavramına bir mekân olarak yaklaştım ve fiziksel serginin dijital temsilinin ötesine geçmek istedim. Bu nedenle sergileri, birbiriyle kesişme noktaları olan ve birbirini bütünleyen şekilde konumladım. Bu yaklaşımın altında içine girmiş olduğumuz hibrit gerçeklik dönemi yatıyor. Gelecek, distopya ya da ütopya kavramlarının kesişiminde, fiziksel ve dijital ortamda yaşadığımız deneyimlerin bir arada olduğu ve artarak birbirinin içine geçtiği bir gerçeklik olarak üretilecek.”

Haberin Devamı

DOĞAL VE YAPAY ÇATIŞMASI
Yarışmanın, dolayısıyla serginin bu yılki teması ‘Açık Kart’, Türkiye’de çalışıp üreten öğrencilere ve genç sanatçı adaylarına özgür, çoksesli ve tıpkı ‘metaverse’ gibi sınırsız bir alan yaratıyor. Farklı disiplinlerde üretimlerini gerçekleştiren sanatçılar, çalışmalarında zamanın ruhunu yansıtıyorlar. Sergide yer alan her bir eser, seçici kurulun bakış açısından beslendikleri için olsa gerek, birbirleriyle kavramsal ve sanatsal olarak güçlü bir ilişki kuruyorlar. Sergideki çalışmalar, çok çeşitli mecralar ile üretilmiş olsalar da birçoğu dili baz alarak, doğa ve insanlık, doğal ve yapay gibi çatışmalarla ilişkileniyor. Geçtiğimiz son birkaç yıl içinde yaşadığımız pandemi süreci, savaşlar, krizlerin etkisi, sanatçıların yalnızlık, anksiyete ve yetkinlik konularına yoğunlaşmasında ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

PANDEMİNİN NABZINI TUTUYOR
Serginin bu yılki temasının hangi noktayı işaret ettiğini küratör Üstek şöyle özetliyor: “Açık kart anlamına gelen ‘carte blanche’, Fransızcadan gelen ama bütün dillere girmiş yasal bir terim. İngilizcede ‘open invitation’ minvalinde bir açık çağrıyı temsil ediyor. Temanın ‘açık kart’ olmasının iki nedeni var. İlki 40. yıla özel esnek koşullar yaratma motivasyonumuz. Bu temayı belirlemeden önce geçtiğimiz 39 senenin bütün temalarını taradım. 40. yılda özellikle de pandemi sonrası küratoryal bir tema yerine, pandemi esnasında olan bitene odaklanan bir nabız yoklamasının daha yararlı olacağını düşündüm. Bütün bu olan biten, genç sanatçılara neler ürettirmiş ve nelere yönlendirmiş gibi soruların cevaplarını merak ederek belki de bu sene diğer senelerden daha fazla açık olmalı, sanatçılara kendilerini özgür hissettikleri bir sunum alanı sağlamalıydık. İkinci sebep ise ‘carte blanche’ verebilen kurumların genelde dışarıya açık ve kendine güvenen köklü kurumlar olabilmeleriyle ilgiliydi. Akbank Sanat gibi kendini ispat etmiş bir kurumun 40. yılında bu temanın oldukça uygun olabileceği kanısına böylece vardım.”

Haberin Devamı

22 SANATÇININ 23 ESERİ
Yapay zekâ kullanılarak üretilen, çizim ile nesne üzerinden aidiyet kavramını betimleyen ya da dil ile ilgilenen birbirinden farklı çalışmalar, birbiriyle mecra kullanımı, sanatsal yaklaşımı ve tema olarak ilişki halinde. Temasız bir seçki olmasına rağmen, sergideki tüm çalışmalar ortak bir söz söylüyor.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden yapılan 1.011 başvuru arasından 22 sanatçının 23 eseri sergi seçkisinde yer alıyor. 40. yılını kutlayan yarışmanın bu yılki jüri üyeleri arasında İpek Duben, Çelenk Bafra, Gönül Nuhoğlu, Derya Bigalı ve serginin küratörlüğünü de üstlenen Fatoş Üstek yer alıyor. ‘Açık Kart’ta çalışmaları izleyiciyle buluşan sanatçılar ise Ahmet Berkin Günsay, Alara Başar, Ali Kanal, Begüm Çelik, Betül Sertkaya, Buğra Erol, Cemil Olgun Can, Dilara Başköylü, Elif Özen, Emre Çalış, Ferhat Tunç, Gizem Candan, İrem Sezer, Lalin Mercan, Nazif Can Akçalı, Oğuz Gököz, Özlem Cıbır, Özlem Köse, Rıdvan Aşar, Sümeyra Çetin, Yasemin Kaplan, Zülkif Esin.
Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’, 31 Temmuz’a kadar Akbank Sanat’ta görülebilir.

BAKMADAN GEÇME!