Neden çocuklar soğuk havalarda yetişkinler kadar çok üşümüyor? (Sebebi sürekli koşuşturmaları değilmiş!)

Güncelleme Tarihi:

Neden çocuklar soğuk havalarda yetişkinler kadar çok üşümüyor (Sebebi sürekli koşuşturmaları değilmiş)
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2023 13:40

"Kızım, montunun önünü kapat!" "Oğlum şapkan nerede senin?" Bu sözleri kendi ebeveynimizden de çevremizden de sık sık duymuşuzdur. Karşılığında gelen cevap da hep aynıdır: "Üşümüyorum ben!" Bilim insanlarına göre gerçekten de çocuklar yetişkinler kadar üşümüyor. Peki neden dışarıdaki soğuğu daha az hissediyorlar? Bunun sebebi çok hareketli olmaları değil, kahverengi yağ! Peki kahverengi yağ nedir? Neden çocuklarda daha çok bulunur? Vücuttaki kahverengi yağı artırmak için neler yapmak gerekir? Uzmanlar yanıtladı…

Haberin Devamı

Bebeklerin ve küçük çocukların üşüyüp hasta olma ihtimali ebeveynlerin yüreklerini ağızlarına getiriyor. Ancak bu yaş grubundaki çocukları sıcak tutan bir şey var: Kahverengi yağ.

Kahverengi yağın insanların ve diğer memelilerin sahip olduğu iki tür yağdan biri olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, “İnsan yenidoğanları ve kış uykusuna yatan memeliler yüksek düzeyde kahverengi yağa sahiptir. Bu yağın ana işlevi, alınan besinleri vücut ısısına dönüştürmektir ve ‘iyi yağ’ olarak da adlandırılır" dedi.

Beyaz yağ hücrelerinde tek bir lipid damlacık bulunurken, kahverengi yağ hücrelerinde çok sayıda küçük lipid damlacıkları ve demir içeren mitokondri bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Evrenkaya, "Kahverengi yağa koyu kırmızı/bronz rengini veren bu yüksek demir içeriği. Mitokondri hücrenin enerji üretiminden sorumlu birimi. Kahverengi yağ ayrıca beyaz yağdan daha fazla kılcal damar içeriyor. Bunlar da dokuya oksijen ve besin sağlayarak, üretilen ısıyı vücuda dağıtıyor” açıklamalarında bulundu.

Haberin Devamı

Neden çocuklar soğuk havalarda yetişkinler kadar çok üşümüyor (Sebebi sürekli koşuşturmaları değilmiş)

KARIN BÖLGESİNDEKİ FAZLA BEYAZ YAĞ METABOLİK HASTALIK RİSKİ OLUŞTURUR

Diğer yağ türünün ise beyaz yağ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Evrenkaya, “Vücudumuzda en fazla bulunan yağ türüdür ve fazla kalorinin depolanmasından sorumludur. Çok fazla kalori tükettiğimizde, vücut onları beyaz yağ şeklinde bir enerji rezervine dönüştürür. Beyaz yağ dağılımı metabolik riski etkiler. Karın bölgesindeki büyük miktarlardaki beyaz yağ, yüksek bir metabolik hastalık riski oluşturur" ifadelerini kullandı.

New England Journal of Medicine'de 2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, daha zayıf insanlar daha kilolu insanlara göre daha fazla kahverengi yağa sahip olma eğilimindedir.

Neden çocuklar soğuk havalarda yetişkinler kadar çok üşümüyor? (Sebebi sürekli koşuşturmaları değilmiş!)

New England Journal of Medicine'de 2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, daha zayıf insanlar daha kilolu insanlara göre daha fazla kahverengi yağa sahip olma eğilimindedir.

DİYET, PROBİYOTİK GİBİ ETKENLER YAĞDA BEJLEŞMEYE NEDEN OLUR

Üçüncü bir yağ dokusu olarak bilinse de hâlâ tartışmalara sebep olan olan bej yağ ise beyaz yağ dokusunun yer aldığı bölgelerde kahverengi benzeri yağ dokusu hücrelerinin ortaya çıkıp, dokuyu kahverengileştirmesinin bir sonucudur.

Bej yağ dokusunun en başta soğuğa maruz kalmaya yanıt olarak ortaya çıktığının gözlemlendiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Seda Günhar, “Ancak diyet, fiziksel aktivite, prebiyotikler, probiyotikler ve bitki bazlı maddeler gibi faktörler de bejleşmeye neden olabilir” dedi.

Haberin Devamı

OMURGANIN ÜST YARISINDA DAHA ÇOK BULUNUR

Kahverengi yağ vücudun hangi bölgelerinde bulunur?

Yenidoğanlarda kahverengi yağın vücut kütlesinin yaklaşık yüzde 5'ini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Evrenkaya, “Sırt, boyun, böbrek ve pankreas çevresi, aort ve ana soluk borusu çevresi, omurganın üst yarısı boyunca ve omuzlara doğru yer alır. Metabolik olarak aktif olsa da insanlar yaşlandıkça yaygınlığı azalır” dedi.

Kahramanmaraş depremindeki hayat kayıplarının en önemli nedeni ezilme sendromu olsa da hava koşullarına bağlı olarak çok sayıda yurttaşımızın hipotermiye bağlı olarak hayatını kaybettiği bir gerçek. Enkaz altından günler sonra çıkarılan canların birçoğunun çocuk olması akla birkaç olasılık getirmektedir. Dar yaşam üçgenlerinde, erişkine göre daha düşük vücut kitle indeksi olan çocukların daha az ezilmesi yanında, kahverengi yağ dokularının daha fazla olması nedeniyle, hipotermiden çok daha az etkilenmiş olmaları da dikkate alınmalıdır.

İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya

YAŞ İLERLEDİKÇE KAHVERENGİ YAĞ YERİNİ BEYAZ YAĞ DOKUSUNA BIRAKIR

Bebekler ve küçük çocuklar yetişkinlerden çok daha fazla kahverengi yağa sahip. Ancak yetişkinler de tüm yaşamları boyunca vücutlarında bir miktar kahverengi yağ tutuyor.

Bebeklerin bu kadar yüksek oranda kahverengi yağa sahip olmasının nedenlerini açıklayan Prof. Dr. Evrenkaya, “Düşük sıcaklıklar yenidoğanlar için önemli bir ölüm riski. Bebeklerde vücut yüzey alanı geniş ve kas miktarı az, bu nedenle titreme ile vücut sıcaklığını artırmaları söz konusu değil. Yani bilinçli olarak soğuktan uzaklaşma yetileri ve sıcak kalmak için yeterli becerileri yok. Kahverengi yağda ısı üretimi, bebeğe alternatif bir vücut sıcaklığı düzenleme olanağı sağlıyor. Bu sayede çocuklar vücut ısılarını düzenlemek için çok hareket etmek zorunda kalmıyor. Kahverengi yağ, kalori yakarak ısı üretiyor” dedi.

Haberin Devamı

Çocuklar ve yetişkinler üşüdüklerinde ısı yaratmanın bir yolu olarak titrerler. Titreme, kasların çok hızlı bir şekilde genişlemesine ve büzülmesine neden olur, bu da ısınmayı sağlar.

Prof. Dr. Evrenkaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yenidoğanlar kahverengi yağ doku seviyeleri yaşlı insanlara göre daha yüksek olduğu için soğukta titremiyor. Ne var ki insanların yaşı ilerledikçe, kahverengi yağ yerini beyaz yağ dokusuna bırakıyor. Hücre mitokondrisi demir içeriğini kaybettikçe, hücrenin rengi açılıyor. Hücre giderek daha az ATP üretiyor ve ısı düzenlemesine katkısı giderek kayboluyor.”

Prof. Dr. Evrenkaya, kahverengi yağ dokusunun kadınlarda yüzde 7,5, erkeklerde ise yüzde 3,1 olarak saptandığını da sözlerine ekledi.

Yetişkin insanlarda kahverengi yağ dokusunun varlığı, 2003 yılında metastatik kanserleri saptamak için yapılan PET taramaları sırasında keşfedilmiştir. Bu taramalar ve insan otopsilerinden elde edilen veriler kullanılarak, kahverengi yağ dokusunun yoğun olarak bulunduğu alanlar tespit edilmiştir.

YAĞLAR KÖTÜ BİR ÜNE SAHİP AMA KAHVERENGİ YAĞ DEĞİL…

Vücuttaki yağlar özellikle diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi sağlık sorunları riskini artırdığı bilindiği için genellikle kötü bir üne sahip. Ciddi hastalıklar konusunda önemli bir risk faktörü olduğu düşünüldüğünden çok az insan, yağ depolarını artırmak istiyor.

Haberin Devamı

Dr. Günhar, kahverengi yağ dokusunun vücut ısısını korumak, enerji üretip ve depolamak, kalori yakmak ve insülin seviyelerini kontrol etmekte yardımcı olduğunu söyledi. Günhar yaşlanma ile yavaş yavaş yerini beyaz yağ dokusuna bırakan kahverengi yağ dokusunu artırmak için önerilerde de bulundu:

--Sıcaklığı düşürün: Vücudunuzu soğuğa maruz bırakmak, daha fazla kahverengi yağ hücresi toplamanıza yardımcı olabilir. Soğuk bir duş veya buz banyosu yapmayı düşünebilirsiniz. Evinizdeki sıcaklığı bazen düşürmek veya soğuk havalarda dışarı çıkmak vücudunuzu soğutmanın ve muhtemelen daha fazla kahverengi yağ oluşturmanın diğer yolları.

--Egzersiz yapın: Fareler üzerinde yapılan araştırmalar, bir proteinin beyaz yağın kahverengiye dönüşmesine yardımcı olabileceğini öne sürüyor. İnsanlar da bu proteini üretiyor ama çalışmalar daha hareketsiz olan insanların, sıklıkla egzersiz yapanlara göre bu proteini daha az ürettiğini buldu. Spesifik olarak, insanlar daha yoğun aerobik interval antrenmanı yaptıklarında bu proteinin seviyeleri yükseliyor. Yetişkinler için her hafta aşağıdakilerden birini yapmak kahverengi yağ dokusunu arttırmaya yardımcı oluyor.

Haberin Devamı

*Günde yaklaşık 20 dakika yürüyüş veya tenis oynamak gibi orta düzeyde aktivite

*Günde yaklaşık 11 dakika koşu veya yüzme gibi yoğun aktivite

Prof. Dr. Evrenkaya ise kahverengi yağ dokusunu artıran yiyecekleri sıraladı. “Zerdeçal, yeşil çay, pul biber, balık yağı, berberin, tarçın, retinoik asit ve ginseng, kahverengi yağı artıran veya beyaz yağın esmerleşmesini sağlayan gıdalar ve bileşiklerdir.”

‘Vücudumuzda ne kadar kahverengi yağ olduğunu nasıl öğrenebiliriz?’ sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Evrenkaya, “Kahverengi yağ soğuğa maruz kalındığında daha görünür hale gelir. PET taraması, bazı özel tomografi yöntemleri ve SPECT adı verilen bir görüntüleme ile de kahverengi yağ dokusu belirlenebilir” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!